Köşe Yazıları Yorumsuz - 17 Aralık 2020 Perşembe

17 ARALIK 2020, PERŞEMBE
KÖŞE YAZILARI

 


1)    Abdulkadir Selvi / Hürriyet
“Aşı, sınıflara statüye göre değil bilime göre vurulacak” 
Böyle bir ayrım söz konusu değil, böyle bir ayrım asla söz konusu olamaz. Çünkü bu aşıyla ilgili Bilim Kurulu’nun belirlediği stratejiyi açıklamış olduk. Onu detaylandıracağız. Vatandaşın riskine göre, yaşına göre, hastalık durumuna göre aşıyı yapacağız. Sınıfına göre değil. Böyle bir şey asla söz konusu olmayacak.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/asi-siniflara-statuye-gore-degil-bilime-gore-vurulacak-41690694
 
2)    Sedat Ergin / Hürriyet
“Trump, Biden’ın Türkiye karşısında elini rahatlattı” 
Trump’ın giderayak yaptırımlara onay vermesinin ironik bir sonucu yeni Başkan Joe Biden’ın Türkiye karşısında işini kolaylaştırmasıdır. Çünkü, Trump yaptırımların uygulanmasına direnip dosyayı yeni yönetime bırakma yoluna gitseydi, önümüzdeki dönemde bu sevimsiz kararı imzalamak durumunda kalan kişi muhtemelen halefi Biden olacaktı. Biden’ın görevi üstlendikten sonra yola koyulurken daha ilk günden Kongre’yi karşısına almak istemeyeceği için Türkiye’ye yaptırım kararını imzalaması hiç şaşırtıcı olmazdı.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/trump-bidenin-turkiye-karsisinda-elini-rahatlatti-41690703
 
3)    Mehmet Barlas / Sabah
“Erdoğan ‘Bu ne biçim ittifaktır’ diyerek ABD yaptırımlarını tahlil etti” 
Ne yapacağı hiç belli olmayan ama adı "Müttefik"e çıkmış olan Amerika Birleşik Devletleri'nde başa Trump geçse ne değişir, Biden geçse ne değişir? İşin özü ortada... Bunlar şımarmışlar ve şirazeden çıkmışlar. Dünyayı kolonileri sanıyorlar. Akıllarına estiği zaman sağa sola bela yağdırmayı güçlülük sanıyorlar. Irak'ı, Afganistan'ı, Libya'yı neye benzettikleri ortada değil mi? Mümkün olsa Venezuela'yı da parçalayacaklar. Bir de utanmadan kendilerini demokrasinin simgesi olarak sunuyorlar. Oysa başkan seçiminde kaç milyon oyun düzmece olduğu hâlâ belli değil.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2020/12/17/erdogan-bu-ne-bicim-bir-ittifaktir-diyerek-amerikan-yaptirimlarini-tahlil-etti
 
4)    Mahmut Övür / Sabah
“ABD’yle ilişkide ölçüyü kaçıranlar” 
Bana göre, ABD Türkiye ile ilişkilerinde her zaman ölçüyü kaçırdı. Bunu ya biz fark etmedik ya da etsek de görmezden geldik. Aslında İsmet Paşa'nın kurduğu askeri ilişki nasıl başladıysa öyle devam etti.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2020/12/17/abdyle-iliskide-olcuyu-kaciranlar
 
5)    Yavuz Donat / Sabah
“ABD... Ambargo sicili”
Amerika'nın siyasi tarihi... Aslında... Hasımlarına ve dost ülkelere uyguladığı, ama sonunda kendisinin de zarar gördüğü "Ambargolar ve yaptırımlar" tarihidir.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/donat/2020/12/17/abd-ambargo-sicili
 
6)    Hasan Basri Yalçın / Sabah
“Amerikan yaptırımları” 
Aslına bakarsınız somut olarak ABD ile Türkiye arasında üç temel sorundan bahsedilebilir. PYD/PKK, FETÖ ve S-400'ler... PYD konusunda Türkiye zaten Suriye'deki operasyonlar sayesinde kendini güvence altına aldı. FETÖ konusunda da yeni bir gelişme olması çok mümkün görünmüyor. Bu nedenle asıl müzakereler S-400'ler üzerine olacaktır. Fakat taraflar arasındaki vizyon farkı nedeniyle her elimizi attığımız konu farklı yaklaşımların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle tek bir dokunuşla her sorunun çözüleceğini veya her şeyin çökeceğini düşünmemek lazım. Amerika'nın dünya siyasetine dair tavrı değişmedikçe veya Türkiye bağımsız güvenlik siyasetini değiştirmedikçe gerilim devam eder. Ama bu gerilimi taktik manevralarla kontrollü hale getirmek de mümkün. Asıl odaklanmak gereken kısmı bu olabilir.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2020/12/17/amerikan-yaptirimlari
 
7)    Kemal Öztürk / Habertürk
“Kaçınılmaz bir kader midir yaptırımlar?” 
42 yıl önce yaşananlar, bugün yaşadıklarımızın aynısı. Bize yine “müttefikimiz” dediğimiz ABD yaptırım uyguluyor, NATO üyesi ülkeler gemilerimize hukuku çiğneyerek çıkıyor, “dost” dediğimiz ülkeler bizi tehdit ediyor.
https://www.haberturk.com/yazarlar/kemal-ozturk/2906063-kacinilmaz-bir-kader-midir-yaptirimlar
 
