Köşe Yazıları Yorumsuz - 5 Ocak 2021 Salı

5 OCAK 2021, SALI
KÖŞE YAZILARI



1) Hasan Öztürk/ Yeni Şafak
“CHP'nin arka bahçesinde kurulmak istenen tezgah”
Alev Coşkun, 2021’de erken seçim olacağından söz ediyor. Seçim sonrası AK Parti’nin iktidarı devretmeyebileceği gibi çok uçuk bir iddiada bulunuyor. Bu iddiası üzerinden İnönü’ye atıf yapıp onun cümleleri üzerinden şu anki iktidarı mutlakiyete gitmekle itham ediyor.

Aynı gazetenin bir başka sayfasında, “Seçim kararı almazsan, darbe gelir” anlamına gelen cümleler kuruluyor. Ve o cümleler sosyal medya hesaplarından paylaşılıyor.

Anlaşılan o ki, birileri “erken seçim” çağrısı yapıyor. Birileri, “erken seçim olmazsa darbe olabilir” diye tehditler savuruyor.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/hasanozturk/chpnin-arka-bahcesinde-kurulmak-istenen-tezgh-2057269

2) Abdullah Muradoğlu / Yeni Şafak
“Trump'ın sadakat testi”
Trump 2024’te aday olmayı düşünüyor ise “Cumhuriyetçi Parti”nin Kongre Liderliklerini de kendisine yakın isimlerle tahkim etmek isteyecektir. Senato, ABD Başkanlarını sınırlayan en önemli güç merkezi. Trump, partisinin delege tabanını tahkim ediyor. Daha popülist ve daha Sağ’da yeni bir Cumhuriyetçi Parti inşa etmek istiyor. Parti’nin ana akım Merkezci kanadıysa Trump’ın kenara çekilmesinden yana.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/abdullahmuradoglu/trumpin-sadakat-testi-2057267

3) Taha Akyol / Karar
" Ey üniversite"
Sayın Bulu’nun BOÜ’ye rektör olarak atanması, daha liyakatlisi bulunamadığından değil, belli ki, partili olmasındandır. AK Parti’nin ilçe teşkilatlanmasında görev almış, aday olarak da seçimlerde çalışmış.

Mesele, kişiler meselesi değil. Mesele siyasi tercihin akademik değerlerden önce gelmesidir. Bunu ideolojik tercih olarak öbür yönde 9. Cumhurbaşkanı Sayın Sezer de yapardı ve ben onu da eleştirirdim.
https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/ey-universite-1588167

4) Fuat Uğur / Türkiye gazetesi
“Cem Yılmaz’ın gizli sponsorları küresel ilaç şirketleri mi?”
Sosyal sorumluluk projeleri denince, kendine PR katkısı olanlarını tercih eden ya da yeni filmlerinin sponsorluklarını açık ya da kapalı olarak üstlenen firmaların dümen suyunda giden Cem Yılmaz’ın uzun zamandır güvenilirliğini ve inandırıcılığını kaybettiğini biliyorduk. Kazdağları’nda ağaç kesiliyor diye duyar kasıp, PKK Türkiye’nin ormanlarını yakınca ve yaktığını da göğsünü gere gere açıklayınca dili bir yerine kaçan, kucağına aldığı kaz hatırlatıldığında da “Kazın ayağı öyle değil” diye kıvıran o olduğu için tabii ki bizler anladık niyetini. Ama yine de Türkiye’de birbirine inanıp embesillik voltronu oluşturmaya yatkın epeyce bir kitle olduğundan “Vay efendim nasıl olur da SMA’lı hastalar devlet tarafından tedavi edilmiyor” yaygarası koparıldı.
https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/616979.aspx

5) Ahmet Takan / Korkusuz
“Saray, seçim kazanmanın formülünü buldu!..”
Saray, üzerinde çok konuştuğu yeni seçim sistemi konusunda çalışmalarını hemen hemen bitirdi. Seçim barajının yüzde 7’ye çekilmesi ile daraltılmış bölge sistemi tamam gibi… Ufak bir pürüz var… Büyük ortak küçük ortağı listeler konusunda ikna edemiyor. Saraydan MHP’ye giden teklife göre, seçime Cumhur İttifakı yerine AKP’den tek listeden girilmesi öneriliyor. AKP, MHP’ye toplamda 40-45 milletvekili çıkaracağı şekilde kendi listesinden bazı bölgelerde birinci ve ikinci sıraların garantisini veriyor. MHP ise bugün itibariyle bu teklife yanaşmıyor, Cumhur İttifakı’nda ısrar ediyor. Sarayda yapılan hesaplamalara göre (anketlerde görünen rakamlar AKP yüzde 35, MHP yüzde 10 civarı baz alındığında), Cumhur İttifakı korunarak daraltılmış bölge sistemi ile seçime girildiğinde 350-360 civarında, tek başına AKP listelerinden girildiğinde ise 400 milletvekili çıkarıyorlar. Eğer hayalleri ve hesapları tutarsa bu da Anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmaları demek.
https://www.korkusuz.com.tr/saray-secim-kazanmanin-formulunu-buldu.html

