Köşe Yazıları Yorumsuz - 9 Ekim 2020 Cuma

9 EKİM 2020, CUMA
KÖŞE YAZILARI


 
1-Nedim Şener-Hürriyet
“CIA’nın Orta Asya’daki tetikçisi FETÖ”

FETÖ’nün Orta Asya’daki CIA adına faaliyetlerini ilk sezen ve mücadele eden Rusya oldu. Polis akademisi tarafından ‘Uluslararası bir tehdit olarak FETÖ’ başlığıyla yayınlanan raporda, Rusya’nın tutumu şöyle yer aldı:“2002 yılında Rus İstihbarat Teşkilatı (FSB), FETÖ okullarının Amerikan istihbarat teşkilatıyla doğrudan ilişkisi olduğunu, CIA adına Rusya’nın ulusal çıkarlarına aykırı olarak istihbarat çalışmalarında bulunduğunu, okullarındaki öğretmen ve öğrencilerin de normal öğretmen ve öğrenci dışında bir asker ve istihbaratçı motifinde yetiştiğini tespit edip, Rusya Yüksek Mahkemesi kararıyla, okulların büyük bir kısmını kapatma kararı vermiştir.”
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/ciain-orta-asyadaki-tetikcisi-feto-41631596
 
2-Kerem Alkin-Sabah
“Pandemi küresel riskte birinci”

Güvenliğe dair yeni tehditlerden kaynaklanacak risklerin 3 basamak yükselerek 6. sıraya oturduğu, makro ekonomik risklerin de yine 3 basamak yükselerek 7. sıraya oturduğu gözlenirken, doğal kaynaklar ve biyoçeşitliliğe yönelik risklerin 2 basamak gerileyerek 8. sıraya, finansal risklerin 2 basamak yükselerek 9. sırada, hava kirliliği riskinin ise 10. sırada yer aldığı görülüyor. Bu derece yüksek oranda algılanan pandemi riskinin aşının bulunmasıyla yatışıp yatışmayacağını ise zaman gösterecek.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2020/10/09/pandemi-kuresel-riskte-birinci
 
3-Hilal Kaplan-Sabah
“Erdoğan Güney Kafkaysa Masasını Yeniden Kuruyor”

Putin'in, Batı'nın desteğiyle başa gelen Ermenistan Başbakanı Paşinyan koltuğundan olmadan müdahale etmeyeceğini belli etmesi, Paşinyan'ın telefonlarına çıkmadığını canlı yayında göstermesi ve çatışmanın Ermenistan toprağında olmadığını açıklaması önemli bir işaret. Bu, ABD'nin seçim gündemine boğulması ve Trump'ın izolasyonist dış politikası ile birlikte ele alınırsa, Türkiye'nin Güney Kafkasya masasında kabul edilir bir çözüme ulaşmak açısından önemli bir potansiyeli barındırdığını söylemek mümkün.
Yani "milliyetçilerimiz" MİNSK diyedursun, Bakü Ankara'yı işaret ediyor.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2020/10/09/erdogan-guney-kafkasya-masasini-yeniden-kuruyor
 
4-Abdurrahman Yıldırım-Habertürk
“Yabancının dönüşü”

Yabancılardan dış borçlanmaya gelen bu talep yanında, devlet iç borçlanma senetlerinde ve hisse senetlerinde 9 ay sonra net alıcı duruma geçmeleri, Türkiye’nin dövizde dengesini sağlaması bakımından önemli bir gelişme.
-Çünkü şimdiye kadar pandeminin etkisiyle turizm gelirleri dörtte üç oranında azalırken, dış ticaret açığı da arttı. Sermaye hareketleri tersine döndüğü için açığın finansmanında döviz rezervleri kullanıldı. Bozulan döviz gelir ve gider dengesi kura yansıyamaya başlayınca kamu bankaları müdahale satışı yaptı ama bunun da sonuna gelindi.
-Ekim ayı ile yabancıların yeniden Türkiye piyasasına girmeyi kabullenmesi ve dış borçlanmaya gidilmesi, boşalan döviz havuzuna su akıtılması demek. Döviz akışı ile rezervlerin erimesi durdurulabildiğinde ise bunun kura yansıması da beklenebilir.
https://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/2829612-yabancinin-donusu


5-Hasan Öztürk-YeniŞafak
“Dünya Orta Kuşakta Yeniden Kurulurken Vatan Ortak Paydasında Buluşabilmek”

