Köşe Yazıları Yorumsuz - 6 Nisan 2021 Salı

6 NİSAN 2021, SALI

KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Akif Beki / Karar

“Emekli amirallerin yanlışı, yanılgısı”

‘Mavi Vatan’ gibi kavramları üretip iktidarın hizmetine sunan ulusalcılar, bu katkının kendilerine gerekirse iktidarı uyarma hakkı da verdiğini düşünmüş olmalılar. Kendilerince Montrö’nün tartışılmasına, Kanal İstanbul’a ve orduda yeni FETÖ’leşmelere göz yumulmasına tavır alırken böyle bir tepki beklememiş görünüyorlar. Hem...Rusya-Çin taraftarlığı ve Avrasyacılık yapmak adına iktidarla aynı safta kılıç sallamışlardı. NATO, ABD emperyalizmi, Atlantikçiler ve FETÖ’yle savaşta yararlılıklar göstermiş, bonus biriktirmişlerdi. Ancak iktidar medyasının gözdesi, kahramanı olmaya güvenen Cem Gürdeniz ve arkadaşları yanıldı. Bu, onlara dokunulmazlık ve eleştiri hakkı sağlamadı. Yanılgılarının bedelini, şimdi darbecilikle suçlanarak, lojman ve koruma hakları iptal edilip gözaltına alınarak ödüyorlar. Açıklamaları yöntem, tarz, üslup ve içerik bakımından düşüncesizce, kabul.
https://www.karar.com/yazarlar/akif-beki/emekli-amirallerin-yanlisi-yanilgisi-1589054

 

2- Taha Akyol / Karar

“Emekli amirallerin ‘sübliminal’ darbe girişimi”

Emekli amirallerin bildirisinde ortaya koydukları dil ve tavır ise son derece sorunludur. Bildiride ifade edilen “Atatürk ilke ve devrimleri” de iktidarın “yerli ve milli” söylemi de elbette kişisel ve siyasi tercih konusu olabilir fakat bir anayasal devlette hukuki referans olarak kullanılamaz. Hukuk devletinde kamu kurumları ve herkes için hukuki referans kaynağı “anayasa”dır. Bizde bunun anlamı “değişmez” ilk üç maddedeki kavramlara hukuki anlamda sadakattir. “Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” kavramlarını evrensel hukuka göre tanımlarız. Hukuki tanımları belli olan anayasal kavramlara değil de ideolojik kavramlara referans yapıldığında, hukuk belirsizleşir. Bildirideki kavramların da askeri müdahalelerde nasıl kullanıldığı bilinmektedir.
https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/emekli-amirallerin-subliminal-darbe-girisimi-1589050

 

3-Emin Çölaşan / Sözcü

“Meral Hanım acele etti”

Sevgili okurlarım, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener çoğumuzun takdirle izlediği bir siyasetçi…İyi siyaset yapıyor.İyi muhalefet yapıyor.Yeri ve zamanı geldiğinde taşı gediğine koyuyor.Ancak amirallerin açıklaması sonrasında yaptığı gereksiz bir tanımlama doğrusunu isterseniz pek hoş olmadı ve yerine oturmadı.Açıklamayı “Zevzeklik” olarak niteledi.Sanırım bildiriyi dikkatle okumamış, iktidardan salvo halinde gelen yoğun atışlardan etkilenmişti.Meral Hanım'a hiç yakışmadı.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/emin-colasan/meral-hanim-acele-etti-6355954/

 

4- İsmail Saymaz / Sözcü

“104 emekli amiral olayı”

Oysaki imzacı amirallerden 22'si Balyoz ile Kafes ve Ergenekon davalarında tutuklu olarak yargılandı. Hayatları, meslekleri ve gelecekleri çalındı.Cem Gürdeniz, ‘Mavi Vatan'ın isim babasıydı.Can Erenoğlu, 15 Temmuz'da Genelkurmay'ın önünde silahla çatıştı.Darbeye niyetli olsalar, beylik silahlarından başka ‘elverişli vasıtları' varken değil, ordulara hükmederken yaparlardı.Tarihte, değil emekli olanlar, görevli amirallerin gerçekleştirdiği bir darbe bulunmuyor.Denizaltıyla darbe mi yapılır?Emekliler Taşkızak Tersanesi'nden tekneye doluşup yelkenleri fora mı edecek?Sokağa çıksalar 65 yaş üstü oldukları için pandemi yasağına takılırlar.Diyeceksiniz ki…“Hiç mi kabahatleri yok.”Var.Olmaz mı!
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/ismail-saymaz/104-emekli-amiral-olayi-6355948/

