Köşe Yazıları Yorumsuz - 7 Ağustos 2020 Cuma

7 Ağustos 2020, CUMA
KÖŞE YAZILARI



1-Ahmet Hakan- Hürriyet
“Doğrudur, Kaymakan Atatürk yüzünden gitti”

 

İyi ama Akşener bu çağrıya “he” der mi?
Edindiğim izlenimleri beş adımda aktarıyorum:
- Meral Akşener’in kapısı sımsıkı kapalı değil. Bu bir.
- Diyalog kapıları açık. Hatta anlayabildiğim kadarıyla hiçbir bağlayıcılığı olmayan türde gayriresmi temaslar yürütülüyor. Bu iki.
- Akşener, konuyu çok sıkı bir pazarlık konusu haline getirmek istiyor. Bu üç.
- Akşener, davetin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelmesini bekliyor gibi. Bu dört.
- Akşener’in “Tabanımı bu işe ikna edebilir miyim” diye bir endişesi de yok değil hani. Bu da beş.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/dogrudur-kaymakam-ataturk-yuzunden-gitti-41581400

 

 

2-Hande Fırat-Hürriyet
“Mesele İstanbul Sözleşmesid eğil neyin hesabı”

 

Sözleşmedeki bazı terimleri sorunlu görenler ve onlara itiraz edenler var. Ancak İstanbul Sözleşmesi’ni okuyanlar terimlerin açıklamalarına da sözleşmede yer verildiğini göreceklerdir. Toplumsal cinsiyet, eşcinsellik yada cinsiyetsizleştirme değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkeğe eşit fırsat verilmesi anlamına gelir. Cinsel yönelim kavramı dördüncü maddede geçmektedir. Şiddet ile mücadelede hiç kimseye ayrımcılık yapılmaması, din, dil, ırk vb pek çok unsurla birlikte, toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelime dayalı şiddetin de kabul görmemesi gereği vurgulanmıştır. ‘Ama’sız, ‘fakat’sız bu içeriklere itirazı olan var mı?
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/hande-firat/mesele-istanbul-sozlesmesi-degil-neyin-hesabi-41581415



3-Engin Ardıç-Sabah
“Ortalık Şenleniyor”

 

Fakat kimsenin dikkate almadığı esaslı bir adayımız daha var:
Bütün seçimlerin "standart" adayı Doğu Perinçek!
Babıali'nin zevzek tayfasının onun üzerine de kalem oynatmasını, hatta "muhtemel oy oranı" falan uydurmasını da isteriz ve bekleriz doğrusu... Kambersiz düğün kalmasın.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ardic/2020/08/07/ortalik-senleniyor



4-Hilal Kaplan- Sabah
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır mı”

 

Maktül Pınar Gültekin hadisesinde polisi bilgilendirmek gibi 6284 sayılı kanunu işletecek hiçbir adım yokken, sanki yürürlükteki kanun işletilmediği için genç bir kadın hunharca öldürülmüş gibi cinayet siyasî sloganların aracı haline getirildi.İstanbul Sözleşmesi ve uzantısı 6284 sayılı kanun üzerindeki tartışma, şayet kanun revize edilirse kadın cinayetlerinin artacağı gibi basit bir denkleme indirgeniyor. Oysa ki hakikat maalesef bu tezin oldukça uzağında.Size resmî rakamları bile değil, "Kadın Meclisleri" adı altında toplanan, bağımsız olduğunu iddia etse de aslında CHP-HDP tandanslı feministlerden müteşekkil oluşumun sunduğu verileri sunacağım.
İstanbul Sözleşmesi 2011 yılında imzalandı ve 6284 sayılı kanun 2012'de yürürlüğe girdi. Kanunun, 2014'ten itibaren bürokratik süreçlerce benimsendiği ve her sene artan şekilde uygulandığı savunuluyor.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2020/08/07/istanbul-sozlesmesi-yasatir-mi



5-Sevilay Yıılman- Habertürk
“Muharrem İnce’nin yolu nereye çıkar”

 

Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP’nin mevcut yönetimi ile kişisel hesaplaşmasını görmek için kuruyor partiyi!
Tabii burada esas soru; “Nereye varır çıktığı bu yolun sonu?”Cevabı çok net bence...Muharrem İnce’nin varacağı yer Metin Feyzioğlu’nun yanıdır!Onun konumudur.Yani AK Parti çevrelerinden teşvik gören ancak muhalif tabanda nefret duyulan tek başına bir garip siyasi figür!
https://www.haberturk.com/yazarlar/sevilay-yilman-2383/2766069-muharrem-incenin-yolu-nereye-cikar



