Köşe Yazıları Yorumsuz - 16 Temmuz 2020 Perşembe

16 TEMMUZ 2020, PERŞEMBE
KÖŞE YAZILARI

 


1-Abduilkadir Selvi-Hürriyet
“Kılıçdaroğlu FETÖ’yü aklıyor”

 

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar derdest edilip Akıncı üssüne nakledildikten sonra Genelkurmay Özel Kalem’den ABD Genelkurmay Başkanı Dunford’un makamı aranıyor. Dunford’un ekibi telefonu açınca darbeciler “Rejime el koyuyoruz” mesajını veriyorlar. Darbeciler ilerleyen saatlerde tekrar arıyorlar. Bu kez ısrarla Dunford’la görüşmek istediklerini belirtiliyorlar. Karargâh not alıyor ama Dunford’u bağlamıyor. FETÖ’cüler “Sabah NATO’ya bağlı TSK mensuplarını ihraç edilecekleri bilgisini aldık. Sabaha kadar beklesek çok geç olabilirdi. Sizi uyaramadık ve istişare etme imkânımız olmadı. Elimiz çabuk tutmak zorundaydık. Biz de rejime el koyduk. Desteğinizi bekliyoruz” diyorlar.
15 Temmuz’u bulunduğu Afganistan’dan adım adım takip eden Dunford o gece darbecilerin telefonuna çıkmıyor. Ama 15 Temmuz’dan sonra karşılaştıklarında Hulusi Akar’a “Telefonlarına çıkmadım. Ama takip ettim. Seni çok merak ettim”diyor. Tabii inanırsanız.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/kilicdaroglu-fetoyu-akliyor-41565606



2-Salih Tuna-Sabah
“İhanetin sonu”

 

Barış Pınarı Harekatı yapılırken "kafamız karışık" veya "içimiz rahat değil" gibi lakırdılarla "bozgunculuk" yapmaya çalışmışlardı.
Mesela, Sözcü gazetesinin o en "Atatürkçü" yazarı TSK'nın PKK'yı kurtarmak için operasyon yaptığını yazacak kadar tozutmuştu.
Elazığ depreminde devlet - millet yaraları sarmak için kenetlenince acayip huzursuz olmuşlardı. Önce yardımlar üzerinden kuşku uyandırmaya çalışmışlar, yetmeyince, İzmir'de bir Alevi yurttaşımızın evine çarpı işareti çizildi yalanını dolaşıma sokmuşlardı.
Koronavirüs salgınında sağlık sisteminin çökmesini, Türkiye'nin iflas etmesini beklediler. Beklentileri boşa çıkınca ne yapacaklarını şaşırdılar.
Mesela, Sözcü gazetesinin o en "Atatürkçü" yazarı TSK'nın PKK'yı kurtarmak için operasyon yaptığını yazacak kadar tozutmuştu.
Elazığ depreminde devlet - millet yaraları sarmak için kenetlenince acayip huzursuz olmuşlardı. Önce yardımlar üzerinden kuşku uyandırmaya çalışmışlar, yetmeyince, İzmir'de bir Alevi yurttaşımızın evine çarpı işareti çizildi yalanını dolaşıma sokmuşlardı.
Koronavirüs salgınında sağlık sisteminin çökmesini, Türkiye'nin iflas etmesini beklediler. Beklentileri boşa çıkınca ne yapacaklarını şaşırdılar.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2020/07/16/ihanetin-sonu



3-İbrahim Kiras-Karar
“Yeni AK Parti’ye yenşi sözleşme”

 

İktidar şimdi de İstanbul Sözleşmesi’nden çekiliyormuş. Çünkü toplumun geniş kesimleriyle irtibatını giderek kaybeden iktidar partisi marjinal bir kitleyle baş başa kaldı artık. Bu kitle ne olduğunu bilmediği, tek bir satırını bile okumadığı İstanbul Sözleşmesi yüzünden ailelerin dağıldığını ve eşcinselliğin teşvik gördüğünü düşünen kişilerden oluşuyor.
https://www.karar.com/yeni-ak-partiye-yeni-sozlesme-1574922

 

 

4-Yılmaz Özdil-Sözcü
“Can Allahın mülk padişahın”

 

“Danıştay'ın Ayasofya kararıyla, Türkiye'de onbinlerce vatandaşın Cumhuriyet tapusu riske girdi.Türkiye Cumhuriyeti devleti milyar dolarlar boyutunda tazminat ödeme riskiyle karşı karşıya bırakıldı.Emeği geçenleri tebrik ederim,Ayasofya'da hayırlı namazlar dilerim.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/yilmaz-ozdil/can-allahin-mulk-padisahin-2-5933672/



