Köşe Yazıları Yorumsuz - 15 Temmuz 2020 Çarşamba

15 TEMMUZ 2020, ÇARŞAMBA
KÖŞE YAZILARI

 


1- Kerem Alkin-Sabah
“16 Temmuz’da Doğan Güneş”

 

Başarsalardı, Türkiye'nin Avrasya'daki 'kapsayıcı kalkınma mücadelesi'ni, Afrika'da 'kazan-kazan' ilkesiyle hayata geçirdiği projeleri, dünya ekonomisinde bu ölçüde 'mega projeleri' başaran ender ülkelerin arasında yer alma başarısını yok edeceklerdi. Türkiye'nin doğusu ve güney doğusu çeşitli bahanelerle işgal edilecek; uluslararası silahlı güçlerin istilasına uğrayacak; Kurtuluş Savaşı'yla tarihin karanlık dehlizlerine gömülmüş olan Sevr Anlaşması 100 yıl sonra 'yeniden' hayata geçirilecekti
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2020/07/15/16-temmuzda-dogan-gunes


2-Muharrem Sarıkaya- Habertürk
“Coğrafyanın iki sinir ucu”

 

Coğrafyalar da canlı varlık gibidir. Öyle sinir uçları vardır ki, dokunulduğunda sonuç doğurur…
İçinde yaşadığımız coğrafyanın en hassas, çatışmaya en müsait iki noktası ise Kafkaslar ve Doğu Akdeniz; hatta ikincisinin içine Ege de dâhil. Son birkaç gündür iki sinir ucu birden harekete geçirilmeye çalışılıyor.
Bir yandan Azerbaycan-Ermenistan arasında yıllardır devam eden ve bir süredir çatışmazlık yaşanan Dağlık Karabağ sorunu yeniden alevlendirilmeye çalışılıyor. Son iki gündür yaşananlara bakıldığında, sorunun hiç de küçümsenmeyecek ölçüde tırmandığına tanıklık etmek olası. Küçük bir sınır boyu çatışması gibi önceki gün başladı ama dün Azerbaycan Sağlık Bakanlığı’nın da açıkladığı gibi bir tümgeneral ile bir albayın da arasında bulunduğu 7 asker saldırı sonucu yaşamını yitirdi; iki günde Azeri tarafının asker kaybı 11’e çıktı.
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/2744379-cografyanin-iki-sinir-ucu

 

 

3-Abdurrahman Yıldırım-Habertürk
“Çılgınlık değil hesaplı kitaplı hareketler bunlar”

 

Haziran ayı konut satışları için yapılan tahminler yanıltmadı. 190 binlik satışla tüm zamanların en yüksek haziran ayı satışına ulaşıldı. Bu satış aynı zamanda en yüksek ikinci aylık konut satışı. Sadece satış adedi değil aynı zamanda ipotekli satışta tüm ayların ve zamanların rekoru kırıldı. 101.504 adet ipotekli satış toplam konut satışlarından ilk kez yüzde 53.4’lük pay aldı.
-Konut kredi faizlerinin kamu bankalarında aylık yüzde 0.64 ile tarihi en düşük düzeyine inmesi aynı zamanda bazı kuruluşların kampanyası ile birleşince rekor düzeyde konut kredi kullanımıyla sonuçlandı. 40.5 milyar lirayla en yüksek konut kredi artışı haziranda yaşandı.
https://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/2744443-cilginlik-degil-hesapli-kitapli-hareketler-bunlar

 

 

4-Taha Akyol-Karar
“Liyakatin değeri”

 

Merkez Bankası Türkiye’nin göz bebeği kurumlarından biridir. Altı yıl önce Ali Babacan, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını savunurken şöyle diyordu:“Merkez Bankası’nda dünyanın en iyi okullarından ve finans kuruluşlarından gelen çok iyi bir ekip var. Şu anda bizim ekonomi konusunda, finans konusunda insan kaynağı yapımız, tüm kamu kuruluşları içinde en yüksek Merkez Bankasında. Oradaki analistlere değer verilmesi gerektiğine inanıyorum” (5 Şubat 2015)Nasıl olmuştu bu? 1930’da kurulduğundan beri bütün hükümetler özen gösterdi. Tek Parti rejimi bile müdahaleden sakındı. Özal’ın üstüne titrediği bir kurumdu Merkez Bankası. Ecevit hükümetinin 2001 reformunda MB kanunla bağımsız hale getirildi. Görev süreleri kanunla belirlenmişti; siyasi atamalar olmasın diye
Fakat Temmuz 2018’de OHAL Kararnamesiyle o süreler kaldırıldı. Başkan Murat Çetinkaya görev süresi dolmadan “laf dinlemiyor” diye görevden alındı mesela…
https://www.karar.com/liyakatin-degeri--1574720

