Köşe Yazıları Yorumsuz - 8 Nisan 2021 Perşembe

8 NİSAN 2021, PERŞEMBE

KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Salih Tuna / Sabah

“Yüzde 1’lik sır devam ediyor!”

RAND'ın malum raporunda hedefine koyduğu Erdoğan'a işaret fişeği mesabesinde atış yapan amiral bildirisine MHP Genel Başkanı Bahçeli ve Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek çok sert tepki göstererek, Erdoğan'ı yalnız bırakmadılar. Bahçeli "Amirallerin rütbesi sökülsün" derken, Perinçek "TSK'dan emekli olmuşlar ama NATO'dan emekli olamamışlar" dedi. Hatta "Koç'un amiralleri" dedi. Gelgelelim… Davutoğlu ve Babacan her fırsatta Erdoğan'ı, Bahçeli ve Perinçek üzerinden "derleştirmeyi" marifet biliyor. Bazen açık bazen de imayla. Peki dertleri ne? Bahçeli, Cumhur İttifakı'nda yer aldığı için, Perinçek de bu ittifaka destek verdiği için mi?

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2021/04/08/yuzde-1lik-sir-devam-ediyor

 

2-Akif Beki / Karar

“Çin’in ettiğini Hans’la George etse!”

Çözülemeyen ikinci sır ise Doğu Perinçek ve takımının el üstünde tutulması.  Bıçak kınını kesmez derler; Maocu Aydınlık ekibinden kıblegahları Pekin'e laf etmeleri beklenmiyor. Fakat iktidar ve medyası, her muhalefet partisinin ve eleştirel yayının arkasında bir dış bağlantı, yabancı devletler hesabına bir etki ajanlığı, bir beşinci kol faaliyeti arıyor da...Bir tek Çin çıkarlarının Türkiye temsilcisi gibi kurum satanlardan işkillenmiyor. Perinçek ekibi, öyle kilit kürek altında da değil alenen Çin propagandası yapıyor, açıktan Çin ağzıyla konuşuyor, Çin'in menaaflerinin savunuyor. Çin'i protesto edenleri bölücülüğe ve terörizme destekle suçluyorlar. Türkiye istese Çin'de bunu parayla yaptıramaz, satın alamaz böyle hizmeti. Sadece ideolojik bağlılıkla, yakınlıkla filan açıklanabilir mi?Bu rahatlık, bu pervasızlık şüphe çekici. Fakat iktidar ve medyası, Perinçek ekibini şımarta şımarta ta tepesine çıkardı. Nedeni sır, üstündeki esrar perdesi aralanamıyor.
https://www.karar.com/yazarlar/akif-beki/cinin-ettigini-hansla-george-etse-1589066

 

3-Fuat Uğur / Türkiye

“Ömrünüzün son demidir bu, pişmanlık belirtip özür dileyin”

Aydınlık gazetesi yazarı Utku Reyhan bu ilişkiyi tek tek anlattı önceki gün. Ergun Mengi GİF üyeliğini silmiş ama Google’da ayak izleri kalmış. İnkâr edemedikleri için şimdi alaya alıyorlar. CFR’ın Türkiye Uzmanı ve 15 Temmuz’da Büyükada’da kamp kuran CIA ajanı Henry Barkey’in öğrencisi olan Steven A.Cook da Utku Reyhan’ın paylaşımıyla dalga geçmeye çalışarak “CFR hakkında eski ve çok kullanılmış komplo teorileriyle saçma bir mesaj. Aydınlık ahalisinin anlaşılan yeni bir eyleme ihtiyacı var ama bu artık çok sıkıcı” diye cevap vermiş.Bu türler, başa çıkamadıkları fikirler olduğunda onlarla ya alay ederek ya da “bıkkın” bir ifade takınarak üste çıkarlar. Legal görünümlü uluslararası illegal masonik oluşumların tipik “iletişim” yöntemi.Evet, bu emekli amiral taifesinin kalibresini zaten askerlik hayatları boyunca görmüştük. Şimdi emeklilik hallerini de görmek nasip oldu hepimize.Organizatör, emekli amiral Ergun Mengi’nin organik, Türker Ertürk’ün inorganik GİF ve CFR bağlantıları ile Steven A. Cook’un konuşmaları çok ilginç ipuçları sunuyor bize.
https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/618376.aspx

