Köşe Yazıları Yorumsuz - 27 Mayıs 2021 Perşembe

27 MAYIS 2021, PERŞEMBE

KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Ahmet Taşgetiren / Karar

“Dış Güçler saldırıyor!”

Bahçeli’den sonra Perinçek ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan, -Hedef Türkiye- diyerek Soylu’nun arkasında olduklarını açıkladılar (...) Nasıl Beştepe bu tv hamlesinin neresinde durdu başında? Devlet televizyonundan sonra -tarafsız- bir tv kanalında, sorularını özgürce soracak bir gazeteci topluluğunun huzuruna çıkması oradan mı istendi? Şimdi maksat hasıl oldu mu? Erdoğan’ın destek açıklaması neden Bahçeli ve Perinçek’ten sonra geldi? Beştepe’de Soylu ile ilgili bir maliyet hesabı yapılmakta mıdır? Ortaya saçılan iddialar hakkında diyelim Soylu’dan başka kanalların da bilgisine başvurulmakta mıdır?
https://www.karar.com/yazarlar/ahmet-tasgetiren/soylu-kimi-ikna-etti-1589568

 

2-İsmail Saymaz / Sözcü

“Eken ve Peker, cinayetten önce Kıbrıs’taydı”

Sedat Peker'in ifşaatlarından biri de Kıbrıs'ın Uğur Mumcusu sayılan Kutlu Adalı'nın öldürülmesine ilişkindi.Peker'in iddiasına göre eski MİT'çi Korkut Eken, 1996 yılında Peker'den bu cinayeti gerçekleştirmek için yardım istedi. Peker, “Kardeşim” dediği Atilla Peker'i görevlendirdi. Eken ve Peker, Adalı'nın Gazimağusa'daki evinin çevresinde keşif yaptı. Ancak saldırı, girişim aşamasında kaldı. Eken, başka bir hücre ile bu amacına ulaştı.Bu suçlamalar üzerine Atilla Peker, gözaltına alındı.Serbest bırakıldıktan sonra ‘reisinin' yönlendirmesi üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nda suç duyurusunda bulundu. Adalı'yı öldürmek üzere Eken ile Kıbrıs'a gittiklerini, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Korgeneral Galip Mendi'yi ziyaret ettiklerini ileri sürdü. Bu ziyaret sırasında Eken'in yan odada ‘Uzi' silah verdiğini, Adalı'nın öldürülmesi için keşfe gittiklerini iddia etti.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/ismail-saymaz/eken-ve-peker-cinayetten-once-kibristaydi-6452579/?utm_source=yazardetay&utm_medium=free&utm_campaign=dahafazlahaber

 

3-Mehmet Ali Güller / Cumhuriyet

“Pekergate’te 2. perde”

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in açıklamaları, ağırlıklı olarak Soylu-Ağar ikilisini hedef almıştı. Habertürk’te gazetecilerin karşısına çıkan Süleyman Soylu ise Peker’in iddialarına yanıt vermek yerine, “yeni çatışma alanları” oluşturarak üzerindeki basıncı hafifletmeye çalıştı. Soylu, Habertürk yayını hamlesiyle neredeyse kendi geleceğiyle AKP-MHP ortaklığının geleceğini birbirine bağlayabildi. Peki Soylu, Pekergate skandalının üzerindeki basıncına karşı Habertürk yayınında hangi “yeni çatışma alanları” oluşturdu?
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/pekergatete-2-perde-1839428

 

4-Arslan Tekin / Yeniçağ

“İçte derin mesele dışta derin mesele!’’

Dış meseleler öyle can sıkıcı ki... Hangisiyle baş edeceksiniz. ABD ezelî düşman. Yandan yandan içimizi oyuyor. Rusya'nın gözü üzerimizde. Sınırlarımızın hemen ötesindeki diğer ülkeler... Hele Avrupa! Yanı başımızdaki Rusya'dan Kırım üzerinden bize karşı açıklamaları can sıkıcı. Kırım, Ukrayna-Rusya meselesi olduğu kadar bizim de meselemiz. Çünkü Kırım, Rusya'dan, Ukrayna'dan önce bizimdi. "Bizimdi." derken Osmanlı'yı kastederiz ama ondan önce de yine "bizimdi." Türk sahasıydı çünkü. Rusya'nın Kırım'ı Ukrayna'dan gasp etmesine karşı tavır aldık. Kırım'ın tekrar Ukrayna'ya bağlanmasını sık dillendiriyoruz. Ankara'nın, en son Kırım Türklerinin 2. Dünya Savaşı'nın bitiminde yurtlarından koparılarak Sibirya ve Orta Asya derinliklerine sürülmelerinin 77. yılı münasebetiyle yaptığı açıklamanın ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova çok çirkin sözler etti. "Siz Kırım meselesiyle uğraşırsanız biz de sizin iç meselelerinizle uğraşırız." demeye getirmedi, doğrudan dedi!
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/icte-derin-mesele-dista-derin-mesele-453850h.htm

