Köşe Yazıları Yorumsuz - 14 Ağustos 2020 Cuma

14 Ağustos 2020,CUMA
KÖŞE YAZILARI YORUMSUZ

 

 

1-Ahmet Hakan-Hürriyet
“Berat Albayrak ile ilgili saptama”

 

ABDURRAHMAN Dilipak, İstanbul Sözleşmesi’ni savunanlara hakaret etti.
CHP’nin çiçeği burnunda Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka da, İstanbul Sözleşmesi’ne itiraz edenleri tecavüzcü ve katil ilan etti.Ne oluyor yahu?Neden düzgün bir üslupla tartışamıyoruz bu İstanbul Sözleşmesi’ni?Neden İstanbul Sözleşmesi söz konusu olduğunda birden düzey düşüyor?
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/berat-albayrakla-ilgili-bir-saptama-41586815



2-Nedim Şener- Hürriyet
“Armut piş ağzıma düş taktiği”

Biraz araştırınca Muharrem İnce’nin kastettiği o ismin eski bakanlardan Yaşar Okuyan olduğunu öğrendim. ANAP, MHP, Demokrat Türkiye Partisi, Hürriyet ve Değişim Partisi, HYP, Vatan Partisi ve son olarak CHP’ye geçen Okuyan, Muharrem İnce’ye ağır hakaretler etmiş, “CHP’ye ihanet etmekle” suçlamıştı.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/armut-pis-agzima-dus-taktigi-41586837



3-Melih Altıok-Sabah
“İnce’nin Kılıçdaroğlu’ndan farkı ne”

 

Peki, Muharrem Bey'in iktidar perspektifi var mı? Kılıçdaroğlu'ndan farklı olarak yüzde 25'lik bir banda oturmuş CHP'yi iktidara taşıma potansiyeli taşıyor mu?
Kemal Bey'e kıyasla daha yerli bir imajı olduğu kesin. Muhafazakâr tabanla ilişki kurmak için Ayasofya Camii'ne yaklaşmaya cesaret edebiliyor.
Ne var ki onun da sınırları belli. Daha yolun başında, oyunu istediği AK Parti tabanının takip ettiği basının ilgisini elinin tersiyle reddetmesi, şımarık bir üslupla küçümsemesi, ufkunun da özgüveninin de dar olduğunu gösteriyor.
Başından beri İnce'nin bu işi de nihayete erdiremeyeceğini iddia ediyorum, şimdi ise daha net konuşuyorum.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2020/08/14/incenin-kilicdaroglundan-farki-ne



4-Kerem Alkin-Sabah
“Tam bağımsız milli ekonomi”

 

'Tam Bağımsız Milli Ekonomi'den kast edilen, hiç şüphesiz ki, dünya ekonomisinden ve küresel ticaretten kendini soyutlamış, uluslararası sermayeye kapılarını kapatmış bir ekonomi değil. Tersine, Türkiye'yi, üretim imkan ve kabiliyetleri ile, dünyanın daha da vazgeçilmez 'güvenilir liman'tedarikçi ülkesi konumuna taşıyacak; doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını 'greenfield', yani ülkeye yeni fabrika ve tesis kazandıracak şekilde, 30 ile 40 milyar dolar düzeyine taşıyacak yeni bir 'çekim merkezi' olmaya taşıyacak; Türkiye Ekonomisi için fiyat istikrarına, finansal istikrara ve gerçek manada rekabetçi kur'a dayalı 'yeni nesil' bir ekonomi. Sürdürülebilir gelir artışına, yüksek verimliliğe ve gerçek manada bir 'gelir adaleti'ne dayalı bir 'Milli Ekonomi'.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2020/08/14/tam-bagimsiz-milli-ekonomi



5-Hilal Kaplan-Sabah
“Okullar açılsın veliye seçenek sunulsun”

Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk'un okullarla alakalı kararı paylaştığı tweet'in altında birbiriyle kavga eden veliler görünce önermek istedim: Ailesi içinde bir vaka saptandığı an, "Okullar açıldı, böyle oldu" demeye hazır bir vatandaş kitlesi var. Bununla baş etmenin tek yolu evde eğitimi yasalseçenek olarak tanımlayıp, çocuğunu okula göndermek isteyen veliden derıza belgesi almaktır. Aksi takdirde sonuç, hayatın geri kalanı olduğu gibi devam ederken virüsü herhangi bir yerden kapması çok yüksek olan kesimlerin haksız yere elinden geleni yapmaya çalışan devlete bilenmesi olacaktır.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2020/08/14/okullar-acilsin-veliye-secenek-sunulsun



