Değerli Yurttaşlar!
Merâk etmeyin, çözüm var.
İşçi Partisi, herkese iş ve insanca başı dik yaşam sağlayacak programı onayınıza sunuyor.
Artık yakınma ve eleştiri zamanı geçmiştir; çözüm dönemine girilmiştir.
İŞTE ÇÖZÜM
1. İç borçlar takside bağlanacak. Bütün Türkiye, yıllardır 1300 iri kıyım tefeciye faiz borcu ödemek için çalışıyor. Devlet geliri faiz borcuna yetmiyor. Bu yüzden zam üstüne zam. Kaygılanmayın çözüm hazır. İşçi Partisi Hükümeti, 77 milyar dolar iç borcu on yıl takside bağlayacak ve devleti zam yapmaktan kurtaracak. Bu uygulamadan devlet tahvili almış küçük ve orta birikim sahipleri zarar görmeyecek, 100 milyar liraya kadar olan borçlar ve herkesin 100 milyar liralık alacak dilimleri zamanında ödenecek. Geçen yıl bütçeden, yalnız faiz borçlarına 40 katrilyon lira verildi. Bu kaynakla 6 milyon işsize iş sağlamak mümkün. 6 milyon insana ayda 500 milyon liradan bir yıl ücretin tutarı 36 katrilyon lira. Demek ki, 40 katrilyon lirayı faizciye vermeyecek, iş sahasına yatıracağız.
2. Türkiye’de Türk bayrağı Türk Lirası. İktidarlar borç dileniyorlar. Oysa Türkiye, boğazına kadar Dolar ve Euro dolu. Dolarcı yönetimler, ABD’nin dış ticaret açığını kapatmak için, Türk Lirasını ezdiler; “Türkçüyüz” diyenler dolarcı çıktı. Doların saltanatını kurdular. Bu yüzden bu perişan halimizle, ABD ve Avrupa’ya Türkiye’de dolaşan döviz kadar bağış yapmış oluyoruz. Çözüm hazır: Yastık altında ve bankalarda döviz mevduatı olarak bulunan Dolar ve Euro’ları rayiç bedel üzerinden Türk Lirası’yla değiştireceğiz. Böylece milletimizi 100 milyar dolarlık bir döviz kaynağına kavuşturacağız. Ülkemizi ABD ve Avrupa’dan yüksek faizle döviz dilenmekten kurtaracağız. Türk Lirası’nı koruyacak ve güçlendireceğiz. Lirayı kısa zamanda sağlam para haline getirip sıfırları atacağız.
3. Hortumcunun malına elkonacak. “Nereden Buldun Kanunu” çıkarılacak, Türkiye’nin hortumlanan 200 milyar dolar değerinde kaynak, altı ay içinde milletin hazinesine iade edilecek. Milletimizin çalınan koyunları tekrar milletin sürüsüne katılacak. Bu kaynakla tarım desteklenecek, fabrikalar açılacak, madenler işletilecek, kamu hizmetleri görülecek.
4. Dış borçlar ertelenecek. Alacaklı ülkelerle çatır çatır müzakere edip yeni bir ödeme takvimi yapacağız.
5. Tarım ve sanayi üreticisini gümrüklerle koruyacağız. “Dışa açacağız” dediler, üretimi çökerterek Türkiye’yi dışa kapattılar. Kümesin kapısını açtılar, tavukları tilkiye boğazlattılar, Türkiye’nin satacak yumurtası kalmadı. Ekmeklik buğdayı bile Amerika’dan alma planları yapıyorlar. Türkiye’yi “Türk Ordusu dışında satacak malınız kalmadı” türünden aşağılamalar ve dayatmalarla karşı karşıya bıraktılar. Avrupa Gümrük Birliği’nden altı yılda uğradığımız kayıp 63,5 milyar dolar. Zincirlerimizi çözeceğiz, derhal çıkacağız. Gümrüklerimizi tekrar dikerek millî tarım ve millî sanayiyi koruyacak ve destekleyeceğiz. Türkiye’de yeterince üretilen ve üretilebilecek malları dışardan almayacağız. Böylece dış alımda 15 milyar dolar civarında tasarruf sağlayacak, yerli üreticiyi zenginleştireceğiz. Türkiye’nin Avrupa’ya dış satımı Gümrük Birliği’nden önce çok hızlı yükseliyordu. Yine öyle olacak. Üreten Türkiye, Avrupa ve Batı pazarlarına daha çok mal satacak.
