Köşe Yazıları Yorumsuz - 22 Kasım 2020 Pazar

22 KASIM 2020, PAZAR

KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Muharrem Sarıkaya-Habertürk
“Kasaba sağcıları” 

Başta da belirttiğim gibi, Türkiye’deki sağcılık gittikçe kasaba sağcılığına yeniden dönüştü.Şimdi de demokratikleşmeye karşı çıkıyor.Bakalım dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun yıllar sonra tekrar ettiği dünkü şu cümleleri karşısında ne yapacaklar:“Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz.”Bir de ABD’ye yönelik olan cümleleri var:“ABD ile uzun ve yakın müttefik ilişkilerimizi, bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde kullanma niyetindeyiz...”Bunların olmasının yolu da belli, demokratikleşme ve bunun için de kapsamlı bir reform hareketi...Olmaz ise AB’nin 10 Aralık’taki zirvesinden çıkacak sonuca da hep birlikte katlanırız.Emin olun o sonuç kasabayı da kavurur...
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/2877775-kasaba-sagcilari

 

2-Nagehan Alçı-Habertürk
“2020’lerde AB ile yeni sayfa”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün dediği gibi Türkiye’nin geleceği Avrupa Birliği’ndedir.Varsayalım Avrupa Birliği’nde topyekun aşırı sağ zihniyet galip geldi ve bizi dışladılar...Yine Tayyip Bey’in hatırlattığı gibi Kopenhag kriterleri yerine Ankara kriterleri, Maastrich kriterleri yerine de İstanbul kriterleri deriz ve yola devam ederiz.Eğer Avrupa’da hala ortak bir siyasi zeka varsa göçmenlerle beraber 90 milyonluk bir ekonomi ve güçlü ordusuyla çok önemli bir aktör olan Türkiye’yi dışlamaz.Türkiye 70 senedir NATO’nun onurlu bir mensubu. NATO’ya üye olmak çok isabetliydi.Eğer Atatürk yaşasaydı daha da erken üye olurduk. 
Atatürk, Türkiye’yi Batı medeniyeti rotasına sokmuş büyük bir lider. Mustafa Kemal gibi yüzde yüz Batı taraftarı bir ismi maalesef üçüncü dünyacı ve Batı düşmanı Cemal Abdülnasır gibi bir imaja çevirdiler 1960’tan sonra.Sol-Kemalizm diye bir kelime icat edip asla solcu olmayan Atatürk’ten bir Che Guevera yaratmaya kalkıştılar.Şimdi artık genç kuşağın yepyeni Atatürkçüleri bu saçmalıkları aşacaklar. Her zaman ifade ettiğim gibi ABD de bizim müttefikimiz. Elbette ittifak ruhuna hiç uymayan tavırlar da gördük ama duygusal olmadan önümüze bakmak gerekir.
https://www.haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/2877826-2020lerde-ab-ile-yeni-sayfa

 

3-Sevilay Yılman-Habertürk
“Erdoğan’ın çizdiği bu yeni rotada kesinlikle onlar da olmalı”

Dün bir kez daha anlaşıldı ki Erdoğan bu konuda çok kararlı.

Uzun zamandan beri aramızın gergin olduğu Avrupa ve Amerika ile ilişkileri yumuşatma gayesi içeren; “Kendimizi başka yerlerde değil Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz. Amerika ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi, bölgesel ve küresel tüm meselelerin çözümünde kullanma niyetindeyiz!” ifadeleri Cumhurbaşkanı’nın hukuk ve ekonomi reformları konusunda gerçekten de ciddi olduğunun bir göstergesidir.Bu arada Erdoğan’ın bu açıklamaları sadece Avrupa ve Batı’ya bir mesaj manasına gelmiyor.Bu açıklamalar aynı zamanda AK Parti’ye yamanan her türlü Avrasyacı, trolcü, sonradan çakma ulusalcı, yalaka takımının da siyasi olarak ipinin çekildiği anlamını taşıyor.

Keşke daha önce farkına varabilseydi Sayın Cumhurbaşkanı, “Asla yalnız yürümeyeceksin” diye diye kendisini yalnızlaştıran komploculuktan ve entrikacılıktan başka meziyeti olmayan Batı karşıtı bu trolcülerin ne halt olduklarının.Çünkü bu tayfa sadece Erdoğan’a veya AK Parti’ye kayıp verdirmedi.Türkiye’ye de çok şey kaybettirdi.Sadece Erdoğan’ı yalnızlaştırmadı bu trolcü tayfa.Onunla beraber Türkiye’yi de yalnızlığa mahkum ettiler.Gerçek şu ki; verilen kayıpları geri almak çok kolay değil!Erdoğan’ın geç kalmış olsa da bu kayıpları geri kazanma çabasını görüyorum ve samimi de olduğunu düşünüyorum.