6-Gökhan Şen-Habertürk
“Küresel dolar zayıflığı doların bitişine mi işaret”

 

Dolara olan alerjimizin sebebi Amerika’nın bu parayı tehdit unsuru olarak kullanması olmalıdır. Ne var ki Dolar’ın ne küresel rolünde bir değişiklik yakında zamanda görünmektedir ne de dolardan vazgeçmek bizi yükümlülüklerimizden kurtaracaktır. Borcumuz bakidir ve kurun istikrarlı olması önemlidir.
Üstelik hoşumuza gitmese de dolar hegemonik gücünü korumaktadır. Bu yazının ortalarında bir yerde belirttiğim gibi oyunun kuralını değiştirmek için doların gücünü fiktif şekilde tartışmaya ya da mevcut pozisyonun sadece kompozisyonu değiştirerek kozmetik değişikliklere gitmeye gerek yok.
https://www.haberturk.com/yazarlar/gokhan-sen/2772116-kuresel-dolar-zayifligi-dolarin-bitisine-mi-isaret

 


7-Kübra Par-Habertürk
“Türkiye’de kiyle partisi dönemi bitiyor”

 

AK Parti, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi, Yeniden Refah Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi...Aralarındaki nüansları saymazsak hepsi sağ seçmenin oyuna talip.Solda durum şimdilik biraz daha derli toplu ama sağdaki parçalı parti denklemi yakında sol için de geçerli olacak.CHP soldaki büyük kitleyi tutuyor fakat aslında kendi içinde bir koalisyon partisi. Kemalistler, liberal merkezciler, solcular... Hem Muharrem İnce’nin hem de İlhan Cihaner’in yükselttiği itirazlar yakında CHP içinden de yeni partilerin doğacağına işaret ediyor.Oylarının bir bölümünü İYİ Parti’ye kaptıran CHP, önümüzdeki dönemde kurulan yeni partilerle daha da küçülecek.HDP parti programı sol olsa da çoğunlukla Kürtlerden oy alıyor. Siyaset çerçevesi belli partiler skalasında sağlam bir yeri var.
Vatan Partisi, ÖDP ve TİP çok zayıf partiler ve onlar da dar bir çevreye hitap ediyor.
https://www.haberturk.com/yazarlar/kubra-par-2561/2772285-birakin-eski-kalsin-daha-iyi

 


8-Taha Akyol-Karar
“Ekonomide yeni model”

 

Bugün bu noktada yatırım veya ehven kredi olarak önemli bir sermaye girişini sağlamak daha zor olsa gerek. Bu tabloyu “milli bağımsızlık mücadelesi” diye etiketleyerek düzeltebilir miyiz?! Türkiye dışa kapalı, ekonomide müdahaleci, Adalet Bakanı’nın bile itiraf ettiği hukuki sorunlarla malul bir ülke olarak değil… Dışa açık, kurallı piyasa ekonomisine dayalı, özgürlükçü hukuk devleti olmak ve imajını bu yöndeki reformlarla düzeltmek zorundadır; dün başarıyla yaptığı gibi. Türkiye’nin hamasi “yeni model”e değil, gerçek reformlara, esaslı düzeltmelere ihtiyacı var.
https://www.karar.com/ekonomide-yeni-model--1579899

 


9-Akif Beki-Karar
“Yel değirmenleriyle savaşa harcanan yıllar”

 

CHP tabanını aşma gayretini takdir ediyorlar. Dışardan ilave oy çekme kapasitesini kanıtladığını dahi söylüyorlar. Bakınız; Sözcü Kalın’ın değerlendirmeleri... Fakat ne hikmetse Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’yla yarışmak kadar telaşlandırmıyor onları. Ne ön kesmesi, ne çelme takması, ne karalaması! Parlatma işini bile şansa bırakmıyorlar. Eğer takiye değilse, rol yapmıyorlarsa; İnce’nin çıkışı, AK Parti’ye yaş günü hediyesi gibi geldi. “Erdoğan’ı yense yense İnce gibi bir CHP’li yenebilir, hadi inşallah kazanır” diye umutlandıklarını mı düşünmeliyiz öyleyse? İnce, iktidarı heyecanlandırıyorsa kaybetmeyi çok istediklerinden midir yani?
https://www.karar.com/yel-degirmenleriyle-savasa-harcanan-yillar-1579901