6. Irak’a ambargoya son verilecek. Irak’la ticaret kapıları açılacak, ayrıca Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru hattını açacak, böylece Türkiye’mizi Irak’la ticaretten ve boru hattından yılda en az 10 milyar dolar gelire kavuşturacağız. Tırlar ve kamyonlar, Mersin’den ve Kuzey Anadolu’dan Habur’a kadar yüzbinlerce ton mal taşıyacak. İran, tekstil ürünlerimizin tamamını almaya hazır; ayrıca inşaatlarını da bize yaptırmak istiyor. Komşularımızla geniş ticaret olanaklarımızı değerlendirecek ve sınır ticaretini geliştireceğiz. Rusya ve Asya pazarlarının önündeki engelleri kaldıracağız.
7. Tarıma destek. Çiftçiyi ve besiciyi, ucuz mazot, ucuz gübre, ucuz tarım ilacı, ucuz tohumluk ve damızlıkla, düşük faizli krediyle destekleyeceğiz. Ürüne değer fiyat vereceğiz ve alım fiyatlarını zamanında açıklayacağız. “Üret arkadaş” diyeceğiz, pancara, tütüne kotayı kaldıracağız. Pamuğumuzu, etimizi, çayımızı, tahılımızı, pirincimizi, ayçiçeğimizi, meyve ve sebzemizi kendimiz üreteceğiz, dışarıya kaynak kaybetmeyeceğiz. Her karış toprağımızı değerlendirecek, her insanımızı seferber edeceğiz. Toprak Mahsulleri Ofisi’ni, Tariş, Fisko Birlik, Panko Birlik gibi kooperatiflerimizi canlandıracağız. Dağlarımızı şenlendirecek, ormanlarımızı genişletecek, kıyılarımızı ve sularımızı kirlenmeden kurtaracağız.
8. Çiftçilerin faiz borçlarını sileceğiz. Çiftçilerin Ziraat Bankası’na ve Tarım Kredilere faiz borçlarını sileceğiz, anapara borçlarının ödenmesini dört takside bağlayacağız. Bunun için gerekli kaynak, hepsi 1 Milyar Dolar civarında. Oysa yalnız bankaların içi boşaltılırken 45 milyar dolar götürülmüş. Çok basit: Bankalardan hortumlanan 45 milyar doları geri alınca, bir milyarı ile köylünün faiz borcunu sileriz. 4 milyar dolarla hayvancılıkta büyük bir atılım yapmak ve Türkiye’nin et ihtiyacını karşılamak mümkün. Artan 40 milyar dolarla da milyonlarca işsize iş alanı açacak yatırım yaparız.
9. Özelleştirmeye son. Kömür işletmelerimizi, TEK’lerimizi, Telekom’larımızı, Sümerbank’larımızı, Etibank’larımızı, Tekel’lerimizi, Et-Balık ve Süt Endüstri Kurumları’mızı, velhasıl tekmil KİT’lerimizi verimli hale getirerek çalıştıracağız. Yalnız KİT’lere bir yıl içinde 1 milyon yeni işçi alacağız.
10. Madenlerimizi işleyeceğiz. Dünya borunun yüzde 70’ine sahibiz. 700 milyar dolarlık borumuzu yabancıya teslim etmeyeceğiz, kendimiz çıkaracağız. İşleyip satarsak, 3 trilyon dolar ediyor. Yılda 10 milyar dolardan 300 yıllık bir gelir. 12 göbek sonrasındaki torununa bile yeter. Aynı şekilde kömür, toryum gibi madenlerimizi işleyeceğiz.
11. Demiryolu ve denizyolu. Hızlı demiryolu ve denizyolu taşımacılığına yöneleceğiz. Kasaba ve köylerimizi karayoluyla bu taşımacılık ağına bağlayacağız.