5- Soner Yalçın-Sözcü
“Erdoğan kendine sormalı”

 

Erdoğan'ın çevresi FETÖ ile önce parasal ilişki kurdu; ve şimdi siyasal uzlaşı kurmaya çalışıyor. Ve bu kirli ilişkileri yazmamız “birilerini” rahatsız ediyor.Bugün süreç aynen -hâlâ bir muamma olan-15 Temmuz darbesi öncesine benziyor. Örtüyü kaldırmak istiyor Odatv…Bu nedenle Odatv yine hedefte.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/soner-yalcin/erdogan-kendine-sormali-5933653/

 

 

6-Aytunç Erkin-Sözcü
“Örgüte karşı olan gazeteci ve subayları sahte ihbar mektuplarıyla hedef alacaklar”

Ahmet Zeki Üçok'un verdiği bilgileri dinlerken şaşırıyorum: “Bu toplantıda önemli kararlar almışlar. Bu kararlar şöyle: FETÖ'ye zarar verebileceği değerlendirilen TSK içindeki generaller hedeflerinde. CİMER, BİMER üzerinden sahte ihbarlarla subaylara karşı karalama kampanyası başlatılacak. Bu ihbarlarla Yüksek Askeri Şura (YAŞ) öncesi terfileri önlenecek. Kontrollü itirafçılık yeni çalışma modeli! Bazı itirafçılar, TSK içinde örgütle hiç ilişkisi olmayan tam tersi örgütle mücadele eden subayların isimlerini sözde ifadelerinde savcılığa verecek ve bunların da terfileri önlenecek! Tümamiral Cihat Yaycı en somut örneği. FETÖ'nün sosyal medya hesaplarından ‘görevden alınacak' kampanyası başlattığı Yaycı Paşa, uyduruk bir soruşturma üzerinden istifa etmek zorunda kaldı.”
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/aytunc-erkin/orgute-karsi-olan-gazeteci-ve-subaylari-sahte-ihbar-mektuplariyla-hedef-alacaklar-5933671/



7-Mustafa Balbay-Cumhuriyet
“AKP’nin her adımı geri tepiyor”


Öyle olmadı...200 kadar kişi karardan duyduğu memnuniyeti ifade etmek üzere Ayasofya önüne gelmişti.Ankara’da perde gerisinde konuşulan bir durum daha var: MHP, Erdoğan’ın Atatürk’ü haksız yere itham eden Ayasofya mesajlarından hoşnut değil!Bu hoşnutsuzluğun en üst katta dile getirildiği ifade ediliyor!Sonuç:Beklenti geri tepti... AKP’nin tabanda büyük yankı yaratacağını düşündüğü Ayasofya açılımı, Atatürk’ün tartışıldığı, Cumhuriyet’ten intikam alma denemesine dönüştü
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mustafa-balbay/akpnin-her-adimi-geri-tepiyor-1751801

 

 

8-Orhan Bursalı-Cumhuriyet
“Darbe esas Erdoğan’ı tasfiye harekatıydı”

 

AKP döneminde muazzam yol alan (Erdoğan da bunu itiraf etti) FETÖ, muazzam ekonomik kaynaklarıyla da bir imparatorluktu içeride ve dışarıda.Bir ülke patronluğu eksikti, Erdoğan buna en büyük engeldi.Darbe esas Erdoğan’ı tasfiye harekâtıydı.Bunu daha önce başarsalardı, 15 Temmuz 2016 olmazdı.İşin başka ilginç yanları vardı tabii...Bir de tabii ki ABD patronluğu ülkeyi esir alacaktı ki bela mı bela.Ama sonuçta, FETÖ belasından kurtuluş, ülkenin en büyük kazancı oldu.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/darbe-esas-erdogani-tasfiye-harekatiydi-1751796

 

 

10-Mehmet Ali Güller-Cumhuriyet
“Moskova Doğu Akdeniz’de Altın anahtar”

 

O nedenle Ankara’nın Libya’da ABD ve NATO desteği alabilmek için Rusya karşıtlığına konumlanması, stratejik hatadır; hızla dönülmelidir. Ankara’nın, Rusya’nın Doğu Akdeniz’e inme siyasetine karşı çıkması dünde kalmıştır; zira Rusya artık Doğu Akdeniz’dedir, Suriye ile tatbikat yapmaktadır. Bundan sonra mesele ABD’ye karşı Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki varlığından yararlanabilmek ve ABD’nin Karadeniz’e çıkmasını Rusya ile birlikte Doğu Akdeniz’de kesebilmektir.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/moskova-dogu-akdenizde-altin-anahtar-1751818