Sorumluluk sahibi tüm kesimlerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Bu manada son dönemde ulusalcı kesimin önemli güç merkezlerinden biri olan Vatan Partisi ve bileşenlerinin “Vatan” ve millet bağlamında hükümet ile senkronize olmasını önemsiyorum.Bununla birlikte karşımıza bazen sivil toplum kuruluşu, bazen bir cemaat ya da bir tarikat gibi çıkan kimi “çıkar” grupları, Batılı ülkelerin servisleriyle geliştirdikleri ilişkiden midir bilinmez ama iç cepheyi erozyona uğratmak için her türlü gayretin içine giriyor.“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diye bilenleri bugünlerde omuz omuza, yan yana görmek en büyük arzumuzdur.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/hasanozturk/dunya-orta-kusakta-yeniden-kurulurken-vatan-ortak-paydasinda-bulusabilmek-2056457

 

6-Ahmet Taşgetiren-Karar
“Ah kör olası yokluk”

Tabii akla hemen Çin ile ilişkilerin reel-politiği geliyor.Çin ile ekonomik ilişkilerin medya boyutunun serencamını, “Doğu Perinçek neden her gün ekranlarda?” sorusunun cevabının arandığı ortamda Yıldıray Oğur “sonucta-ozel-bir-sektor” başlıklı(https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/ -1569612) yazısında çok güzel anlatmıştı. Doğu Perinçek’in Çin akrabalığı, Habertürk’ün patronuTurgay Ciner ile Demirören Medyanın patronunun Çin ile ekonomik ilişkileri yüzünden Perinçek’i “en ziyade müsadeye mazhar” kişi haline getiriyordu.İki medya grubunun Çin reel-politiği vardı besbelli. Perinçek de orada bir yerde rol üstleniyordu.Her bakımdan bir dünya gücü olan “Çin’in ihmali” Türkiye açısından da söz konusu olamazdı. Dünya siyaset dengesinde bir yeri vardı, ekonomik açıdan ister ihracat, ister ithalat, ister yatırım ilişkileri açısından ihmal edilemezdi. Bir de Çin’in “Şincan” diye nitelediği, bizim “Doğu Türkistan” diye bildiğimiz“kardeş ülke” bakımından ilgimiz olmalıydı. Kardeş ülke Çin işgali altındaydı, Çin bu kardeş ülkeyi Çinlileştirmek istiyordu ve kardeş ülke direniyordu
https://www.karar.com/yazarlar/ahmet-tasgetiren/ah-korolasi-yokluk-1587356

 

7-Emin Çölaşan-Sözcü
“Maraş komedisi başladı bile”

Rumlar yıllardan beri zaten bağrışıp duruyor, Türk askerini yağmacılıkla suçluyor. Bölgede çok şık kuyumcu dükkanları vardı…Bankalar vardı…Bizim askeriyenin resmi rakamlarına göre, Maraş'ta 4649 konut ve 2953 iş yeri yer alıyordu.Bunların eski sahipleri günün birinde tepemize binip “Malımızı, mülkümüzü harabeye dönmüş bile olsa geri verin” diye bağrışmaya başlayacak.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde şu anda bile açılmış olan binlerce dava var.Yani şimdi ucuz bir seçim yatırımı uğruna Maraş'ı (sadece deniz kıyılarını) açma kararı alanlar o zaman ne yapacak?Bir iş yaptılar ki, sonrası meçhul! Ne yapılacağını bilen hiç kimse yok.Her şey Allah'a emanet!İşin şakası olmadığını hep birlikte göreceğiz.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/emin-colasan/maras-komedisi-basladi-bile-6072806/

 

8-Fikret Bila-T24
“Demokrasilerde denetimsiz egemenlik olur mu”
İktidarla uygun adım atmayan baroların çoklu baro sistemine geçmesi için yasa çıkarılması, salgın bahane edilerek baro seçimlerinin ertelenmesi, yine iktidara uymayan Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılması talebi, Anayasa Mahkemesi’nin hedef haline getirilmesi, denetim raporlarının haberleştirilmesinin önlenmesi, TÜİK’in ekonomiyle ilgili rakamları iktidarın istediği ölçüler içinde ve gerçeklerden uzak bir halde açıklaması, Sağlık Bakanlığı’nın salgınla ilgili vaka sayısını gizlemesi, HDP’li belediyelerin büyük çoğunluğunun seçilmiş başkanlardan alınıp devlet memuru olan kayyıma verilmesi, geniş çaplı tutuklamaların yapılması, salgın yasaklarının muhalefet aktivitelerine uygulanıp iktidar yanlısı aktivitelere uygulanmaması, egemenliğin sadece iktidar tarafından kullanıldığı, demokrasinin de sandığa indirgendiği bir yönetim modelini ifade ediyor.

https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/demokrasilerde-denetimsiz-egemenlik-olur-mu,28281