Köşe Yazıları Yorumsuz - 11 Ekim 2020 Pazar

11 EKİM 2020, PAZAR
KÖŞE YAZILARI



1-Ahmet Hakan-Hürriyet
“Bozulur bu ateşkes”

HDP’nin “HDP Ekoloji” adını verdiği bir sosyal medya hesabı var.
O hesapta, Hatay yangınıyla ilgili olarak şöyle deniyor: “Hatay iki gündür yanıyor ve bu haber bile olmuyor. Yanan alanlar, maden sahası için ruhsatlandırılan alanlar. Ormanları sermayeye teslim etmek için binlerce orman canlısı ve ağaç yok ediliyor. Halkın ekmeği, gençlerin geleceği yakılıyor”. Yani demek istiyor ki HDP...Devlet, ormanları sermayeye teslim etmek için yakıyor.Bu paylaşımın yapıldığı dakikalarda ise...Şöyle bir şey oldu: PKK’nın uzantısı olan “Ateşin Çocukları” adlı örgüt...“Hatay’ı biz yaktık” diye açıklama yaptı. Böylece Hatay yangınını, PKK üstlenmiş oldu.Sonuçta olan şu:Hatay’ı PKK yakıyor.HDP ise devlet yaktı diyor. Taş olsa çatlar yahu!
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/bozulur-bu-ateskes-41633003

 

2-Mahmut Övür-Sabah
“Gülen’in Green Card korkusu”

Ama asıl sarsıntı bu operasyonların ardından geldi. Denilenlere göre; ABD makamları, FETÖ elebaşı Gülen'in Green Card'ı uzatma talebini reddetmişti. Bu FETÖ'cülerin nefesini kesen şoke edici bir haberdi. Birkaç gündür özellikle ABD'deki FETÖ'cülerin birbirlerine "Doğru mu değil mi?" diye fısıltıyla sorduğu bu haber, dalga dalga ABD'den AB'ye doğru yayıldı. Korku bacayı sarmıştı. FETÖ'cüler arasında "yolun sonu göründü" deyip umutsuzluğa kapılanlar da vardı, Demokrat Senatörleri devreye sokup ilgili ABD makamlarını baskı altına almaya çalışanlar da... Aslında Gülen'in oturum izni meselesi hep sorunlu olmuştu. Uzatmalarla bugüne gelindi. Şimdi ise Gülen, iç siyasetin kurbanı olmamak için oturum izni yerine ABD vatandaşı olmak için olağanüstü çaba sarf ediyor.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2020/10/11/gulenin-green-card-korkusu

3-Kemal Öztürk-Habertürk
“Öfke, Üzüntü, Umut”

Rusya iki ülke arasında bir ateşkes yapmak değil, dünyaya adeta bir şov yapmak için kurmuş tüm düzeneği. İki ülke dışişleri bakanını Moskova’ya çağırdı. Bir odada tek başına masaya oturdu. MİNSK üçlüsü, Türkiye hiç kimse yok masada. Sonra, on saat dışarı çıkarmadı bakanları, şartlarını dayattı. Hele açıklama kısmı! Bana en çok o dokundu. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov tek başına çıktı ve ateşkes maddelerini okudu. Yanında ne Azerbaycanlı ne Ermenistanlı bakan vardı. Bununla vermek istedikleri mesaj açık. İnanın yazmaya elim varmıyor. Tek irade benim, patron benim, güç benim…
https://www.haberturk.com/yazarlar/kemal-ozturk/2831635-ofke-uzuntu-umut

 

4-Ayşe Özek Karasu-Habertürk
“Çin temiz tabak kampanyasına başladı bile”