12. Herkese iş, emek seferberliği. Üretimin amacı işletme kârı değil, toplumun kârı olacaktır. Ülkemizin boş yatan emek gücünü seferber etmek, kalkınmanın anahtarıdır. Teknolojiyi geliştirmek de üretimle olur. Bu felsefeyle ve yukarda gösterilen kaynaklarla herkese iş sağlayacak yatırımlar yapılacaktır. Tek bir işsiz bırakılmayacak, çalışma çağındaki bütün toplum seferber edilerek, millî üretim büyütülecektir. Büyüyen üretim hakça bölüşülecek ve insan başına düşen gelir artacaktır.
13. En az 500 milyon lira ücret ve aylık. İşçiye, memura, emekliye, dul ve yetime, bağkur emeklisine en az 500 milyon lira ücret ve aylık vereceğiz. Devlet iç borç yükünden kurtarılacağı için, işçi, memur ve emeklisine insanca yaşam sağlayabilecektir. Millette para olunca kepenkler açılacak, çarşılar şenlenecek, esnafın ve zenaatkarın yüzü gülecek, makinaların pası silinecek, üretim ateşlenecektir. Enflasyon olmayacak, çünkü Türkiye’nin piyasadaki talebe yetecek sanayi ve tarım kapasitesi var.
14. Esnafa, zenaatkâra, milli sanayici ve tüccara destek. Özel sektörü büyüteceğiz dediler, özel sektörü yıktılar. Çünkü millî değiller; ABD ve AB özel sektörünün acentaları bunlar. İç piyasamızı yabancı hipermarket ve süpermarketlere teslim ettiler. Çarşılarımıza filleri soktular, tezgâhları devirdiler, iflasların sonu gelmiyor. Özel sektörü üretime özendiren ve geliştiren politikaları İşçi Partisi savunuyor. Acente devrine son veriyoruz. İç piyasayı yabancı işgalinden kurtaracağız. Türkiye’de Türk tüccarı ve Türk esnafının ticaret tekelini sağlayacağız. Esnafın bağkur ve banka borçlarını takside bağlayacağız. Millî sanayiciyi koruyacak ve destekleyeceğiz. Özel sektör ile kamu işletmeciliğinin millî ekonominin çıkarları temelinde uyumlu çalıştığı bir karma ekonomi sistemi uygulayacağız.
15. Öncelikle özkaynaklarımıza dayanan, ucuz, bol, kaliteli, güvenilir enerji. Enerjide talana ve vasıtalı vergi soygununa son vereceğiz. Elektrik ve doğal gazda yapılan 30-50 yıllık alım garantili anlaşmalar yüzünden bu süre içinde yüz milyarlarca dolar kaynak kaybedilecek. Bu anlaşmalar feshedilecek ve enerjide özelleştirme derhal durdurulacaktır. Verimlilik çalışmasına kaynak ayrılacak, enerji kayıpları yüzde 25’ten yüzde 8’e indirilecektir. Böylece yılda 6 milyar dolar kazanacağız. Kömür santrallarımızı bir süre devreye sokacak ve su enerjisine yöneleceğiz. Bu önlemler ve yatırımlarla enerjideki vasıtalı vergileri kaldıracak, zamlara son verecek ve iki yıl içinde elektrik fiyatlarını ucuzlatacağız. Ayrıca halkımızın su başta olmak üzere gübre, rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi teşvik edilecek, özellikle Karadeniz bölgemizin dere ve rüzgârını değerlendirerek yalnız bu bölgede yarım milyon insanımıza yeni iş alanı açacağız. Köylerde, hava kirliliği olan yerlerde ve sanayimizin bir bölümünde gece tarifesi uygulamasına geçerek, enerjiyi gece 23-sabah 5 arasında çok ucuz fiyatla vereceğiz. Böylece köylü doğal gübre olan tezeği ve sırtını dayadığı ağacı yakmaktan kurtarılacak, ülke kaynakları korunacak ve geliştirilecektir. Ayrıca mevcut santrallar 24 saat verimli kullanılmış olacaktır. Sanayinin kısmen geceye kaydırılması yoluyla 1,5 milyon insanımıza yeni iş alanı yaratılacaktır.
