Köşe Yazıları Yorumsuz - 24 Mart 2021 Çarşamba

24 MART 2021, ÇARŞAMBA

KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Melih Altıok / Sabah

“Helal olsun Doğu Bey!"

Geçen gece bir kanalda da bu mevzu ilk gündem olarak tartışılıyordu. Konuklardan biri de Doğu Perinçek'ti. Programın liberal, solcu ve milliyetçi konukları, "İmam niye konuşuyor" derken, Perinçek "Türkiye'de bir imam korkusu var. Herkes konuşuyor, o da konuşabilir" dedi. Doğu Bey, "Marx yaşasa İstanbul Sözleşmesi'ni savunurdu. Siz niye böyle yapıyorsunuz" şeklindeki akla ziyan itirazlara rağmen desteğinin "İçerikle değil, fikirleri özgürce ifade etme hakkıyla" ilgili olduğunu tane tane anlattı.

Hatta programın güya özgürlükçü konuklarının, 12 Eylül paşaları gibi "Ama devlet memuru..." itirazlarına da pabuç bırakmadan "ifade özgürlüğünü" amasız savundu. Kendisine şiddetle katılıyorum.

https://m.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/03/24/helal-olsun-dogu-bey

2- Orhan Uğuroğlu / Yeniçağ

“MAKYAJ AKP'Yİ CANLANDIRAMAZ”
Habertürk televizyonunda canlı yayın:
Nagehan Alçı dedi ki;
- "Çözüm Süreci bir devlet projesiydi..."
Doğu Perinçek dedi ki;
- "Devlet yanlış, o Millî İstihbarat Teşkilatı batsın o yanlış. Eğer PKK'ya çözüm üretiyorsa o Milli İstihbarat Teşkilatı, o teşkilat Türkiye'nin Millî İstihbarat Teşkilatı olmaz. Türkiye'yi bölmenin aleti olur."
Uyanan Veyis Ateş dedi ki;
- "Kastınız Millî İstihbarat Teşkilatı batsın demek değil, değil mi?"
Doğu Perinçek dedi ki;
- "Ülkenin bölünmesine hizmet eden bir Millî İstihbarat Teşkilatı olmaz. İçinde Amerika'nın, MOSSAD'ın, CIA'nın fink attığı... Tabii onlardan artık büyük ölçüde arındı. 
- Ben bir Türk vatanseveri olarak söylüyorum, benim önüme Türk Devletini, Türk İstihbaratını bölünmenin gerekçesi olarak getirirseniz ben ona batsın derim.
- Çünkü Türkiye'yi böldürtmem. Türk Devleti de böyle ayakta kalır, ülkenin Millî İstihbarat Teşkilatı da böyle ayakta kalır. 
- Çözüm sürecine gerekçe getiren her türlü proje batsın. 
- Madem Millî İstihbarat Teşkilatı bu tür projeler getirmiş o proje batsın."
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/mobi/makyaj-akpyi-canlandiramaz-58613yy.htm


3-Soner Yalçın / Sözcü

“Arka Plan”

2. Beyazıt ile 3. Selim’i karıştırdılar, Kanal İstanbul'da değişiklik kararı, Ekonomi yönetiminin faizle imtihanı: Adını bile anmadılar, Fenerbahçe'den İstanbul Sözleşmesi çıkışı, Ağbal gitti o program yayınlanmadı, Alman ekonomisinde Türkiye endişesi, Esadçı Mihraç Ural PKK yayın organında yazdı, TBMM'deki vahim tabloyu açıkladı, "Korku Mağarasında" arkeologları şaşırtan çocuk iskeleti, Ailesi tarafından reddedildi, Galaksi formu derken olay nerelere geldi, 28 ameliyatla hayata tutundu, koronavirüsten öldü, Suriyeli gence felaketi yaşattılar. Başımızı kargaşadan kaldırıp bunlara kafa yormalıyız
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/soner-yalcin/arka-plan-2-6331494/

4-Can Ataklı / Sözcü

“Faizler neden düşürülmüyor?”

