Köşe Yazıları Yorumsuz - 10 Şubat 2021 Çarşamba

10 ŞUBAT 2020, ÇARŞAMBA

KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Nedim Şener / Hürriyet

“15 Temmuz’a giden yol da böyle döşendi”

15 Temmuz’a giden sürecin taşları böyle örüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, o şûralarda, 15 Temmuz gecesi kendisini darbe ile devirecek hatta öldürecek FETÖ’cülerin listeleri imzalatıldı. O yüzden 2020 yılı YAŞ toplantısında tuğgeneralliğe terfi ettirilen ve Kara Kuvvetleri İstihbarat Dairesi Başkanlığı’na atanan FETÖ’cü Serdar Atasoy meselesi en ince ayrıntısına kadar aydınlatılmalı. Yoksa şu iki soru hep akılları kurcalayacak: Atasoy’u kim korudu ve onun gibi başka FETÖ’cüler de var mı?
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/15-temmuza-giden-yol-da-boyle-dosendi-41736704

 

2-Melih Altıok / Sabah

“Aferin Cumhuriyet”

Böylece Atatürk'ün kurduğu gazete diye sattıkları Cumhuriyet'in Şubat 2015- Eylül 2018 tarihleri arasında, kendi ifadeleriyle, "trol gazeteciliği yaptığını" itiraf edip imzalamış oldular. "Çocukluğumda evime giren yılların Cumhuriyet'ini firari FETÖ'cülere teslim edip bir trol gazetesi haline getirdiler" diye yakınırken haksız mıymışım, artık takdir sizin.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/02/10/aferin-cumhuriyet

 

3-Serdar Turgut / Habertürk

“Füzelerini aldık şimdi de aşılarını alalım”

Ancak bu açıklama aşının üreticileri olan Gamelaya Merkezi ve Rusya Direkt Yatırım Fonu tarafından yapıldığından, açıklama bilimsel verilere dayansa da, kamuoyunu yeterince ikna edici olamadı.

Ancak bu ortam 2 Şubat 2021’den itibaren etkin biçimde değişmeye başladı. Çünkü dünyanın en prestijli tıp dergisi olan Lancet'de o tarihte Sputnik V aşısının 'güvenli ve etkili’ olduğunu söyleyen bir yazı yayınlandı.

Lancet’teki yazıya göre 3’üncü evre çalışmaları olumlu sonuçlarının da alındığı aşının etkinlik oranı yüzde 91.6 olarak bulunmuş.
https://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/2967571-fuzelerini-aldik-simdi-de-asilarini-alalim

 

4-Taha Akyol / Karar

“İktidarın yeni söylemi: 1921 Anayasası”

Adalet Bakanı Abdülhamid Gül, yeni anayasayı “1921 Anayasası ruhuyla” hazırlayacaklarını söyledi. “Cumhuriyeti 1921 Anayasası ruhuyla taçlandıracağız” diye konuştu.

Anayasa gibi hayati bir konudaki bu çarpıcı sözü iki açıdan tahlil etmek gerekir:

Bir, 1921 anayasasında neler vardı?.. Bu hukuki bir meseledir.İki İktidar “1921 Anayasası ruhu”nu niye yirmi yıl sonra bugünlerde hatırladı?.. Bu siyasi bir meseledir. İktidar bu kavramı kullanacağı yeni bir siyasi kampanya hazırlığında.
https://www.karar.com/yazarlar/taha-akyol/iktidarin-yeni-soylemi-1921-anayasasi-1588515

 

5-Öztin Akgüç / Cumhuriyet

“Atatürk’ hesaplaşma konusu: Türkçe Kuran”
CHP’de niçin devingenlik yaşanıyor? Partinin 1980 öncesi ortalama yüzde 35 olan, 1957 ve 1977 seçimlerinde yüzde 40’ları aşan oyu neden yüzde 25 düzeyini aşmıyor? Bu soruların irdelenmesi gerekir.

CHP, dönemsel siyasal dalgalanmaların, dış güçlerin oluşturduğu bir siyasal örgüt değil, misyon, görev partisidir. Türkiye’ye ve lideri Mustafa Kemal Atatürk’e karşı sorumlulukları olan, gelişmiş kurum kimliği, ilkeleri, kültürü olan partidir. Üye olan, görev alan herkesin ilkelere, yerleşik kurum kültürüne uygun davranması gerekir.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/oztin-akguc/chpde-hareketlenme-1812581

 

6-M. Emin Pazarcı / Akşam

“Böler mi, bölmez mi?’’

Eski sistemde koalisyonlar vardı. Birbirlerine çok uzak siyasi partiler bile asgari müştereklerde birleşip koalisyon kurabilirdi. Anlaşamasalar dahi, bakanlıkları bölüşüp kavga çıkana kadar yola devam edebilirlerdi.

Çok gördük biz örneklerini. Bir bakanlık sağa çekerken, bir başka bakanlık sola doğru giderdi. Farklı siyasi partilerin yönettikleri devlet kurumları, adeta farklı ülkelere ait birimler gibi icraat yaparlardı.

Ama bugün böyle bir tablo yaşanamaz. Cumhurbaşkanı'nın geniş yetkileri var. Yüzde 50 artı bir oy alan kişi Cumhurbaşkanı seçiliyor. Ülkeyi o yönetiyor. Yetkisini de paylaşmak gibi bir mecburiyeti yok.
https://www.aksam.com.tr/yazarlar/emin-pazarci/boler-mi-bolmez-mi/haber-1148110

 

7-Mehmet Y. Yılmaz / T24

““Damat, rahat durmuyor!””

Damat Bakan'ın "görevden affedilmesinin" üzerinden tam üç ay geçti.

Üç aydır kendisinden bir haber alamıyoruz ama doğrusunu isterseniz bunun endişelenmemizi gerektirecek bir durum olmadığı kanaatindeyim.

Çünkü iktidardaki zihniyet her ne kadar ecdadımızın geleneklerine çok önem veriyor görünse de artık damatların "hallinde" geleneksel yöntemler kullanılmıyor.

Ancak damadın "rahat durmadığı" konusundaki kanaatim de giderek güçleniyor.
https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-y-yilmaz/damat-rahat-durmuyor,29811

 

8-Aydın Selcen / Gazete Duvar

“Can Dündar'a sahip çıkan Almanya'da devlet sırrı ve basın”

Hegemonyaya karşı muhatap ve taraf olmaya, yüzüncü yaşına basacak cumhuriyetimizi dönüştürmeye, toplumsal potansiyeli açığa çıkarabilmek için tarihimizle ve kimliğimizle bir bütün halinde yüzleşmeye cüret etmek zorundayız. O bütünün içinde kurtuluş ve kuruluşu doğru anlamak, laikliği savunmak kadar, Ermeni Soykırımı’ndan Varlık Vergisi’ne, 6-7 Eylül pogromundan Kürt Sorunu’na ne varsa yüzleşme de olmak durumunda.
https://www.gazeteduvar.com.tr/siyaset-yaptirilmadan-anayasa-yapmaya-kalkismak-makale-1512829