Köşe Yazıları Yorumsuz - 11 Ocak 2021 Pazartesi

11 OCAK 2021, PAZARTESİ
KÖŞE YAZILARI



1) Hüseyin Öztürk/ Yeni Akit Gazetesi
“Asya’nın Ayak Sesleri”
Yeni bir tarihin yolcusuyuz. Batı ve Batıcılar; savaşa ve teröre gark ederek gasp ettikleri ve sömürdükleri halklara karşı yaptıkları ihanetlerin bedelini ödeyeceklerdir.

Asya’nın ayak seslerinin duyulması, Doğu medeniyetinin yeniden yükselişe geçmesi, Batıcıların kendi kendilerini imhalarına sebep olacaktır.

Ettiler, bulacaklardır. Bu değişmeyecek ve değiştirilmeyecek ilahi kanunun gereğidir.
https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/huseyin-ozturk/asyanin-ayak-sesleri-34662.html


2) Yakup Köse / Star Gazetesi
“Haydut Devlet”
ABD’de yayımlanan son raporlardan birinde Türkiye ‘haydut devlet’ ilan edilmiş. Aydınlık Gazetesi’nden Elif İlhamoğlu’nun haberinden:
“ABD istihbarat teşkilatlarıyla bağlantılı olduğu bilinen ‘Atlantik Konseyi’ (Atlantic Council) adlı Washington merkezli düşünce kuruluşu 2021’ye dair öngörülerini yayımladı. 16 Aralık’ta ‘2021 için ilk on risk ve fırsat’ başlığı ile yayımlanan listede, Türkiye’ye de riskler arasında yer verildi..
https://www.star.com.tr/yazar/haydut-devlet-yazi-1600815/


3) Mustafa Yılmaz / Milliyet Gazetesi
“Hasarlı binalara yapılan testler, ne kadar doğru?”
İzmir’de tarihin en büyük yıkımlarından birine neden olan depremin üzerinden henüz 2.5 ay bile geçmedi.

İlk günlerdeki kamuoyu ilgisi sabun köpüğü gibi eridi gitti.

Süslü laflar, verilen sözler, yine havada kaldı.

Deprem bölgesinde yaşayanlar büyük bir çaresizlik içinde.

2000 yılı sonrası yapılan yönetmeliklere göre binalarda C30 kalitesinde beton kullanılması gerekiyor.

Bizzat Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum açıkladı.

Bayraklı’da yıkılan binaların bazılarında C3 kalitesinde beton çıktı.
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/mustafa-yilmaz/hasarli-binalara-yapilan-testler-ne-kadar-dogru-6402509


4) Mehmet Ocaktan / Karar Gazetesi
“Boğaziçi fethedildi ama hâlâ aşımız yok...?”
Maalesef her geçen gün daha biraz MHP’lileşen AK Parti, giderek geniş toplum kesimleriyle bağlarını kopartıyor ve özellikle de genç kuşaklarla arasına kalın duvarlar örüyor. Bütün eleştirileri ‘hain’ kategorisi içinde değerlendirdiği için de normalleşmenin nasıl bir şey olduğunu ve aklı selim yolunu tümden unutmuş bulunuyor.

MHP lideri Bahçeli’nin aklına çok muhtaç halde oldukları için, hiçbir AK Partilinin bu gidişin nerede ve nasıl sonuçlanacağını düşünmediğini biliyorum ama akla ve mantığa itibar eden birileri bu halin muhasebesini mutlaka yapmalı.

Eğer AK Parti içinde hala itidale, normalleşmeye değer veren birileri varsa çıkmalı ve demeli
https://www.karar.com/yazarlar/mehmet-ocaktan/bogazici-fethedildi-ama-hala-asimiz-yok-1588224

5) Taha Akyol / Karar Gazetesi
“Neo-Osmanlı imajından sakınmak gerekir”
Türkiye’nin ‘Neo Osmanlı’ imajı vermesinin fayda değil zarar getireceğini yazdınız. Neden? Ortak tarih hakkındaki sorunuza cevap verirken dile getirmeye çalıştığım gibi, olguları ortak yaşamak daha sonra onları aynı şekilde yorumlamayı gerekli kılmıyor. Osmanlı coğrafyasında yaşanmış “ortak geçmiş” de bu çerçevede değerlendirilmektedir.