Ancak bence ülkede siyasetin ve sosyo ekonomik dengelerin özüne dönmesi için çok daha radikal bir girişime ihtiyaç var.Bu girişim de Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu başta olmak üzere AK Parti’den küstürülüp gönderilen veya ayrılmak zorunda bırakılan isimlerle yeniden kucaklaşmadır.
https://www.haberturk.com/yazarlar/sevilay-yilman-2383/2877829-erdoganin-cizdigi-bu-yeni-rotada-kesinlikle-onlar-da-olmali

 

4-Mustafa Balbay-Cumhuriyet
“Erdoğan yeni denge arıyor”

Erdoğan, Arınç’ı öne sürerek Demirtaş ve Kavala’nın serbest kalabileceği mesajı veriyor. Arınç, kişi adı vermeden “uzun tutukluluklara isyan ediyorum” diyebilirdi. Bilerek adres verdi. Özünde Batı’nın Türkiye’de demokrasiye ihtiyacı yok, dediklerini yapacak bir yönetime ihtiyacı var. Güneydoğu’da tabanını kendisinden kopan partilere kaptırdığını gören Erdoğan bu konuda da arayış içinde. HDP’yi yanına çekmekten, “AKP’ye sıcak” yeni bir bölge partisinin kurulmasına kadar her şey masada. Bu süreçte, Erdoğan’ın diliyle devletin İmralı ile görüşmediğini düşünmek de saflık olur!

Bunu gören Bahçeli, “Sen böyle bir yola girersen ben de eski dava arkadaşlarımın en belalısını sahaya sürerim. Bu ittifak bitecekse ben bitiririm, sen değil” demeye getiriyor. Türkiye, bunca deneyimden sonra yeniden bir Türk-Kürt çatışmasının içine sürüklenir mi? Bunun toplumsal tabanı yok. Türkiye her şeye karşın birlikte yaşama kültürüne sahip. Bu anlamda halk, siyasilerden daha ileride. Ancak böyle bir siyasi manevra deneniyor.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mustafa-balbay/erdogan-yeni-denge-ariyor-1792834

 

5-Merdan Yanardağ-Birgün
“2003-04 Taktiğine dönüş mü”

bütün gelişmeler bir rota değişikliği çabasına işaret ediyor. Öyle ki, Erdoğan’ın, ABD seçimlerinden sonra yapılan ilk açıklama diyebileceğimiz ve Joe Biden’in kazandığını gözeten bir yerden, yaptığı değerlendirme de bu kapsamda ele alınmalıdır. Öyle ki, Erdoğan, ABD ile küresel ve bölgesel hedeflerde ortaklaşa haraket edeceklerini ilan etmekle kalmıyor, bir anlamda bağlılığını da bildiriyor. Bütün bunlar Erdoğan yönetimi için geç midir, izleyip göreceğiz.

ben bu kez Erdoğan ve ekibinin başarılı olamayacaklarını düşünüyorum. Özellikle Kürt siyasal hareketinin bu girişime geçit vermeyeceğini değerlendiriyorum. Ancak unutmamak gerekir ki, Erdoğan-AKP iktidarının bütün bu hamlelerini başarıya taşıyacak olan da, boşa çıkaracak şey de, bizim, yani ilerici ve cumhuriyetçi muhalefet güçlerinin tutumudur. Siyasi uyanıklıktır. Bunun için atılacak ilk adım, fiili zemini İstanbul seçimlerinde oluşturulan, sosyalist solun da içinde yer alacağı cumhuriyetçi, aydınlanmacı, demokratik ve halkçı bir “Türkiye İttifakı” olabilir. Bir geçiş rejimi için böyle bir ittifak önemli bir rol oynayabilir. Devrimci solu, sosyalistleri geniş yığınlarla buluşturacak, kaybedilen bazı mevzilerin geri alınmasını sağlayacak –şimdilik- tek yol da budur.
https://www.birgun.net/haber/2003-04-taktigine-donus-mu-323806