 

4-Serdar Arseven/ Milat

Atatürk ve Maske

Programın misafirlerinden Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serdar Üsküplü, bildiricileri sert bir dille kınarken, “eski amirallerin” bu yaptığının Atatürkçülük ile, Atatürk İlke ve İnkılâpları ile uzaktan yakından alâkasının olmadığını söyledi. Bunların “Atatürk İlke ve İnkılâpları”nı bir “maske” olarak kullandıklarını öne sürdü. Türkiye’yi içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtaracak ‘sihirli formül” olarak da yine “Atatürk İlke ve İnkılâpları”nı gösterdi.Yani, CHP’nin amblemindeki 6 Oku. Böyle yapınca da…Biz girdik devreye. “Atatürk İlke ve İnkilâpları”nın ve Kemalizm’in, dahası tarihteki Mustafa Kemal Atatürk’ün “aslında ne olduğu” yönündeki farklı kanaatleri, iddiaları elimizden geldiğince ortaya koymaya çalıştık. “Altı oklu” CHP’nin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu ile adamları, Vatan Partisi’nin karşı çıktığı “Emekli Amiraller Bildirisi”ni büyük aşkla savundular malûm. Onlara göre, yapılan tam da Atatürk Ruhu’na, Kemalizm’e, “Atatürk İlke ve İnkılapları”na uygun.Vatan Partisi ise CHP Yönetimi’ni Atatürk İstismarcılığı ile suçluyor.

Geçmişten bugüne baktığımızda, herkesin kendisine göre bir Atatürk’ünün olduğunu, her kul gibi hesabını Allah’a verme durumunda bulunan Mustafa Kemal Atatürk’ün “hatırasının” sağından solundan çekiştirildiğini görüyoruz. İsmet İnönü’den Kenan Evren’e, Doğu Perinçek’ten Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar…

https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/ataturk-ve-maske-3715/

 

5-Abdulkadir Selvi / Hürriyet

“CHP, bildirinin neresinde?"

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın açıklamalarına geçeceğim ama bir noktaya özellikle dikkat çekmek istiyorum. O da şu ki Cumhurbaşkanı başından beri emekli amirallerle Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ayrı tutmaya özen gösteriyor. Erdoğan, AK Parti grubunda da, “Rabb’ime, bana böyle bir ordunun ‘başkomutanı’ sıfatını bahşettiği için binlerce kez hamdüsenalar ediyorum” dedi. Erdoğan sözlerini bitirmeden AK Parti milletvekilleri ayağa kalkarak uzun süre alkışladılar. Cumhurbaşkanı, ilk değerlendirmesinde de, “Emekli amiral sıfatıyla da olsa böyle bir girişim, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik bir bühtandır” demişti.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/chp-bildirinin-neresinde-41782627

 

6- Hasan Basri Yalçın / Hürriyet

“Benzemezler yine bir arada”

İşin başka bir açıklamaya muhtaç tarafı, dış bağlantı meselesi. Türkiye'de ne zaman bir darbe veya muhtıra olsa Amerika ile olan ilişkisi zamanla ortaya çıkar. Özellikle son bir yıldır RAND raporundan bu yana orduya yönelik Amerikan merkezli salvolar olduğunu biliyoruz. Ama imzacıların içinde de Amerikan karşıtlığıyla tanınmış kimselerin olması kafaları karıştırıyor.(...)
Siyasette bir benzerini görmedik mi? Birbirine hiç benzemeyen siyasi partiler, sırf Erdoğan karşıtlığında ve Amerikan planında birleşmiş değil mi? HDP ile İYİ Parti ve CHP bir araya gelebiliyorsa ve bu planın ardında Amerika olduğunu herkes biliyorsa, anti Amerikancı ama daha çok anti Erdoğancı isimler neden bir muhtıranın arkasında bir araya gelmesin?
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2021/04/08/benzemezler-yine-bir-arada

 

7-Mahmut Övür / Sabah

“ABD Büyükelçiliği, Montrö için kimlerle görüştü?”