7) Orhan Uğuroğlu / Yeniçağ
“Türkiye bu hain tezgâhı bozmalıdır ”
Değerli okurlarım,Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın şu söylemi de çok önemli:- "Terör örgütü PKK'yı Irak'ın kuzeyinden başlayarak bitirmeye kararlıyız. Çalışmalarımızı aynı azim ve kararlılıkla sürdürerek milletimizi bu terör belasından kurtaracağız."Bu konuya daha geniş bir pencereden de bakmamız lazım.Para olmadan, silah olmadan, siyasi destek olmadan 30 bin kişi nasıl terörist olur?Türkiye'nin bu terör bataklığını kurutması için gerek ülkemizde gerekse uluslararası alanda siyasi çalışmalara ağırlık vermesi gerekiyor.Eğer HDP Türkiye'de siyaset yapmak istiyorsa PKK terör örgütünü şiddetle ve nefretle kınamalı, silahları bırakma ve silahlı eylemlerine son vermesi için çağrı yapmalıdır.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/turkiye-bu-hain-tezgahi-bozmalidir-57890yy.htm

8) Ali Karahasanoğlu / Yeniakit
“Sen neyi gördün ki, kontrgerillayı da göresin, Başbuğ!”
“Bak, ABD de.. CIA Başkanı da.. ‘Erken seçim olsaydı, CHP iktidar olabilirdi’ diyor...” açıklaması ile, rezalete tüy dikiyor..Bu nasıl millilik? Bu nasıl cumhuriyetçilik? Bu nasıl emperyalizm karşıtlığı? Bu nasıl bağımsızlık yanlılığı?
Ve Başbuğ’un en kral cümlesi: “3 Aralık 1990 günü Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan meşhur Özel Harp Dairesi’ne ilişkin basın toplantısında, Özel Harp Dairesi’nin bünyesinde ‘kontrgerilla’ diye bir kuruluş veya böyle bir görevin bulunmadığı net olarak açıklanmıştır. Ben de öyle bir yapılanmayı ne gördüm ne de şahit oldum.”
Sen ne gördün ki, Başbuğ? Yanındaki yaverini görmeyen, kontgerillayı nasıl görebilir ki, Başbuğ?
https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ali-karahasanoglu/sen-neyi-gordun-ki-kontrgerillayi-da-goresin-basbug-34611.html

12) Hayri Kozanoğlu / BirGün
“Amerikan emperyalizminde yeni bir sayfa açılıyor”
Önümüzdeki dönemde Biden dönemindeki stratejik ve taktik değişiklikleri yakından izleyen, buna göre tepki veren anti-emperyalist mücadele çizgisi benimsenmelidir. Aslında NATO üyeliği, ABD’nin Ortadoğu ve dünya politikalarına bakış konusunda AKP rejimi ile muhalefet bloku arasında köklü bir bakış farkı yok. Hatta Millet İttifakı’nda ve liberal çevrelerde Biden’a, Türkiye’deki insan hakları ve demokrasi ihlallerinden yola çıkarak umut bağlayanlar az değil. Bu nedenle öteden beri tutarlı bir anti-emperyalist tavrı bulunan biz sosyalistlere önümüzdeki dönemde, emperyalizmi teşhir etmek, özellikle militarizm konusunda kamuoyunu doğru bilgilendirmek anlamında büyük sorumluluk düşüyor. Bu duruş asla Rusya’nın ve Çin’in dümen suyuna girmekten, Avrasyacılık ideolojisine sarılmaktan geçmiyor. Tam aksine oralardaki baskıcı, otoriter, anti demokratik rejimlere eleştiriden geri durmayan, emekçi kesime reva görülen haksız muameleye tepkisini koymaktan çekinmeyen bağımsızlıkçı bir hatta sarılmak gerekiyor.
https://www.birgun.net/haber/amerikan-emperyalizminde-yeni-bir-sayfa-aciliyor-