 

5-Can Ataklı / Korkusuz

“Bunun adı yeni Ergenekon’dur”

Aynı senaryo uygulanıyor. Yine sabahın ilk ışıklarıyla birlikte komutanların evleri basılıyor. Deliller karartılmasın gerekçesiyle gözaltılar yapılıyor. Evler didik didik aranıyor, bilgisayarlara, telefonlara el konuyor. Tam bir Ergenekon ve sonrasındaki Balyoz kopyası… Kimse şaşırmasın, bugün 14 emekli komutanla başlayan gözaltılar, yine dalgalar halinde devam edecek, imzacı başka amirallerle birlikte, muhtemelen bir grup muvazzaf subay, muhalefetten bazı aydınlar, yazarlar, gazeteciler, bilim insanları ve siyasetçiler de dalgaların altına alınacaktır. Çünkü iktidar çok sıkıştı.
https://www.korkusuz.com.tr/bunun-adi-yeni-ergenekondur.html

 

6-Orhan Bursalı / Cumhuriyet

“Saray, en önemi kozunu kaybediyor mu?”

Montrö’nün feshine ve Kanal İstanbul’a ülkede büyük karşı çıkış, direniş var. Saray, ABD karşısında eline geçireceği bu en büyük kozun tehlikeye girdiğini düşünüyor olabilir. Emekli amirallerin bu önemli ve etkili karşı çıkış bildirisine gösterilen şiddet de bunu gösteriyor. Amirallerin çoğunu FETÖ ile ABD (tabii ki AKP ile birlikte) tasfiye etmişti, unutmayalım.  Şimdi emekli amiral yurttaşların sivil haklarına bu izansız saldırı ile “ikinci tasfiye”yi tamamlıyorlar adeta. Ama Saray’ın projesi de giderek suya düşüyor.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/saray-en-onemi-kozunu-kaybediyor-mu-1825899

 

7-Melih Aşık / Milliyet

“Amirallerin Gecesi”

104 emekli amiralin Montrö’yü savunan ortak bildirisi öyle anlaşılıyor ki, en az birkaç gün gündemin birinci maddesi olacak. Böylece işsizlik, enflasyon, korona virüs vs. ikinci plana düşecek. İlk yansımalar... Hemen her olaydan sonra iktidar bloğunun bölüneceği umuduna kapılan muhalefet, Amiraller Bildirisi ile bir anda ikiye bölündü. CHP amirallerden yana tavır aldı. Sözcü Faik Öztrak amirallerin bildirisinden darbe iması çıkarılamayacağını kaydetti, “amiraller fikir öne sürmüşlerdir” dedi. DEVA Partisi ve Gelecek Partisi, bildiriden “darbe iması” çıkardılar. Ahmet Davutoğlu Montrö’nün önemine değinmekle birlikte amirallerin açıklamayı gece yapmasını eleştirdi. İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener,  bildiriyi “Zevzeklik” olarak niteleyip “İktidar partisine üzerinde tepinme fırsatı doğmuştur” derken  Parti Sözcüsü Yusuf Ağıralioğlu bildiride aynen iktidar mensupları gibi “darbe iması” görenlerden... Genel Başkan Başdanışmanı, İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray’ın görüşü ise partisiyle tamamen tersti.
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/amirallerin-gecesi-6474489

 

8- Arslan Bulut / Yeniçağ

“ABD'nin hedefi ve Montrö kumpası!”

Montrö'nün tartışılmasına karşı bildiri yayınlayan emekli amirallerden Atilla Kıyat'ın 2019 yılında, Saygı Öztürk'e yaptığı açıklamalar var. Mehmet Ali Güller, konuyu bir mesajla gündeme getirdi. Bugünkü Montrö tartışmalarının, neden emekli amirallerin suçlanmasına dönüştürüldüğünü Kıyat'ın sözlerinden çıkarmak mümkün.Emekli Koramiral Atilla Kıyat, Saygı Öztürk'e ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in, Türkiye Büyükelçisi olduğu sırada kendisine Montrö'yü delme teklifinde bulunduğunu açıklamıştı. Kıyat, "Beni ziyaret edip sözleşmeyi delme fikrini anlattı. Karşı çıktım. İtiraz eden askerler kumpas mağduru oldu" demişti.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/abdnin-hedefi-ve-montro-kumpasi-58720yy.htm

 

9- Hakan Çelik / Posta

“Karadeniz bıçak sırtı”

