Köşe Yazıları Yorumsuz - 8 Temmuz 2020 Çarşamba

8 TEMMUZ 2020, ÇARŞAMBA
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Abdulkadir Selvİ- Hürriyet
“Kılıçdaroğlu Hürriyet’e açıkladı: Kurultay ertelenmeyecek”

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun isimleri gündemden düşmüyor. “Kılıçdaroğlu da aday olabilir” deniliyor. Abdullah Gül, Ekrem İmamoğlu isimlerini hatırlattıktan sonra Kılıçdaroğlu’na “CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Bir kimseye angaje misiniz, sizin aklınızda bir isim var mı?” diye sordum.
“Hayır, hayır. Çok erken bu tür tartışmalar için. Ne ortam ne zemin, hiçbir şey yok. Yani tamamen yapay bir tartışma” karşılığını verdi
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/kilicdaroglu-hurriyete-acikladi-kurultay-ertelenmeyecek-41559598

2-Abdurrahman Yıldırım-Habertürk
“Faziden kaçıp borsaya sığınmak”

Ayrıca tüm zamanların en düşük faizi ile kredi genişlemesinin yaşanmasının hisse senedi piyasasına talebi artırdığı kesin. Faiz ile temettü geliri ilk kez bu kadar yakınlaştı. Yakınlaşma da şirketlerin daha fazla temettü dağıtmasından değil, faizlerin üçte iki düzeyinde düşürülmesiyle oldu. Negatif faizler ise 1980 sonrasının en derin düzeyine indi.
-Bunun adı faizden kaçıp borsaya sığınmaktır. Ama bir taraf en güvenli diğer taraf en riskli yatırım alanı. “Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” da buna deniyor.
https://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/2736997-faizden-kacip-borsaya-siginmak


3-Ergün Yıldırım- YeniŞafak
“Başörtüyle eşcinselliği savunmanın dayanılmaz çelişkileri”

Eşcinsellik, bugün bir söylem üstünlüğüne sahip. Kültürel hegemonyayı temsil ediyorlar artık. İnsanlar, onlar karşısında susuyor. İnsan haklarına ve özgürlüğe karşı çıkan olarak damgalanacaklarından çekiniyorlar. Egemen trendden dışlanacaklarından korkuyorlar. Avrupa ve ABD’den başlayarak dünyaya yayılan nefret suçu damgasından uzak durmak istiyorlar. Bu nasıl bir kalp tutulması? Oğlancılık, kadın kadına sevicilik ve her çeşit cinsel sapma egemen bir söylem haline geliyor. Onu eleştirmek bile nefret suçu o görülüyor. İslam’ın bütün namus, mahremiyet ve ahlak esaslarını çiğneyen bir trend bu. Buna karşı çıkacak ilk kişilerin başında başörtülüler yer almalı. Çünkü başörtülü demek, örtünme konusunda Allah’ın emirlerine uyma tercihinde bulunan ve mahremiyet konusunda Allah’ın koyduğu ölçüleri önemseyen şahsiyet demek. Ne insan hakları karşısında olma ne de özgürlükleri ret etme gibi bir arayışımız var.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ergunyildirim/basortusuyle-escinselligi-savunmanin-dayanilmaz-celiskileri-2055614

4-Akif Beki-Karar
“Oha, çüş, hoşt mu diyelim yani”

Ağzıyla kuş tutsa oy vermeyecekler, oylarını alabilmeleri için Davutoğlu ve Babacan'dan ısrarla özeleştiri bekliyor. Şöyle şeyler söyletmek için bastırıyorlar:
"AK Parti başından beri yanlıştı, kötüydü, siz uyardınız ama biz göremedik, aklımız başımıza sonradan geldi, başından beri haklıymışsınız, hep doğru muhalefet ettiniz, AK Parti sizin hatalarınızdan hiç yararlanmadı, iktidarının bu kadar uzamasında zerre katkınız yok, hep bizim desteklerimiz yüzünden..."Özeleştiri de değil, itirafçılığa zorluyorlar aslında. "Çok pişmanım" dedirtmek, AK Parti geçmişlerinden utandıklarını, tövbekar olduklarını duymak istiyorlar. Ne diyelim, ilginç bir siyasi haz ve tatmin arayışı. Yalnız, psikolojik boyutlarının yanında muhakeme sorunları da barındıran bir beklenti. Bugünkü AK Parti, eski AK Parti'ye karşı. Gün geçmiyor ki kendi geçmişiyle kavga etmesin...Davutoğlu ve Babacan da eski AK Parti'yi doğru, yenisini yanlış buluyorlar. Düzeltme imkanı kalmadı diye de ayrıldılar.
https://www.karar.com/oha-cus-host-mu-diyelim-yani-1573450