16. Parasız sağlık. Devlet, yurttaşını sağlıklı yaşatmakla yükümlüdür. Sağlık satılmayacaktır. Yalnız para cüzdanı olana değil, nüfus cüzdanı olan herkese parasız sağlık hizmetine iki yıl içinde geçilecektir. Bunun için devletin bütün sağlık olanakları, devlet hastaneleri ve SSK’lar tek bir sağlık sisteminde birleştirilecek ve yeterli kaynak ayrılacaktır. Temiz su, düzgün kanalizasyon, temiz çevre ve sağlık eğitimiyle hastalıklar önlenecek. Her okula bir doktor tayin edilerek, gelecek kuşakların sağlığı güvence altına alınacak ve bütün bunlara rağmen hasta olan yurttaşlarımıza ve yaşlılara bakılacaktır.
17. Engelli yurttaşlarımıza iş ve insanca yaşam. Engelli yurttaşlarımız, İşçi Partisi felsefesine göre, yardıma muhtaç kimseler değil, ülkemiz ekonomisi ve kültürüne katkıda bulunacak insan kaynağımızdır. Engellileri eğitmek, toplumsal hayata yeteneklerine göre her alanda katılmalarını sağlamak, koşulları buna el vermeyenleri sosyal güvenceye kavuşturmak, devletin görevidir. Bu yöndeki çalışmalarda ve engellilere yönelik ayrımcı uygulamaların giderilmesinde, engelli örgütleri her aşamada söz ve karar sahibi olacaklardır. Engelli yurttaşlara, TBMM ve belediye seçimlerinde İşçi Partisi aday listelerinde yer verilerek ülke yönetimine katılmaları sağlanacaktır.
18. Parasız ve Türkçe eğitim. Her yurttaşa, ilkokuldan üniversite sonuna kadar parasız eğitim hizmeti sağlanacaktır. Özel okullar ve vakıf üniversiteleri kamulaştırılarak, eğitimde holdingciliğe ve tarikatçılığa son verilecek, Atatürk’ün Tevhidi Tedrisat (Öğretimin Birliği) sistemi gerçekleştirilecektir. Ülkesine bağlı, Cumhuriyet Devrimi’ni savunan, halka hizmet ruhuyla dolu, çalışkan ve üretici bir Cumhuriyet Gençliği yetiştirilecektir.
Türkçemizin kurtuluşu, Türkiye’mizin kurtuluşudur. Yabancı dille eğitime son verilecek, eğitim dili ilkokuldan üniversite sonuna kadar Türkçe olacaktır. Kürtçe öğrenmek isteyen yurttaşlarımız için devlete bağlı kurslarla hizmet verilecektir. Yabancı dil dersleri, bütün okullarda ve üniversitelerde önemle verilecektir.
Eğitim ve Aydınlanma Seferberliği ile bütün yurttaşlarımızın yetenekleri geliştirilecek ve üretime daha verimli olarak katılmaları sağlanacaktır. Millî kültürümüz ve sanatımız yeniden ayağa kaldırılacaktır. İnsanımızın manevi yönden gelişmesi ve mutluluk kaynaklarımızın zenginleşmesi için, sanat ve kültür çalışmasına en geniş olanak sağlanacaktır.
19. Laiklik ve vicdan özgürlüğü. Atatürk’ün “Din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılması” diye tanımladığı laiklik uygulanacak, dünya işleri milletimizin ihtiyaçlarına ve refahına göre kararlaştırılacaktır. Yurttaşlarımızın vicdan, inanç ve ibadet özgürlüğü korunacaktır.
20. Hıristiyan misyoner faaliyetine ve Bizans projelerine izin verilmeyecek. Avrupa Birliği kapısında, milletimiz dinini değiştirmeye zorlanıyor. Misyoner faaliyeti, yurttaşlarımızı ülkesine ve milletine yabancılaştırıyor, casus istasyonları kuruyor. Avrupa Birliği, AKP’li İstanbul ve Zeytinburnu belediyelerinin de ortak olduğu projelere 100 milyon euro ayırarak, Partrikhane’nin yeni mülkler edinmesini sağlıyor ve İstanbul’umuzu Bizanslaştırmak istiyor. Rum vakıflarına ve yabancı kuruluşlara bu olanağı sağlayan AB Uyum Yasaları iptal edilecek, Hıristiyan misyoner faaliyeti yasaklanacaktır.
