Köşe Yazıları Yorumsuz - 10 Temmuz 2020 Cuma

10 TEMMUZ 2020, CUMA
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Abdülkadir Selvi- Hürriyet
“Can Akın Çağlar’ın referansı Gül mü”

Ama çok daha önemli bir kulis var. O da Can Akın Çağlar’ı CHP’ye öneren isimle ilgili. Can Akın Çağlar’ı eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önerdiği söyleniyor. CHP’liler, Can Akın Çağlar’ın Ali Babacan’ın ekibinden bilindiğini ancak Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’ne de Abdullah Gül tarafından getirildiğini ifade ediyorlar. Can Akın Çağlar’ın Beşiktaş yönetimine girmesinde de Beşiktaşlı olan Abdullah Gül’ün referansının etkili olduğu söyleniyor.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/can-akin-caglarin-referansi-gul-mu-41561329

2-Kerem Alkin-Sabah
“Çin’e dijital ambargo sürüyor”

Hükümetin desteklediği 2019'a ait bir yasadan hareketle, 5G altyapısında kademeli olarak Huawei'nin ağırlığı azaltılacak. Fransız yetkililer süreci, 'tamamen kaybolmayacak, ancak gelecekteki ağda Huawei'ye çok daha az yer olacak." şeklinde yorumlamaktalar. Kovid-19 ile hız kazanan küresel dijitalleşme süreci, anlaşılan o ki, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşını yeniden alevlendiriyor ve Atlantik İttifakı'nda İngiltere ve Fransa ABD'den yana tavır koyarken, Almanya ABD ile Haewei konusunda ters düşüyor. Bakalım, mücadele nereye tırmanacak?
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/kerem-alkin/2020/07/08/cine-dijital-ambargo-buyuyor

3-Dilek Güngör-Sabah
“Halkın bankasından vatandaşa 100 milyarlık destek”

Halkbank, pandemide gerek kredi gerekse ötelemelerle 3 milyona yakın kişiye 100.5 milyar liralık destek sağladı. Genel Müdür Arslan, “Şu an bankacılık sektörünün reel sektöre verdiği her 5 liralık kredinin 1 TL’sini Halkbank olarak biz kullandırıyoruz. Esnafın yüzünün asılmasına müsaade etmeyiz” dedi
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/dilek-gungor/2020/07/10/halkin-bankasindan-vatandasa-100-milyarlik-destek

4-Abdurrahman Yıldırım-Habertürk
“Değirmenin hızına su yetişmiyor”

Yabancı girişi olmadığını gibi devlet iç borçlanma senetlerinden yabancı çıkışı var. Yabancıların yaptığı net bazdaki 7 milyar dolarlık satışın TL karşılığı 45 milyar lira civarındadır.-Ayrıca yabancı yatırımlar daha düşük faize ve daha uzun vadeye rıza gösteren taraftır. Baktıkları nominal faiz ve kurun seviyesidir. Piyasadaki paylarının azalması hem vadeyi kısaltıcı hem faizi yükseltici etki yapıyor.-Yeni getirilen Aktif Rasyosu çerçevesinde bankalar devlet iç borçlanması senetlerinde 20 Nisan günü güçlü bir alım yaptı. Bu alımlarla tahvil faizleri 3 puana yakın düştü ve tek haneli rakamlara geriledi. Şimdi böyle bir alım yapmaya ihtiyaçları yok. Rasyoyu tutturuyorlar. Hazine de planladığından daha fazla borçlanıyor.-Sonuç olarak değirmen aşırı kapasiteyle çalışıyor ve akmakta olan suyun miktarı da yetersiz kalmaya başladı.
https://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/2739215-degirmenin-hizina-su-yetismiyor

 

5-Kübra Par-Habertürk
“Cumhurbaşkanı bu araştırma sonucunu görmeli”
ARGETUS adlı bir araştırma şirketi Türkiye genelinde bir kamuoyu araştırması yaparak İstanbul Sözleşmesi hakkında toplumun nabzını ölçmüş.Sonuçlar gösteriyor ki halkın İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bir derdi yok.Toplumun yüzde 67.9’u sözleşmeyi duymamış ya da bir fikri yok. “Duydum ama okumadım” diyenler de eklenince sözleşmeyi bilmeyenlerin oranı yüzde 84.2’ye çıkıyor!“Sözleşmeyi okudum, inceledim” diyenlerin oranı sadece yüzde 5.1.O yüzde 5’lik kesimin de çoğunluğu “Sözleşme kadına şiddeti önlüyor, aileyi tehdit etmiyor, boşanmayı veya eşcinselliği artırmıyor” diye düşünüyor.Üstelik araştırma gösteriyor ki “Aileyi tehdit ediyor” diyen azınlığın aynı zamanda eğitim seviyesi düşük ve yaş oranı yüksek.
https://www.haberturk.com/yazarlar/kubra-par-2561/2739086-cumhurbaskani-bu-arastirma-sonucunu-gormeli

 

6-Çetiner Çetin-Habertürk
“Fransa’nın Libya yarası”

