MİLLİ HÜKÜMET PROGRAMI ÖNERİSİ

Millî Hükümet Programı
Önerisi

Sunuş

Atlantik bağlantıları içinde, AB kapısında yaşadığımız süreç, altı maddede özetlenebilir: 
1. Egemenlik, Washington ve Brüksel’e devredilmekte, yasalar dışardan gelmekte, milli devlet tasfiye edilmektedir.
2. Türk milleti, etnik gruplara, mezheplere, tarikat ve cemaatlere bölünmektedir.
3. Vatanın bütünlüğü tehlikededir. Kendi vatanımızda vatansızlaştırılıyoruz.
4. Gümrüklerin, KİT’lerin, tarıma desteklerin, kamu hizmetinin ve paranın giriş çıkışına kontrolün kaldırılması programıyla ülke borç batağında çırpınmakta, milli ekonomi çökertilmekte, halk yoksullaştırılmaktadır.
5. ABD, Büyük Ortadoğu Projesi’yle Türk ordusuna kriz bölgelerine müdahale misyonunu dayatmaktadır.
6. Milli devletimizin, milletimizin, vatanımızın, milli ekonomimizin ve ordumuzun dayandığı temel olan Kemalist Devrim tasfiye edilmektedir.

Bu tehditler karşısında milletimizin geniş kesimlerinde uyanış başlamıştır, milli ve halkçı akım yükselişe geçmiştir. Çözüm için kuvvet vardır.
Türkiye’yi bu dar boğazdan çıkaracak program da vardır: Türk
Devrimi’nin bağımsızlıkçı, halkçı, devletçi ve aydınlanmacı programı, biricik gerçekçi çıkış yoludur. Neoliberalizmin iflası ortadadır. Halkçılık ve devletçilik, Asya ve Latin Amerika’dan başlayarak, bütün dünyada yükselişe geçmiştir ve büyük başarılar kazanmaktadır. 
Bugün bütün mesele, yükselişe geçen milli akımı, Kemalist
Devrim programıyla iktidara taşıyacak partileşmeyi gerçekleştirmektir. 
Yurdumuzun her yöresinde, Kemalist Devrim’i tamamlama
programını savunan bir öncü birikimi vardır. Bu öncüler, bugün çeşitli partilerde bulunmaktadır veya partisizdir. Aslında program düzleminde tek bir parti oluşturan bu öncü birikimi adım adım tek partide örgütlemek günün görevidir.
Türkiye seçim düzlemine girmiştir. Zaman dardır.
Üstelik milli akımın yükselişini Washington yönetimi de saptamıştır ve bu akımı MHP ve DYP gibi partilerle kendi güdümünde sözde milliyetçi bir hükümet seçeneği için kullanma çabası içine girmiştir.
Bu durumda yükselen milli cereyan, ya ABD denetiminde sözde milli planların hizmetine sokulacaktır; ya da milli bir hükümetin gücünü oluşturacaktır. 
Burada sorumluluk milletin öncü birikiminin, yani bizlerin omuzlarındadır. ABD örgütlüdür; kendi partilerini kendi amaçları için yönlendirebilmektedir. Kemalist Devrim’in güçleri ise, yükselen milli ve halkçı akımı milli hükümet amacına yöneltmek için, bugün dağınık olan öncü birikimi tek partide birleştirme durumundadırlar. 
Bu kitapçıkla sunduğumuz Milli Hükümet Programı Önerisi, Türkiye’nin öncü birikimini tek partide birleştirme strateji ve planını hazırlama ve uygulama çalışmaları kapsamındadır. 

Saygılarımla.


