Köşe Yazıları Yorumsuz - 28 Aralık 2020 Pazartesi

28 ARALIK 2020, PAZARTESİ
KÖŞE YAZILARI


 
1)    Orhan Uğuroğlu/ Yeniçağ
“Erdoğan ve Bahçeli niye bekliyorsunuz?
Değerli okurlarım,İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dedi ki;"Meclis'te, bir kez bile PKK'yı kınamayan, tam tersine onları iştahlandıran Demirtaş teröristtir. AİHM'in almış olduğu karar boşlukta bir karardır…"Birincisi, Demirtaş "terörist" iddiasıyla yargılanan hüküm giymemiş bir kişidir. İkincisi, PKK'yı iştahlandıran Demirtaş ise HDP eş genel başkanı olduğu için HDP'nin kapatılması amacıyla AKP'nin derhal MHP'nin çağrısına destek vermesi lazımdır. Üçüncüsü, AKP ve MHP ortak bir dilekçe ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına "HDP kapatılsın" diye başvurmalıdır. Dördüncüsü, Türk Ceza Yasası, "Suçu ve suçluyu gizlemenin de suç" olduğunu hükme bağlamıştır.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogan-ve-bahceli-niye-bekliyorsunuz-57822yy.htm
 
2)    Ahmet GÜRSOY/ Yeniçağ Gazetesi 
‘AKP, HDP'yi ortaklığa mı zorluyor?
Üstelik tek satır bir dilekçe bile yazıp -mesela Vatan Partisi gibi- götürüp yargıya müracaat ettikleri de duyulmadı. Aylarca günlerce durdu durdu aklına geçen hafta bu geldi.Biz de inandık.Hem MHP ve hem de AKP, bal gibi biliyor ki AHİM kararları bağlayıcı. Çünkü her ikisi de bu kararların Meclis'ten geçtiğini biliyor. İlk Kopenhag kriterlerinin altında MHP'nin de imzası var. O günlerde "MHP nasıl olur da Türkiye'nin egemenlik haklarının üstüne Avrupa'yı oturtur" diye tartıştık.
AKP, HDP'yi ortaklığa mı zorluyor? - Ahmet GÜRSOY
 
3)    Vedat Bilgin / Akşam Gazetesi 
“Muhalefetin yerlisi olmaz mı?
Birçok sivil inisiyatifin olması çağın sorunlarına karşı insani toplumsal bir sorumluluktur. Bu süreçte emperyalist devletlerin hedef ülkelerde güdümlü hareketler oluşturmak için nasıl harekete geçtiği ise bilinen bir konudur. Burada Biden’ın Türkiye’ye yönelik bakışında ‘sivil toplum çalışmaları’ için ayırdığı kaynaktan söz etmesini hatırlamak yeterlidir.
Türkiye gibi kendi coğrafyasında emperyalizmle tarihi çelişkiler yaşayan bir ülkede, muhalefetin yerli olması hayati bir konudur. Bu, muhalefetin iktidarın yanında yer alması için değil, iktidarı eleştirirken ülkenin demokrasisini, kültürünü, ekonomik çıkarları da dahil bütün hukukunu savunması kapsamında olmalıdır.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/vedat-bilgin/muhalefetin-yerlisi-olmaz-mi/haber-1136848
 
4)    İbrahim Karataş /Akit Gazetesi 
“İsrail ile barış(ma)mak”
Ankara’nın İsrail ile ilişkileri tekrar gündemde.
Türkiye’nin Filistin davasını savunurken verdiği tepkinin ölçüsü ve izlenen politikalar tartışmaya açıktır. Mesela ilişkiler hangi ülkeyle kötü olursa olsun büyükelçi çekmek yanlış bir karardır. Eğer bir ülkeyle savaşta değilseniz büyükelçinizin olması diyalog bağlamında elzemdir. Ayrıca ikili ilişkilerdeki kopuş çok sert ve keskin olmamalı ki bir daha ki sefere barışmak kolay olabilsin. Sanırım hükümet bu konuda daha iyisini yapabilirdi.
https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ibrahim-karatas/israil-ile-barismamak-34534.html


5)    Azmi Karaveli / Duvar Gazetesi 
“Akpınar, Demirtaş, Dündar ve Kavala’yı aynı anda savunabilmek”
Ulusalcılar ya da Kemalistler, AİHM kararına rağmen net bir tonda savunmuyor. Atatürkçü oldukları için Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’e sol cenahtan tam bir destek (2018’de HDP’nin, Paylan’ın açıklamaları olsa da…) gelmiyor. Bütün Gezi sürecinin tek sorumlusu olduğu iddiasıyla cezaevinde yatan Osman Kavala'nın, liberal-Sorosçu yaftalamasıyla birçok kesimin mesafeli yaklaştığı bir ismin, yakın arkadaş çevresinin çabaları olmasa neredeyse adını duymayacağız. Can Dündar, Perinçek ve Bahçeli’nin zamanında hakkında haberler ya da konuşmalar yaptığı MİT tırları haberiyle müebbete yakın ceza aldı.
https://www.gazeteduvar.com.tr/akpinar-demirtas-dundar-ve-kavalayi-ayni-anda-savunabilmek-makale-1508468
 