 

 

5-Akif Beki-Karar
“Pasaport kuyruğundaki esrarengiz fısıltı”

 

Ülkenin kimyası öyle bir bozuldu ki o gün bugün düzelmedi. Hala normalleşebilmiş değiliz. OHAL rejimi, kısmen bir daha çıkmamak üzere hayatımıza girdi.FETÖ’yle mücadele adına kurunun yanında yaş da yandı. Suçlunun yanında masumlar da ezildi.Haksız yere hayatı kararan, hakkını arayamayan, tüm kapılar yüzüne kapatılan mağdurları savunmak dahi zorlaştı. Bu arada, yeni FETÖ’lerin çıkmaması için yapılacaklar hala yapılacak. Batıl inanç ve hurafelerle, din hokkabazlarıyla, dini duyguların tacirliğiyle mücadeleden söz ediyorum. Cehalet ve din istismarıyla savaş kazanılmadan FETÖ yenilmiş sayılamazdı hani? Şehitlerimizi rahmetle anıyorum, hakları ödenmez. Kuru laftan, hamasi nutuklardan fazlasını borçlu değil miyiz onlara? Demokrasiye canları pahasına sahip çıktılar. Bıraktıkları yerden daha mı ileride bugün, daha mı geri gitti? Emanetlerine böyle mi hıyanet etmeyecektik? Demokrasi nöbetini bırakmamak, 15 Temmuz direnişinin kahramanlarına boynumuzun borcu değil mi?
https://www.karar.com/pasaport-kuyrugundaki-esrarengiz-fisilti-1574723

 

 

6-Emin Çölaşan-Sözcü
“Bugün içimden yazmak gelmedi”

 

Sevgili okurlarım, günlük yazı yazmak bizim görevimiz…Ancak yazı yazmadan önce konuyu yakalayacak, kafanızda oluşturacak ve bilgisayarın tuşlarına basmaya sonra başlayacaksınız.En önemlisi, her şey içinizden gelmeli.Dün epeyce düşündüm…Bugün 15 Temmuz.Acaba ne yazabilirdim…Kendimi zorladım, uzun uzun düşündüm…Ve anladım ki içimden yazı yazmak gelmiyor.Böyle olunca zorlama yapmak mümkün değil…Ve yazamadım!
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/emin-colasan/bugun-icimden-yazmak-gelmedi-5931515/

 

 

7-Ataol Behramoğlu- Cumhuriyet
“Hasmın kutsallığına tecavüz”

 

Hasmın kutsalına tecavüz dünün insanı bakımından bir haktı belki. Ama bugün, bizde ve bütün dünyada, çok daha az sayıda insanın bu tecavüzü hak sayabileceği kanısındayım. Kutsal olan evrenseldir. Herkesin eşi, çocuğu, mabedi, sadece onun değil bütün insanlığın kutsalıdır. Savaş hukuku bile, yenilenin en temel insan olma haklarını korumaya yönelik ilkelere sahiptir. Yaşadığımız çağda, insanlığın bugününde, savaşta ya da barışta, kimden ve kime karşı olursa olsun, kutsalları çarpıştırmak, bir kutsal adına bir başka kutsala tecavüz, ayıptır, günahtır, suçtur, küçüklüktür.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ataol-behramoglu/hasmin-kutsalina-tecavuz-1751557

 

 

8-Mustafa Balbay-Cumhuriyet
“15 Temmuz raporu kaybolursa”

 

Bütün parçaları birleştirince oyun içinde oyun olduğunu görüyoruz. FETÖ ile AKP’nin iktidarı paylaşma mücadelesi 2011’de su yüzüne çıkmaya başlamıştı. Zamanla su seviyesi düştü, pek çok şey ortalığa döküldü.Bugün de hâlâ açıklanmayanlar, özenle gizlenenler var. Türkiye’nin gerçekten arınması için 15 Temmuz gecesinde hiçbir karanlık noktanın olmaması gerekir.Ancak sorumlular bir elinde fener bir elinde perde ile dolaşıyor.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mustafa-balbay/15-temmuz-raporu-kaybolursa-1751549