21. Bölgeler arasındaki eşitsizlikler giderilecek. Kamu yatırımları bütün Türkiye’ye yayılarak bölgeler arasındaki dengesizlikler giderilecek, iş olanakları yaygınlaştırılacak, şehir ve köy arasındaki eşitsizlikler giderilecek, bu sayede büyük şehirlere göç önlenecektir. Tarıma elverişli topraklar ve deprem fay hatları üzerinde sanayi tesisi kurulmayacaktır.
22. Avrupa Birliği kapısında parçalanmaya ve yoksullaşmaya son. Türkiye, ABD tarafından AB kapısına bağlandı ve denetim altına alındı. Devlet Bahçeli’nin MHP’si, Tayyip Erdoğan’ın AKP’si ve Necmettin Erbakan’ın SP’si dahil, bütün partiler, Abdullah Öcalan’ın PKK’siyle aynı programı savunuyorlar, AB’ye girmekten yanalar. Hepsi milletimizi aldatıyor. Bir tek İşçi Partisi, AB aday üyeliğinden çekilmeyi savunuyor. Türkiye, AB kapısında parçalanmayı, yoksullaşmayı ve köleleşmeyi kabul etmeyecek, aday üyelikten çekilecektir.
23. Bağımsız milli devlet, güçlü hükümet, güçlü ordu, millî savunma sanayisi, bölge ülkeleriyle dayanışma, Avrasya Seçeneği ve Batı ülkeleriyle normal ilişkiler. Türkiye, yalnız halkının iş bulması ve refahı için değil, aynı zamanda toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumak için de, İşçi Partisi’nin millî programını uygulamak zorundadır. ABD’nin Irak’a müdahaleye hazırlandığı koşullarda, Türkiye ancak silahla karşı koyabileceği tehditlerle yüz yüzedir. ABD ve AB, “Kıbrıs’tan çıkın” diyor, bize silah gösteriyor, Ege’yi Türkiye’ye kapatmak istiyor, sözümona “Ermeni soykırımı” kararlarıyla millî devletimizin meşruluğunu tartışma gündemine getiriyor, Türk Ordusu’nu müslüman ülkelerin ve komşularımızın üzerine sürmek için ekonomimizi çökertiyor, kredi dilimlerini Mehmetçiğin kanını satma şartına bağlıyor. ABD Ordusu, 24 Temmuz-15 Ağustos 2002 tarihleri arasında Türkiye şehirlerini işgal tatbikatı yaparak, Lozan’ın yıldönümünde Lozan’ı bozma mesajları veriyor. Derviş’ten Tayyip Erdoğan’a, Baykal’dan Çiller ve Yılmaz’a kadar bütün Amerikancılar susuyor. Çünkü umutlarını ABD Ordusu’na bağladılar. Oysa çıkmazda olan ABD’dir. Türkiye’nin çıkış yolu vardır. Bu gerçekleri sana bir tek İşçi Partisi bildiriyor.
Türkiye’nin savunması Kıbrıs’tan geçiyor. ABD’nin Kuzey Irak’a bir kukla devlet kurup yerleşmesine izin veremeyiz. Bunun için, İran, Irak, Suriye gibi bölge ülkeleri yanında, Rusya, Çin, Hindistan ve Orta Asya cumhuriyetlerinin oluşturduğu Asya Kalesi’yle işbirliği, ticaret ve her alanda dayanışma olanaklarımızı sonuna kadar değerlendireceğiz. Batı’dan gelen baskıyı Asya ağırlığıyla dengeleyeceğiz. Türkiye’yi dünyaya açacak biricik politika budur. Bölge merkezli politikayı uygular, Avrasya Seçeneği’ni değerlendirir, Türk ve Kürt tekmil milletimizi özgürlük ve eşitlik temelinde sımsıkı birleştirir ve Türk Ordusu’nun caydırıcı gücünü milli direnme ekonomisiyle pekiştirirsek, bu tehditleri göğüsleriz ve millî devletimizi yıkım tehlikesinden kurtarırız. O zaman göreceksiniz, ABD ve AB ile de normal ilişkiler kuracak ve ekonomik ilişkilerimizi geliştireceğiz.