Bugünlerin en fazla tartışılan konusu olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye için yaşamsal önemde. Anlaşma, barış ve çatışma anlarında farklı düzenlemeler getiriyor ve Ankara’ya geniş yetkiler tanıyor. ABD, Montrö’den kaynaklanan kısıtlamalardan rahatsız ve Türkiye’nin NATO üyesi olarak bu konuda daha ileri adımlar atmasını bekliyor. Geçmişte Rusya ile Gürcistan arasındaki krizde de Ankara ciddi ikilem içinde kalmıştı. Benzer durum bugün için de geçerli. Türkiye bir NATO üyesi. Bundan kaynaklanan yükümlülükleri var. Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgal ve ilhakı Ankara tarafından tanınmıyor. Ankara ve Kiev arasında çok yakın ilişkiler var. 10 Nisan tarihinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Türkiye’ye gelecek.
https://www.posta.com.tr/yazarlar/hakan-celik/karadeniz-bicak-sirti-2316904

10-Ahmet Hakan/ Hürriyet

“Amiraller bildirisine dair gelişigüzel ON NOT”

İlkokul zekâsına sahip çocuklar bile, bu bildirinin üslubunun… “Darbe iması” diye algılanabileceğini kestirir. En azından böyle kullanılacağını tahmin eder. Düşünün:Kurmay zekâsına sahip koca amiraller, bunu kestiremiyor.Belki de bilerek, isteyerek, kasten böyle yapıyorlardır.Neyse... Neyse...
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/amiraller-bildirisine-dair-gelisiguzel-on-not-41780099

 

11- Abdulkadir Selvi/ Hürriyet

“Erdoğan, tehlikenin farkında”

CHP’nin darbe sicili kabarıktır. 27 Mayıs’ta, CHP artı ordu eşittir darbe denklemi kurulmuştur. Buna rağmen isterim ki CHP de darbe karşıtı olsun. Ama her defasında hayâl kırıklığına uğrarım. Amirallerin darbe tehdidi karşısında CHP yine sınıfta kaldı. Amirallerin darbe tehditine destek veren tek lider Kılıçdaroğlu oldu. Henüz darbenin siyasi ayağı kim demiyorum ama, amirallerin siyasi ayağı kim, diye sormak hakkım olsa gerek.Çünkü CHP’li Aykut Erdoğdu darbe tehdidinde bulunanları savundu, meşru hükümeti tehdit etti. “Ben o mahkemede onların yargılanmalarını göreceğim. Bütün bu yargılanmaları TRT ekranlarından vereceğiz” dedi.Ben söyleyecek bir şey bulamıyorum. Siz bulursanız altına yazın.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/erdogan-tehlikenin-farkinda-41780872

 

12- Hande Fırat / Hürriyet

“Usul esastan önce gelir?”

Aslında ortada bir darbe tehditi olduğunu düşünmüyorum. 15 Temmuz’da bu milletin demokrasi ve ülke sevgisini; cesaretini gördükten sonra darbe arayışına girenin aklından şüphe ederim. Yine de konu artık yargının gündeminde. Ankara büromuzun başarılı muhabirlerinden Mesut Hasan Benli’nin de haberinde gördüğünüz gibi emekli amirallerin muvazzaf subaylarla irtibatlarının olup olmadığı da araştırılıyor. Umarım öyle bir ilişki çıkmaz, umarım karanlık ilişkiler, demokrasi dışı hesaplar artık geride kalmıştır. Ve umarım “askeri vesayet kokan, gece yarısı bildirileri” de artık geride kalır.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/hande-firat/usul-esastan-once-gelir-41780841?sessionid=2

 

13- Mehmet Barlas / Sabah

“Darbecilik ayıp ama her yatırıma karşı çıkmak daha da ayıp değil mi?”

Bizim emekli amiraller de Kanal İstanbul'a karşılarmış ve bunun Montrö'yü taciz edecek bir proje olduğunu düşünüyorlarmış. Bu muhtıracılar önce Montrö'nün aksak yanlarını bir görseler daha doğru olmaz mıydı? Örneğin, giderek artan tonajlardaki gemiler boğazlardan geçerken, kılavuz kaptan almaları zorunlu değil. Her metresinde farklı akıntıların karıştığı İstanbul Boğazı'nda bu dev gemiler bazen yalılara falan çarpıyor. Mesela bu konu ele alınabilir ve Montrö imzacıları ile görüşülebilir.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2021/04/06/darbecilik-ayip-ama-her-yatirima-karsi-cikmak-daha-da-ayip-degil-mi