 


9-Barış Doster-Cumhuriyet
“Ayasofya kararı ve islam dünyası”

 

Türkiye, İslam dünyasında itibarını Kurtuluş Savaşı’na, Atatürk’e, laik Cumhuriyet’e borçlu. İslam dünyasını, geçmişte en çok birleştiren ve gururlandıran, Türklerin Milli Mücadele’deki zaferiydi. Yakın geçmişte, 2003’te, 1 Mart tezkeresinin TBMM’de reddedilmesi, Türkiye’ye yönelik sevgiyi artırmıştı. Bir kamu diplomasisi unsuru olarak da öne çıkan Türk dizilerinin Arap halklarında gördüğü ilgi dikkate alındığında, Türklerin Araplara öykünerek değil, Türk kalarak, laik, demokratik, özgürlükçü, çağdaş bir siyaset izleyerek, tüm dünyayla eşit ve onurlu ilişkiler kurarak, İslam dünyasında ve Araplar arasında itibarını artırdığı anlaşılır.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-doster/ayasofya-karari-ve-islam-dunyasi-1751577


10-Ahmet Kekeç-Akşam
“15 Temmuz başbakanlığına ikinci aday çıktı”

 

Birkaç gün öncesine kadar, 15 Temmuz başarılı olsaydı, teklif Kılıçdaroğlu’na götürülecekti diye düşünüyordum. Bu düşüncem sarsıldı. Çünkü “15 Temmuz’un Başbakanlığına” yeni bir “ortakçı” çıktı: Ahmet Davutoğlu. Ben de ne diyeceğimi bilemedim.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/ahmet-kekec/15-temmuzun-basbakanligina-ikinci-aday-cikti/haber-1093084

 

 

11-Kazım Güleçyüz- YeniAsya
“15 Temmuz ve Kemalizm”

 

Perinçek’e “Erdoğan vatansever kuvvetler tarafından ele geçirildi. Cumhuriyet yargısı altın çağını yaşıyor. Hayatımın en mutlu dönemindeyim” dedirten bu tabloda yine Perinçek’e ait “Atatürk’ün mevzisi Ayasofya değil, 15 Temmuz” sözü de konuyu tamamlıyor. Bizim başından beri dediğimiz ve Ete’nin de ifade ettiği gibi, 15 Temmuz demokrasiyi güçlendirme vesilesi kılınsaydı böyle olur muydu?
https://www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/15-temmuz-ve-kemalizm_524148

 


12-Fikret Bila-T24
“15 Temmuzun hedefi neydi”

 

15 Temmuz darbe girişimin amacı demokratik, laik Atatürk cumhuriyetini yıkıp, yerine ABD’nin kuklası olacak kendilerine göre bir din devleti kurmaktı. Bu girişim bir karşı-devrim girişimiydi. Eğer başarılı olsaydı Atatürk cumhuriyeti tarihe gömülecek, yerine İran’daki mollalar rejimi gibi bir imamlar rejimi kurulacak, Türkiye bütün kazanımlarını kaybedecek, İran’ın geçtiği gibi bir süreçten geçecekti. Amaç buydu…Darbeyi; ABD’nin himayesine aldığı, koruyup kolladığı, iktidarın olanaklarıyla sivil ve askeri bürokraside ve yargıda güçlenen FETÖ’ye bağlı kadrolar yaptılar.
https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/15-temmuz-un-hedefi-neydi,27373

 

 

13-Hakan Güneş-Birgün
“Uygurlara karşı kılıç hakkı kardeşliği”

 

Ancak Çin Zulmü haberlerinin gerçeği yansıtan yüzde yüzde 5’lik kısmı bile tüyler ürpertici, kabul edilemez ve insanlık dışıdır. Çin, Tibet’te olduğu gibi Doğu Türkistan’da da artık saklaması mümkün olmayacak sayıda ve şiddette etnik ayrımcılık ve insan hakkı ihlaline imza atmış durumdadır.
https://www.birgun.net/haber/uygurlara-karsi-kilic-hakki-kardesligi-308342