Öte yandan eski Cumhurbaşkanı François Hollande döneminde Fransa ve Rusya arasında üstü kapalı bir anlaşma olduğu, Rusya’nın Fransa’ya Libya’ya harekât yetkisi verdiği gizli bir bilgi değil. Fakat Türkiye’nin doğrudan müdahalesi Fransa’nın rolünü genişletti ve Rusya’yı ikincil bir pozisyona itti.
Bu da Rusya’yı gölgeden güneşe çıkmaya ve savaş lordu Hafter milislerinin taktiksel çöküşlerini engellemek için askeri müdahaleye mecbur bıraktı. Bu, Wagner lejyonerlerinin sahaya inmesiyle daha karmaşık duruma geldi ve çatışmayı başka bir düzleme taşıdı.Rusya ile de tıpkı Fransa ile olduğu gibi Suriye ve Libya’da yoğun bir tartışma zemininde sürecek olan bir süreç yaşayacağımız kesin.
https://www.haberturk.com/yazarlar/cetiner-cetin/2739231-fransanin-libya-yarasi

 

7-Gökhan Şen-Habertürk
“Devletleşecek miyiz, özelleşecek miyiz”

Bir diğer konu ise küresel anlamda tıkanmış olan özelleştirme furyası. Özellikle 90’larla birlikte yükselişe geçen, bir kaynak yaratma ve etkin hale getirme kanalı olarak kullanılan özelleştirme işi son yıllarda eski hızını sürdüremez durumda. Ticari korumacılığın yükselişi, stratejik sektör kavramının yeniden geçer akçe olması ile birlikte buna kimse de itiraz etmedi.
Gel gelelim yeni dönemde borçlanmak isteyenlere, kamu maliyesini yanlış yönetenlere ya da akıl soranlara ‘buyrun böyle’ denecektir. Gönüllü ya da zoraki özelleştirmelere hazır olmak gerek.
Bu durumda kamunun yükselişi ummadık bir finalle de bitebilir kimi ülkelerde.
https://www.haberturk.com/yazarlar/gokhan-sen/2738772-yakin-gelecegi-dusunmek-devletlesecek-miyiz-ozellesecek-miyiz

 

8-Ahmet Taşgetiren-Karar
“17-25 Ukdesi”

Aslında Ali Babacan da görev alanı gereği söz konusu bakanlar ile ilgili iddiaların tümüne vakıf durumda olmalı. “Dosyaların tekrar incelenmesinde fayda görürüm” derken, dikenli bir alanda söz söylediğini biliyordur. Bunu sokaktaki adam söylese bir değer ifade etmiyor olabilir ama, “Ekonomiden sorumlu bakan” söylüyorsa bilmeden konuşmuş olamaz.Benim gördüğüm, hem Davutoğlu hem Babacan, içlerinde bir yandan “Devlet terbiyesi neyi konuşmaya izin verir?”, diğer yandan da “Demokraside millet neyi bilmeyi hak ediyor?” sorusunun cevabını verme sancısı yaşıyor. Bildikleri pek çok şey olduğu kesin. O gün Yüce Divan olsaydı bunlar açığa çıkar mıydı? Bugün Yüce Divan olsa açığa çıkar mı? Kim bilir. İşler belki mahkeme-i kübrâya kalmıştır. Ama bakın aradan 7 yıl geçtikten sonra “Dosyalar” diye bir gündem oluşuveriyor.
https://www.karar.com/1725-ukdesi-yeniden-1573861

 

9-Mehmet Ocaktan-Karar
“Bu hikaye bitiyor artık yeni hikayeye ihtiyaç var”

Unutmayalım ki halen Türkiye’de siyaset, toplumla gerçek anlamda helalleşmeyen Kemalist paradigmanın temsilcileriyle, demokrasi ve hukuk devletini yeterince içselleştirememiş muhafazakar siyasetçiler arasında sıkışmış durumdadır.
Kabul etmek gerekiyor ki Türk siyasetini bu dar koridordan çıkarmak hiç kolay olmayacaktır. Bunun için de yeni partiler özgürlükçü bir siyaset diliyle ülke meselelerine daha kapsamlı bir düzlemden bakarak çözüm üretmek durumundadırlar. Kuşkusuz sadece çözüm üretmek de yeterli olmayacaktır. Zira AK Parti ve MHP’nin hamaset diliyle konsolide olmuş hatırı sayılır bir kitle var ki, onların zihni “beka” ve “üst akıl” gibi hayali korkulara kilitlenmiş durumdadır.
https://www.karar.com/bu-hikaye-bitiyor-artik-yeni-bir-hikayeye-ihtiyac-var-1573859

 

10-İskender Öksüz-Karar
“Derin devlet”

Entelektüel kolbaşçılarımızdan Sayın Nagehan Alçı, son zamanlarda, “Bitti sandığınız derin devlet bütün gücüyle sağ salim ve ayakta, şimdi rengi yeşil oldu” dedi ve söyledikleri yankılandı. Derin devletimiz sağında Bahçeli, solunda Perinçek ile ufuklara yol mu alıyor… dendi. Şimdi, böyle bir başlangıçtan sonra, anlamlı anlamlı ve de acı acı gülümseyip, “Ben biliyorum işin aslını ama söylemem” havasına girmem beklenir ama vallahi de bilmiyorum, billahi de bilmiyorum. Muhtemelen Türkiye’de ekonomiyi ve derin devleti bilmeyen pek az sayıda kişiden biriyim.
https://www.karar.com/derin-devlet-1573863