Barış Nobeli’nin BM Dünya Gıda Programı’na gitmesi pek heyecan uyandırmadı ama aslında uyandırma alarmı. Norveç Komitesi, “Her zamankinden daha fazla uluslararası dayanışma ve işbirliğine ihtiyaç var” diyor. Çünkü dünyada 135 milyon insan şiddetli açlık çekiyor, pandemi gıda zincirini iyice bozdu, üstüne iklim kriziyle seller geldi, yıl sonuna kadar sayı ikiye katlanıp 270 milyonu bulacak. Bugüne kadar görülmemiş bir açlık krizinin eşiğindeyiz. Nitekim Çin gıda krizine önlem olarak tutumluluk bahanesiyle “temiz tabak” kampanyası başlattı: Yiyeceğinden fazlasını alma, tabağındakini bitir! Milyarder Jack Ma bile lokantada tabakta kalan ıstakozu sardırıp uçağında yiyor…
https://www.haberturk.com/yazarlar/ayse-ozek-karasu/2831329-cin-temiz-tabak-kampanyasina-basladi-bile

5-Taha Akyol-Karar
“Devlet kesesinden araba sevdası”

Peki ne oldu? Takip edildi mi, sonucu kamuoyuna açıklandı mı? Denetim eksikliğini görüyor musunuz?Bu genelgeye rağmen 1 milyar 435 milyon lira harcanmış! Kaldı ki lüks araç kiralanmasından başka bir de satın alınması var.Hürriyet’ten Neşe Karanfil’in haberine göre, 2010 yılında makam aracı alımları için 265 milyon lira harcanırken, 2016 yılında bu rakam 2.3 milyara liraya çıkmıştı, bunun 1 milyar lirası makam uçakları alımına gitmişti! (5 Eylül 2018)Görüyor musunuz mevki makam, lüks araç, gösteriş tutkumuzun ekonomiye maliyetini!Akılcı yatırım ve işletme yerine güç simgesi olarak gösteriş harcamaları, tantana tutkusu…Recaizade’nin Tanzimat devrindeki gösteriş kültürünü eleştiren “Araba Sevdası” adlı romanını hatırlıyorsunuz değil mi? Bu nasıl bir kültür?Üstelik “itibarda tasarruf olmaz” diyerek yüceltilen… İtibarı gösterişte, tantanada arayan, nasıl bir kültür?
https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/devlet-kesesinden-araba-sevdasi-1587373

 

6-Arslan Tekin-Yeniçağ
“Putin İlham Aliyev’i neyle tehdit etti”

Ermenistan'ın bitme noktasına geldiği, Dağlık Karabağ'ı bile bırakıp kaçacağı bir anda, Rusya'nın iki tarafın dışişleri bakanlarını Moskova'da buluşturup ben ne diyorsam o olacak tavrı koyması, kesin bir ifadeyle söylüyorum, Putin ve Paşinyan arasında varılan bir mutabakat neticesidir. Ermenistan Cumhurbaşkanı Nikol Paşinyan'ın, Rusya'ya bağlı kalmayıp ABD ve diğer Batı ülkelerine yöneldiği biliniyor. Putin bundan rahatsız. Paşinyan'ın "Ağam ben ettim sen etme… Karabağ elden çıkarsa, Erivan'da tutunamam. Kulun kölen olayım, ne istersen yaparım." demediğini kimse söyleyemez.İnsan düşünmeden edemiyor... Putin, İlham Aliyev'i neyle tehdit mi etti?
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/putin-ilham-aliyevi-neyle-tehdit-etti-57089yy.htm

 

7-Rıza Türmen-T24
“Güçlendirilmiş parlamenter sistem”