5-Saygı Öztürk- Sözcü
“Size tarihi bir olay anlatacağım, çuval misilleme”

Valiye suikast yapacakları gerekçesiyle ABD askerleri, dostça geldikleri Irak'ın Süleymani'ye kentinde Türk Özel Kuvvetler karargahında askerlerimize silah çekti. Başlarına 4 Temmuz 2003'de çuval geçirilmesi olayı hiç unutulmadı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, yaşanan olayın perde arkasını dün SÖZCÜ'ye açıklamıştı.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/saygi-ozturk/size-tarihi-bir-olayi-anlatacagim-cuval-misillemesi-5917492/


6-Soner Yalçın- Sözcü
“Aman dikkat”

Bugün… Libya konusunda haklı dava yürütürken fetih amaçlı olduğumuzu göstermek için mi Ayasofya'yı cami yapmak istiyoruz? Böyle dış politika olur mu?
Hele… Rusya'yı karşımıza alacak bu tehlikeli siyasetin Türkiye'ye tek yararını gösterebilir misiniz? Hatırlatırım: Rusya ile bozulan ilişkileri düzeltmek isteyen Sultan Abdülmecit, birden kendini İngilizler-Fransızlar ile yan yana Rusya'ya karşı verilen Kırım Savaşı'nda buluverdi! Aman dikkat
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/soner-yalcin/aman-dikkat-5-5917468/


7-Mustafa Balbay-Cumhuriyet
“Libya’da öfke volkanı kime patlıyor”

Gelinen noktada Türkiye “ABD ile işbirliği halinde imiş gibi görünmeyi” yalnızlıktan daha değerli buldu. Buna oynuyor. Ancak aynı ABD’nin Suriye’de Türkiye’nin çıkarlarına ters adımlar attığı da bir gerçek. ABD, Suriye’de başlıca çıkışı PKK uzantısı YPG’ye yaslanmakta ve YPG’yi güçlendirmekte buluyor!
Aynı ABD ile Libya’da beraberiz!
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mustafa-balbay/libyada-ofke%C2%A0-volkani-kime-patliyor-1750096


8-Barış Doster-Cumhuriyet
“ABD Çin ve Rusya rekabetinin boyutları”

Çin ve Rusya, henüz tek başlarına ABD’yi dengeleyip, dizginlemekten uzak olduklarını biliyorlar. ABD’ye karşı birlikte davranıyorlar. ABD de bunun farkında. Ne var ki karşı hamleleri sonuçsuz kalıyor. Dünya dönüyor. Dengeler değişiyor. Yeni ihtiyaçlar, yeni ittifakları doğuruyor.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-doster/abd-cin-ve-rusya-rekabetin-boyutlari-1750089

 

9-Sibel Eraslan-Star
“İstanbul sözleşmesi neyin kökünü kazıyacak”

Fıtrata uygunluk veya doğal hukuk teorisi dediğimizde insanların dünyaya gelişleri, umutlu bir başlangıçtır ve kimimiz dişi kimimiz erkek olarak teşrif ederiz dünyaya. Bu bir mit midir, yani insanların bir kısmının erkek bir kısmının kadın olarak dünyaya gelişi, bizim uydurduğumuz bir klişe, ön yargı, efsane, safsata mıdır, İstanbul Sözleşmesi 12.md’ye göre;‘’kökü kazınması gereken’’ bir kültürel kabul müdür? Bugün bize dayatılan: Cinsiyeti reddedetmektir. Unisex kimlikler, trans bireyler, trans evlilikler ve transların evlat edinmesi gibi durumlar, sanki doğumla gelen biyolojik cinsiyet olgusunun yerine ikame ediliyor. Cinsiyeti reddeden, onu bozuma uğratıp yeniden kendi bildiğince inşa etmeye çalışan insan, aslında hilkati kabul etmediğini farkında mı?
https://www.star.com.tr/yazar/istanbul-sozlesmesi-neyin-kokunu-kaziyacak-yazi-1556199/