11-Emin Çölaşan-Sözcü
“Başrol oyuncusu Metin”

Metin inanılmaz dönüşler sergiledi…Bir zamanlar CHP'nin kayıtlı üyesi idi ve zamanı gelince genel başkanlığa oynayacağı herkes tarafından biliniyordu. Sonra ismi cumhurbaşkanlığı için geçti ama ortaya çıkıp adaylığını açıklamadı.Şimdi AKP iktidarının has adamı. Bakın size söyleyeyim…AKP bu olayın mamasını bırakın Metin'e yedirmeyi, onunla bir tek lokmasını bile paylaşmaz. İktidarın güvendiği yüzlerce avukatı var.TBB derseniz, para kaynakları ve para gücü sonsuz olan bir kuruluş. Beş yıldızlı otelleri, restoranları, lokalleri var. Şimdi AKP gelsin de, piyasada kendi açısından yüzlerce güvenilir avukatı varken, TBB'yi Metin'e teslim etmeyi sürdürsün!Olacak iş değildir…
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/emin-colasan/basrol-oyuncusu-metin-5921946/

 

12-Aytunç Erkin-Sözcü
“Pandemide tarıma dayalı üretimin devam etmesi Sakarya şehrini kurtardı”

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Akgün Altuğ: Pandemide, tarıma dayalı üretimin devam etmesi Sakarya şehrini kurtardı
2020 Ocak ayında 508 milyon, şubatta 512 milyon dolar ihracatımız var
17 Mart'ta, yani pandemiyle birlikte ihracatımız 172 milyon dolara düştü
Nisan ayında da ihracat rakamı 32 milyon dolara kadar indi. Üretim durdu
32 milyon dolarlık ihracatı tarım sağladı! Tarım Sakarya'yı ayakta tuttu…
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/aytunc-erkin/sakarya-ticaret-ve-sanayi-odasi-yonetim-kurulu-baskani-akgun-altug-pandemide-tarima-dayali-uretimin-devam-etmesi-sakarya-sehrini-kurtardi-5922097/

 

13-Nihat Ali Özcan-Milliyet
“Çin ve Doğu Türkistan”

Çin, ihtiraslı, değer ve kural tanımayan uygulamalarıyla Uygurları yok etme projelerini sürdürüyor. Tüm baskılara, teknolojik denetime rağmen, uygulamaları ifşa eden bilgilerin, resim ve videoların dışarıya sızmasına mani olamıyor. Gerçekten görgü tanıklarının ifadeleri, sızan video ve bilgiler, sorunun bir insanlık trajedisine dönüştüğünü gösteriyor. Üstelik sadece Çin için değil, tüm insanlık için bir utanç vesikası gibi duruyor.
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/nihat-ali-ozcan/cin-ve-dogu-turkistan-6255955

 

14-Selcan Taşçı-Yeniçağ
“Dağdan iniş partisi”

Hem "Diyarbakır anneleri"yle ilgili, hem de bize göre terörist, onlara göre "evlat" olan PKK'lıların "dağdan iniş"leriyle ilgili haberlerin dilinde ciddi problemler var.
İlki, kutsama.O PKK'lılar, iddia edildiği gibi "kaçırılmış" olabilirler, "zorlanmış" olabilirler, belki en yakınlarının canıyla tehdit edilmiş olabilirler ama en nihayetinde "terörist"ler; o veya bu şekilde "teröristleşmiş"ler.
Kundaktaki bebekten, bastonlu dedelere, askerden öğretmene, doktordan mühendise 40 binden fazla insanını PKK terörüne kurban vermiş bir ülkeyiz biz; cebren yahut hile ile bu terör örgütünün bünyesinde bulunmuş olan, neye ne kadar bulaştığını, eline silah alıp almadığını, o silahı canımıza doğrultup doğrultmadığını bilmediğimiz ve ancak uzun bir sorgulama ve yargılama neticesinde öğrenebileceğimiz bu kişilerden "anti-kahraman"lar yaratmak lüksüne sahip değiliz. Teslim olduklarına pişman edelim, PKK'nın ekmeğine yağ sürelim demiyorum ama bu "devletin şefkatli kolları"meselesini de, en azından kameralar önünde bu kadar abartmasak mı?
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/dagdan-inis-partisi-56238yy.htm

15-Fikret Bila-T24
“Çoklu baro yasasının tutarsızlıkları”

Yasa hazırlama tekniği açısından bakıldığında düzenlemede o kadar büyük boşluklar var ki, İstanbul, Ankara ve İzmir baroları organize olurlarsa, yasa iktidarın amacının tam tersine sonuçlar verebilir
https://t24.com.tr/yazarlar/fikret-bila/coklu-baro-yasasinin-tutarsizliklari,27323