 

 

11-Melih Aşık-Milliyet
“Demokrasi günü”

 

Darbenin dış etkenleri de pek sorgulanmadı ama darbenin ardında Fetullah Gülen’i kullanan ABD’nin bulunduğu pek çok kez ifade edildi. Darbenin arkasındaki olağan şüpheli ABD Fetullah Gülen’i koruyup kollamaya devam ettiği gibi kaçakları da iade etmiyor. Ama Washington ile ilişkiler bu durumdan etkilenmediği gibi, hâlâ resmi bildirilerde adı “Stratejik ortak” olarak geçiyor. Bu da başka ve kocaman bir soru işareti...
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/demokrasi-gunu-6260465



12-Ardan Zentürk- Star
“FETÖ’yü koruyup kollayan devletler hesap vermelidir”

 

Geçmişin siyasetçilerinin, özellikle 1980’li yıllardan itibaren, “Amerika ile iyi ilişkiler için bu yapılanmayla da iyi olmak gerekir” düşüncesiyle hareket ettiğini ve 15 Temmuz’a uzanan büyük felaketin kilometre taşlarını döşediklerini görüyoruz.Aynı şekilde son 40 yılın TSK komuta kademelerinin bu yapıyı, ABD-NATO çizgisinin doğal uzantısı olarak gördüğünü, hatta, pek çok üst düzey komutanın Balyoz-Ergenekon kumpasları sürecini kendi yükselişlerinin zemini olarak kullandıklarını da izledik.90’lı yılların berbat sloganı, “Avrupa Birliği’nin yolu, Diyarbakır’dan geçer”di. Yani, PKK ile varılacak uzlaşmaların Türkiye’ye AB kapılarını açacağına inanan politikacılar ile boğuştuk, sonuç, ortadadır.
Eğer, Ankara’da, “Amerika ile ilişkileri yeniden hale-yola koymak için bu yapıya karşı biraz esnek olmak gerekir” diye düşünen varsa, sonuç benzer felakettir.
https://www.star.com.tr/yazar/fetoyu-kurup-kollayan-devletler-hesap-vermelidir-yazi-1558314/

 

 

13-Mehmet Metiner-Star
“Ayasofya’yı yanlış tartışmalara kurban etmeyin”

 

Başkan Erdoğan’ın Ayasofya’nın ibadete açılacağı gün imamlık yapmasını veya hutbe okumasını salık verenler bilsinler ki bu akıl faydadan çok zarar getirir.Erdoğan Ayasofya’nın imam-hatibi değildir; bu ülkede yaşayan herkesin başkanıdır.İstanbul yeniden fethedilmiyor ve biz yeni bir ordu kurup fethe açılmıyoruz. Kimsenin topraklarında gözümüz yok. Dünün fetih anlayışını bugüne taşımak isteyenler sadece hamasetlerinin kurbanı olmazlar, ülkelerini de felaketlerin eşiğine sürüklerler.Siyasi akıl hamaset üzerine oturursa felaket kaçınılmaz hale gelir.Yanlış savunulara gerek yok.
https://www.star.com.tr/yazar/ayasofyayi-yanlis-tartismalara-kurban-etmeyin-yazi-1558316/

 

 

14-Hakan Çelik-Posta
“ABD’den Türkiye’ye “Çin’den 5G Almayın”

 

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) / Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK), dördüncü “Transatlantic Talks” seminerinde ABD Senatosu’nun etkili isimlerinden Lindsey Graham’ı konuk etti. TAİK Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ ve DEİK Başkanı Nail Olpak’ın da katıldığı etkinlikte Graham, ABD ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması imzalanmasından yana olduğunu söyledi ve Washington’ın şartlarını sıraladı. ABD’nin Türkiye’nin önüne koyduğu dosyalar arasında Huawei de var. Bütün bu gelişmeleri birlikte okuyunca ABD’nin S-400 kadar ağır bir baskı kurmasa da Türkiye ile Çin arasındaki teknolojik işbirliğini engellemek için her yolu deneyeceği izlenimini ediniyorum.
https://www.posta.com.tr/yazarlar/hakan-celik/abdden-turkiyeye-cinden-5g-almayin-2266978