Köşe Yazıları Yorumsuz - 8 Ağustos 2020 Cumartesi

8 Ağustos 2020, CUMARTESİ
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Ahmet Hakan-Hürriyet
“Erdoğan’ın Akşener’e safımıa gel çağrısı”

EĞER İYİ Parti, bu çağrıya “evet” derse...
Şunlar olur: Bu çağrı, tarihi bir çağrıya dönüşür.
- İkili ittifak sisteminde müthiş bir çatırdama meydana gelir.
- Siyasette bütün kartlar yeniden dağıtılır, bütün hesaplar yeniden yapılır.
- Kılıçdaroğlu’nun yeni bir oyun planı yapması gerekir.
- Muharrem İnce’nin bir daha düşünmesi gerekir.
- CHP ile HDP arasındaki örtük ittifakın aleniyet kazanma ihtimali belirir.
- Yüzde 50/yüzde 50 diye bakılan siyasi kutuplaşmanın seyri değişmiş olur.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/erdogandan-aksenere-safimiza-gel-cagrisi-41582335



2-Salih Tuna- Sabah
“Yeni Başlıyor”

 

Kemal Derviş - Babacan ekonomi çizgisini savunan taze ve entelektüel muhaliflerden biri FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD'nin olmadığına bizi ikna etmek için, "ABD darbe yapmaya neden ihtiyaç duysun ki" demişti, "elinde sonuç alabileceği ekonomi gibi çok daha etkili dinamikler var."
Ünlü iktisatçı Prof. Daron Acemoğlu da ekonomi konusunda alınması gereken önlemler arasında "Osman Kavala gibi siyasi mahkumların serbest bırakılmasını" saymıştı.Gördünüz mü "ekonominin" saf dinamiklerini?
Göremediyseniz, şunlara da bir bakın derim:Geçenlerde ABD Dışişleri Bakanlığı Kavala'nın serbest bırakılması için Türkiye'yi tehdit etmişti.Hiç kuşkunuz olmasın, "Mavi Vatan" kararlılığımıza karşı yapılan Yunanistan - Mısır anlaşmasının arkasında da ABD var.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2020/08/08/yeni-basliyor

 


3-Yasin Aktay-YeniŞafak
“Akdeniz’de NATO ve Abnin suları ısınıyor”

 

NATO üyelerinin korsan siyasetlerinin payandası mı olmalı? Ya Fransa’nın savaş suçlusu, darbeci Hafter’e verdiği desteğe karşı AB’nin herhangi bir yaptırımını bırakalım, bir sorusu da olmayacak mıdır? Belli ki Fransa’nın tarihsel vahşi sömürgeci karakteri tekrar nüksetmiş ve bu doğrultuda kirli geçmişindeki rollerini yeniden oynamaya başlamış. AB’nin bu vahşi sömürgeci uygulamalara karşı üyelerine karşı hiçbir yaptırımı veya bir etik normu olmayacak mıdır?Bunlar da soru mu? AB buraya kadar işte. Türkiye kendi haklarını korumak için güçlü olmak ve inisiyatif almak durumunda kalıyor.Yunanistan ve Mısır arasındaki anlaşma yok hükmündedir diyorsa Türkiye, yok hükmündedir.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yasinaktay/akdenizde-nato-ve-abnin-sulari-mi-isiniyor-2055891


4-Deniz Zeyrek-Sözcü
“İnce ve Kılıçdaroğlu bu istatistiklere bakmalı”

 

Hadi Türkiye'de vatandaşın hafızasında yer etmiş, konuşulan, 10 binin üzerinde üyeye sahip kaç siyasi parti var bakalım (17 Temmuz 2020 günü itibariyle):
AK Parti:10 milyon 295
CHP:1 milyon 255 bin 364
MHP: 483 bin 796
DP : 439 bin 501
İYİ Parti: 295 bin 858
SP: 219 bin 101
Yeniden RP: 62 bin 912
HDP: 39 bin 575
Genç Parti: 37 bin 275
DSP: 33 bin 708
BBP: 29 bin 843
Vatan Partisi: 19 bin 625
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/deniz-zeyrek/ince-ve-kilicdaroglu-bu-istatistiklere-bakmali-5976183/