"Düzeltilmiş" ya da "güçlendirilmiş" parlamenter sistem tartışması, son günlerde iyice Türkiye'nin gündemine oturdu. Bunun iki nedeni var. Birincisi, ne olduğu belirsiz, tüm iktidarın tek elde toplandığı, hiçbir denge-denetleme mekanizmasının bulunmadığı mevcut rejimin Türkiye'yi getirdiği nokta. Demokrasinin, özgürlüklerin, hukuk devletinin ortadan kaldırıldığı, içeride ve dışarıda savaş eden, bütün kurumların içi boşaltılarak tek kişiye bağlandığı, ekonomisinin dibe vurduğu, işsizliğin rekor düzeyde olduğu, eşitsizliklerin iyice arttığı bir Türkiye. Bu karanlıktan çıkmak, enkazı toparlamak için atılması gereken ilk adımın "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" denen tek adam rejiminden kurtulmak olduğu kuşkusuz. O zaman, yerine nasıl bir yönetim sistemi sorusu ortaya çıkıyor. İkinci neden, MHP destekli AKP iktidarının sona ermek üzere olduğunu gösteren işaretlerin artması. AKP iktidarının sona ermesinden sonra bir geçiş dönemi başlayacak. Ama nereye geçiş? Bu sorunun şimdiden tartışılması, yanıt aranması gerekli.
https://t24.com.tr/yazarlar/riza-turmen/guclendirilmis-parlamenter-sistem,28308

 

8-Merdan Yanardağ-Birgün
“AKP yönetemiyor ya yönetilenler”

Bu nedenle 15 Temmuz sonrasında dünyada ve ülkede Erdoğan-AKP iktidarının meşruiyetinin yükselmesi bir yana hızla yalnızlaşmaya başladı.
ABD ve Batı, AKP iktidarını artık gözden çıkarmış görünüyor. Bir dönem bölgedeki kirli işlerinin görülmesi için AKP’yi destekleyen Batı, şimdi siyasal İslamcı iktidarı öngörülemez, sinsi hesapları olan ve ikiyüzlü bir hareket olarak değerlendiriyor. Son 3-4 yıla bakıldığında, derin bir güven sorununun olduğu açıkça görülüyor. Örneğin Batı, AKP iktidarının kendi “ideolojik” programını uygulamak için hizadan çıktığını düşünüyor.
https://www.birgun.net/haber/akp-yonetemiyor-ya-yonetilenler-318699

 

9-Güray Öz-Birgün
“Devlet siyaset demokrasi”

Peki, solcuların “devletçi” olduğu dedikodusu nereden çıkıyor? Herhalde üretim araçları mülkiyetine sahiplik ilişkilerini değiştirelim, devlete verelim diyenlerin devletle ilgili biraz fukaraca olan fikirlerinden kaynaklanıyor. Devlet başkadır kamu başka; devletin iyisi zaman içinde kendini sessizliğe bırakacak olandır, kamu dediğimiz ise küçük bir azınlık olan burjuvazi değil, işçi sınıfıdır, emeği ile geçinenlerdir, bütün bir halktır.Doğrusu, yasama yürütmenin önüne geçsin, onu belirlesin. Yasamada kendini bulan siyaset zinhar yürütmeye teslim olmasın. Sonrasını siyasete hâkim olan halk belirlesin...
https://www.birgun.net/haber/devlet-siyaset-demokrasi-318687

 

10-Cem Gürdeniz- Veryansın
“Atlantik Çağı kapanırken”

Atlantik Çağının kapandığı gerçeğini görmezden gelmemiz artık olası değildir. Artık Asya güçleri ile iş birliği ve karşılıklı çıkar odaklı yakınlaşma dönemi başlamıştır. 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimi sonrası yaşananlar bu yakınlaşmayı hızlandırmıştır. FETÖ darbesinin kenar kuşakta Türkiye’nin yerini güçlendirmeye ve Atlantik sisteme sadık bir hizmetkar olarak yeniden çapalanmak üzere yapıldığını asla unutmamalıyız. Beyaz Rusya’da, Ermenistan’da, Kırgızistan’da Soros tetikli gelişmeler ile, ülkemizdeki başarısız FETÖ darbe girişimi arasında benzerlikler olduğunu görmezden gelemeyiz. Emperyalizm sadece Türkiye’yi çevrelemiyor, Rusya ve Çin’i de çevrelemeye çalışıyor.
https://www.veryansintv.com/atlantik-cagi-kapanirken