Milliyetçi tarih yazımının da etkisiyle Türkiye dışında, ki biz de Erken Cumhuriyet döneminde Osmanlı tarihini benzer şekilde yorumlamıştık, bu ortaklık, “Türk boyunduruğu,” “emperyalizmi” ya da “işgali” benzeri vurgularla değerlendiriliyor.
https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/neo-osmanli-imajindan-sakinmak-gerekir-1588230

6) Mustafa Karaalioğlu / Karar Gazetesi
“Deform”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın reform vaat ettiği günle, AB Komisyonu Başkanı’na bir kez daha, “Geleceğimizi Avrupa’da görüyoruz” dediği önceki gün arasında iki aydan fazla zaman geçti. Arada, hemen hemen her hafta da vaadini kah değişim kah demokratikleşme başlığıyla tekrardan geri durmadı. Gerçi adı geçen değişimle daha ziyade yabancı yatırımcının işini görme hedefi gözetiliyor ama zararı yok onlara pişer, bakarsın memlekete de düşer…

Adı reform olan paket bir ihtimal gelebilir ama kesin olan, reform lafından bugüne sadece iki ayda demokrasi hilafına yapılan işler için bile yeni bir paket gerektiğidir.
https://www.karar.com/yazarlar/mustafa-karaalioglu/deform-1588223


7) Fatih Çekirge / Hürriyet
“DSÖ, aşı için bir onay makamı değildir. Aşılara her ülkenin aşı düzenlemeleriyle ilgili makamları karar verecek.”
İngiltere’den Avustralya’ya kadar bir soru büyüyor:
Uluslararası seyahatlerde hangi aşı geçerli kabul edilecek? İngiltere, ABD, Avrupa, Pfizer/BioNTech aşısını oluyorsa... Türkiye, Afrika ve Asya’nın büyük bölümü Çin aşısı oluyorsa... Nasıl bir eleme yapılacak? Aşılar arasında bir ayrım mı olacak? Yoksa yalnızca antikora mı bakılacak?
Cevap: “Elbette antikor testlerine bakılacak.”
Yani her 6 ayda bir antikor testi mi olacak?
Daha iki gün önce Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris şöyle dedi:
“DSÖ, aşı için bir onay makamı değildir. Aşılara her ülkenin aşı düzenlemeleriyle ilgili makamları karar verecek.”
Bu açıklama, önümüzdeki dönemde ülkeler arasındaki seyahatlerde bir “aşı izin krizi”nin habercisi olabilir mi?
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/fatih-cekirge/asi-konusunda-hayatimizi-baglayacak-en-zor-soru-41711205


8) Ahmet Hakan / Hürriyet
“DEMOKRAT PARTİ’YLE İLGİLİ BİR ÖZÜR”
DEMOKRAT Parti’nin millet ittifakından ayrıldığını yazmıştım dün. Biraz da kesin bir dille… Ama ayrılmamışlar. Genel başkan Gültekin Uysal’ın açıklamalarını dinledim. “Millet ittifakındayız” diyor. Düzeltir, büyük bir mahcubiyet içinde özür dilerim.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/whatsapptan-neden-kolay-kolay-cikamam-41711188

9) Abdulkadir Selvi / Hürriyet
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Oğuzhan Asiltürk’ü ziyareti, Saadet Partisi’ni dalgalandırdı.”
Saadet Partisi’nde genel başkan Temel Karamollaoğlu ve onun etrafındaki bir grup, AK Parti ile ittifaka karşı. Zaten ittifakla ilgili haberlere en sert tepkiyi onlar gösteriyor. Amaçları AK Parti ile bir ittifak ihtimali olsa dahi onu engellemek. Ama bu denli telaş etmelerinin nedenini anlayamıyorum. Çünkü resmi bir ittifak görüşmesi yok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaretle ilgili olarak, “Oğuzhan Asiltürk geçmişte beraber olduğumuz, benim bir büyüğümdür. Benim bu ziyaretim hem bir nezaket, hem de bu ittifak meselesinde bir seçim ittifakı mı olur geleceğe yönelik, biz terörle mücadele verirken her türlü desteğin bizim yanımızda olması lazım. Biz yalnızlığı hissetmememiz lazım” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasında iki mesaj öne çıkıyor:
1- Saadet Partisi’yle seçim ittifakı.
2- Saadet Partisi’nin desteğinin terörle mücadele veren AK Parti iktidarından yana mı olacağı, yoksa terörle mücadeleye karşı çıkanların safında mı olacağı.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/ak-parti-ile-saadet-ittifaki-41711219