 

 

5-Mehmet Ali Güller-Cumhuriyet
“İhvancılıkla Doğu Akdeniz’de başarı şansı yok”

 

AKP hükümeti ise Libya’da Rusya’yla çalışmanın yollarını zorlayacağına, tersine Rusya’ya karşı ABD’yle “ortak çalışma” aradı;bu konuda Trump’a işbirliği mektubu yazdı, mutabakatlar yaptı, mutabakatların ete kemiğe bürünmesi için bakanlar arasında mekanizma kurdu.Türkiye-Rusya-Mısır üçlüsü kurulabilecekken, AKP-Sarraj-Malta üçlüsü kurdular!Yanlış kaptanla doğru rotada ilerlenmezBu noktadan geri dönüş yok mu? Elbette var, hâlâ var...Türkiye’nin dış politika denizlerinde doğru bir rotaya girmesi AKP hükümetinin kaptanlığında elbette zor, biliyoruz, hatta bazı noktalarda imkânsız. Ancak dış politika ve ulusal güvenlik konularında yazan biri olarak, işimiz “yapılması gerekeni” yazmayı sürdürmektir
“Türkiye dış politikada şunu yapmalı” diye önerdiğimizde, kimi okurlardan “AKP’den mi bekliyorsun, hayal” yanıtları alıyorum. “Olmalı”yı, “AKP yapar” umuduyla yazmıyorum elbette. Ancak “AKP yapmaz” diye de yapılması gerekeni yazmazsam, AKP gidene kadar yazmayı bırakmam gerekir haliyle...
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/ihvancilikla-dogu-akdenizde-basari-sansi-yok-1756903

 


6-Barış Doster-Cumhuriyet
“Yunanistan ve Mısır Türkiye’ye karşı nasıl birleşti”

 

Onuncusu: Yunanistan müzakereler yoluyla ikna edilemez. Ya antlaşmalara uymaz ya antlaşmaları kendine göre yorumlar ya da antlaşmaların dilediği maddelerine uyar. Türkiye, Yunanistan adaları silahlandırırken, 20 kadar ada, adacık ve kayalığı işgal ederken gereken kararlı, tutarlı, caydırıcı tepkiyi vermedi. Açıklama yaparak geçiştirdi. Caydırıcı olamadı. Süreli ültimatom vermeyi bile düşünmedi. Sonuç ortada. Sözün özü: Türkiye, Mavi Vatan’ın jeopolitiği, jeostratejisi, jeoekonomisi üzerine kafa yormalıdır. Güçlü siyasi irade, güçlü ordu, güçlü diplomasinin ahengi zorunludur. Ekonomik güç ise esastır. Bunların nasıl, ne zaman, nerede kullanılacağı da bilgi, birikim, deneyim gerektirir.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-doster/yunanistan-ve-misir-turkiyeye-karsi-nasil-birlesti-1756902



7-Yaşar Hacısalihoğlu- Akşam
“Emperyalizmin derdiyle dertlenenler”

 

Zira Demirtaş, çukur terörünün yaşadığı günlerde; aslında meselenin demokrasi, insan hakları meselesi değil, statü meselesi olduğunu söyleyerek, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen kantonları birer devlet olarak gördüğünü ifade edip, Türkiye’de de (çukur terörünün gerekçesi olarak) kantonlara benzer biçimde statü talebini hatırlatmıştır. Görüldüğü gibi ve Kılıçdaroğlu’nun sandığı gibi mesele demokrasi meselesi değil, emperyalist destekli statü belirleme meselesidir. Daha Türkçesi mesele; üstelik sadece Türkiye’yle de sınırla olmayan bölgede mevcut toprak bütünlüklerini değiştirme meselesidir ve bu mesele emperyalizmin meselesidir ve dayatanda o dur. Bunu yok sayarak, buna direnç göstermeyerek, daha kötüsü de boyun eğerek sadece emperyalizmin derdiyle dertlenmiş olursunuz ve bırakınız çözmeyi, çözülmeyi yaşarsınız…
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/prof-dr-yasar-hacisalihoglu/emperyalizmin-derdiyle-dertlenenler/haber-1099577