Öncelikli merakım şu: O gece ne oldu? Diyeceksiniz ki, “O gece ne?” Gerçi anlamışsınızdır, o geceden kastım geçtiğimiz cuma gecesi. Hani hem İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edildiği hem de Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alındığı gece. Yaşanılan sıradan bir olay değil. Çünkü her ikisinin de çok ciddi sonuçlar doğuracağını tahmin etmek için çok akıllı, zeki olmaya gerek yok. Bir ülkede merkez bankası başkanı gecenin yarısında görevden alınırsa para piyasalarında hareketlenme olur. Ekonomisi güçlü medeni ülkelerde bu tür gelişmelere tepki çok sert olmaz, ki zaten medeni ülkelerde böyle bir gece yarısı ataması olmaz, bizim gibi çadır devleti gibi yönetilen ülkelerde tepkinin sert olacağını herkes bilir. Nitekim daha karar alınır alınmaz döviz hareketlendi, sabaha karşı çok yükseldi, ancak hafta başında yeni bir fiyata oturduğunda Türkiye yüzde 10 daha fakirleşmişti. Aynı anda bir de üstüne, İstanbul Sözleşmesi gibi Avrupa’da da hassasiyetle korunan bir sözleşmenin iptalinin de iç ve dış tepkilerinin olacağı kesindir. Peki saray bir gecede bu iki kararı birden neden aldı?
https://www.korkusuz.com.tr/faizler-neden-dusurulmuyor.html

 

5-Aytunç Erkin / Sözcü

“Erdoğan’ın haritasını CİHANNÜMA Derneği ve Kurtulmuş çiziyor”
Tarih 12 Temmuz 2012… Başbakan Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Resmi Konutunda HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'la görüşerek “birleşme” çağrısı yaptı. Tarih 22 Eylül 2012… HAS Parti, Haliç Kongre Merkezi'nde yapılan İstanbul İl Başkanlığı Danışma Meclisi ve Katılım Toplantısı'nda resmen AKP'ye katıldı. 30 Eylül'de de AKP MKYK Asil Üyeler listesinde Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ve Abdulhamit Gül de listede yer aldı. Bugün… AKP kulislerinde, Berat Albayrak'ın bakanlıktan ayrılmasının ardından parti içinde doğan boşluğu CİHANNÜMA Derneği'nin doldurduğu konuşuluyor. Hatta şu cümle kuruluyor: “Berat Bey, Çemişgezek'ten İstanbul'a kadar partiyi kontrol ediyordu. Şimdi durum değişti.” Değişen durum ne? 1994 Ruhu vurgusu!
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/aytunc-erkin/erdoganin-haritasini-cihannuma-dernegi-ve-kurtulmus-ciziyor-6331541/

 

6-Necati Doğru / Sözcü

“Naci Bey, susmayın!”
Naci Bey, adınızla bin yaşayın. Biliyorsunuz adınızın kök anlamı “necat'tan” geliyor. Kurtulan, cehennemden kurtulmuş demek. Gece henüz bitmemiş şafak sökerken görevden alınmanızı “cehennemden kurtuluş” saydınız ve düşüncenizi “şükran duymaktayım” diyerek gösterdiniz. Sizi anlıyorum. Fakat susmaktasınız. Niçin? 40 yıldır tanıdığınız, 11 yıl beraber çalıştığınız, partinizin eski kurucusu, eski bakan, merkez bankacılığını ve orada dönen para alışverişlerini çok iyi bilen Ali Babacan açıkladı ve dedi ki; “Naci Ağbal, Merkez Bankası'nın 128 milyar dolar rezervinin hangi tarihlerde, kimlere ve ne miktarda satıldığını araştırdığı için görevden alınıp, gönderildi. Bizim duyumumuz bu…”
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/necati-dogru/naci-bey-susmayin-6331394/

 

7-Mustafa Balbay / Cumhuriyet

“Her şey masada!”
AKP’nin yerel seçim yenilgisinden bu yana kurduğu üç maddelik yol haritası yüzde yüz başarısızlıkla devam ediyor. Strateji şöyleydi: 1- Dış başarı elde etmek. Suriye’den Libya’ya, Doğu Akdeniz’den AB’ye her şeyi denedi, olmadı. Şimdi geldi, “Mısır kardeştir”e! 2- Ekonomi iyiye gidiyor havası vermek. Hiçbir alanda olumluya gidiş yok. Gece yarısı Merkez Bankası Başkanı’nı değiştirirseniz döviz de size gece yarısı karşılık verir.  3- Millet İttifakı’nı parçalamak. Her yöntem denendi. İttifak çekirdeği erozyona uğramadı. En son HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarıyla CHP ve İYİ Parti’yi sözümona sınavdan geçirmek istediler. Kılıçdaroğlu ve Akşener bu oyunu da bozdu. Bu üç yöntem de tutmayınca B planına geçtiler.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mustafa-balbay/her-sey-masada-1822770

 

8- Taha Akyol / Karar

“Ayasofya imamı ve faiz meselesi”