Ne zaman askerlerin sivillere müdahalesi olsa, bir iki istisna hariç CHP hep askerden yana oldu. Bu yüzden de darbeci suçlamasından hiç kurtulamadı. Son emekli 104 amiralin gece yarısı bildirisinde de durum değişmedi. İktidarın ve demokrat aydınların "muhtıra" dediği bildiriye, "fikir özgürlüğü" diyerek sahip çıktı. Sorun keşke bu kadar basit olsaydı. Öyle olmadığını Ankara kulislerini dolaşınca öğrendim ve "kanım dondu". Meğer bu Montrö meselesi, birilerinin ulusal takıntısı sonucu tartışılıyor değil, tam tersine küresel bir el içerideki uzantılarıyla bu işi uzun süredir pişirip hazırlıyor. O elin kim olduğu da malum; her darbenin arkasındaki ABD...

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2021/04/08/abd-buyukelciligi-montro-icin-kimlerle-gorustu

 

8-İbrahim Karagül / Yeni Şafak

“Fukuyama SİHA’ları neden övdü? Durun, biz daha yeni başladık. Asıl sürpriz “tarih dönüşü”dür.”

Fukuyama proje adamıdır. Batı’ya imanın son noktası. Fukuyama proje adamıdır. Her yazısı, her kitabı, her çalışması proje odaklıdır. ABD’nin ve Batı’nın küresel hükümranlığına hasredilen bir zihin yapısına sahiptir. Övgüleri de, eleştirileri de amaçları da buna yöneliktir.(...) Böyle iken, Türkiye’nin SİHA yükselişine “övgüsü”nü ben birilerine “uyarı” olarak algılıyorum. “Türkiye yükselişini durdurun” tezi, dışarıda da içeride de en güçlü argümanlarla donatılırken, bütün yönlerden bir “Türkiye’yi çevreleme” operasyonları yürütülürken, açık açık cepheler kurulurken bu tür yazıların da proje odaklı olduğuna inanıyorum.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahim-karagul/fukuyama-sihalari-neden-ovdu-durun-biz-daha-yeni-basladik-asil-surpriz-tarih-donusudur-2058143

 

9-Muharrem Sarıkaya / Habertürk

“Siyaset çekirdeğine sığındı...”

İktidardan; AK Parti’den başlarsam… İstanbul Sözleşmesi tam anlamıyla çekirdek seçmenine yönelik bir politikaydı. Liberal muhafazakar kesimin ciddi oranda sahiplendiği İstanbul Sözleşmesi’nin geniş savunucularına karşı, muhafazakar çekirdek taban öncelikli kılındı. Benzer adım Andımız konusunda da sergilendi. Montrö Bildirisi’nde emekli amirallere yönelik sert tutum ve her meselenin çözümünün Türk Ceza Kanunu'na bağlanmasına dönük son dönemde sık görülen tutum da klasik çekirdek tabana verilen mesajdı. Çekirdek tabana, “amiralleri alır içeri atarız, artık gücümüz var” mesajı verilirken, bu sosyolojik tabanın darbeye karşı geçmişten gelen tepkisi öncelendi.
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/3032300-siyaset-cekirdegine-sigindi

 

10-İbrahim Kiras / Karar

“Bildiriyi bırakın Montrö neden gündemde?”

Kimilerine göre Montrö’den en fazla rahatsız olan güç ABD olduğuna göre Biden döneminde bir yakınlaşma sağlanması için konu masaya getirilmiş olmalı. Hatta malum bildirinin imzacılarından eski Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Atilla Kezek Sözcü yazarı İsmail Saymaz’a verdiği mülakatta “Aklına insanın şu geliyor: ‘Bu amirallere haddini bildirin’ mi dedi Amerika?” demiş. Bunun fazlasıyla uçuk bir senaryo olduğunu söylemeye bile gerek yok ama “meselenin gerçekten Montrö meselesi olduğunu” düşünürseniz düz mantık sizi böyle tuhaf yorumlara yöneltiyor ister istemez.

