Köşe Yazıları Yorumsuz - 4 Ağustos 2020 Salı

4 Ağustos 2020, SALI
KÖŞE YAZILARI



1-Abduülkadir Selvi- Hürriyet
“İnce yılbaşında partisini kuruyor”

 

Muharrem İnce’nin yakın зevresine kuracağı partinin ilkelerini şцyle sıraladığı ifade ediliyor:
1- Yeni parti hiз siyaset yapmamış, alanında uzman olan yeni isimler tarafından kurulacak.
2- CHP’den ayrılan Muharrem İnce’nin ekibinin kurduğu parti gцrьnьmь verilmeyecek. Partide eski CHP’li sadece Muharrem İnce olacak.Bu aynı zamanda CHP’ye yцnelik bir eleştiriyi de iзeriyor. Partinin omurgasının bir yerlere kaydığı iddiasını taşıyor.
3- Partinin bir ayağı Kandil’de, bir ayağı Ankara’da, bir ayağı Moskova’da, bir ayağı İran’da, bir ayağı Brьksel’de olmayacak. İki ayağı da Ankara’da olacak.
4- Yeni parti Tьrkiye’ye hitap edecek. Sağ-sol, Alevi-Sьnni, başцrtьlь-başı aзık gibi bir kaygısı olmayacak.
5- Cumhuriyetзileri bir зatı altında toplayacak bir parti olacak.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/ince-yilbasinda-partisini-kuruyor-41579041

 


2-Ahmet Hakan-Hürriyet
“Benim gözümde muharrem ince olayı”

 

Kendisini öyle büyük nezaketsizliğe maruz kalmış, kendisini öylesine dışlanmış, kendisini öylesine CHP dışındaki minik partilere tercih edilmiş falan hissediyordu ki...
Evet, ayrı parti kurabilirdi. Evet, CHP’yi bırakabilirdi. Evet, CHP yöneticilerinden bu kadar ayrı düşmüş olabilirdi. Evet, partisinden tamamen umudu kesmiş olabilirdi.Peki bardağı taşıran son damla neydi acaba?Onun da cevabını buldum:Partisinin oyunu 40 yıl sonra sekiz puan arttıran cumhurbaşkanı adayı olduğu halde kurultayda en arkaya oturtuldu ya...
Bardağı taşıran son damla, sanırım işte bu lanet olası damla oldu.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/benim-gozumde-muharrem-ince-olayi-41579036



3-Mehmet Barlas- Sabah
“FETÖ Kılıçdaroğlu’ndan bir şey olmayacığını düşünürse İnce’ye yer açılır”

 

Ancak bütün bu durumları değerlendirirken siyasetin ebedi ve ezeli gerçeklerini de hiç unutmayalım. Hiçbir siyasi lider yerini isteyerek bir başka kişiye bırakmamıştır. Deniz Baykal'ın Kılıçdaroğlu'na koltuğu bırakması, bir FETÖ komplosu sonucu gerçekleşmiştir. Eğer FETÖ Kılıçdaroğlu'ndan hiçbir şey olmayacağını düşünürse, bakarsınız bir kaset komplosu da onu hedef alır. Yani o zamana kadar Muharrem İnce'ye CHP'den ekmek çıkmaz. Herhalde Muharrem İnce bu gerçeklerin farkındadır.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2020/08/04/feto-kilicdaroglundan-bir-sey-olmayacagini-dusunurse-inceye-yer-acilir



4-Salih Tuna-Sabah
“Okumadan imzalamış”

 

Ne zamanki bu açıklama yapıldı...
Muhafazakar mahallede İstanbul Sözleşmesi'nin şiddetle eleştirilmesini ellerini ovuşturarak izleyen CHP'den Meral Hanım'a ordan Koç'lara kadar cümbür muhalefet savunmaya geçti.
Bu arada, Kılıçdaroğlu'nun mezkur sözleşmeyi okuduğunu hiç sanmam. Liyakatli dostları bile okumadan imza atmış o nereden okusun?!Zira, Akit gazetesi yazarlarından Abdurrahman Dilipak (tartışmalara neden olan yazısına açıklık getirmek için birkaç gün evvel yaptığı bir konuşmada) şunu söyledi: "Ben Ahmet Davutoğlu'na sordum nasıl imza attın diye. 'Okumadım' dedi. Eline sağlık ötekiler de öyle..."Gördünüz mü "liyakati," okumadan imzalamış! Demek okusa, imzalamayacakmış!Acaba öyle mi?
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2020/08/04/okumadan-imzalamis