Ayasofya Başimamı Prof. Mehmet Boynukalın, siyasete meraklı… Kadın cinayetleri hakkındaki mesajı AK Parti’de bile tepki doğurmuştu. Boynukalın son olarak Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından “Faizin azaltılması ve sonunda tamamen kaldırılması hem İslam’ın hem de aklın gereğidir. Güçlü ekonomilerde faiz % 0-1 arasında. O sebeple faizcilerle mücadele etmek de İslam’ın bir emridir” diye tivit attı. Bu da AK Parti’den tepki çekti. Başimam bundan sonra siyasi konulara karışmamak gibi doğru bir tavra girer mi bilmiyorum ama dinî referanslarla siyaset yapan iktidar, belli ki pek de öyle fıkıh çizgisinde gözükmek istemiyor.
https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/ayasofya-imami-ve-faiz-meselesi-1588919

 

9-Oral Çalışlar / Posta

“İmam Türkiye’yi din devleti mi sanıyor?”
Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınmasının ardından, Boynukalın’ın onu faizcilikle suçlamasına, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, tepki gösterdi: “Ayasofya’nın açılışı gibi tarihi bir meydan okumayı gölgede bırakacak bir tavırla sürekli polemiklerin içinde olmanız Ayasofya için bedel ödeyen herkesi üzmekte.” AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin de imam Boynukalın’ın İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin paylaşımlarına tepkili: “Ayasofya Camii İmamı böyle bir konuda tweet atmamalı bence.
https://www.posta.com.tr/yazarlar/oral-calislar/imam-turkiyeyi-din-devleti-mi-saniyor-2312584

 

10-Fikret Bila / T24

“Yalpalayan iktidar”
Ağbal'ın görevden alınmasının gerekçesi nedir? İktidara Merkez Bankası Başkanı dayanmıyor. Bu göreve henüz 4 ay önce getirilen Naci Ağbal da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bir gece yarısı verdiği kararla Merkez Bankası Başkanlığı'ndan alındı. Yerine Şahan Kavcıoğlu atandı. Cumhurbaşkanı, yapığı son atamalarda aradığı Merkez Bankası Başkanı'nı bulamamış olacak ki yeni bir atama daha yaptı. Kavcıoğlu'nun aranan başkan olup olmadığını da henüz belli değil. Bakalım onun görev süresi ne kadar olacak? Merkez Bankası Başkanlığı ve politikaları konusunda iktidar bir yalpalama içinde görünüyor. Başkanlar neden görevden alındılar, yerlerine atananlar neden tercih edildi anlaşılmış değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın beklediği gibi karar almayan başkanlar görevden alındı. Ancak yerlerine gelen ve Erdoğan'ın beklediği kararları alan başkanlar da görevden uzaklaştırıldı. Bu çelişki nasıl izah edilir?
https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/yalpalayan-iktidar,30337

 

11-Nedim Şener / Hürriyet

“Türkiye'yi demokratik olarak bölme planı: Adı DBP”

Yargıtay Başsavcılığı tarafından Anayasa Mahkemesi’ne kapatılması için başvuru yapılan HDP milletvekillerinin bir gün olsun “namus ve şeref” üzerine ettikleri yemine sadık kaldıklarını gördünüz mü? Ya da bu yemine uymayan milletvekillerini uyardıklarını duydunuz mu? Terör örgütü PKK elebaşı Öcalan’a “sayın” deyip övdüler, terör örgütüne maddi yardımda bulundular, eleman temin ettiler, belediye araçlarını verdiler, silah taşıdılar, terörist cenazesine gidip heykellerini diktiler, bir gün olsun PKK’ya terörist diyemediler, katliamlarını kınayamadılar, özerklik diyerek ülkeyi bölmeye kalktılar ama bir gün olsun, namus ve şerefleri üzerine ettikleri yemine bağlı kalmadılar.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/turkiyeyi-demokratik-olarak-bolme-plani-adi-dbp-41770253

 

12-Hilal Kaplan / Sabah

“Şahsi meselesi neymiş?”

Muhafazakâr cenahtan oy alma yarışındaki siyasilerden biri olan Ahmet Davutoğlu, 2011 yılında Mehveş Evin'e şöyle demişti: "İstanbul Sözleşmesi, Türkiye'nin dönem başkanlığında imzalandı. Benim, şahsi olarak sahiplendiğim bir mesele. Dolayısıyla 'dostlar alışverişte görsün' durumu söz konusu değil." Sözleşmenin uygulamaya girmesiyle birlikte on binlerce baba, evlerinden kanıt bile gösterilmeden uzaklaştırılınca, sözleşmenin küresel LGBT siyasetinin söyleminin bir uzantısı olduğu netleşince muhafazakâr kesim tepki vermeye başladı. Bu tepkilerin zirve yaptığı dönem Abdurrahman Dilipak'a verdiği demeçte sözleşmeyi okumadığını dile getirmişti.
https://m.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2021/03/24/sahsi-meselesi-neymis

 

13- Akif Beki / Karar

“Faiz kalıyorsa Ağbal niye gitti?”