ABD ve AB emperyalizminin durumu, İstiklâl Marşı’mızda haklı olarak ‘Tek dişi kalmış canavar’ diye özetlenmiştir. Şimdi daha da doğru, kocadılar ve çöküyorlar. Atatürk, “Güneşin doğduğunu nasıl görüyorsam, emperyalizmin mahvolacağını da öyle görüyorum.” demişti. Dediği çıkıyor, Batı emperyalizmi çürüme ve dağılma dönemine girdi. Türkiye, Batı’nın çökme ve çürümesiyle bütünleşmeyecek, millî devletini koruyacaktır. Hititler’den Cumhuriyet’e başıdik yaşamış büyük devlet geleneği olan bu haysiyetli coğrafyanın hakkını vereceğiz.
Efendi istemiyoruz, ABD ve AB ile ilişkilerimizi normalleştireceğiz. Millî onurumuzun ayak altına serilmesine, Paris Saint Lazzare İstasyonu’nda yaptığımız gibi .kesinlikle izin vermeyeceğiz. Ankara’yı yeniden Atatürk zamanındaki gibi Ankara yapacağız, Türkiye’nin Washington ve Brüksel’den yönetilmesine son vereceğiz, Türkiye’yi Türkiye’den yöneteceğiz. İşçinin, çiftçinin, esnafın, zenaatkarın, memur ve aydının, millî tüccar ve sanayicinin ortak çıkarlarını gerçekleştirecek olan Milli Hükümeti kuracağız.
Özeti: Büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başladığımız işi bitirecek, Kemalist Devrim’i tamamlayacağız.
Kararımız kesindir.
Millet olarak kuvvetimiz yeterlidir.
İşçi Partisi, milletini yönetme görevi için yeterli kadro ve birikime sahiptir.
Ve milletimizin silahlı gücü olan Türk Ordusu, ülkemizin bağımsızlık ve bütünlüğünü koruma sorumluluğunu yerine getirmeye hazırdır.
MİLLİ MECLİS MİLLİ HÜKÜMET İÇİN OYLAR İŞÇİ PARTİSİ’NE
Mafya-tarikat sistemi bitti
İşçi Partisi geliyor
Değerli Yurttaşlar,
Görüldüğü gibi Türkiye’nin kaynakları var.
Ancak o kaynakların üzerinde ABD bağlantılı hortumcular, iri kıyım faizciler, dolar ve borsa vurguncuları oturuyor.
Hortumcu, milletin 200 milyar dolarını iç etmiş. Milletin malını hortumcuya yediremeyiz, kesinlikle geri alacağız.
İç borçları ertelediğimiz an, devleti 77 milyar dolarlık bir yükten kurtarıyoruz.
ABD öyle istiyor diye dolarlar ve eurolar niçin bankalarda ve yastık altında yatacakmış, Türk Lirasıyla değiştirip milletimize 100 milyar dolarlık döviz imkanı sağlayacağız.
Irak’a ambargo kalkınca ve petrol boru hattı açılınca, yılda en az 10 Milyar dolarlık bir gelire kavuşuyoruz.
Türkiye’de üretilen malları dışardan almayınca, dışalımda 15 milyar dolarlık bir tasarruf mümkün.
Bu kaynakları topladığınız zaman, Türkiye’nin her yeri cıvıl cıvıl şantiye olur, toprağa gübre atılır, ekinler boy verir, çarklar döner, çarşılar canlanır, kamyonlar yollara dizilir, Türk Lirası değerlenir, on milyon işsizin hepsine iş sağlanır, herkese parasız eğitim ve parasız sağlık hizmeti verilir, milletin yüzü güler.
