Köşe Yazıları Yorumsuz - 20 Temmuz 2020 Pazartesi

20 TEMMUZ 2020, PAZARTESİ
KÖŞE YAZILARI

 

 
1-Abdülkadir Selvi-Hürriyet
“İstanbul sözleşmesi anketinden ne çıktı”

 

İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili tartışmanın bamteli burası. Sözleşme aile yuvalarını dağıtıyor mu, dağıtmıyor mu?
Araştırmaya katılanların yüzde 13.5’i sözleşmenin aileyi tehdit ettiğini düşünüyor. Yüzde 19.9’u ise bu düşünceye katılmıyor. Toplumun karpuz gibi ortadan ikiye bölündüğünü gösterecek çapta yüksek oranlar değil. Yüzde 57.2 oranında “Fikrim yok” yanıtını veriyor.Bıçak gibi keskin bir konu. İstanbul Sözleşmesi’ni savunanların en zayıf, karşı çıkanların ise en güçlü yanını oluşturuyor. İstanbul Sözleşmesi’nin eşcinselliği yaygınlaştırdığı yargısına katılanların oranı yüzde 13.9 olurken, katılmayanların oranı yüzde 20.2’ye ulaşıyor. Görüş bildirenlerin yüzde 58.7’si ise fikrinin olmadığını belirtiyor.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/istanbul-sozlesmesi-anketinden-ne-cikti-41568107
 
 
2-Nedim Şener-Hürriyet
“Kapısında Diyanet tabelasıyla beddua eden tarikat hangisi”

 

15 Temmuz’u suiistimali “Darbeyi Atatürkçü subaylar durdurdu” diyenler de yapıyor. Böyle diyenlere cevabım şudur: Genelkurmay, Kara, Hava, Deniz ve Jandarma komutanlıkları saat 21.00 itibarıyla işgal edildiğinde hiçbir direnişle karşılaştılar mı? Hayır, zaten içeriden işgal edilmiştiler. Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki çatışma haricinde bir direniş oldu mu?
En rütbelisi, örnek bir vatansever olan Albay Sait Ertürk’ün şahsi inisiyatifi başta olmak üzere, kahraman Ömer Halisdemir dahil toplam altı askerimiz bu mücadelede şehit oldu. Onların fedakârlığı asla unutulamaz.Genelkurmay Başkanlığı’nı o gece FETÖ’cülerden kurtaran ise sivil vatandaşlar oldu. Darbecilerden temizlediler ve tamamına yakını sivil olmak üzere 35 kişi orada şehit oldu.Herkesin amacı 15 Temmuz’daki milletin topyekûn direnişini kendisine mal etmek.
Oysa 15 Temmuz, Türk milletinin ortak direnişidir. 251 şehit ve 2 bin 193 gazi ile sembolleşen o gece, tek başına kimseye mal edilemez.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/kapisinda-diyanet-tabelasiyla-beddua-eden-tarikat-hangisi-41568110


 

3-Hasan Basri Yalçın-Sabah
“HDP’yi koruma çabası”

 

HDP'nin terörle ilişkisini sakladıkları gibi ahlaksızlıklarını saklamışlar.Halbuki bu gazeteler sözüm ona kadın hakları ve benzeri konular söz konusuolduğunda mangalda kül bırakmazlar. Önlerine gelen herkese ve her kuruma bu zamana kadar her türlü lekeyi sürdüklerini bilirsiniz. Kuran kurslarına yapılanbaskınları falan unuttuysanız bari Ensar Vakfı'na yapılan saldırıları hatırlayın. Tek bir suçtan hareketle bu ülkenin en eski ve en yararlı vakıflarından birine karşı yapılan saldırılar ortadayken, şimdi aynı yayın organlarının HDP'yi ve onun tecavüzle suçlanan vekilini koruması masum bir iş midir? Neydi Ensar'ın kabahati? HDP'liler gibi olayı gizlemeye mi çalıştı? Meselenin üstünü örtmek için ikna odaları mı kurdu? Hayır aksine biliyoruz ki, Ensar bu işin takipçisi oldu ve suça ortaklık etmedi. Ama HDP'liler hem de kadın haklarısavunucusu numarası çeken bazı isimler tecavüze uğradığını iddia eden kadını bu işin üstünü örtmek için ikna etmeye çalışmışlar.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2020/07/20/hdpyi-koruma-cabasi
 