10) Nedim Şener / Hürriyet
“Küreselci mafyanın Big-Tech oligarkları işbaşında”
6 Ocak 2021’de ABD’nin başkenti Washington’da, kimine göre Kongre baskını, kimine göre ayaklanma ve başkaldırı, büyük bir çoğunluğa göre ise “darbe” ile sonuçlanan Amerikan başkanlık seçimi sonrası yaşanan gelişmeler, “demokrasi ihraç etmekle” meşhur ülkenin geldiği içler acısı hali gösterdi.
Kendi sorunlarını çözmekten aciz Amerikan demokrasisinin zayıflığı, kırılganlığı ülke içinde de tartışılıyor. Başta koronavirüs ile mücadeledeki hataları olmak üzere dört yıllık görev süresince medyanın aralıksız saldırılarına rağmen Trump’ın 74 milyon oy ile seçmenin yarısının desteğini alması bunu gösteriyor.
ABD, Kongre baskını ile su üstüne çıkan demokrasi konusundaki sorunlarına, ‘Big-Tech oligarkları’ diye adlandırılan Twitter ve Facebook’un da aralarında bulunduğu küresel dijital şirketlerinin aldığı kararlarla, 20 Ocak’a kadar ABD Başkanı sıfatını taşıyan Trump’ı tüm sosyal medya hesaplarından çıkartılmalarıyla, çok övündükleri ifade özgürlüğü sorunu da ekledi.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/kureselci-mafyanin-big-tech-oligarklari-isbasinda-41711213


11) Rauf Tamer / Hürriyet
“Katil Polis/ Katil Devlet”
Taa 70’li yıllardan aşina olduğumuz bu sloganlar, tekrar hortladı.
Kimsenin umrunda değil.
Değil ama ne zaman ki katil sermaye diye de bağırmaya başlayacaklar, siz o zaman seyreyleyin feryadı.
Maşallah...
Düzen değişikliği lafı da geri geldi... O da 70’li yıllardan kalma bir ezber.
Düzene çekidüzen deseler, eh, inanacağım ama düzen değişikliği tapu’nun delinmesine kadar varan, kötü anılar taşıyor.
Gerçi düzeni değiştiremediler, hatta değiştireceğim diyenler kendileri değiştiler ama kurtarılmış mahallelerle, gasp ve işgallerle, memleketin 10 yıl kaybetmesine sebep oldular. Şimdi, nereden güç buldularsa, tekrar dönüp aynı noktaya geldiler.
- Gericiliğin feriştahıdırlar.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/rauf-tamer/geri-donus-41711103


12) Hilal Kaplan / Sabah
“Demokratik üniversite” anılarım
2007-2010 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde yüksek lisans yaptım. Kulaklarımı ve boynumu kapatacak şekilde diktirdiğim bone üzerine şapka takarak, kimseye görünmemek için ana giriş kapısı yerine Bebek kapısını kullanarak, dik ve uzun bir yokuş yolu tırmanarak bölümüme gidiyorum. Bölüm içinde başörtülüyüm ama ne o meşhur yemyeşil çimlerin ne kantinin keyfini çıkarabiliyorum; güvenlik görevlilerine görünmeden eğitimimi tamamlamaya çalışıyorum.
Bir gün bölümün önde gelen 'özgürlükçü' hocalarının birinin odasındayız. "Neden bu kadar kısıtlanıyorsunuz anlamıyorum, sayınız çok olsa neyse" diyor bana. Sonra yıllar önce başarılı bir erkek öğrencisini asistan almaya uğraştığını ama öğrenci dindar olduğu için karşı çıkıldığını anlatıyor. Sayımızın az olması için gerekli tüm tedbirlerin nasıl alındığını anlatıyor aslında...
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hilalkaplan/2021/01/11/demokratik


13) Hasan Basri Yalçın / Sabah
“Sosyal Medya ve Güvenlik Sorunu”
Whatsapp'tan hızlı bir kaçış başladı. Ancak vatandaşın ne tarafa doğru kaçacağı da önemli bir sorun. Zira güvenli olarak sunulan birçok iletişim aracı yine başka ülkelerin kontrolünde. Bizi dinleme yetkisini Amerikalılardan alıp Ruslara vermek veya başka ülkelere vermek hiç de akıllıca değil. Bu nedenle tam da bu bugünlerde hızla hareket etmek ve yerli sosyal medya araçlarını norm haline getirmek gerekiyor. Nasıl yapılacağını pek bilemiyorum. Uzmanlar fikirlerini söylesin. İlgili devlet kurumları tedbirlerini alsın. İster çeşitli kanunlar çıkarılsın. İster bu yerli mecralara ciddi yatırımlar yapılsın.
Bildiğim tek şey var. Tüm operasyonların algılar üzerinden yapıldığı ve dünya devletlerinin siber savaşlara hazırlandığı bir dönemde Türkiye'nin iletişim alanında dış mecralara bağımlı kalması önemli bir güvenlik sorunudur. Hızla çözülmesi gerekir.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2021/01/11/sosyal-medya-ve-guvenlik-sorunu