 

10-Oral Çalışlar-Posta
“Erkekler bu sözleşmeyi hiç sevmedi”

Sözleşmeye karşı çıkanların gerekçelerine bakılınca, itirazların erkek egemen baskıcı, dayakçı düzeni savunmaktan ibaret olduğu anlaşılıyor. Kadının şiddete karşı korunması temel bir insan hakkı. Böyle bir geri adım, kadına yönelik şiddetin önüne dikilen engelleri de kaldıracaktır. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyi, büyük bir geriye dönüş, tehlikeli bir içe kapanma olarak anlıyoruz. Umarız bu büyük yanlıştan dönerler.
https://www.posta.com.tr/yazarlar/oral-calislar/erkekler-bu-sozlesmeyi-hic-sevmedi-2265690

11-Murat Ağırel-Yeniçağ
“Devlet, millet, cumhuriyet düşmanlarının desteğine hiç mi hiç ihtiyacım yok”

Beni anlayacaklarını umut ediyorum. Terör örgütü mensubu, FETÖ'cü, tarikatçı kişilerin avukatları bizlere ulaşmaya çalışıyorlar. Akılları sıra "savunduğunuz hukuk bakın size ne yaptı, sizi de mağdur etti biz de mağduruz" demeye getiriyorlar! Tutuklulukların haksız olduğunu bizlere iletmeye çalışıyorlar. Dışarıda da aynı durum söz konusuydu. Dilekçe vermemin ve tanımadığım, bilmediğim kişiler ile görüşmememin nedeni budur. Hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğim. Adaletin tarafsızlığını, bağımsızlığını savunmaya tabii ki devam edeceğim. Bunun için devlet millet cumhuriyet düşmanlarının desteğine hiç mi hiç ihtiyacım yok.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/devlet-millet-cumhuriyet-dusmanlarinin-destegine-hic-mi-hic-ihtiyacim-yok-56216yy.htm

12-Kazım Güleçyüz-YeniAsya
“Ayasofya için Danıştay’ı beklerken”

Cumhur’un üçüncü ortağı Perinçek, Ayasofya bahsinde ayrı telden çaldı. Kesinlikle ibadete açılmaması gerektiğini iddia etti. Konuyla ilgili önemli iç adreslerden Ermeni Patriği “Cami olarak açılsın, ama Hıristiyanlara da ibadet edecekleri küçük bir yer ayrılsın” derken, Fener Rum Patriği “Cami olmasın, müze olarak devam etsin” açıklaması yaptı.
https://www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/ayasofya-icin-danistay-i-beklerken_523680

13-Hayri Kozanoğlu-Birgün
“Çin’e karşı yeni soğuk savaş mı”

İki defa seçilme şartının kaldırılması sonrası 2022 ÇKP kongresinden Xi Jinping’in daha güçlenerek çıkması, otoriterleşmenin dozunu artırması beklenebilir. Hindistan’a karşı izlediği saldırgan tutum, Hong Kong’un görece özerkliğini kaldırması, Uygurlara yönelik baskıcı politikalar, rejim muhaliflerine göz açtırmaması sosyalistlerin Çin’e mesafeli bir pozisyon almasını gerektiriyor.
Ne var ki Çin’in “liberal düzen” çerçevesinde, son yıllarda oyunun kurallarını ABD’den daha iyi oynayarak belli bir başarı kazandığı da ortada. Avrupa geçen yıl Çin’i “sistematik rakip” ilan etse de, hele ekonomik krizin derinleştiği şu salgın koşullarında başta Almanya, AB ülkeleri için dünyanın bu ikinci büyük ekonomisi vazgeçilmez bir pazar olmaya devam ediyor
https://www.birgun.net/haber/cin-e-karsi-yeni-soguk-savas-mi-307410