 
4-Fatih Altaylı-Habertürk
“Tarım projelerinin akibeti”

 

Tarsey denilen şey, Tarım Sektörü Entegre Bilgi Yönetim sistemi adı verilen ve tüm tarım uygulamalarını altında toplayan bir çatı sistem olmak üzere planlandı. Devletin elindeki 42 ayrı bilgi platformundaki veriler birlikte işlenecek ve bundan tarımsal planlama ve üretim kontrolü, rekolte tahmini, verimlilik geliştirmesi gibi çok önemli sonuçlar peyderpey elde edilecekti. Göktürk 2 uydusu bile bu amaca hizmet edecek, ekili alanları 2,5 metreye varan bir çözünürlükle izleyecekti. (Ancak 4 yıldır bu uydudan bu amaçlı görüntü bile alınmıyor.)Bunun için de kapsamlı bir plan hazırlanmış ve aşama aşama uygulamaya konulmuştu. Öyle ki, tek seferlik şov amaçlı bir seçim yatırımı değil, gerçek anlamda tarıma çağ atlatacak ve nesiller boyu gelişerek büyüyecek bir sistem kuruluyordu. 2005 yılında düşünülen, adım adım ilerleyen uygulamalar, 2016 yılından sonra yavaş yavaş terk edildi.
https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/2749343-tarim-projelerinin-akibeti
 
 
5-Abdurrahman Yıldırım-Habertürk
“Konutun 1 ayı faizin 1 yılına bedel”

 

Negatif faizli kredi patlamasının alıcılara mı, satıcılara mı daha çok yaradığı konusunda artık görüşümüz giderek netleşiyor. Galiba satıcılara daha çok yaradı. Mayıs ayında satışlar dipteyken aylık ve yıllık fiyat artışı bakımından rekor kırılması bunun net bir göstergesi.-Haziran'da ise yükselmiş fiyatlar üzerinden satış patlaması yaşandı. Faiz düşüşünden dolayı alıcıların avantajı önemli ölçüde ellerinden alındı. İlginç bir alıcı-satıcı mücadelesi izleyeceğiz. Sabırlı davranan kazançlı çıkacak gibi.
https://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/2749298-konutun-1-ayi-faizin-1-yilina-bedel

 


6-Bülent Orakoğlu-YeniŞafak
“Rusya Azerbaycan’ı Rus NATOsuna bağlı kılmış”

 

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü NATO’da olduğu gibi, üye ülkelerden biri ya da birkaçının güvenlik, toprak bütünlüğü ve egemenliği bağlamında tehdit altında kalması durumunda örgüt üyesi ülkeler bu tehditleri yok etmek için birlikte önlem alabileceklerdi. Rusya bu anlaşma ile Azerbaycan’ın işgal edilen topraklarını savaşarak geri almasına engel olduğu gibi Azerbaycan’ı Ruslara bağımlı yaşamak zorunda bırakıyordu.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/bulentorakoglu/rusya-azerbaycani-rus-natosuna-bagimli-kilmis-2055722

 


7-Yusuf Kaplan-YeniŞafak
“Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi tehlikede”

 

Müslüman olmadan önce gerçekleştirdiğimiz ilk yolculukta, pagan ve barbar Batılılardan farklı bir şey yapmadık: Yaktık, yıktık ve sonunda biz de yok olduk: Köken olarak esas itibariyle Türk olan Bulgarlara ve Macarlara bakmanız kâfî nasıl yok olduğumuzu görebilmeniz için. Ne Türklükleri kaldı, ne de Müslümanlıkları.Türklerin Türklüklerini, Kürtlerin Kürtlüklerini, Arapların Araplıklarını koruyabilmelerinin de yegâne şartı İslâm’dır.Bu toplumun yegâne varlık sebebi de, tarihte, üstelik de insanlık tarihinin akışını değiştirecek kadar varlık gösterebilmesinin yegâne sebebi İslâm’dır.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/turkiyenin-istiklal-ve-istikbal-mucadelesi-tehlikede-2055715


