Köşe Yazıları Yorumsuz - 26 Mayıs 2021 Çarşamba

26 MAYIS 2021, ÇARŞAMBA

KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Taha Akyol / Karar

“Dış Güçler saldırıyor!”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ortaya atılan iddiaları dış güçlerin saldırısı olarak niteledi. Bu aslında 2011’den sonraki yıllarda iktidarın geliştirdiği bir siyaset tarzı… Faiz, döviz ve enflasyon üçü birden yükseliyor mu?.. Fakirleşiyor muyuz?.. Dış politikada yalnızlaşmış mıyız?... Sebep dış güçlerin saldırısı… Bu bazen “emperyal güçler, küresel güçler, üst akıl, Haçlı ittifakı” gibi kavramlarla da ifade ediliyor. CB hükümet sistemindeki sorunlar ortaya çıkmaya başladı ya… Beştepe’de hukuk başdanışmanların Mehmet Uçum şöyle diyor:
https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/dis-gucler-saldiriyor-1589555

 

2-Aytunç Erkin / Sözcü

“Neo-FETÖ, Neo-Mafya ve istihbarat elemanı Peker”

Fetullah'ın devlet kadrolarına yerleşmesine izin veren bir sistem kurdunuz, iş insanlarını, yoksul halkı, ‘cemaate' mahkum ettiniz… 15 Temmuz'a giden sürecin taşlarını döşediniz yani sisteme uyumlu hale getirdiniz… Bu örgütle kavga edenleri de ‘Bana muhalif' diye tasfiye etmeye çalıştınız!Bugün de… Miting yapmasına izin verilen, iş insanı ödülü alan, savcılık tarafından soruşturma açılmayan hatta koruma verilen bir kişinin illegal faaliyetlerini anlatırken kamuoyunu ikna etmekte tabii ki zorlanırsınız! (Bu video yayınlayan şahsın organize suç örgütü lideri olduğunu değiştirmez)Sorun şu: Fetullah gider, Sedat Peker gider, o boşluk Neo-FETÖ, Neo-Mafya ile dolar. Devlet buna izin vermediği zaman devlet olur!
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/aytunc-erkin/neo-feto-neo-mafya-ve-istihbarat-elemani-peker-6450733/

 

3-Barış Doster / Cumhuriyet

“Zayıf ekonomiden güçlü hukuk çıkar mı?”

Ülkemiz; siyaset - bürokrasi - mafya - iş dünyası ilişkilerine odaklandı bir kez daha. Ardı ardına gelen videolarla, sosyal medya paylaşımlarıyla dillendirilen iddialar ve bunlara verilen yanıtlar, insanı şaşırtıyor, üzüyor, endişelendiriyor. Gençlerdeki karamsarlığı artırıyor. Türkiye’nin yurtdışındaki itibarına, saygınlığına darbe vuruyor. İç siyasette bunlar yaşanırken, dış siyaset her zaman olduğu gibi hareketli. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ortadoğu turuna çıktı. İlk durağı İsrail’di. Programında Filistin, Mısır ve Ürdün de var. Bugün Suriye’de devlet başkanlığı seçimi yapılıyor. Anayasa Mahkemesi, Beşşar Esad dışında, iki adayın daha başvurusunu kabul etti. Türkiye ve Rusya ilişkilerinde son günlerde gerginlik dikkat çekiyor. Nedeni; Türkiye’nin Ukrayna ve Polonya’ya yaptığı silah satışı, Kırım Tatarlarına ilişkin açıklaması ve Rusya’nın Türkiye’ye turist yollamaması. Suriye ve Libya konularındaki karşıtlık zaten biliniyor.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-doster/zayif-ekonomiden-guclu-hukuk-cikar-mi-1839225

 

4-Arslan Bulut / Yeniçağ

“''Çöküş''e giden yollar nasıl döşendi?’’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk'teki programda konuya bir ucundan temas etti. Yalnız, Soylu'nun, "Kabil'de uyuşturucu elde etmekte kullanılan bitkilerin ekim alanları ABD işgali sırasında beş kat arttı" diye özetlenebilecek mesajı üzerinde kimse durmuyor! Türkiye bu hat üzerinde sadece bir geçiş ülkesiydi ama sonradan Kolombiya-Avrupa arasında kokain ve sentetik uyuşturucu hattı kurulunca Türkiye de pazar haline geldi. Nitekim operasyonlarda elde edilen eroin, esrar oranında azalma görülürken kokain ve sentetik uyuşturucu miktarında artış var. Bu trafik, Türkiye'nin kontrolünde değildir, ABD'nin kontrolündedir!
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cokuse-giden-yollar-nasil-dosendi-453641h.htm

 

5-Arslan Tekin / Yeniçağ

“Yine tartışılıyor: İmralı'dan mektup nasıl geldi?”