6)    Orhan Bursalı/ Cumhuriyet
“AİHM kararına uymak anayasa emridir?”
“Demirtaş teröristtir, şu kadar kişinin katilidir..” sözleri hukuki değil, siyasidir; Demirtaş ve HDP’yi bir zamanlar dost ve müttefik olarak kabul eden, dahası onların oyuyla başkan seçilmeyi planlayan iktidar ve yandaşlarının, şimdi siyaset değişince kin ve nefretlerinin ana öznesi yapmasından kaynaklanıyor.
“Teröristtir”, hukuki ve kesin bir mahkeme ve yargılama sonucu bir karar olabilir.
Siyasilerin peşinen “terörist ve katil” damgası vurması, mahkemelere de verilen bir talimattır, demokratik hukuk devletinde bu işler tamamen adil yargılamalara ve özgürce karar verecek mahkemelere bırakılır.
Ama Türkiye’de bu iki durum da yoktur.
Özellikle siyasetin ateşli konuları, yarar - zarar kazanç hesapları göz önüne alındığında ve söz konusu olduğunda, bahis konusu bile edilemez. 
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/aihm-kararina-uymak-anayasa-emridir-1801895
 
7)    Mustafa Balbay / Cumhuriyet
“AKP Libya’daki kazanımlarını kaybediyor!” 
Mezhepçi politikalarla komşularını hedef alan ve Doğu Akdeniz’de yalnız kalan AKP hükümeti, bu tablo karşısında ABD ve AB’ye “beyaz sayfa açma” önerisiyle zaman kazanma peşinde. Oysa Ankara o beyaz sayfayı Şam ve Kahire’yle açmalı!
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/akp-libyadaki-kazanimlarini-kaybediyor-1801900
 
8)    Çetiner Çetin / Haber Türk 
“PKK’ya Haşdi Şaabi kalkanı”
PKK nereye gidiyor sorusuna hemen yanıt vereyim. PKK’nın bir kolu olan Şengal Savunma Birlikleri (YBŞ), yapılan bir anlaşma çerçevesinde Haşdi Şaabi saflarına yerleştirilerek Şengal’de kalmaya devam ediyor.
 
Bu yapılan anlaşma çerçevesinde bin 500 militan daha Haşdi Şaabi’nin 80’inci birliğine yerleşti ve onlar da Haşdi Şaabi kimliği aldılar. Mart ayına kadar 7 bin militan daha Haşti Şaabi şemsiyesine girecek. PKK’nın başka bir grup veya gücün içerisinde kendine yer bulması Sincar’da durumu eski haline getirir ve Sincar’dan çıkmaları konusunda bir ilerleme sağlanamaz.
https://www.haberturk.com/yazarlar/cetiner-cetin/2917928-pkkya-hasdi-saabi-kalkani
 
9)    Kerem Alkin/ Sabah 
“AB’nin geleceği ve Türkiye”
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'ın değerlendirmeleri de, AB-Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Ryszard Czarneck'ın açıklamaları da, enerjinin Türkiye ile AB arasında 'pozitif gündem' oluşturmaya odaklanması gerektiğini belirtiyorlar. Avrupa'nın saygın siyasetçileri ise, bu yönde ilk yapıcı adımın AB kanadından gelmesi gerektiğini belirtmekteler. 2021'i Türkiye ve AB açısından 'ortak gündem' oluşturmaya yoğunlaştırmak, Avrupa'nın geleceğini değiştirecek sonuçlara pozitif katkı sağlayacaktır.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2020/12/28/abnin-gelecegi-ve-turkiye

 

10) Hasan Basri Yalçın/ Sabah Gazetesi
“AİHM Siyasi Kararı”
Ama nedense Türkiye Demirtaş'a haksızlık yapıldığı suçlamasıyla karşı karşıya. Tutuksuz yargılanması gerektiğine dair bir karar bile Demirtaş rehin tutuluyor diye anlatılıyor. HDP de kendine buradan bir siyasi rant devşiriyor… Yargılamaların süratle yapılması gerektiğine kimse itiraz edemez. Ama bu tutuksuz yargılama işi öyle çok da masum değil. Tutuksuz yargılama için salıverilen birçok FETÖ'cünün gözümüzün içine baka baka kaçtığına hepimiz şahit olduk. O nedenle mahkemelerin bu konudaki hassasiyetini anlamak lazım. Ama kararın bir an önce verilmesi gerektiği de ortada. Terörle ilintili suçların yargısı ne kadar hızla sonuçlanırsa toplumsal barış için o kadar faydası var.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2020/12/28/aihmnin-siyasi-karari