Köşe Yazıları Yorumsuz - 22 Eylül 2020 Salı

22 EYLÜL 2020, SALI
KÖŞE YAZILARI

 

 

1-Ahmet Hakan-Hürriyet
“Bu tartışmalardan artık bıkmadık mı”

 

Kemalizm tartışmasıEskiden bir anlamı vardı bu tartışmayı yapmanın.
Çünkü ülkeyi yönetenler, Kemalizm adı altında kafalarına göre dayatmalar yapıyorlardı.Ama artık kalmadı böyle bir şey.Buna rağmen ne diye Kemalizm tartışması çıkarılıyor ikide bir?Görmüyor musunuz?Milletin canı sıkılıyor bu köhnemiş, miadı dolmuş tartışmadan. Bu denli bayat bir tartışma, nasıl oluyor da bu kadar heyecanla yapılabiliyor?Yoksa dert Kemalizm falan değil de dikkat çekmek mi?
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/bu-tartismalardan-artik-bikmadik-mi-41617356



2-Yalçın Bayer-Hürriyet
“Atatürk’e gene saygısızlık”

 

Eğitimci Mustafa Solak’ın şu yazısını okuyun, sonra da yine söyleyecekseniz söyleyin:
18 Temmuz 2017’de öğretim programlarını yayımlayan MEB, bu programlara dayalı ders kitaplarını 3 yıldır okutuyor. Genel olarak değerlendirdiğimizde Atatürk’ün, Atatürk ilkelerinin, özellikle laikliğin geçtiği yerlerin azaltıldığını hatta kimi derslerden kaldırıldığını, padişahın, halifenin teslimiyetçi, işbirlikçi rolünü, Cumhuriyet’e karşı hilafet yanlısı Şeyh Sait, Menemen ayaklanmalarını gözden uzak tutarak yeni bir tarih anlayışı yaratılmaya çalışıldığını gözlemledim. Bu yıl da değişen bir şey yok.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/ataturke-gene-saygisizlik-41617329



3-Haşmet Babaoğlu-Sabah
“Çin rüyası”

 

Çin'i düşünürken neden Çin Komünist Partisi yokmuş, ülke son derece ağır bir sıkı düzen içinde yönetilmiyormuş gibi yaklaşıyoruz?Benim aklıma da hep ÇKP'nin Ekim 2017'deki 19. Ulusal Kongresi'nde Xi Jinping'in yaptığı konuşma geliyor...Üç buçuk saat süren konuşmasında sürekli "Çin rüyası" deyip durmuştu Jinping.Tabii "Amerikan rüyası" deyimine alışmıştık ama "Çin Rüyası" kavramı bize bir şey hitap etmediği için pek üzerinde durmadık.Komünist yönetim altında global kapitalizm...
Rüya bundan mı ibaretti?Ama şimdilerde insanın aklına neler neler düşüyor...
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/babaoglu/2020/09/22/cin-ruyasi



4-Hasan Basri Yalçın-Sabah
“Dönüşüme hazırlanmak”

 

Dünya tarihi son derece hızlı akmaya başladı. Eski alışkanlıklarla düşünmek büyük hatalara veya kaçan fırsatlara neden olabilir. 19. Yüzyılda temelleriatılmış bir dünya düzeni üzerinden düşünmek yeterli değil. Aksine gerçeklikten çok uzak olur. Hele Soğuk Savaş şartları zihinleri de dondurduğu o şartlar altında yetişmiş insanlar için değişimi okumak kolay değil. Veya Amerika'nın son yüzyılda dünya siyasetinde oynadığı rol üzerinden düşünme basitliği de yok. Aksine Amerika'nın merkezi rol oynamadığı bir dönemdeyiz. Ne kadar kalıcı olacağı veya nasıl sonuçlanacağı belli değil ama salınımbaşladı.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/hasan-basri-yalcin/2020/09/22/donusume-hazirlanmak

 

 

5-Mahmut Övür-Sabah
“İYİ parti’de ülkücü damgası”

 

Gidenlere bakınca bu çok daha net ortaya çıkıyor. Giden her ismin İP'in kısa tarihinde Aytunç Çıray gibi imaj ve siyaset açısından "sorunlu" bir duruşu var; Ümit Özdağ, Behiç Kılıç, Demirel'in doktoru Aylin Cesur, Hayrettin Nuhoğlu, Feridun Bahşi, Eski İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in oğlu Aydın Adnan Sezgin ve İsmail Koncuk bu isimlerden öne çıkanları.
Aslında bu hamleyle merkeze oturamayan İP, aslına dönüp "milliyetçilik" kulvarında yeni bir yol haritası, yeni bir siyasi rota çiziyor kendisine. Bunun bir nedeni de "millet ittifakı" içinde yer alan "Dostlar" arasındaki görev dağılımının yeniden yapılması. Bu göre adostlar" merkeze, Ali Babacan'ın Deva'sını koymuş ki İP devreden çıkıyor
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2020/09/22/iyi-partide-ulkucu-damgasi



6-Muharrem Sarıkaya-Habertürk
“İyi Parti’nin yeni dokusu reddetti”

 

Yani İYİ Parti’nin bir yıl önce Ağustos’ta yapılan olağanüstü kurultayında o günkü delegelerle yapılan seçimde merkez sağdan gelen isimlerin ağırlıklı bölümü Genel İdare Kurulu’na girebilmişti.Aradan bir yıl geçti, delege yapısı değişti…Önceki gün yapılan olağan kurultayda o gün liste başı olanlar yeni delege yapısıyla liste dışında kaldı…Şu savda bulunulabilir, “Merkez sağ belli isimlerden mi oluşuyor? Biz siyasi yelpazenin merkezindeyiz…”Ancak unutulmasın ki siyaset çoğu zaman simgelerle yapılır, o simgenin en önemli zenginliği de isimlerdir…Bir anda Türkiye’nin yetişmiş en iyi diplomatlarından olan, emekli Büyükelçi Aydın Adnan Sezgin, Ahmet Çelik, Hayrettin Nuhoğluve Aylin Cesur’u yedek üyelik seviyesinde bıraktı…
https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/2810705-iyi-partinin-yeni-dokusu-reddetti