 


8-Fuat Uğur-Türkiye
“Abdurrahman Bey keşke Graham Fuller’in teklifini kabul etseymiş”

 

Evet, Abdurrahman Bey bu teklifi kabul etseymiş son aylarda zuhur eden birbirinden tuhaf ve çelişik açıklamalarını ya da yazılarını daha net anlayabilme imkânı bulurduk., Tabii ne yöne doğru bir yolculuğa çıktığını da. Tıpkı bugün AK Parti’den kopup da bir yerlerin siyasi ayağı olarak parti kuran bazı isimleri anladığımız gibi.Yani, Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması konuşulmaya başladığı sıralarda mırın kırın eden yazılar. döşenirken, cami açılışı yapıldıktan hemen sonra “Hilafet de gelsin” diye el yükseltmek;
FETÖ’cü darbecilerin affedilmesi gibi korkunç bir talebi dile getirebilmek; Sonra “Osman Kavala serbest bırakılsın” demek;Durmayıp İstanbul Sözleşmesi'ni benimseyen, inancı ya da fikri ne olursa olsun farklı düşünen kadınlara “Fahişe” diyerek korkunç bir hakareti edebilmek ve AK Partili kadınları ANAP’lı papatyalara benzetmek;Kendisini edepli olmaya davet eden Yeni Şafak Yazarı Ayşe Böhürler’e “Bizim mahallemizde ne satmaya çalışıyorsunuz” diye ayar vermek;Defalarca “İstanbul Sözleşmesi’ni okuyarak imzaladım, arkasındayım” diyen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu telefonla arayıp onun “Okumadan imzaladım” dediğini söyleyerek onu “temize” çıkarmak…Hepsini alt alta topluyorum, birini diğerinden çıkarıyorum, ötekiyle berikini çarpıp bölüyorum ama olmuyor.
https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/614768.aspx

 


9-Orhan Uğuroğlu-Yeniçağ
“Bakyakl’dan İnce’ye ve CHPlilere çağrı”

 

CHP'nin 18 yıl genel başkanlığını yapan duayen siyasetçi Deniz Baykal, Muharrem İnce'nin CHP'den ayrılmaması için genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret edeceğini açıkladı.Evinde ziyaret ettiğim Baykal, Muharrem İnce'nin istifası konusunda, "İnce'nin ayrılmasına da parti kurmasına da göz yumamayız, hazmedemeyiz" dedi.- Soru: Muharrem İnce'nin parti kurma açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?Baykal: Kendimi bu tartışmanın seyircisi olarak görmüyorum. Bizler iktidar olma sürecindeki mücadelenin birer parçasıyız.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/baykaldan-inceye-ve-chplilere-cagri-56492yy.htm

 


10-Şevket Apuhan-Veryansıntv
“Türk Milliyetçiliğinin ekonomi politiği”

 

Küreselleşme Avrupa’nın bütün değerli işletmelerinin Çin’in eline geçmesinin yolunu açarken milliyetçilerin özellikle de Türk Milliyetçilerinin küreselleşme, serbest piyasa ve neoliberal politikaları savunmaları kendilerini inkar etmeleri anlamına da gelecektir.
Dolayısıyla Türk Milliyetçileri içerisinde devletin olmadığı ve sermayenin elini kolunu sallayarak girip çıkabildiği bir sistemin savunucusu olamazlar, olmamalılar.
https://www.veryansintv.com/turk-milliyetciliginin-ekonomi-politigi-4