Köşe Yazıları Yorumsuz - 7 Aralık 2020 Pazartesi

7 ARALIK 2020, PAZARTESİ
KÖŞE YAZILARI



1) Fatih Çekirge / Hürriyet
“Ordu üzerinde yaşanan tartışmalara üç cevap”
Geçmiş gitmiş bir “çuval” olayını, bir bakanı sıkıştırmak için hatırlatıyorsunuz. MSB’nin verdiği cevaba bakınca iddia edilen bilgilerin de yanlış olduğu ortaya çıkıyor. Ama bu arada kim bilir hangi kahramanların kalpleri kırılıp dökülüyor... Yanlış bilgilerle...
Kim bilir hangi cephedeki moraller yerle bir oluyor... Ve işte o yüzden diyorum... Bu milletin askerini ve onun moral değerlerini siyasi tartışmaların dışında tutmalıyız.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/fatih-cekirge/ordu-uzerinde-yasanan-tartismalara-uc-cevap-41681535

2) Nedim Şener / Hürriyet
“ABD ve AB gibi ‘müttefikin’ varsa düşmana ihtiyacın yoktur”
AB gibi bir diğer “müttefikimiz” Amerika da yaptırımlara hazırlanıyor. Türkiye’nin kendi hava savunmasını güçlendirmek için talep ettiği Patriot füzelerini satmayı reddeden Amerika, bu ihtiyacın Rusya’dan S-400 satın alınarak karşılanmasına şiddetle karşı çıkıyor.
Türkiye her fırsatta, her koşulda ABD’den Patriot almak istediğini söylese de her seferinde olumsuz karşılık buldu. ABD, “müttefik” dediği Türkiye’ye kendini savunma imkânını engelledi. Türkiye ise Rusya’dan S-400 alarak ve deneme yaparak tavrını açıkça ortaya koyuyor. Bunun üzerine Amerika, tıpkı Avrupa gibi “yaptırım” silahını devreye sokuyor.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/amerika-ve-ab-gibi-muttefikin-varsa-dusmana-ihtiyac-yoktur-41681547

3) Hasan Basri Yalçın / Sabah
“Türkiye okumalarındaki sorun”
Bunun son örneklerinden biri de Graham Fuller. 2 Aralık tarihinde yayınladığı bir yazıda Fuller Türkiye'yi illa kontrol edilmesi gereken bir ülke olarak görmek yerine makul düzeyde ilişkiler kurulabileceğini ve Türkiye'nin genel olarak Batı dünyasından kopmak istemediğini anlatmaya çalışıyor. Ama bu yazıda bile Türkiye analizi genel olarak kültüralist bir perspektife çakılıp kalmış. Türkiye'nin emperyal geleneğinden, İslam dünyasında önemli bir rol oynama çabasından falan bahsediyor. Türkiye'nin dış politikasını bu "heveslerin" şekillendirdiğini ima ediyor.
Halbuki çok basit ve daha doğru bir Türkiye okuması yapmak mümkündür. Türkiye'nin arayışlarını kimliğe dayalı bir heves olarak nitelendirmek yerine son on yıl içinde olup bitene samimiyetle bakmak yeterlidir. Evet, Türkiye Batı'nın kontrol edemediği bir ülke haline geldi. Ama bunun sebebi basit bir heves değil bir mecburiyetti.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2020/12/07/turkiye-okumalarindaki-sorun

4) Hilal Kaplan / Sabah
“Tükenmedik, buradayız”
Gerçi Türkiye'de kurulan ilk partinin adı da "Kadınlar Halk Fırkası" idi ve onun resmi olarak kurulmasına izin çıkmamıştı; üstelik en ünlü sufrajetimizi akıl hastanesinde ölüme terk edilmiş bir kader çizgisine mahkûm eden de yeni rejimdi. Ama olsun, kadınlara seçme hakkı verilmesi herhalükârda önemli bir adımdı.
Sadece "seçme hakkı" yazdım çünkü kadın nüfusun yarısından fazlasını oluşturan başörtülü kadınlara seçilme hakkı verilmedi. 2013 yılında, örtünmeye karar veren dört AK Partili kadın vekil olmasaydı, 2015 yılına değin de Meclis'imizde başörtülü vekil olamayacaktı.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2020/12/07/tukenmedik-buradayiz