 

 

7-Kürşat Zorlu-Habertürk
“PKK şimdi de Karabağ’da bakın arkasında kim var”


Doğrusu Ermenistan’ın Ortadoğu’daki terörist unsurları Kafkasya'ya taşıma hamlesinin Rusya’nın çıkarlarıyla örtüşeceğine emin değilim. Nitekim “gazete.ru”yazarlarından Nikolay Korsakov “Rusya’nın Suriye’ye teröristler için gittiğini ancak bu kez Paşinyan eliyle Türkiye ile karşı karşıya getirilmek istendiğini” yazıyor. Korsakov’a göre daha da çarpıcı olan ise bu oyunda Fransa’nın parmağının olma ihtimali...Sanırım Türkiye açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir iddia!
https://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-kursad-zorlu/2810762-pkk-simdi-de-karabagda-bakin-arkasinda-kim-var

 

 

8-Hasan Kösebalaban-Karar
“Doğu Türkistan’da kültürel soykırım”

 

Yüzbinlerce Uygur Türkü toplama kamplarında tutulup, köle işçi olarak çalıştırılırken, şimdi de Uygur kadınlarına yönelik sistematik tecavüz haberleri geliyor. Diğer tarafta rejimin uzun yıllara yayıldığı kapsamlı kültürel soykırım politikası devam ediyor. Amaç, dilini, dinini ve kültürünü unutmuş bir Uygur neslinin yetişmesi, Uygurların yazılı ve mimari kültürel mirasının ait oldukları coğrafyadan tamamen silinmesi.
https://www.karar.com/dogu-turkistanda-kulturel-soykirim-1586621

 

 

9-Taha Akyol-Karar
“Oruç Reis’in dönüşü zafer mi hezimet mi”


Bugüne kadar Türkiye Lozan’a çatan bir Dışişleri Bakanı görmemişti. Sayın Çavuşoğlu çıktı Meis’ten bahsederken Lozan’a çattı. Lozan’da Meis konusunda “geri adım attık” mı diyorsunuz? Ama bütün adaları 1911 ve 1912’de kaybetmiştik. Misak-ı Milli’de de bu yüzden adalar yoktu. Lozan’da geri adımlar atmadık mı? Attık tabii…Mesela Yunanistan’ın Anadolu’daki korkunç tahribatı için istediğimiz tazminattan vazgeçtik! Evet İsmet Paşa vazgeçti! Ama karşılığında Müttefikler de bizden istedikleri tazminattan vazgeçtiler. Venizelos da Anadolu’da kalan Rum malları için istediği tazminattan vazgeçti. Lozan’da tek başarısızlık Musul’dur. Fakat İzmir’deki muzaffer orduyu Musul’a gönderirsek, Yunanistan, Edirne dahil bütün Ege’yi işgal edebilirdi. Bunu Karabekir Paşa söylüyor Neticede 7 ay süren Lozan müzakerelerinde diplomatik ataklar oldu, ordumuz üç defa ‘harp hali’ne getirildi.
Lozan’da elbette geri adımlar da oldu… Ama neticede ulaşılan “toplam sonuç”, kapitülasyonlardan arınarak tam istiklalini elde etmiş bugünkü Türkiye’dir.
https://www.karar.com/oruc-reisin-donusu-zafer-mi-hezimet-mi-1586624

 

 

10-Melih Aşık-Milliyet
“Yerli ve Milli”

 

Uzun yıllar Aydınlık hareketi içerisinde yer alan yazar Hikmet Çiçek, Doğu Perinçek’in liderliğindeki Vatan Partisi’nden ihraç edildi. İhraç kararında, Çiçek’in, “Tayyip Erdoğan hükümetiyle aynı gemideyiz” şeklindeki MYK kararına uygun hareket etmemesi gerekçe olarak gösterildi.
Kararda, Hikmet Çiçek’in Oda TV’deki kimi yazılarında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, iş insanı Ethem Sancak ve hükümete eleştiriler yönelttiği iddiası bir başka gerekçe olarak gösterildi. Çiçek’in Vatan Partisi üyesi olduğu halde, “Türkiye’de devrimci bir parti yok” demesi gerekçeler arasında sayıldı.
Bu arada... Araştırmacı yazar Hikmet Çiçek’in şu sıralarda ilginç bir kitabı piyasada satılıyor: “Fetö’nün Solcuları”... Kitapta FETÖ’yü meşrulaştırmaya çalışan sol görünümlü kişiler anlatılıyor. Faydalı bir el kitabı olmuş.
https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/yerli-ve-milli-6311996



11- Rahmi Turan-Sözcü
“Ders kitaplarında Atatürk yok”

Tüm ders kitaplarını inceleyerek bu bilgileri veren Tarihçi Yazar ve Eğitimci Mustafa Solak “Geçen yılın Sosyal Bilgiler” kitabında herhangi bir konu anlatıldığında, Atatürk'ün konuya dair fikirleri de belirtilirken, bu yılki kitapta Atatürk'ün görüşleri ‘yok denilecek kadar' azaltılmıştır. Anlaşılması açısından söylüyorum, geçen yılın ders kitabında ‘Atatürk” adı 144 defa geçerken, bu yılkinde sadece 19 defa kullanılıyor” dedi.
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/rahmi-turan/ders-kitaplarinda-ataturk-yok-6048584/