 

5-Muharrem Sarıkaya-Habertürk
“İçüncü ittifak mı”

 

Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen milletvekilleri de demeç olmamak kaydıyla İnce ve arkadaşlarının parti arayışını yorumlamayı tercih ediyor.Parti kurma çabasının nedeni üzerinde beş ihtimal üzerinde duruluyor.
1- İnce’ye birileri parti kurarsa önemli bir kazanım sağlayacağına dönük veriler sunmuştur; ama ona bunu sunanların amacı bilinsin ki Davutoğlu ve Babacan’ın AKP’den ayrılışana karşı atak girişimidir. Kendinden kopan kadar CHP’den de oy kopararak dengelemede bulunma çabasıdır. Davutoğlu ve Babacan’ın kopardığı kadar İnce de CHP'den koparsın arayışıdır. Bilmedikleri CHP’den ayrılanların bu dönem kopma yaratmayacağı…
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/2762932-ucuncu-ittifaki-mi

 

 

6-Abdurrahman Yıldırım-Habertürk
“Yerli yüksek kazançta yabancı büyük kayıpta”

 

Daha çok banka hisselerinde pozisyonlanan yabancı yatırımcılar aynı zamanda kararlı bir şekilde satış yaptılar. Hem kendi satışlarından, hem de yerlilerin yabancı hisselerine dokunmama, büyük hisse senetlerine girmeme eğiliminden dolayı Banka Endeksi temmuzda yüzde 13.6, yılın 7 aylık döneminde de yüzde 29.7 geriledi.
-Yerliler yüzde 12 ve yüzde 53 artan endekslere yönelirken, yabancılar kendi satışlarının da etkisiyle banka endeksinde yüzde 30 kayba uğradı.
https://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/2762792-yerli-yuksek-kazancta-yabanci-buyuk-kayipta

 


7-Tamer Korkmaz-YeniŞafak
“Biz kadına karşı şiddeti önlesin diye imzaladık LGBT lobisi kalkan yaptı”

 

Peki, sözleşmeden çıkılırsa ne olur?Bence hiçbir şey olmaz. Tek bir şart ile. O da mevcut yasanın açıklarının tadilatı. Yani burada erkeğin de mağduriyetini giderici düzenleme şart. Ve özellikle aile, aile bireylerinin hakları konusu da...TÜRGEV Başkanı Fatmanur Altun ise seri tivitler atarak tartışmaya katıldı. Özetin özeti şu: “Esas olan, kadına karşı şiddeti bitirmektir. İstanbul Sözleşmesi bu noktada yetersiz kalmıştır.”Biz kadına karşı şiddeti bitirmek için var gücümüzle çalışmalıyız ki sözleşmenin de ötesine geçelim. İstanbul Sözleşmesi her ne kadar kadına karşı şiddeti önlemeyle ilgili olarak kaleme alınmış olsa da zamanla LGBT lobisi tarafından istismar edilmiştir.İstanbul Sözleşmesi’ni kalkan yaparak LGBT ideolojisinin dayatılması ise asla kabul edilemez.Son iki yıldır özellikle bazı CHP’li belediyelerin LGBT lobiciliğine soyunması da dikkate değer doğrusu.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/hasanozturk/biz-kadina-karsi-siddeti-onlesin-diye-imza-attik-lgbt-lobisi-kalkan-yapti-2055854

 


8-İbrahim Kiras-Karar
“İstanbul Sözleşmesine kim neden karşı”

 

Bir toplumda işler ters gitmeye başladığında insanların zihninde çeşitli sorular belirebilir, diyor ünlü Ortadoğu tarihçisi. “Avrupa’da dün, Ortadoğu’da ise bugün böylesi bir durumda en yaygın şekilde akla gelen soru ‘Bunu bize kim yaptı?’ sorusudur.” “Ama Osmanlılar” diyor Lewis, “tarihlerindeki en büyük badireyle karşılaştıkları zaman farklı bir soru sordular: Biz nerede hata yaptık?”
Evet, o soru sayesinde biz yana yakıla dertlerimize çare aradık; Tanzimat gibi, Meşrutiyet gibi adımlarla topyekûn modernleşme yoluna girdik. Bugün o soru sayesinde ayaktayız. Daha doğrusu “Biz nerede hata yaptık” diye soranlara kulak verip “Bunu bize kim yaptı” diye soranların peşinden gitmediğimiz için.
https://www.karar.com/istanbul-sozlesmesine-kim-neden-karsi-1578294