5) Serdar Turgut / Habertürk
“Türkiye’nin sorması gereken bazı ciddi sorular”
Mısır'ın Türkiye’nin kendisini bir çevreleme ve Kızıldeniz’deki çıkarlarını baltalama süreci içinde olduğunu düşündüğü verilen resmi beyanatlarıyla açıkça görülüyor. Buna karşılık Mısır’ın İsrail ve Sudan’la üçlü bir cephe oluşturmaya çalıştığı görülüyor. Mısır’ın girişimiyle Mısır, İsrail ve Sudan’dan üst düzey askeri yetkililerin Kızıldeniz’de güvenliğin koordinasyonu ve bölgedeki Türk varlığını kısıtlama planlarını ele almak üzere tarihi ve yeri belirtilmeyen bir toplantıda bir araya gelecekleri de konuşuluyor. Mısır tarafından toplantıya Genel İstihbarat Servisi yetkililerinin, Savunma Bakanı Yardımcısı’nın ve Güney Bölge Komutanı’nın katılacağı da gelen haberler arasında. Mısır meselesinin Türkiye açısından acil ele alınması bariz değil mi?
https://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/2894342-turkiye-nin-sormasi-gereken-bazi-ciddi-sorular

6) İbrahim Karagül / Yeni Şafak
“Türkiye için bir önerim var! Çok büyük bir hayalim var! Batı’nın gerilemesi, Doğu’nun yükselişi arasında biz varız. Sürprizlere hazırlanın!”
Bu yüzden, eskiyen Batı ile köklü ilişkileri, yükselen Doğu ile heyecanlı arayışları Türkiye’ye yetmeyecek. Çünkü Türkiye, Soğuk Savaş’ın bitiminden hemen sonra zihni ve idealleriyle bu arayışa girmişti. 15 Temmuz saldırılarından hemen sonra gücü ile bu arayışa girdi. “Pandemi başladığı günden bu yana ise iddialarıyla, imkânlarıyla, yetenekleriyle bu niyetini açık etti.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/turkiye-icin-bir-onerim-var-cok-buyuk-bir-hayalim-var-batinin-gerilemesi-dogunun-yukselisi-arasinda-biz-variz-surprizlere-hazirlanin-2057001

7) Mehmet Acet / Yeni Şafak
“Avrupa ve ABD ile ilişkilerde kritik günler, zorlu sınamalar”
Ancak, ABD’deki seçimlerin sonuçları Avrupa için de statükoya dönüş sinyalleri verdiği için, bu durum Almanya’yı rahatlatmış gözüküyor. Bunu nereden anlıyoruz? Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın son açıklamalarından.
Alman Bakan Biden ile birlikte Avrupa ve ABD’nin yeniden stratejik ortak olması gerektiğine vurgu yaptıktan sonra, “Libya ya da Suriye’de olduğu gibi, Rusya ya da Türkiye tarafından doldurulan bir boşluk bırakmamalıyız.” diye bir beyanda bulundu.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/mehmetacet/avrupa-ve-abd-ile-iliskilerde-kritik-gunler-zorlu-sinamalar-2056995

8) Erdal Tanas Karagöl / Yeni Şafak
“Türkiye tasarruf yapmak zorunda”
Türkiye’nin en temel sorunu tasarruf eksikliğidir. 2019 yılında Türkiye’de tasarrufların GSYH içindeki payı yüzde 26 olarak gerçekleşmiştir. Bunun da hepsi özel kesim tarafından gelmektedir. Yani kamu kesimi, toplam tasarrufa katkı yapmadığı gibi bazı yıllarda kamudan gelen tasarruflar negatif olduğu için toplam tasarrufları azalttığı görülüyor. Mesela, 2020 yılında kamu kesimi tarafından negatif tasarruf öngörülmektedir.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/erdaltanaskaragol/turkiye-tasarruf-yapmak-zorunda-2056993

9) Mustafa Karaalioğlu / Karar
“Anlaması zor kararlar”
Çin aşısı (Sinovac/ CoronaVac) siparişi veren bizden başka ülke var mı bilinmiyor. Bütün ülkeler Biontech/Pfizer, Moderna ve Oxford/Astra Zeneca aşılarının hepsine birden sipariş verirken bizim niye seçeneksiz kalmayı tercih ettiğimiz de bilinmiyor.

