Köşe Yazıları Yorumsuz - 3 Ekim 2020 Cumartesi

3 EKİM 2020, CUMARTESİ
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Salih Tuna-Sabah
“Keşke İsmail akdar olsaydın be oğlum”

Mesela, "Derginin bir önceki sayısında ise Doğu Perinçek, emperyalist kapitalist sistemin büyük tanrısının 'eşcinsel' olduğunu iddia etmişti..." demişler.
Mahut yalanı maskeleme gayretinin ibretlik gösterisi. Zira, ürettikleri haberin bağlamı belli.
Teori Dergisi'nin yayın kurulu üyesi Gaffar Yakınca'yla konuştum.
Sayın Cumhurbaşkanımızın BM konuşmasının sadece Türkiye için değil tüm dünya için devrim niteliğinde olduğunu, yayın kurulu üyesi olduğu derginin bu konuşmanın tam metnini yayımlamasından şahsen gurur duyduğunu belirtti.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2020/10/03/keske-ismail-kadar-olsaydin-be-oglum

2-Hasan Basri Yalçın-Sabah
“Rusya’nın Karabağ yaklaşımı”

Bu nedenle Rusya Ermenistan'dan da çeşitli tavizler koparmanın peşinde. Mesela işgal altındaki 7 bölgeden beşinde işgalin sonlandırılmasına Rusya sıcak bakıyor ama Ermenistan bu teklife yaklaşmıyor bile. Bu nedenle Rusya için Azerbaycan'ın bu beş bölgeyi askeri yöntemlerle ele geçirmesi de bir seçenek olarak beliriyor. Böylece hem Paşinyan'ın burnu sürtülür hem de Azerbaycan'ın beklentileri biraz olsun karşılanmış olur.Eğer bu akıl yürütme doğruysa Azerbaycan özellikle Karabağ'ın doğu ve güney taraflarındaki beş bölgeyi ele geçirene kadar Rusya sessizliğini koruyabilir. Plan o tarihte müdahil olup bir müzakere masası kurmak olabilir.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2020/10/03/rusyanin-karabag-yaklasimi

 

3-Levent Yılmaz-YeniŞafak
“Nir neo liberalizm eleştirisi”

Biraz sert bir giriş olacak ama doğrusu bu. Neo-liberalizm, belli bir çerçevede işleyen piyasa inşasını değil o çerçeveyi belirleyecek kurumları dizayn etmeyi amaç edinmiştir. Yani bugün gördüğünüz pek çok uluslararası kurum, örgüt, bankacılık ve merkez bankacılığı anlayışı bu kapsamda incelenmelidir. Stiglitz’in de yaptığı buydu.Neo-liberalizmin dayatmalarını, piyasaların kendi kendini düzenleyeceği ve belirli bir noktada dengeye geleceğini savunan piyasa köktenciliği üzerinden okursak; neo-liberallerin özünde piyasalara değil, piyasalar üzerinde etkin olan devletler, yasalar ve başkaca kurumları dizayn etmeye odaklandığını gözden kaçırırız. Bunu gözden kaçırmak demek, algıya teslim olmak demektir.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/leventyilmaz/bir-neo-liberalizm-elestirisi-2056398

 

4-Mehmet Ali Güller-Cumhuriyet
“Üç cephede Türkiye Rusya ilşikisi”
Kuşkusuz bu, kökleri “siyasal İslamcıların” ve “ırkçı Turancıların” antikomünizm üzerinden Amerikan emperyalizmiyle işbirliğine girdikleri sürece dayanan bir anlayışın günümüze yansımasıdır. AKP’nin, hatta AKP - MHP ittifakının genetik kodlarında bu anlayış fazlasıyla var. O nedenle 15 Temmuz sonrasında başlayan Rusya’yla yakınlaşmayı, stratejik bir seviyeye çıkarmıyorlar ve tersine bu yakınlaşmayı ABD’yle pazarlıklarının konusu yapıyorlar. Hatta SETA sözcüleri, Ankara - Moskova ilişkisinin esas yönünün, Batı adına Rusya’yı dengelemek olduğunusavunuyorlar!
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/uc-cephede-turkiye-rusya-iliskisi-1770731