 


9-D.Mehmet Doğan- Karar
“Hilafet korkusu”

 

Lozan müzakereleri kesildikten sonra tavır değişikliği dikkat çeker. İngiltere hilafet konusunda ayak diremektedir. Bunu zamana yayarak halletmek Cumhuriyet yönetiminin siyasi bir meselesi olmuştur. Hilafetin kaldırılması konusunda iç kamuoyuna sürekli yalan söylenmiştir. Hilafeti İngilizlerin istediği yalanı o kadar abartılmıştır ki, komik durumlara düşülmüştür. İki tescilli İngiliz ajanının hilafetin kaldırılmaması konusunda İsmet Paşa’ya gönderdiği mektup her nasılsa İstanbul basınının eline geçmiş, bu da İngilizlerin hilafetin kaldırılmamasını istediği yönünde kullanılmıştır. Oysa bu iki İngiliz ajanı dini görüş itibarıyla hilafete karşı gulatı şiiadan kişilerdir! Hilafet dinî olmaktan çok siyasî bir kurumdur. Mantıken en güçlü İslâm devleti hilafeti temsil eder. Güçsüz hilafet olmaz. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar böyle bir güce sahip olduklarına inansalardı, hilafetten vazgeçmezlerdi. Hilafetin taşınamayacağı bilindiği için böyle bir yola gidilmiş, bunu örtmek için katmerli yalanlar piyasaya sürülmüş ve hilafet etrafında bir korku duvarı örülmüştür.
https://www.karar.com/hilafet-korkusu-1578298

 


10-Can Ataklı-Korkusuz
“Darbe önceden biliniyormuş”

 

Vardığım sonuç şu; kimse bu hareketi sadece “parti bölünüyor, lider olamayan parti kuruyor” gibi değerlendirmesin. Anladığım kadarıyla hareket gayriciddi değil ve arkasına ciddi bir destek alabilir.Sonra ne olur, şimdiden kestirmek zor tabii.Onu da önümüzdeki günlerde irdelemeye devam ederiz.ÖNEMLİ NOT: Küçük bir izlenimimi aktarmak istiyorum. Muharrem İnce, “yeni hareketin başı mı, yoksa başlayan bir hareketin içinde mi?” sorusu da çok önemli. Asıl sürprizorada çıkabilir.
https://www.korkusuz.com.tr/darbe-onceden-biliniyormus.html

 


11-Naci Beştepe- Veryansın
“Kime neye düşmanım”

 

Modanın öncüsü Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek.
Bilgi, birikim, deneyim açısından dolu dolu bir insan ve mücadele örneği olan Doğu Bey Silivri’den çıktığında “kınından çıkmış bir kılıç gibi” iken sürekli sağ yaparak “kozasından çıkmış pamuğa” döndü.
O kadar ki, RTE/AKP’nin toplumda tartışma yaratan her hamlesinde Bahçeli’yi geçen çıkışlarla, destek vermenin ötesine geçip kalkan oluyor.
Son iki olayı anımsarsak;
Danıştay’ın Ayasofya kararını hukukçu olarak doğru buldu.
İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması çalışmasını haklı buldu.
Ama pek çok duayen hukukçu Danıştay’ın kararının yanlışlığını vurguladı.
İstanbul sözleşmesi'ni en çok sahiplenen de RTE'nin kızının başkan yardımcısı olduğu dernek (KADEM) oldu.
Bu iki konu, başkanın her dediğini doğru ve öngörü ürünü olarak gören partilileri bile zıvanadan çıkardı. Başkanın görüşüne aykırı yazılar, söylemler gırla gidiyor.
Aykırı düşünen ve açıklama yapan fazla olunca Oktay Yıldırım’a yaptığı gibi kapıyı gösteremiyor.
Bunlar Vatan Partisi’nin sorunları deyip geçiyorum esas konuya, Tayyip Erdoğan düşmanlığına.
https://www.veryansintv.com/kime-neye-dusmanim