8)    Gökhan Şen / Habertürk
“TCMB son yılların en önemli toplantısını yaptı” 
Yüksek seyreden enflasyonun başkaca faiz artışlarını gerektirebileceği düşüncesi piyasada hakim. Buna cevaben daha fazla sıkılaşmanın mümkün olduğunun altı çizildi. Merkez bankalarını okuma dilinde, bu yanıta verilen bu cevap ‘ilk fırsatta faiz artışı olacak’ anlamına gelir. 1 hafta sonraki para Politikası Kurulu öncesinde, Kurul üyelerine saygısızlık etmemek ve politika sinyali üretmemek için ancak bu kadar cevap verilebilir MB Başkanı tarafından.
https://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/2904813-bolgemizde-bir-seyler-oluyor-ama-ne-katar-ile-atilan-bu-adimin-anlami-nedir
 
9)    Güntay Şimşek / Habertürk
“ABD yaptırımına iyi tarafından bakanlar…” 
Ancak hiçbir gelişmeyi, negatif tabloyu beklemeden, kesin neticeleri görmeden yaptırımlar için adeta sevinenler de var. Başta ABD malları olmak üzere ithal savunma sanayi mamullerini öncelik veren sivil ve askeri bürokrasiden yaka silken iş dünyası bu karardan memnun. Artık yerli daha fazla yerli şirketlerden alım yapılacağı, yerli ve milli ürünlere gereğince değer verileceğini düşünüyorlar.
https://www.haberturk.com/yazarlar/guntay-simsek-1019/2904930-abd-yaptirimina-iyi-tarafindan-bakanlar
 
10) Kürşad Zorlu / Habertürk
“Bağımsızlığa sahip çıkmak” 
Devletlerin yaşamında bağımsızlığın elde edilişi ve bunun korunması ülküsü çok büyük bir anlam taşır. Mustafa Kemal Atatürk “Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu, bütün anlamıyla koruyabilmek, gerekirse son bireyin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı örnek ile süslemek! İşte bağımsızlık ile özgürlüğün gerçek niteliğini, geniş anlamını, yüksek değerini vicdanında kavramış milletler için temel ve ölmez ilke…” demişti. Sanırım ekonomik bağımsızlığın ne denli vazgeçilmez olduğu günümüzde daha iyi anlaşılmaktadır.
https://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-kursad-zorlu/2904904-bagimsizliga-sahip-cikmak
 
11) Erdal Tanas Karagöl / Yeni Şafak
“ABD yaptırımları ne anlama geliyor?”
ABD tarafından uygulanan Türkiye’ye uygulanması kararı alınan bu yaptırımlar “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası” münasebetiyle alındığından yasanın adından da anlaşılacağı üzere ABD’nin artık Türkiye’nin hasmı konumunda olduğunu yani Türkiye’nin stratejik ortağı olmadığını çıkarmak gerekir. 
https://www.yenisafak.com/yazarlar/erdaltanaskaragol/abd-yaptirimlari-ne-anlama-geliyor-2057089
 
12) Süleyman Seyfi Öğün / Yeni Şafak 
“Yaptırımlar”
Sonrası da hep sorunlu seyretmiştir Türkiye-NATO münâsebetlerinin. 1960’larda Kıbrıs meselesi, meşhûr Johnson mektubu, 1971 Askerî müdahalesi, 1974 Harekâtının gerdiği gerilimler, Haşhaş ekimi meselesi, ardından gelen ağır bir ambargo, 1975-1980 arasında yaşanan ve Gladio’nun tezgâhladığı artık âşikâr olan ve binlerce gencin birbirini kırdığı terör dönemi, 1980 Darbesi ve ardından gelen katıksız Amerikancı ANAP iktidârı bu sorunlu zincirin muhtelif halkalarıdır. Ama en dayanılmaz olanı, Irak Savaşı sonrasında Çekiç Güç üzerinden Türkiye’nin ayrılıkçı Kürtçü hareket ile yüz yüze bırakılmasıdır. Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval giydirilmesi bardağı taşıran damla olmuştur. Bugün NATO’nun Kuzey Sûriye ve Kuzey Irak üzerinden bir PKK Devleti kurma girişim ve kararlılığı, bu plânın en somut ve en trajik merhalesidir. 15 Temmuz darbe girişimi ise, kapanmayan ve kapanacağı da görülmeyen en kanlı yaradır Türkiye-NATO ilişkilerinde.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/suleymanseyfiogun/yaptirimlar-2057091
 
13) Orhan Bursalı / Cumhuriyet
“Caatsa, zayıflayan süper gücü ayakta tutmaya yeter mi?” 
Dünyada gerileyen ABD, 2016’da kendini toparlayan, etkinliğini artıran Rusya’yı resmen düşman ilan eden CAATSA yaptırımlarıyla tecrit etmeye, engellemeye ve boğmaya çalıştı.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/caatsa-zayiflayan-super-gucu-ayakta-tutmaya-yeter-mi-1799210
 
14) Emin Pazarcı / Akşam
“Yine Karaoğlan”
Kimi “fırsat”, kimi “felaket” diyor gelişmelere! Oysa, yaşananlara Türk-Amerikan ilişkilerinin doğal seyri adını vermek daha doğru olur. Geçmişe şöyle bir bakarsak görürüz: Türkiye, rotasını ABD’nin dümen suyuna çevirdikçe ilişkilerimiz gayet iyi gitti. Ne zaman ki bizim menfaatlerimiz Amerika ile çatıştı. Hep sıkıntı yaşandı. Haziran 1964’te ünlü Johnson Mektubu geldi, 1974’te de silah ambargosu uygulandı.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/emin-pazarci/yine-karaoglan/haber-1134058