 

5-Kâzım Güleçyüz / Yeni Asya

“Çete ifşaatları ve hukuk”

Vaktiyle sıkı destekçisi olduğu iktidar tarafından korunup kollanan, AKP’ye destek mitingleri yapan, “Reis”le fotoları çekilen, barış imzacısı akademisyenleri “Kanlarıyla abdest alacağız” diye tehdit eden ve mahkûm olduğu davadaki cezasını çekerken hapisteki müddeti tamamlanmadan bırakılınca soluğu yurt dışında alan bir mafya şefinin dizi halinde servis ettiği ifşaatlar günlerden beri ülkenin bir numaralı gündemi haline geldi. Başlangıçta bozuntuya vermemeye uğraşan iktidar ve medyası, iş dallanıp budaklanınca bir defa daha meseleyi çevirip “Türkiye’ye operasyon çekiliyor” söyleminden medet umuyor. Ama iktidar cenahının derinlerinden ses veren Cemil Çiçek ve dışlanmışlarından Bülent Arınç gibi isimler hadiseye farklı yaklaşıyor: “İddiaların binde biri bile doğru ise, gereği yapılsın. Bunun için savcılar harekete geçsin.” Şu aşamada iddia ve ithamların öncelikli hedefi gibi görünen İçişleri Bakanı kendi adına suç duyuruları yaptı, ama bunlarla ilgili henüz somut bir gelişme söz konusu değil.
https://www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/cete-ifsaatlari-ve-hukuk_543569 

 

6-Hakan Çelik / Posta

“Dolar baskısından nasıl kurtulacağız?”

Türk lirasının değeri, Türkiye’nin gücü ve potansiyeliyle örtüşmeyecek derecede düşük kaldı. Üstelik gelişmekte olan diğer ülke para birimleriyle mukayese ettiğimizde TL üzerinde aşırı yüksek bir baskı oluşuyor. Türkiye’nin ve şirketlerin borç yükünü ağırlaştıran bu durumdan kurtulmak zorundayız. Kısa vadede hiç değilse sorunu hafifletecek adımlara ihtiyacımız var. Ticaretimizi büyük oranda Avrupa Birliği ile gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda Avrupa Merkez Bankası’nın kararları ve Avrupa ülkelerinin ekonomik tercihleri bizi doğrudan etkiliyor. Diğer taraftan yükümlülüklerimizin önemli bölümü dolar cinsinden belirleniyor. ABD Merkez Bankası’nın faiz ve para politikaları da bu yönüyle önemli. Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz artırımına gitmesi dolara yönelik talebin artmasına neden oluyor. Bu durum küresel çapta kaynak akışının yavaşlaması sonucunu doğuruyor. Bu durum Türkiye’nin de arasında bulunduğu gelişmekte olan ülkeler üzerinde daha büyük baskı oluşturuyor. Çünkü para bir anlamda evine dönme eğilimin giriyor. Ülkemizin bir sorunu da kısa vadeli dış yükümlülükleri ve risk primlerinin (CDS) yüksek, birikimlerinin ise düşük olmasıyla ilgili. Türk lirası son aylarda dolar karşısında yüzde 10’un biraz üzerinde değer kaybetti.
https://www.posta.com.tr/yazarlar/hakan-celik/dolar-baskisindan-nasil-kurtulacagiz-2333789 

 

7-Fikret Bila / T24

“Erdoğan ne diyecek?”