 

14- Mahmut Övür / Sabah

“İmzacı komutanı halk kurtarmıştı!”
İlginç değil mi? "Akdeniz'de ne işimiz var?" denildiğinde susacaksın, Libya'ya gönderilen Mehmetçiğe "lejyoner" denildiğinde ayağa kalkmayacaksın, ABD Patriot vermediğinde aklına bildiri yazmak gelmeyecek, ama kimsenin tartışmadığı Montrö üzerinden gece yarısı bildirisi yayınlayacaksın.Bu işte bir bit yeniği olmadığını kimse söyleyemez, söylese de inandırıcı olmaz.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2021/04/06/imzaci-komutani-halk-kurtarmisti

 

15- Hasan Basri Yalçın / Sabah

“Muhtıra bu değilse nedir?”
Muhtıra olduğuna nereden mi karar veriyoruz? Tabii ki usulünden. Bir darbe veya muhtıranın ayırt edici özelliği içeriği değil usulüdür. İçeriğe bakarsanız dünya tarihinde darbe veya muhtıra bulamazsınız. Bütün darbeciler ifade özgürlüğünü kullandıklarını, görevlerini yerini getirdiklerini, ülkenin geleceğini önemsediklerini falan anlatır.Bu mantıkla Yaşar Büyükanıt'ın internette yayınladığı muhtırayı da zevzeklik olarak değerlendirirsiniz. Sonuçta Cumhurbaşkanlığı konusunda fikrini söylediğini düşünebilirsiniz. Aynı mantıkla FETÖ'cüleri de temize çıkarabilirsiniz. FETÖ'cüler darbeyi Atatürkçü bir metin gibi sunmadılar mı? "Yurtta sulh" sözünü kullanmadılar mı? Darbecinin istediği, zaten içeriğe bakmanızdır. O içerik, kullanılan tekniği gizlemek için üretilir.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2021/04/06/muhtira-bu-degilse-nedir

 

16- Hasan Öztürk / Yeni Şafak

“Gece yarısı yayımlanan “Amerika/NATO bildirisi””
En fazla da maalesef Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) içine sızdı Amerika ve ortakları.Darbelerin tümünün arkasında NATO ve Amerika olduğunu biliyoruz. Çok ilginçtir, 1960 darbesini “ilerici” diye ifade edenler oldu. O darbenin arkasında Amerika vardı. 1971 Muhtırası’nın ardında Amerika vardı. 1980 darbesini “gerici” bir darbe diye niteleyenler vardı ama yine “Bizim çocuklar başardı” diyenler Amerikalılardı.28 Şubat 1997 “Post modern darbesi”ni yapanlar TSK içindeki Batı Çalışma Grubu’ydu. İlginç olan o darbeciler için rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, “Türkiye’de Suriye tipi bir rejim isteyenler” demişti. İlginç olan Çevik Bir gibi NATO subayları o işin içindeydi.15 Temmuz 2016’da ise sözüm ona “cemaat” kisveli bir örgüt kullanıldı. FETÖ’cü alçaklar kullanılarak yapılan bir darbe ve iç işgal girişimiyle karşılaştık. İlginç olan o gece ve akabinde NATO’dan ve Amerika’dan “Paydaşlarımız, gözaltında” diyen açıklamalar geldi. NATO’da görevli birçok FETÖ’cü asker Amerika ve Batı ülkelerine iltica talebinde bulundu. O gece yayınlanan korsan bildiride her darbe bildirisinde olduğu gibi NATO’ya bağlılıktan söz edildi.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/hasan-ozturk/gece-yarisi-yayimlanan-amerika-nato-bildirisi-2058118

 

17- Kübra Par / Habertürk

“104 amiral bildirisi 4 nedenle sakıncalı”
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda tuğamiral olduğu öne sürülen bir ismin tekkede fotoğrafları ortaya çıkınca Milli Savunma Bakanlığı “Amiralin tarikat merkezindeki görüntüleri her yönüyle inceleniyor” diye açıklama yapmıştı. Şimdi bu örnek üzerinden topyekûn irtica imasında bulunmak, soruşturma sürdüğü halde bildiri yayınlamak hem Türk Silahlı Kuvvetleri’ni topyekûn töhmet alında bırakır hem de vesayet hevesli bir tavırdır. Yanlıştır.
https://www.haberturk.com/yazarlar/kubra-par-2561/3028670-104-amiral-bildirisi-4-nedenle-sakincali