6-Abdurrahman Yıldırım- Habertürk
“Kur artışının temelinde ne var”

 

İşin temelinde elbette cari açık vermemiz yatıyor. Döviz gelirlerimiz, döviz giderlerini karşılamaya yetmiyor. Bu anlamda son dönemde olan ise bol ve ucuz parayla canlandırılan iç talebin döviz ihtiyacını artırması ve bu ihtiyacın belli bir dönemde sağlanıp sağlayamayacağı sorusunda yatıyor. Canlanan iç taleple ithalat düşmeyince cari açık arttı ve yılın 5 aylık döneminde 16.7 milyar dolara yükseldi.
- Ülkenin döviz kazançları ise kısıtlı. Çünkü pandeminin seyri dünyada da, Türkiye’de de iyi gitmiyor. Avrupa şimdiye kadar Türkiye’ye pek turist yollamadı, sezonu da kaçırdık gibi. Turizm gelirleri bu nedenle beklenenin altında seyrediyor.
-Döviz ihtiyacını karşılamada geriye dışarıdan borçlanma ve sermaye hareketleri kalıyor. Dış borç imkanları kısıtlı. Portföy yatırımları da Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar yüksek bir çıkışa işaret ediyor. 7 aylık sermaye çıkışı 11.6 milyar dolara vardı. Yılın ikinci yarısı için beklenen sermaye girişleri başlamadığı gibi, hızlanmış da gözüküyor.
https://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/2765976-kur-artisinin-temelinde-ne-var

 


7-Kürşat Zorlu- Habertürk
“Yunanistan-Mısır anlaştı. Peki şimdi ne olacak”

 

Elbette Türkiye açısından kabul edilebilir bir durum değil ancak yukarıda bahsettiğimiz sürece bakıldığında Türkiye'nin üzerine adım adım gelen kuşatmayı kırmak için tezlerini güçlendirecek yeni diplomatik adımlar atması gerekiyor. Kısmi ölçüde sağlanmış olsa da daha önce İtalya örneğinde olduğu gibi…
Ve Mısır’ın kendi eliyle bu yolu kapatıyor olması da karşı cephenin bu ihtimalleri yok etme çabasıyla ilgili. Peki şimdi ne olacak derseniz 1 ay beklenilmesi kararı alınan Oruç Reis gemisi pek muhtemel bugün yarın harekete geçecektir…
https://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-kursad-zorlu/2765922-yunanistan-misir-anlasti-peki-simdi-ne-olacak

 


8-Soner Yalçın- Sözcü
“Bizim masallarımız”

 

Bir grup muhafazakâr “İstanbul Sözleşmesi kalksın” istiyor.Niye?Onlar ile “İstanbul Sözleşmesi”ni destekleyen Müslümanlar arasındaki yorum farkı ne?Bunun üzerinde durmak zorundayız; çünkü bu Osmanlı'dan günümüze kadar gelen bir ayrıma; görüş farklılığına işaret ediyor.Biliyoruz ki Osmanlı'nın kuruluş felsefesi -yaratanla yaratılanın tek kaynaktan geldiğini ve “bir” olduğunu savunan- Vahdet'i Vücut idi. Muhyiddin Arabi'den Hacı Bektaşi Veli'ye uzanan bir çizgiydi bu…Orta Asya'dan gelen Muhammet Bahaettin'in Nakşibendiliği de bu felsefeye aykırı değildi.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/soner-yalcin/bizim-masallarimiz-5974267/



9-Ali Sirmen- Cumhuriyet
“İstanbul Sözleşmesi ve siyasal islam”

 

Üstelik, Davutoğlu’nun da belirttiği gibi, sözleşme bir genel ilkeler bütünü, ülkemiz açısından bunun içini dolduracak olan Türkiye’nin kendisi. LBGT konusunda da Türkiye’yi yükümlülük altına sokan bir hüküm yok.
Ama bütün bunlara karşın AKP’nin gecikmiş tepkisini anlamak da o kadar güç değil. Bir ilkeler bütünü olan İstanbul Sözleşmesi her yönüyle özelde AKP’nin, genelde siyasal İslamın kadına karşı ve aile içi şiddet konusundaki yaklaşımlarına ve temel görüşlerine karşıdır.İstanbul Sözleşmesi adeta AKP’nin ve siyasal İslamın kadın konusundaki temel görüşlerine karşı kaleme alınmış bir reddiyedir.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ali-sirmen/istanbul-sozlesmesi-ve-siyasal-islam-1756623