Erdoğan da bugünkü grup toplantısında Bahçeli gibi Soylu'ya açık destek verirse, kamuoyu tatmin olmamış olsa bile Soylu görevini sürdürecek ve yargı harekete geçecektir Türkiye haftalardır mafya-siyaset-ticaret üçgeninde ağır suçlamalar, iddialar, ithamlar, itiraflarla yaşıyor. Ortaya dökülen iddialara bakılırsa Türkiye'nin, bir zamanların İtalya'sından çok farklı olmadığı izlenimi doğuyor. Mafya-siyaset-para ilişkilerini konu alan tartışmalarda,  faili meçhul cinayetler, çökmeler, adam kaldırmalar, yok etmeler, cinayetler, suikastler havada uçuşuyor. İtalya bu kirlilikten savcı Antonio Di Pietro'nun yürüttüğü temiz eller operasyonuyla kurtulmuştu. Bu, siyasi iradenin savcının arkasında durmasıyla mümkün olmuştu. Türkiye'de de benzer iddiaları soruşturmak için Pietro gibi bir savcının ortaya çıkması gerekiyor. Tabii bu savcının görevini layıkıyla yapması için siyasi iradenin de onu desteklemesi.
https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/erdogan-ne-diyecek,31148

 

8-Abdülkadir Selvi / Hürriyet

“Erdoğan ne yapacak?”

Türkiye’nin Körfez’den yürütülen video operasyonları nedeniyle gerildiği, siyasetin diken üzerinde oturduğu bir ortamda tüm gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vereceği mesajlara çevrilmişti.Siyaset gergindi o nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da gergin olmasını bekliyordum.Ama yanıldığımı Cumhurbaşkanı Meclis’e gelince anladım. Morali yerindeydi. En ufak bir tereddüt göstermiyordu. Güçlü liderlere has bir duruşu vardı.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/erdogan-ne-yapacak-41819080

 

9-Ahmet Hakan / Hürriyet

“En büyük en acil ve en önemli sorunumuz”

Bu zamana kadar Türkiye’nin en önemli sorunu, aşı teminiydi. Bundan sonra Türkiye’nin en önemli sorunu aşı konusunda olumsuz tavır sergileyen yüzde 48’dir.’BİR DAHA KULİSLERE ASLA DALMAYACAĞIM EĞER’ortada bir büyük sessizlik varsa, kulisler anında hareketlenir.Her türden kulisçi, hemen harekete geçer.Başlarlar büyük laflar etmeye.Başlarlar kırk türlü senaryo üretmeye.Başlarlar “şöyle olacak, böyle olacak” demeye.Sessizlik bittiği anda ise...Büyük laflar güme gider, senaryolar batar, olacak denenin hiçbiri olmaz.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/en-buyuk-en-acil-ve-en-onemli-sorunumuz-41819098 

 

10-Mehmet Barlas / Sabah

“Kaset komplolarına en meraklı örgüt olan FETÖ, Baykal’ı böyle devirmemiş miydi?”

Bunca karışık olayın sahnelendiği ve dünyanın büyük ülkelerinin isimlerinin karanlık ilişkilerle birlikte anıldığı bir dönemde, kamuoyu odaklarının açıkçası anlamsız içerikli kasetlere takılması, kimseyi şaşırtmıyor. Çünkü kamuoyunu oluşturan odaklardan bazıları, bu tür kasetlerle zaman zaman ülke siyasetine şekil vermişlerdir. Baykal'a darbe Örneğin, FETÖ Türkiye'nin en eski ve yerleşik partisi olan CHP'nin yönetimini bir kaset komplosuyla değiştirmedi mi? O dönemde Deniz Baykal'ın kasetleri de rekor düzeyde izlenmemiş miydi? Ve şu andaki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk anda kasetlerle bu göreve gelmeyi reddederken, kısa sürede Deniz Baykal'ın yerine genel başkan olmayı kabullenmemiş miydi? Aynı şekilde bir diğer FETÖ kaset komplosuyla MHP'nin yönetim kadrosu da saldırıya uğramamış mıydı?
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2021/05/27/kaset-komplolarina-en-merakli-orgut-olan-feto-baykali-boyle-devirmemis-miydi

 

11-Mahmut Övür / Sabah

“Mumcu cinayeti ve bilerek saklanan gerçekler”

