Köşe Yazıları Yorumsuz - 21 Temmuz 2020 Salı

21 TEMMUZ 2020, SALI
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Abdülkadir Selvi – Hürriyet
“Kılıçdaroğlu Ayasofya davetini geri çevirdi”

 

Ankete katılanların yüzde 38.4’ü Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a oy vereceğini söylüyor. Onu yüzde 7.0’yle Ekrem İmamoğluizliyor. Erdoğan kendisine en yakın isme 5 kat fark atıyor. İlk beşte 5.6’yla Meral Akşener, 4.7’yle Selahattin Demirtaş ve 4.0’la Mansur Yavaş yer alıyor.

“Bu hafta Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa kime oy verirdiniz” diye sorulduğunda Erdoğan diyenlerin oranı yüzde 43.6’ya yükseliyor. Erdoğan’ın karşısında Abdullah Gül, Muharrem İnce, Selahattin Demirtaş sorulduğunda Erdoğan açık ara önde yer alıyor. En yakın Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş çıkıyor. Belli ki Erdoğan karşıtı cephe yeni isimler istiyor.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/kilicdaroglu-ayasofya-davetini-geri-cevirdi-41568885


2-Salih Tuna-Sabah
“Düşünce adamıymış”

 

Fetullah'ın Abant kapatması aydınlarının 10 yıl boyunca dillerinden düşürmedikleri "demokrasi ve hukuk yoksa yabancı sermaye gelmez" ezberini terennüm ettiler.
Bu ezberden hareket edecek olursak, "Yeryüzünde Çin'den daha demokratikülke yok" desek hiç başımız ağrımaz.Oysa sermayenin sadece çıkarlarını gözeten ilkeleri vardır.
Yabancı sermayenin her çeşit güvence almadan piyasaya girmediğini, sadece iç hukukla kendini kayıtlı tutmadığını bildiğiniz halde neden gözbağcılık yapmaya devam ediyorsunuz?Hukukun üstünlüğünü tanımayan dijital feodalleri neden hiç görmüyorsunuz?Almanya ve Fransa'nın kestiği cezayı ödeyen Google, sıra Türkiye'ye gelince (aynı nedenle kesilen) cezayı ödememekle kalmayıp tehdide başvurmasını hangi hukukla açıklıyorsunuz?Hayır yani, Huawei hukukun üstünlüğüne aykırı hareket ettiği için mi GoogleAndroid lisansını iptal etmişti?
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2020/07/21/dusunce-adamiymis


3-Okan Müderrisoğlu-Sabah
“Yerleşik ekonomi öğretisi bakan Albayrak’ın arayışı”

 

Günün sonunda esas olan nedir?Türkiye'nin rezervleridir.
Karşılaşacağımız herhangi bir problemi, Merkez Bankası'nın sorunu olarak mı göreceğiz, yoksa Türkiye bilançosunun müşterek sorunu olarak mı?Konuyu, Merkez Bankası'nın net rezervlerine odaklamak, "Koronavirüsakciğere yerleşmiş. Bu, solunum sisteminin problemidir, diğer organların değil" demek gibi bir şey. Oysa organizmanın bütünü tehdit altında ise refleks de ona göre gelişmek durumundadır.Tabii ki Merkez Bankası'nın doğrudan sahip olduğu döviz stoku önemlidir ve her türlü dış şoka veya operasyona karşı ilk savunma hattı olmak zorundadır. Lakin ekonominin tamamını denkleme sokan anlar ya da olaylar tekil kurumsal yapıya indirgenemeyecek kadar ciddi ise muhakeme ve çıktıları da ona göre olmalıdır.
Karşılaşacağımız herhangi bir problemi, Merkez Bankası'nın sorunu olarak mı göreceğiz, yoksa Türkiye bilançosunun müşterek sorunu olarak mı?Konuyu, Merkez Bankası'nın net rezervlerine odaklamak, "Koronavirüsakciğere yerleşmiş. Bu, solunum sisteminin problemidir, diğer organların değil" demek gibi bir şey. Oysa organizmanın bütünü tehdit altında ise refleks de ona göre gelişmek durumundadır.Tabii ki Merkez Bankası'nın doğrudan sahip olduğu döviz stoku önemlidir ve her türlü dış şoka veya operasyona karşı ilk savunma hattı olmak zorundadır. Lakin ekonominin tamamını denkleme sokan anlar ya da olaylar tekil kurumsal yapıya indirgenemeyecek kadar ciddi ise muhakeme ve çıktıları da ona göre olmalıdır.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/muderrisoglu/2020/07/21/yerlesik-ekonomi-ogretisi-bakan-albayrakin-arayisi