 
8-Yıldıray Oğur- Karar
“Huysuz Virjin yerli ve milli değil miydi”

 

Seyfi Dursunoğlu’nun vefatından sonra onun televizyonlarda reyting rekorları kırmış gösterileri yeniden hatırlandı, 15-20 yıl önce televizyonlarda bu esprilerin yapılabildiği Türkiye’den Netflix’e sansürün konuşulduğu Türkiye’ye nasıl geldiğimiz ibretlik bir durum olarak hatırlandı, geniş bir kitleyi üzdü, kızdırdı, tedirgin etti.Hem iktidarın hem de Türkiye’deki dindar muhafazakar insanların da üzerinde düşünmesi gereken bir tedirginlik bu.Türkiye hayat tarzı dayatmalarından, topluma kendi dar gömleğini giydirmeye çalışan iktidarlardan, toplum mühendisliği projelerinden çok çekti.Bundan en çok çekenler de uzun yıllar tam da bu kavramlarla eleştirilerini dillendirmiş dindarlar oldu.
https://www.karar.com/huysuz-virjin-yerli-ve-milli-degil-miydi-1575668


 
9-İbrahim Kahveci-Karar
“Güneşten sonra Ay da batacak”

 

2017 yılında -58 milyar 575 milyon dolar olan açık, bu yılın daha ilk altı ayında -20 milyar 986 milyon dolar oldu. Yani yolumuz 40 milyar doların üzerinde bir dış ticaret açığına doğru gidiyor.İyi ama bu sefer bu dış ticaret açığını kapatacak turizm de yok. Yıllardır bize para yollayan Avrupa ülkelerine de meydan okuduğumuz ve hadlerini bildirdiğimiz için şimdi oralardan da zırnık yok. Geçmiş yıllarda aldığımız dış borçların da bir kısmını ödemek zorunda kalıyoruz. Daha bu yılın ilk 5 ayında 18 milyar dolar dış borç ödedi özel sektör. 2018 başından bu yana özel sektörün net ödediği dış borç 80 milyar dolara ulaştı. Devlet yüzde 6 seviyelerinden dış borçlanarak bu açığın sadece yarısını kapatabiliyor. Nasıl sürecek bu dövizsizlik? Acaba Mültecileri yeniden sınırlara mı yığsak? Nasıl çözeceğiz bu sorunu? Milletin dövizlerini Merkeze çağırarak ne kadar idare edebiliriz? 
https://www.karar.com/gunesten-sonra-ay-da-batacak-1575656


 
10-Yakup Köse-Star
“15 Temmuz’da iki ayrı operasyın”

 

15 Temmuz’un yıldönümünde iki ayrı operasyon girişimi oldu.Birinci operasyon, 15 Temmuz gecesi halka kurşun sıkmış, bomba atmış askerler dâhil tüm FETÖ’cülere yönelik bir af kampanyası.İkinci operasyon ise, FETÖ’nün İslâm’ı ifsad faaliyetlerine on yıllardır karşı çıkan, cemiyeti bu hususta ikâz eden ve 15 Temmuz gecesi birçok müntesibini şehid ve gazi veren cemaat ve tarikatları FETÖ ile bir tutma operasyonu.
https://www.star.com.tr/yazar/15-temmuzda-2-ayri-operasyon-yazi-1559266/


 
11-Ardan Zentürk- Star
“FETÖ ve Cemaatler,YÖK,Besleme medya”

 

FETÖ’nün tetikçi yayın organları olarak bilinen STV ve Zaman, devlet tarafından susturulduktan sonra 50 yıldır “Risale-i Nur”u ana yayın zemini olarak ilan etmiş bir cemaat yayın organının nasıl devreye girdiğini görmedik mi? O yayının başındaki zatın kripto kimliği, Bediüzzaman için her zaman yüksek sesle konuşan bir cemaatin onayı ile orada duruyor…Cemaatler, kendilerine dönük FETÖ zeminli uyarıları, sert tepkiler ve bu konuda konuşan akademisyenlerin susturulmasına dönük manevralarla ile karşılayacaklarına, içlerine bakmak zorundalar...Amerikan emperyalizminin, bağlantısında İngiliz ve Alman istihbaratlarının cemaatler, dini-etnik yapılanmalar çerçevesinde nasıl bir örümcek ağı oluşturdukları ortadayken, kaba polemik lisanıyla meselelerin ört-bas edilmesine izin vermek mümkün müdür, hayır.
https://www.star.com.tr/yazar/feto-ve-cemaatler-yok-besleme-medya-yazi-1559265/