Şimdi bir mafya meczubunun söyledikleri üzerinden siyasetin dizayn edilmesi sürecini izliyoruz. İlgiyi artırmak ve kafaları karıştırmak için de araya yakın tarihimizin faili meçhul cinayetlerini yerleştiriyorlar. Nasıl olsa hâlâ çözülmüş değil. İşe de en can yakıcı olanıyla, Uğur Mumcu cinayetiyle başlanıyor... Böylece bir mafya liderini hayranlıkla izleyen CHP'li, solcu, Kemalist sosyolojinin Mumcu hassasiyeti de diri tutulmuş oluyor. Oysa Mumcu cinayeti, devlet içine çöreklenmiş çeteleri aşan, organizatörlüğünü bugünlerde Türkiye'yi kuşatmaya çalışan emperyalist güçlerin yaptığı bir operasyondu. Öldürülme gerekçesi de sadece PKK-CIA ilişkisi veya uyuşturucu baronlarına karşı Mumcu'nun yürüttüğü savaş değildi.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2021/05/27/mumcu-cinayeti-ve-bilerek-saklanan-gercekler

 

12-Bercan Tutar / Sabah

“Terörle savaşın yeni stratejisi: Türkofobİ”

The American Empire Project'in yazarı Tom Engelhardt'a göre 11 Eylül 2001 saldırıları, El KAİDE (El CIADE) lideri Usame Bin Ladin'e 500 milyon dolara ve üzerlerinde sadece mektup açacağı bulunan 19 fedainin hayatına mal oldu.ABD'nin bu saldırıya misilleme olarak 'terör ile savaş' adı altında İslam dünyasına yönelik devreye soktuğu işgal ve kaos projesinin faturasının ise 7 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor.Bireyi matematiksel bir veri, istatistiksel bir girdi veya askeri bir unsura indirgeyen bu mekanik, metalik ve kapitalist anlayışla malul stratejik mantık, ABD'nin İslam dünyasında yol açtığı insani, toplumsal ve kültürel zararların gerçek maliyetini ve mahiyetini hesaplamaktan çok uzak.Bu modernist, jakoben ve pozitivist paradigma hakikati sadece perdeliyor. Bunu yapamadığı yerlerde de gerçekleri acımasız bir şekilde çarpıtıp manipüle ediyor.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/bercan-tutar/2021/05/27/terorle-savasin-yeni-stratejisi-turkofobi

 

13-İbrahim Karagül / Yeni Şafak

“Erdoğan konuştu, Mafya Operasyonu burada bitti. Gazeteciler, Peker ağzıyla bu ülkede bakan sorguladı!”

Erdoğan konuştu, Mafya Operasyonu burada bitti. Gazeteciler, Peker ağzıyla bu ülkede bakan sorguladı!Bir mafya lideri, binlerce yıllık bir devlet geleneğini sorguluyor! O devletin hükümetini, bakanını, siyasi partilerini, sistem için kurumlarını kurşun yağmuruna tutuyor.Hükümet düşürmeye, bakan düşürmeye, o ülkenin liderini yıpratmaya, kurumları karıştırmaya, o ülke için şaibe oluşturmaya, “Türkiye mafya devletidir” algısı inşa etmeye, “zaaflar ülkesi” görüntüsü vermeye çalışıyor.“Sedat Peker’in açıklamaları Erdoğan hükümetini sarsıyor.” Kurulan senaryo tam da budur!
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahim-karagul/erdogan-konustu-mafya-operasyonu-burada-bitti-gazeteciler-peker-agziyla-bu-ulkede-bakan-sorguladi-2058597

 

14-Emin Pazarcı / Akşam

“Şimdi anlaşılmıştır sanırım’’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Ak Parti Grubu'nda kürsüye çıktı. Beklenen cevapları da peş peşe sıraladı. Ancak, kumpas sahiplerinin değil, milletin beklentilerini karşılayacak şekilde!..Önce yalnızlaştırılmaya çalışılan ve sık sık "kendinizi yalnız hissediyor musunuz?" sorularına muhatap olan Süleyman Soylu'ya destek verdi. "İçişleri Bakanımızın yanında olduk ve olacağız" dedi. Sonra da Soylu ile birlikte hedefe konulan ve kirletilmeye çalışılan Binali Yıldırım'a sahip çıktı.Nihayet isim vermeden Arap şeyhlerinin kucağına oturup Türkiye'ye ateş açanlara gerekli göndermeyi yaptı:-Bu tezgâhı da bozacağız. Suç çetelerinin mensuplarını, dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar takip ediyoruz.Zamanı geldiğinde Türkiye'ye getirileceklerini ve herkesin yaptığının hesabını vereceğini ortaya koydu.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/emin-pazarci/simdi-anlasilmistir-sanirim/haber-1176808