Savcı Sayan, Habertürk'teydi. Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılmasına ve A. Öcalan'dan mektup getirilmesine dair sorular soruldu. Savcı Sayan, Osman'ın TRT'ye çıkarılmasının PKK'yi çökertme amacı taşıdığını; çünkü, Osman'ın "itirafçı" olduğunu iddia etti.  (Böyle olmadığını Savcı Bey elbette bilir. "Hataydı." diyemezdi.) Abdullah Öcalan'dan getirilen mektup da soruldu. S. Sayan, "Adam bir mektup okumuşsa elini mi kıracağız?" dedi. Habertürk'ten Kübra Par'ın "Ama Öcalan'a görüşmeye gidebilmesi için izin verilmesi gerekir." sözüne bir karşılık vermedi. Burada devreye gireceğim. İmralı'dan mektubu getiren ve okuyan bilindiği gibi Prof. Dr. (o sıra Doç.) Ali Kemal Özcan'dır. Tanıdığım bir isim. Çok önce kendisiyle "Kürtçe meselesi"ne dair konuşmuş ve aynen yayınlamıştım. Adı gündeme gelince kendisiyle uzun uzun konuştuğumu yazmıştım. A. K. Özcan, 2005'ten beri Abdullah Öcalan'la görüşmek istiyordu. Şimdi ismi çok tartışılan Mehmet Ağar burada karşımıza çıkıyor.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yine-tartisiliyor-imralidanmektup-nasil-geldi-453642h.htm

 

6-Cem Küçük / Türkiye Gazetesi

“Hedef şüphesiz Türkiye”

Hrant Dink Cinayeti işlendiğinde hedef Avrupa’ya, “Bakın Erdoğan iktidarda ama gayrimüslimler onun iktidarında öldürülüyor” mesajı vermekti.

Başörtülü Cumhurbaşkanı Çankaya’ya çıkamaz dediler. Danıştay Saldırısı, Atabeyler Çetesi hepsi AK Parti’yi hedef almıştı. Tabii ki o zamanlar Başbakan olan Sayın Erdoğan’ı da...  Sonra 7 Şubat 2012 MİT krizinde de hedef hem Fidan hem de Erdoğan’dı. 17-25 Aralık net darbe girişimiydi. MİT tırlarının durdurulması, Suriye tapesinde hedef Erdoğan ve Türkiye’ydi. 7 Şubat ve 17-25 Aralık’ta önce Erdoğan’ın etrafı biçilecek, sonra Erdoğan’a sıra gelecekti. Dönemin Başbakanı lafı FETÖ’cü savcılar tarafından boşuna edilmedi.
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/cem-kucuk/619078.aspx

 

7-Fikret Bila / T24

“Erdoğan ne diyecek?”

Erdoğan da bugünkü grup toplantısında Bahçeli gibi Soylu'ya açık destek verirse, kamuoyu tatmin olmamış olsa bile Soylu görevini sürdürecek ve yargı harekete geçecektir Türkiye haftalardır mafya-siyaset-ticaret üçgeninde ağır suçlamalar, iddialar, ithamlar, itiraflarla yaşıyor. Ortaya dökülen iddialara bakılırsa Türkiye'nin, bir zamanların İtalya'sından çok farklı olmadığı izlenimi doğuyor. Mafya-siyaset-para ilişkilerini konu alan tartışmalarda,  faili meçhul cinayetler, çökmeler, adam kaldırmalar, yok etmeler, cinayetler, suikastler havada uçuşuyor. İtalya bu kirlilikten savcı Antonio Di Pietro'nun yürüttüğü temiz eller operasyonuyla kurtulmuştu. Bu, siyasi iradenin savcının arkasında durmasıyla mümkün olmuştu. Türkiye'de de benzer iddiaları soruşturmak için Pietro gibi bir savcının ortaya çıkması gerekiyor. Tabii bu savcının görevini layıkıyla yapması için siyasi iradenin de onu desteklemesi.
https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/erdogan-ne-diyecek,31148

 

8-Abdülkadir Selvi / Hürriyet

“Erdoğan hangi mesajı verecek’”

Türkiye’ye yönelik operasyonun adını MHP Lideri Devlet Bahçeli koydu.“Herkesi uyarıyorum, hedef Türkiye’mizdir” dedi.Geçmişte FETÖ’nün kaset operasyonlarına maruz kalmış bir partinin lideri olarak Bahçeli, operasyonların hedefinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.“Milletin hür iradesiyle ve tertemiz oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek, Türkiye’yi deforme etmek için faal halde olanlara alimallah, bedeli ne kadar ağır olsa bile izin verilmeyecektir” diye konuştu.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/erdogan-hangi-mesaji-verecek-41818307 

 

9-Sedat Ergin / Hürriyet

“Çin’den aşıların gecikmesinin nedeni Uygur Türkleri meselesi mi?”