İktidar, ayet ve hadisle üstünde faizi sert indirme baskısı kurulmasını istemiyor. Hatta dinin de gereği diye, kamuoyunun bu tür beklentilere sokulmasından rahatsızlık duyulduğu anlamı çıkmıyor mu?  Peki Ağbal niye gitti? Öyle ya, yüksek faiz politikası yüzünden gittiği sanılıyordu. Yükselttiği faiz kalıyorsa, başkan niye gitti? Para politikası değişmeyecek, devam ettirilecek ama başkan değişti. Sebep, faiz-enflasyon politikası değilse ne? Onun cevabını, bu değişikliği savunan yetkililer de bilmiyor.
https://www.karar.com/yazarlar/akif-beki/faiz-kaliyorsa-agbal-niye-gitti-1588916

 

14-Dilek Güngör / Sabah

"Borsada Robin Hood başkaldırısı”

Peki Garanti hisselerinde satış için sıraya giren kimlerdi?

Pazartesi günü aracı kurumlar üzerinden en yüksek satış Ak Yatırım'dan geldi. Net 43.7 milyon lot... Onu Merrill Lynch, Ünlü Menkul, Finans Yatırım izledi. Kulislerde Ak Yatırım üzerinden yüksek miktarda satış emrini verenin Goldman Sachs olduğu konuşuluyor. Hatta ABD'li banka, aracı kuruma hissedeki satış emrini 'fiyat limitsiz' vermiş! Yani 'fiyat ne olursa olsun sat' demiş...

https://m.sabah.com.tr/yazarlar/dilek-gungor/2021/03/24/borsada-robin-hood-baskaldirisi

 

15-Ergün Yıldırım / Yeni Şafak

"Uygarların ve modernlerin cehaleti”

İstanbul Sözleşmesi etrafında yürüyen tartışma bize iki farklı sosyolojiyi çok net bir biçimde gösteriyor. Muhafazakar ve milliyetçi kesimler meseleye aile, inanç ve otorite etrafında bakıyor. Onun için ailenin korunması ve kadının aile, çocuk ve kocasıyla beraber değerlendirilmesi önem taşıyor. Çünkü benimsediği kültür ve inanç bunu destekliyor. Köklü kentleşme, modernleşme ve sekülerleşme bu konuda önemli savrulmalara yol açıyor. Bu kesimin aile sosyolojisinde, kadın ve koca ilişkisinde sarsılmalar ortaya çıkıyor. Ancak bu sorunlarla beraber yine de bir aile metafiziğine uzanan inanç ve kültürü hala var. Kadını salt kadın görmez, erkeği de salt erkek. Onları aile ile karşılıklı mesuliyet ve haklarla algılar. Çünkü Kur’an’da, hadislerde, alimlerde buna ilişkin anlatılar, nasihatler ve ilkelere karşı belli bir inanç ve saygı duyarak hareket ediyorlar. Yılların içinde oluşup aktarılagelen anlamlar vardır. İnsanları, aileyi, kadını ve evladı ayakta tutan bunlardır. Yaşamda tutunma, dayanışma içinde olma ve ayakta kalmayı sağlıyorlar. Feministlerin ileri sürdüğü gibi “standart kalıp yargılara” indirgenecek kadar basit değil bunlar.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ergun-yildirim/uygarlarin-ve-modernlerin-cehaleti-2057996

 

16-Muharrem Sarıkaya / Habertürk

“CHP'nin itirazında yoktu”

İSTANBUL Sözleşmesi’nden çekilme kararına zemin oluşturan ve son günlerde üzerinde en çok durulan 9 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi… Aslında Kararname öyle çok bir maddeden oluşmuyor, iki yürürlük ve bir atıf dahil 10 maddelik metin… CHP’NİN BAŞVURMADIĞI MADDE Bu metin TBMM’de kabul edildiğinde, CHP Anayasa Mahkemesi’ne götürdü ve bazı maddelerinin iptalini istedi. Dikkat çeken ise bunların arasında bugün en çok tartışılan ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin gerekçesi yapılan 9 numaralı Kararname’nin 3. fıkrasına ilişkin herhangi bir başvuru yok…
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/3016033-chpnin-itirazinda-yoktu