4-Mahmut Övür-Sabah
“FETÖ ve Altaylı’nın ortak paydası”

 

İlginçtir milliyetçi kimliğiyle bilinen Altaylı'nın tutuklanması Ankara'dan çok Washington ve Berlin'de kaygı yarattı. Avukat kızının da öncülüğüyle ABD'de kampanya düzenlenirken, Almanya da sessiz kalmadı. Der Spiegel'in haberine göre, başta Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann olmak üzere çok sayıda diplomatik misyon temsilcisi Altaylı'yı cezaevinde ziyaret edip destek verdi.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2020/07/21/feto-ve-altaylinin-ortak-paydasi

 

 

5-İbrahim Karagül-YeniŞafak
“Türkiye Doğu Kapısını açık tutmayı bilecektir”

 

Türkiye, bedeli ne olursa olsun, Doğu’daki bu kuşatma, çevreleme planlarına da müdahale etmek zorundadır ve edecektir. “Bedeli ne olursa olsun” diyorum. Çünkü bu bir gelecek meselesi, coğrafyada varlık meselesidir.“Bedeli ne olursa olsun”, “İntihar anlamına gelse bile” cümlelerini “Terör Koridoru” için de kullanmıştım. Ve o zamanlar, “bu daha başlangıç” demiştim. Sonuç ortada!
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/turkiye-dogu-kapisini-acik-tutmayi-bilecektir-2055728

 

 

6-Ahmet Taşgetiren-Karar
“Nasıl bir ajanda”

 

Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı, farklı tarihlerde müzakereye açtığı lakin konjonktürün gereğini veya o an memleketin aciliyet kazanan işlerini gözeterek arka plana ittiği bazı hassas konuları, zamanın ruhunu da dikkate alarak bir kez daha ele almanın, olgunlaştırmanın arifesinde.Yine ve yeni ortak payda oluşturulması adına,Bürokratik-politik kalıpların kırılması için,Milli ve manevi değerlerle devletin işleyişinin özdeşleştirilmesi umuduyla,Siyasal iklimde harareti yükseltecek de olsa tabu nitelikli dosyaların üstündeki örtünün kalkmasının fayda sağlayacağı kanaatindeyim.”
https://www.karar.com/nasil-bir-ajanda-1575891

 

 

7-Soner Yalçın-Sözcü
“Hafızayı yaşatmak”

 

Eşcinseller cinsel kimliklerinden dolayı sürekli şiddet uygulayan polislere karşı ilk kez grup halinde karşı koydu.Stonewall Inn'de meydana gelenler, ABD ve diğer birçok ülkede ilk eşcinsel onur yürüyüşlerine yol açtı. (Halen dünyanın çeşitli yerlerinde haziran ayı sonunda bu yürüyüşler yapılıyor. Türkiye'de ise son yıllarda sürekli yasaklanıyor!)
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/soner-yalcin/hafizayi-yasatmak-5942622/

 

 

8-Melih Aşık-Milliyet
“İçimizdeki Bizanslılar”

 