14) Çetiner Çetin / Habertürk
“Trump’a var da Demirtaş’a yok mu?”
Twitter, Trump’ın halkı kin ve nefrete sürüklediği gerekçesi ile hesabını kapatırken, Kobani gerekçesi ile halkı sokaklara davet eden Demirtaş’ın hesabına neden dokunmadı? 15 Temmuz akşamı ülkede darbe yapanların hesaplarını hiç değilse geçici olarak dahi askıya alabilirdi.
Şirketlerin de ideolojik yatkınlıkları oluyor mu diye sormadan edemiyor insan. Çünkü paranın dini imanı olmaz demezler miydi?
https://www.haberturk.com/yazarlar/cetiner-cetin/2932787-trumpa-var-da-demirtasa-yok-mu


15) İbrahim Karagül / Yeni Şafak
“İmparatorluğun çöküşüne” tanık oluyoruz.
21. yüzyıl için “Yeni Amerikan İmparatorluğu” ilan edenler, kendi ülkelerini bir arada tutamaz hale geldiler. Biz de “bir imparatorluğun çöküşüne” tanık oluyoruz.
Artık ABD iç çatışmalarının dünyaya, Türkiye’ye nasıl yansıyacağını tartışmanın zamanı gelmiştir. Çünkü başlarını kaldırdıkları an ilk bakacakları ülke Türkiye olacaktır.
Olsun. Biz hazırız.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/imparatorlugun-cokusu-abd-kuresellesmesi-bitti-kendi-icinde-yerellesme-catismalarina-hazir-olun-2057322


16) Yasin Aktay / Yeni Şafak
“Bu arada öğretim üyelerinin oyları ne oluyordu, hatırlayan var mı?”
Öğretim üyelerine kala kala birkaç oyla seçilmiş rektörlerin hedefi haline gelmek, iyice politize edilen akademik ortamda iyice tükenmek oluyordu. Bir sene öncesinden başlayan rektörlük seçim süreçlerinde öğretim üyeleri rektörlük ve idari hedefleri uğruna akademik faaliyetlerini tamamen askıya almış oluyorlardı. Buna rağmen verdikleri oyun sonuçta hiçbir anlamının olmadığını biliyor ve YÖK ve Cumhurbaşkanlığında da ayrı lobi faaliyetlerinde bulunuyorlardı. O aşama da rakiplerin birbirleri hakkında geliştirebildikleri dosyalar, ispiyonaj yarışına dönüyordu. Akademik ortamımız, insan kalitemizden bağımsız değil ve bunlar henüz unutabileceğimiz kadar uzak geçmişte kalmış olaylar değil.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yasinaktay/bogazici-universitesi-adina-fark-ve-imtiyaz-talebi-2057323


17) Mehmet Acet / Yeni Şafak
“ABD Suriye’de PKK kuşağı projesine yeniden döner mi? Ankara bu konuda ne düşünüyor?”
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik ekibinden kendisine yeniden görev verilen McGurk’ün, Biden’ın danışman kadrosunda yer bulması hiç de iyiye alâmet bir durum değil. PKK/YPG kuşağı projesinin mimarı olan bu adamın dediği gibi hareket edilirse, bunun Ankara’da nasıl karşılanacağı şimdiden belli. Ankara’da yönetim kademelerinde sandalye sahibi olan üst düzey bir isme McGruk’e yeniden görev verilmesi ile ilgili sorular sorduğumda, şöyle bir cevap aldım:
“Kim gelirse gelsin, bizim pozisyonumuz ve hassasiyetlerimiz belli.”
https://www.yenisafak.com/yazarlar/mehmetacet/abd-suriyede-pkk-kusagi-projesine-yeniden-doner-mi-ankara-bu-konuda-ne-dusunuyor-2057326

18) Mehmet Soysal / Hürriyet
“Dünyayı yöneten, istediği yöne çekip çeviren, kamuoyu oluşturan, bahar demokrasilerini Arap ülkelerine ihraç eden ABD, her geçen gün sevimli yüzünü kaybediyor...”
Ya da gerçek yüzünü gösteriyor... Ve kendi içindeki birlikteliğini sağlayan ruh halinin de gittikçe bozulduğu bir süreçten geçiyor... Renklerin, düşüncelerin farklılıklarını halkına kabul ettirmeyi ve bir arada yaşamayı sanatlaştıran ABD, sanki yeniden eski savaş geleneklerine dönüyor... Irkçılık da bir virüs gibidir... Yaygın olduğu her yerde insanları evlerine değil, mezarlarına kadar götürebilen bir yoldur... Kendi geçmiş tarihinde ‘kuzey’ ve ‘güney’ savaşlarıyla yaşayan, sonunda ortak değerlerin çatısı altında birleşen ABD’nin açılımı da bu yüzden Amerika Birleşik Devletleri’dir... Yani, her eyalet kendi içinde bir devlet gibi... Tek bayrak ve tek anayasa altında birleşmişlerdir…
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-soysal/demokrasi-bosluklari-41711202