 


12-Cem Küçük-Türkiye
“FETÖcü KHKlıların hepsi masummuş algısı oluşturulmak isteniyor”

 

Son günlerde tuhaf bir anlayış kasıtlı olarak yer ettirilmeye çalışılıyor. Sanki bütün FETÖ’cü ya da KHK’lılar haksızmış gibi haberler yapılıyor!.. Bu doğru değil. 15 Temmuz’un ana kurgucusu FETÖ’cüler. Ama o darbenin içinde sayıca az olsa bile kariyeristler, çıkarcılar ve kendine Kemalist diyenler de vardı. Başkan Erdoğan’ın çağrısı üzerine halkın sokaklara dökülmesiyle darbe başarısız oldu. Türk polisinin büyük katkısını da unutmamak lazım.
https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/cem-kucuk/614500.aspx
 
 
13-Abdülkadir Özkan-Milli Gazete
“Soğuk Savaş devam mı ediyor”

 
Bunun yanında Suriye’de yıllardan beri yaşanan olaylar, akan kan devam ederken ABD’den ve Rusya’dan ciddi bir tepkinin geldiğini söylemek mümkün mü? Hatta, diktatör Esed’in yargılanması yönünde çıkarılan kararların veto edilerek işlersiz hale geldiğini hatırlatmak yanlış olmayacaktır. Bunun da ötesinde Suriye’de bugünkü görüntü ABD ve Rusya arasında paylaşıldığını gösteriyor. Eskiden beri Suriye’de var olan Rusya, varlığını giderek pekiştiriyor, ABD ise terör örgütlerini bir kara gücü olarak kullanarak vekalet savaşları yoluyla Suriye’deki varlığını pekiştiriyor. Ayrıca Suriye’de bir Kürt devleti kurmanın peşinde. Suriye’nin parçalanması hususunda ABD ve Rusya’nın farklı düşünmedikleri de görülüyor. Bu arada Ermenilerin Azerbaycan’a saldırması ile ilgili medyaya yansıyan haberlerde, “Ermeni namertliğinin arkasında Rusya var” denilerek sanki ABD hiç devrede yokmuş havası estiriliyor. Halbuki, bugüne kadar Türkiye’ye karşı Ermenilerin yürüttüğü aleyhte kampanyaya ABD hep destek verdi.
https://www.milligazete.com.tr/makale/5032006/abdulkadir-ozkan/soguk-savas-devam-mi-ediyor


 
14-Mehmet Y. Yılmaz- T24
“Hayatlarımıza müdahele etmek istiyorlar”

 

Otoriter rejimler, vatandaşlarının nasıl yaşayacaklarına karışmak ister. Netflix dizilerinin yasaklanmak istenmesinin nedeni de budur, pandemi nedeniyle kapanan yerlerden sadece barların açılmamasının nedeni de budurNetflix için çekilecek Türkçe adı "Şimdiki Aklım Olsaydı" olan If Only isimli dizinin çekimi durduruldu.Durdurma nedeni, Kültür Bakanlığı ve özellikle de RTÜK’ün, dizinin senaryosunda değişiklik istemeleri.Çünkü dizinin yan kahramanlarından biri eşcinselmiş!RTÜK bununla da yetinmiyor, Netflix’in, "eşcinsel kahramanları olan" dizilerinin de kaldırılmasını talep ediyor.Bunun üzerine Netflix dizinin çekimini iptal ediyor.Biliyorsunuz, bir yıl önce çıkarılan bir kanun ile bu tür streaming platformlarının denetimi konusunda RTÜK yetkilendirilmişti.Öyle görünüyor ki RTÜK, yasal zorlama olanaklarını da kullanarak kendi dünya görüşüne uymayan filmlerin ve dizilerin izlenmesini engellemek istiyor.
https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-y-yilmaz/hayatlarimiza-mudahale-etmek-istiyorlar,27423