Peki, “gerçek amaç” ne? Öyle görünüyor ki amaç Kanal İstanbul projesine ideolojik meşruiyet oluşturmaktan ibaret. Montrö’den çıkma konusunun hangi tarihten itibaren en üst seviyede gündeme getirildiği ve tartışmaya sokulduğu ortada…
https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kiras/bildiriyi-birakin-montro-neden-gundemde-1589069

11-Ahmet Taşgetiren / Karar

“Montrö kapışmasının içi dışı”

Cumhurbaşkanı, emekli amirallerin bildirisini muhtıra gibi görseydi üslubu farklı olurdu, dedik. Evet ses tonu, -Eyyy-li bir ton değildi. Ama iç siyaset zemininde muhtıra gibi görüp ona göre tepki oluşturmayı tercih ettiği, Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay’dan başlayıp tüm parti kadrolarının, ardından partinin hareketlendirdiği sivil toplum kuruluşlarının, ardından devlet birimlerinin harekete geçmesinden belli. Özellikle CHP’yi darbe-muhtıra yanlısı gösterme boyutunun, Cumhurbaşkanı’nın mutedil konuşmasında bile ihmal edilmediğine bakılırsa, darbe tartışmalarının ekonomide, “lebalep kongreler” sebebiyle pandeminin azgınlaşması yüzünden herkesin ödediği bedel yüzünden sıkışan iktidarın işine yaradığına inanıldığı açık.
https://www.karar.com/yazarlar/ahmet-tasgetiren/montro-kapismasinin-ici-disi-1589068

 

12-Mustafa Balbay / Cumhuriyet

“AB-AKP bir oldu, Türkiye AB dışı kaldı!”

AB, AKP’ye şunu söyledi:“Bizim mahallenin demokratik kurallarını sana anımsatmak zorundayız. İçimizde senin tutumunu onaylamayanlara karşı buna mecburuz. Sen çok toz kaldırmadan bildiğini yap ama bizim istediklerimizi mutlaka yap...”AB ile AKP arasındaki mutabakat böyle görünüyor.AB’nin “Doğu Akdeniz’e girme, hep böyle kal” dediği bir anda Deniz Kuvvetleri’nde uzun yıllar hizmet etmiş, “Mavi Vatan” kavramını üretmiş emekli amirallere her türlü hakaretin yapılması en hafif anlatımla çok acı bir rastlantı olsa gerek!
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mustafa-balbay/ab-akp-bir-oldu-turkiye-ab-disi-kaldi-1826488

 

13-Barış Terkoğlu / Cumhuriyet

“Gülen’in örgütü, amirallere ne dedi?”

Hadi, Tapu ve Kadastro Erzincan 24. Bölge Müdürlüğü’nün açıklama yapmasını anladım. Hadi, köy dernekleri de tamam. Ama görünce “onlara ne oluyor” dedim. Hizmet Vakfı’ndan söz ediyorum. Emekli amirallerin,Montrö Anlaşması’na sahip çıkan ve TSK’deki cüppeli-sarıklı görüntüyü eleştiren açıklamasına karşı, amirallere hakaret eden bir bildiri yayımladılar. “Darbe imasında bulunanlara dahi müsaade etmeyeceğiz” dediler.Diyeceksiniz ki Hizmet Vakfı’nın ne özelliği var? Size vakfın emekçilerinden birini söylersem anlarsınız: Fethullah Gülen.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-terkoglu/gulenin-orgutu-amirallere-ne-dedi-1826473

 

14- Arslan TEKİN  / Cumhuriyet

“Amirallere yüklenmenin asıl maksadı?”

Emekli amirallerin bildirisi Saray Hükûmeti'ne pek dokundu. Amirallerin üzerine gidelim ki, kimse bir daha bildiri yayınlamaya cesaret edemesin. Gözaltına almaların, "Sizi mahvederiz!" demeye getirmelerin altında yatan budur.Tabiî yeni rejimde "Tek Adam=Tek Ses" gerekiyor."Çözüm=Çözülme"nin tartışıldığı, "Türk"ün her yerden silinmek istendiği bir zamanda, 2013 yılında, "Türk Milletine Çağrı" bildirisi yayınlanmıştı. Bizim de imzamız var. Ak Parti Hükûmeti'nin PKK'ya yanaşma çabasına karşı millî hassasiyetin sesiydi o bildiri. Gece değil; bir otelde basın toplantısıyla açıklanmıştı. Onun için mi Hükûmet işkillenmedi, yüzünü çevirdi, görmemezlikten geldi? https://www.yenicaggazetesi.com.tr/amirallere-yuklenmenin-asil-maksadi-58741yy.htm

 

15-Arslan Bulut / Yeni Çağ

"Emekli diplomatlara  neden sus-pus oldunuz?”