Kadına şiddet konusunda her parti duyarlı görünür. Ama kendi içlerinde bu duyarlığı uyguladıklarını pek görmeyiz. HDP bu konuda farklı bir örnek sergiledi. Muş milletvekili Mensur Işık eşine şiddet uyguladığı iddiasıyla medyanın gündemine gelince partisinden ihraç edildi. Bir başka olayda HDP Milletvekili Tuma Çelik bir kadına tecavüzle suçlanınca partinin kararının beklemedi, kendiliğinden istifa etti. HDP’nin siyasetini eleştirebiliriz. Ancak kadınla ilgili duyarlığı tartışmasızdır.Bugün parlamentoda kadın milletvekili oranı AKP’de yüzde 18.56, CHP’de yüzde 12.32, MHP’de yüzde 8.16. İYİ Parti’de yüzde 5.4’tür.HDP’deki bu oran mı? Sıkı durun: Yüzde 39.66.HDP’nin toplam 58 milletvekili içinde kadınların sayısı 23’tür. Tüm parti birimleri ve belediyelerde de bir kadın eş başkan var. Bu tablo önemlidir.
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/icimizdeki-bizanslilar-6264055


9-Resul Tosun-Star
“FETÖ İslam düşmanlığına bahane olmasın”

 

Eşcinselliği bile savunacak kadar toplumun değerlerine yabancı olan çevrelerin, FETÖ’yü gerekçe göstererek dindarları aşağılama gayreti içinde olduklarını görüyoruz. Tek hedefi iyi ahlaklı Müslüman yetiştirmek olan dini cemaat ve tarikatların hepsini töhmet altında bırakma çabalarına alet olmamak için de çok dikkatli olmamız lazımdır. Evet, FETÖ benzeri yapılanmalara karşı dikkatli olunması lazım ama bütün dini cemaatleri ve tarikatları aynı kefeye koymak bu ülkenin ruhuna kastetmektir.
https://www.star.com.tr/yazar/feto-islam-dusmanligina-bahane-olmasin-yazi-1559543/,

 


10-Oral Çalışlar- Posta
“Renklerden tehlike üretmek”

 

Sütun renklerinin “toplumsal ifsat”la nasıl bir ilgisi olabilir? Cinsel yönelimleri nedeniyle insanları dışlamak, cezalandırmak, ağır baskılar altında tutmak, onları nefret öğesi olarak göstermek ve tanımlamak neden?
LGBT birey olmanın, böyle bir kimlikle kendini ifade edebilmenin ne büyük bir zorluk olduğunu bilemiyoruz. Onların hangi tehlikelerle karşılaştığını anlamamız kolay değil. Hitler iktidarının kitap yakmaya, eşcinsel temalı kitapları yakarak başladığını biliyoruz.
Bir ülke, demokrasiden ne ölçüde uzaksa, LGBT konusunda da o kadar baskıcıdır. Bunu dünya ölçeğinde yapılmış araştırmalar gösteriyor. Bir iktidar partisi yetkilisi olarak Hamza Dağ’ın, bu kesime yönelik dışlayıcı tavrı, kendince bir siyasi çıkış. Bu konuda toplumdaki önyargılara hitap ederek siyasi destek sağlamayı umuyor gibi görünüyor.
https://www.posta.com.tr/yazarlar/oral-calislar/renklerden-tehlike-uretmek-2267755

 

 

11-Hasan Cemal- T24
“Şampiyon belli oldu”

 

Bir başka deyişle: Devletin geri dönüşüne evet ama insan hakları, hukukun üstünlüğü, özgürlük, eşitlik, dayanışmanın önünü açan bir devlet müdahalesi...
Öte yandan... Sayın Kılıçdaroğlu'nun da farklı düşündüğünü sanmıyorum. Bu yazımı biraz da CHP liderinin pazar günü Cumhuriyet'te çıkan makalesinden
esinlenerek yazdım. CHP lideri partisinin büyük kurultayı öncesinde, "devletin geri dönüşü"nü selamlarken, hem partisinin devletçiliğini sosyal devlet devletçiliği diye yeniden tarif ediyor, hem de parlamenter demokrasi için yeni bir anayasa çağrısı yapıyordu.
https://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/devlet-ana-mi-baba-mi-bilmem-ama-yeniden-sahne-aliyor,27431