Sadece Çin aşısında ısrar etmenin nedeni Batı’ya haddini bildirmek mi? Henüz üçüncü faz raporları açıklanmayan bir aşıyı seçerek; Amerika’ya, Almanya’ya, İngiltere’ye ihtiyaç duymayıp, Çin’e bağımlı olmak mı dünyaya mesajımız? Öyleyse bu nasıl mesaj, değilse bu riski neden aldık? Mesele diplomatik değil, ekonomikse bunu da bilmek hakkımızdır.
https://www.karar.com/yazarlar/mustafa-karaalioglu/anlamasi-zor-kararlar-1587903

10) Rahmi Turan / Sözcü
“Bizi paranoyak bir toplum yaptılar”
İlk defa meslektaşımız Ahmet Takan’ın ortaya attığı öneri şöyle: “Çin aşılarını herkesten önce Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na -ekranların önünde, canlı yayında, hem de orijinal aşı tüplerinin içinden şırıngayla çekilip kola vurulurken en yakın çekimde- yapılırsa çok ikna edici olur” Ahmet Takan’a hak veriyorum. Güvenini kaybeden toplumumuza güven ancak böyle geri gelir!
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/rahmi-turan/bizi-paranoyak-bir-toplum-yaptilar-6156379/

11) Mehmet Ali Güller / Cumhuriyet
“Pentagon bütçesi neye işaret ediyor?”
Bütçede Çin’e karşı “Pasifik Caydırıcılık İnisiyatifi” kurulması öngörülüyor. Bütçede bu inisiyatif için Hint-Pasifik Kuvvetleri Komutanlığı’nın bütçesine ek olarak 2.2, milyar dolar fon ayrıldı. Bu fonun ABD’nin Pasifik bölgesindeki askeri gücünü tahkim etmek, bölgedeki ortak ve müttefiklere askeri destek sağlanması için kullanılacağı belirtiliyor.

Bütçede, mevcut “Avrupa Caydırıcılık İnisiyatifi”ne önceki bütçede olduğu gibi yine 3.7 milyar dolarlık bir fon sağlanıyor. ABD için Avrupa Caydırıcılık İnisiyatifi, Rusya’yı hedef alan ve bu ülkeyi Baltık-Doğu Avrupa ve Batı Karadeniz hattında çevreleyen bir inisiyatiftir. Biden’la birlikte bu inisiyatifin ABD-AB ilişkilerini restore etme amaçlı kullanılacağı da anlaşılıyor.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/pentagon-butcesi-neye-isaret-ediyor-1796729

12) Didem Özel Tümer / Milliyet
“Çin’in Covid-19 deneyimi ne aşamada?”
2020 için Dünya Bankası ve IMF tahminleri yüzde 5.9-6 dolaylarında büyüme öngörürken Kovid-19 salgını baş gösterdi. Çin ilk çeyrekte yüzde 6.8 daralma yaşadı ancak aldığı sıkı tedbirler sayesinde çabuk toparlandı. Büyüme oranı ikinci çeyrekte yüzde 3.2’ye, üçüncü çeyrekte yüzde 4.9’a yükseldi. Bu toparlanmanın altında yatan en önemli sebep Çin’in devlet destekli bir sanayi üretimine artış hızı vermesi ve salgının çok ciddi anlamda kontrol altına almasından kaynaklanıyor. Ayrıca iç tüketim teşvik ediliyor. Nitekim OECD’nin bir tahminine göre 2020 yılında yüzde 1.8’lik oranla pozitif büyüme kaydeden tek ülkenin Çin olması bekleniyor. Hâlihazırda dünyanın baş ekonomileri arasında yeniden büyümeye geçen tek ekonomi olmayı başardı.
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/didem-ozel-tumer/cinin-kovid-19-deneyimi-ne-asamada-6373135

13) Vedat Bilgin / Akşam
“Kumpas nasıl bozuldu?”
Sistem açısından sorun önemlidir. S-400’lerin alınması, Türkiye’nin Libya ile yaptığı deniz yetki anlaşması, Türk Kıbrıs’ta Batı işbirlikçisi yönetimin devrilmesi; Rusya-İran-Türkiye’nin Suriye hakkında bu ülkenin bütünlüğü üzerinde yaptığı mutabakatın devamı, Akdeniz’de doğalgaz araması, Azerbaycan’ın Karabağ zaferi başta olmak üzere yapılan stratejik hamleler, bölgesel barış için ‘yeni açılımların yapılması imkânını’ da ortaya çıkarmıştır.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/kumpas-nasil-bozuldu/haber-1131431