Ceza hukukunda "çağrışım yapmak" diye bir suç yoktur! Olay şudur: Emekli diplomatların bildirisi iktidarı zor durumda bıraktı. Hatta sus-pus oldular. Emekli amirallerin de benzer bir bildiri yayınlamasını ise "darbe çağrışımı yaptılar" gerekçesiyle fırsata çevirdiler. Oysa bildirinin içeriğine bakmak gerekir.Gerçi Millî Savunma Bakanlığı açıklamasında "Uluslararası anlaşmaların kazanç ve kayıplarının da bilgi ve bilincinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri, hiçbir görev ve sorumluluğu olmayan kişi veya kişilerin hırs, ihtiras ve şahsi emellerine araç yapılamaz." denildi.Açıklamada "Sultan Alparslan'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e kadar binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, manevi ve mesleki değerler ile asil milletimizin bağrından çıkan ve Peygamber ocağı olarak da bilinen Türk Silahlı Kuvvetleri" diye bir ifade de var.Tamam da Montrö tartışması konusunda TSK'ya kimse bir eleştiri yapmadı ki? Hem emekli amirallerin ne gibi ihtiras ve şahsi emelleri olabilir? Hem olsa ne olur? Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin daha doğrusu Türk Kara Kuvvetleri'nin kurucusu, Sultan Alparslan değil Mete Han'dır. Kuruluş tarihi M.Ö. 209'dur!
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/emekli-diplomatlara-neden-sus-pus-oldunuz-58711yy.htm

 

16-Orhan Uğuroğlu / Yeniçağ

“AYRINTILARA DİKKAT!”

Dikkat edin; Sarıklı amiral Mehmet Sarı'nın makam aracı ile tarikat yuvasına gitmesine tek satır tepki yok."Gitmemesi gerektiği" vurgulanan bildiriye ise tepki çok. Oktay ve Altun'un "15 Temmuz" vurgusuna gelince bilinsin ki;   15 Temmuz AKP'nin, Allah'ın belası darbeci FETO'ya "Hoca efendimiz" diye verdiği destek sonucu yaşandı.Koro halinde Fethullah Gülen'e gözyaşları ile sahip çıktıkları günlerde "FETO'nun amacı Humeyni gibi devleti ele geçirmek" diye uyaranların kumpaslarla Silivri'ye atıldıklarını unutmadık.Silivri'de esir tutulan Genelkurmay Başkanı ve subaylarımızı unutmadık.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/mobi/ayrintilara-dikkat-58716yy.htm

 

17-Emin Çölaşan / Sözcü

“Amiralim kararını bekliyoruz”

Sevgili okurlarım, bir amiral düşünün…Ya da bir general, subay veya astsubay düşünün…Üzerinde cübbe, başında takke ve sarıkla bir ibadet seansına katılıyor.İbadet edebilir…Ama o kılıkta değil.Neresinden baksanız olacak şey değildir.Yasalara ve Türk Ordusu'na karşı sergilenen büyük bir saygısızlıktır.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/emin-colasan/amiralim-kararini-bekliyoruz-6360228/

 

18-Soner Yalçın / Sözcü

“İşin Aslı”

“Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesi'nin tartışma konusu yapılmasına/ masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz…”Bu sözlerde büyük fırtına çıkarılacak ne var? Denizciler, Montrö'nün Türkiye için ne derece hayati önemde olduğunu belirtiyor.Eğer bir kaşık suda fırtına estiriliyor ise asıl bunun üzerinde durmak gerekiyor. Montrö'yü savunmak anti-emperyalizmdir; ABD/NATO karşıtlığıdır.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/soner-yalcin/isin-asli-2-6360271/