 


10-Yakup Köse- Star
“Cumhurbaşkanının MİT dosyası”

 

MİT’in internet sitesinde Abdülhamid Han hakkında menfi ifadeler yer aldığına dair haberleri okurken “Acaba MİT’in arşivinde Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında neler yazıyordur” diye düşündüm!Meselâ 28 Şubat sürecinde Erdoğan hakkında atılan manşetlerde (Siyasi hayatı bitti, Muhtar bile olamaz vb.) o zamanki MİT’in dahli ne kadardı?.. O dönemin kadrolarının hazırladığı dosyalarda neler yazıyor?..Bu yazdıklarım pek önemsenmeyebilir, hatta teferruat olarak görülebilir ama bizlerin önemsemediği Eski Türkiye’nin hafızasını birileri hâlâ diri tutmaya çalışıyor, sebep?..Yeri geldiğinde de o meşum hafızanın çekmecelerinden dosyaları çıkartıyorlar ve gayeleri için kullanıyorlar. Eski Türkiye’nin tüm menfiliklerinden kurtulmak için ilk önce Müslüman Anadolu halkının aleyhine formatlanmış hafızası çöpe atılmalı.
https://www.star.com.tr/yazar/cumhurbaskaninin-mit-dosyasi-yazi-1563465/

 


11-Oral Çalışlar-Posta
“Demokrasi aklına bile gelmiyor ama tam bağımsızlıkçı”

 

Muhalefetin içinde de iktidarın içinde de belli ölçülerde bir “dış düşman” heyulası bulunuyorsa, taraflar birbirlerini “emperyalist işbirlikçisi” diye suçlamayı tercih edebilirler. Bu, siyaset yapmanın en kolay, en ucuz ve en hızlı yoludur. Zaman zaman taraflar, milliyetçilik yarışını bırakıp, milliyetçilik temelinde uzlaşmaya girebilirler.
En aşırı milliyetçi çıkışlarıyla ve karşı tarafı hedef alan söylemleriyle dikkat çekenler bir bakarsın bu kez de karşılıklı tavize başlarlar: Görüşlerimiz farklı olabilir. Ama bunun şu an çok büyük bir önemi yok. Temel meselelerde emperyalizme karşı tam bağımsızlık çizgisindeyiz.
https://www.posta.com.tr/yazarlar/oral-calislar/demokrasi-aklina-bile-gelmiyor-ama-tam-bagimsizlikci-2270644

 


12- Fikret Bila-T24
“Millet ittifakını dağıtma hamleleri”

 

Dolayısıyla, Bahçeli'nin, Erdoğan'ın da bilgisi dahilinde yaptığı bu hamlenin üç amacı olduğu söylenebilir:
1- İYİ Parti'yi Millet İttifakı'ndan koparmak.
2- İYİ Parti'nin öncülüğünde DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi'nin oluşturacağı "milliyetçi-muhafazakar" üçüncü bir ittifakın kurulmasını önlemek.
3- CHP ile HDP'yi yalnız bırakıp, CHP'ye HDP-PKK üzerinden yüklenmek.
İYİ Parti lideri Meral Akşener ve parti sözcülerinin Bahçeli'ye verdiği yanıtlar olumsuz oldu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti lideri Meral Akşener Millet İttifakı konusunda çok hassaslar. Bu ittifakı parçalamaya dönük daha önceki hamleleri hep boşa çıkardılar.
https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/millet-ittifaki-ni-dagitma-hamleleri,27608



13-Yavuz Alogan- Veryansıntv
“Dini ve milli olmanın sonu yok”

 

Aynı durum şu meşhur İstanbul Sözleşmesi için de geçerli. Sözleşmeyi imzalamışsınız (2011’de), Sözleşme’yi temel alan bir de yasa çıkarmışsınız (6284 sayılı). Gerçi memlekete hâkim olan ideolojik iklimden ötürü Sözleşme ve yasa, aile içi şiddet, kadın ve çocuk cinayetleri, taciz tecavüz gibi vahim sorunlara çözüm olmamış. Fakat bu sözleşme ve yasa, sosyal hayatta en azından bir gözlem/denetim imkânı, bir ölçme değerlendirme kriteri sağlamış. Şimdi bunu kaldırmak istiyorsunuz? Neden? Tarikat ve cemaat tabanınızı seçim öncesinde güçlendirmek, onların ucu hilafete kadar giden gerici taleplerine yatkın görünmek için!
https://www.veryansintv.com/dini-ve-milli-olmanin-sonu-yok