Peki diğer partiler bu basit programı niçin uygulamıyor. Çünkü o partiler, hortumcunun, dolarcının, iri kıyım faizcinin, borsa vurguncusunun, kirli para mafyasının çıkarı için kurulmuş. Liderlerine baksanıza, bankaların içini boşalttıkları, yabancı şirketlerden milyonlarca dolar rüşvet aldıkları, ihale yolsuzluklarıyla servet yığdıkları iddianamelerde yazılı. Bugüne kadar birbirlerini aklayarak hortumcu sistemi sürdürdüler.
Yeter hortumlandığın
Türkiye’ye sahip çık
Artık yeter!
Şimdi millet, onların gaspettiği kaynaklarını geri alarak, traktörüne mazotu dolduracak, fabrikasının pasını silecek, dükkânını açacak, tezgahını çalıştıracak, işsizlikten kurtulacak, insanca ve başı dik yaşama özlemini gerçekleştirecek.
Başka bir çözüm yok.
Bu çözüm önümüzdeki yıl kesinlikle uygulanacak, bunu iyi biliniz.
Çünkü ABD, Derviş’i yollayıp ekonomimizi kundakladıktan sonra, şimdi de krediyi Mehmetçiğin kanını satmamız şartına bağlıyor. İşte bu olamaz ve olmayacak.
Tayyip’lere, Derviş’lere, Baykal’lara, Çiller ve Yılmazgillere, Bahçeli’lere bakmayın, onların dediği olmayacak. Buraya kadar! IMF’nin İstikrar Programı’nı devam ettirebilecek hain anasından doğmadı. Karen Fogg’lar hiç heveslenmesinler, “Türk devletinin ve Türk tarihinin hakkından” gelemezler. Türkiye’yi Avrupa Birliği kapısında parçalama dönemi bitmiştir. İhanete izinler kaldırılmıştır.
O nedenle İşçi Partisi’nin programı kaçınılmaz olarak uygulanacak.
3 Kasım seçimine, aslında iki parti katılıyor. Karşı tarafta IMF Programını sürdürme yeminleri eden AKP, CHP, DYP, ANAP, MHP ve diğerleri var.
Türkiye tarafında ise, Millî Programı savunan İşçi Partisi var.
IMF Programı’nı savunanlar, Avrupa Birliği yanlısı ve daha vahimi, ABD’nin Irak saldırısına Mehmetçiği sürme planlarına teslim oldular.
Bu nedenle önümüzdeki seçim, son kertede Türkiye ile düşmanları arasındaki bir seçimdir.
Seçimi, elbette Türkiye kazanacak. Millî kuvvetler omuz omuza verecek, bu seçimden Millî Meclis ve Millî Hükümetle çıkılacak. İşçi Partisi, Millî Hükümet’in merkezinde olacak.
Değerli Yurttaşlarımız, sunduğumuz program güçlü bir hükümetle uygulanır. Bu programın sulandırılmasına izin verme, senden tek başına İşçi Partisi hükümeti istiyoruz.
Tarihimize bakın, kör çıkmazlarda hep büyük çıkış yolları bulmuşuz.
Biz arkada kalan derin krizleri hep büyük çözümlerle aşmışız. Meşrutiyet devrimleriyle, Kurtuluş Savaşı’yla, Cumhuriyet Devrimi’yle çözmüşüz.
Ergenekon’daki demirci ustası, Ortadoğu’nun Kava’sı ateşi körüklüyor yine.
Ayağa kalk Türkiye!
Delinecek dağlar seni bekliyor!
Program hazır, Parti hazır, Türkiye’nin en seçkin kadroları ve uzmanları hazır.
Haydi canım kardeşim, göster kendini!
Yeter hortumlandığın, Türkiye’ye sahip çık!
Hortumcu partilere ve Avrupa Kapısı’nda parçalanmaya son!
Milli Meclis ve Milli Hükümet için,
Oylar İşçi Partisi’ne!
Mührü Çoban Yıldızı’na bas!
İyi olacak!
İşçi Partisi geliyor!
Kuvayı Milliye geliyor!
Doğu Perinçek
İşçi Partisi Genel Başkanı