Çin teslimatı neden geciktiriyordu? Gerisinde siyasi bir neden mi yatıyordu?Bu soruya yanıt ararken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun muhatabıyla 25 Mart tarihinde yaptığı görüşmeden sonraki tweet paylaşımına bakalım. Şöyle diyor Bakan:“Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile diplomatik ilişkilerimizin 50. yıldönümünde ekonomik işbirliği potansiyelini ele aldık. Salgınla mücadele ve aşı konusunda işbirliğini ilerleteceğiz. Uygur Türklerine ilişkin hassasiyetimizi ve düşüncelerimizi ilettik.”
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/cinden-asilarin-gecikmesinin-nedeni-uygur-turkleri-meselesi-mi-41818288 

 

10-Hilal Kaplan / Sabah

“Pelikanlar, devekuşları ve akbabalar”

Zira yurt dışından servis videolarla Soylu'yu sindiremeyen akbabalar, şimdi de sanki Cumhur İttifakı içerisinde bir çatlak veya ayrışma varmış gibi dedikodular yayarak mevzi kazanmaya çalışıyorlar. Daha önce "Pelikancılar, Soylu'ya karşı" haberlerini yaptırarak AK Parti içinde ikilik çıkarmaya çalışan çevreler, baktılar ki bu iftiraları tutmadı; hedef büyütüp gözlerine Cumhur İttifakı'nı kestirdiler.

BBC Türkçe'nin ismini veremediği "AKP'li kaynaklara" dayandırdığı ve Soylu hakkındaki iddiaların doğru olduğunu söyledikleri iddiasını içeren haber de buna örnek. Haberde geçen, "AKP içerisinde 2023 hedefi için Cumhur İttifakı'nın artık gerçekçi gözükmediği de iddialar arasında" ifadesi de aslında esas amaca işaret ediyor.vBahçeli'nin şu sözleri de 17-25 Aralık'ta olduğu gibi kafasını kuma gömen devekuşu misali meslektaşlarıma gelsin: "Bu meselede tarafsız kalmak, tribünde oturup üç maymunu oynamak, bu alçaklara destek vermektir."
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2021/05/26/pelikanlar-devekuslari-ve-akbabalar

 

11-Ergün Yıldırım / Yeni Şafak

“Mafya babaları ve kamuoyu aktörlüğü’’

Çeteler ekonomik, politik ve daha farklı amaçlar için oluşuyor. Çıkarlar alanında tekel oluşturma, rekabette haksız imkânlar elde etme, siyasal alanı yönlendirme ve gençleri belli davranışlara itme için ortaya çıkabilirler. Dazlak çeteler de var, Yüksekova Çetesi de ortaya çıktı, mafya çeteleri de yaygın. Özellikle liderlerinin karizmatik ve sosyal aktör olarak lanse edilmeleri tam bir felaket. Televizyon filmleri ve dizilerinde epeydir bunlarla karşılaşıyoruz. Bir zamanlar Kurtlar Vadisi dizisinde bol bol seyrettik. Devlet ve mafyanın ortak çalışmalarını, vatan ve millet diyerek adam kesmeleri ve kurşunlamalarını gördük. Devletin savcısı, hakimi ve yargısından geçmeden “kafaya sıkmalar” ve “bilet kesmeler” bir pornografiye dönüştü. Halk bunları severek izledi. Herkes merakla, beğeniyle ve hayretle saatlerini bu dizilerin önünde geçirdi.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ergun-yildirim/mafya-babalari-ve-kamuoyu-aktorlugu-2058588

 

12-Kurtuluş Tayiz / Akşam

“ABD, PKK'yla da görüşüyor’’

ABD Merkez Kuvvetleri Komutanı General Frank McKenzie ve ona eşlik eden İngiliz General Richard Bell, Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü YPG'nin denetimindeki bölgeyi ziyaret etti. Burada YPG'nin başındaki isim olan Mazlum Abdi'yle görüşen generaller, zırhlı araçlar önünde çektirdikleri fotoğraflarla teröre "güçlü destek" anlamına gelecek mesajlar verdiler.ABD'nin, terör örgütü YPG'ye verdiği desteği gözümüze sokar gibi deklare etmesinin herhalde bir manası vardır. Türkiye'ye bir 'sınır' çekmeye çalışıyorlar, bu hareketlerle."YPG'ye daha fazla dokunmayın" demek istiyorlar. Kuzey Irak'taki gibi imha operasyonlarına kalkışmayın, PKK ve YPG'yi birbirinden ayırın!Aslında ABD, Türkiye'nin Irak'ın kuzeyinde PKK'ya karşı yürüttüğü operasyonlara da karşı. Fakat ellerinden çok daha fazlası gelmiyor.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/kurtulus-tayiz/abd-pkkyla-da-gorusuyor/haber-1176548