Doğu Perinçek


İşçi Partisi Genel Başkanı



GİRİŞ

Türk Devrimi’nin Eşsiz Birikimi 
Türkiye, iki yüzyıldır yayılmacı kapitalizme ve emperyalizme karşı savaşıyor. Dünyada eşi olmayan bir tarihsel mirastır bu. Eşsiz bir tecrübe birikimidir ve eşsiz bir özgüven kaynağıdır.
Meşrutiyetlerden, Kurtuluş Savaşımızdan ve Kemalist Devrim’in büyük atılımlarından süzülüp gelen bu büyük mücadele, özetle Türk Devrimi’dir. İki yüzyıldır millî halkçı devrimimizi tamamlamak; bağımsız, özgür, çağdaş bir toplum kurmak için savaşıyoruz.
Millî devletimiz, Cumhuriyetimiz, millî birliğimiz, vatan bütünlüğümüz, kamusal arlığımız ve aydınlanmış toplum ilişkilerimiz, Türk Devrimi temelinde inşa edilmiştir.
Tek Çözüm Arkada kalan 60 yıllık tecrübe bize göstermiştir ki, Atlantik ilişkileri içinde, millî devletimizi, millî birliğimizi, toprak bütünlüğümüzü, kamu çıkarına dayanan Cumhuriyetimizi ve çağdaş değerlerimizi kaybediyoruz. Bu tarihî ders, milletimizin önünde varolmak için iki yol değil, tek bir yol bulunduğunu öğretmektedir. Emperyalist sisteme bağımlılık, liberalizm denen bireycilik ve özel çıkarcılık, Türkiye için bir çözüm değil, fakat yıkımdır. Türk Devrimi’nin açtığı vadide ilerlemek, milletimiz için biricik çözümdür.

Denenmiş Program
Türk Devrimi’nin programı, iki yüzyıllık bir süreçte, milletimizin bağımsızlık, özgürlük ve çağdaşlaşma ihtiyacına cevap veren millî pratikler içinde oluşmuştur. Meşrutiyetleri, Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyeti gerçekleştiren kuşakların başarılarıyla tanımladığımız bu gelenek, denenmiş olmanın ötesinde, geleceğimizi kuracak birikimi de yansıtır. Türk Devrimciliği, tarihin seyri içinde millî gerçeğimize oturmakla birlikte, Fransız Devrimi, Halkçılık Cereyanı ve Sovyet Devrimi deneyimlerini değerlendirmek yoluyla milletlerarası kaynaklardan da beslenmiş ve bütün Mazlumlar Dünyası için bir model oluşturmuştur. Türk Devrim geleneği, bütün bu yönleriyle millidir ve milletlerarasıdır.
19. yüzyılın sonlarında belirginleşen Türk Devrimci Milliyetçiliği, Fransız ve İngilizlerinki gibi emperyalist değil, bağımsızlıkçıdır ve diğer milletlerle uyum içinde yaşamayı öngörür; bireyci değil toplumcudur; özel çıkarcı değil, kamucudur; ademi merkeziyetçi değil, merkeziyetçidir.
Kurtuluş Savaşımıza yol gösteren Halkçılık Programı’mız, 1921 ve 1924 anayasalarımız, 1920 ve 1930’lu yılların temel program ve siyasetleri, bu gelenek içinde billurlaşmıştır ve geleceğimize ışık tutan büyük tarihsel mirasımızı oluştururlar. Bu esaslar, Büyük Devrimci Önderimiz Atatürk tarafından 1930’larda Milliyetçilik, Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik ilkeleriyle özetlenmiş ve 1937 yılında Anayasamıza kaydedilmiştir.

Yükselen Uygarlığın Programı
Milletimiz, Atatürk önderliğinde, bu devrimci rotada, dünyada ‘Türk mucizesi’ diye adlandırılan büyük başarıyı gerçekleştirmiştir. Bugün Asya’dan yükselen yeni uygarlık, bütün dünyanın kabul ettiği gibi, bağımsız millî devletlerin ve kamu ağırlıklı toplumsal ekonomik modelin eseridir.
Latin Amerika ülkeleri de, özellikle son birkaç yıl içinde birbiri ardı sıra, emperyalist merkezlerin denetimi dışına çıkma arayışı içine girmişlerdir. Dünyada emperyalizmin güdümündeki ülkelerde çöküşler ve felaketler yaşanırken; bağımsız, halkçı, kamucu ve aydınlanmacı çizgide önemli başarılar kazanılmaktadır.
Neoliberalizm denen küresel emperyalist saldırının sonuna gelmiş bulunuyoruz. Mazlumlar Dünyası ve gelişmekte olan ülkelerde, yeniden bağımsızlık ve halkçılık eğilimi yükseliyor. Türkiye, büyük imparatorluklardan ve Türk Devrimi’nden gelen tarihsel birikimiyle bu büyük çözümün önder ülkeleri arasındaki yerini alacaktır.


Yeniden Yapılanma
Atlantik’in ötesinden güdülen mafya-tarikat rejimi altında, devlet egemenliğimizden toprak bütünlüğümüze kadar her şeyimizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz. Milletimiz, bu mafya-tarikat yönetimini yıkmazsa, onlar Cumhuriyeti yıkacaklardır.
Bugün Cumhuriyetimizin kaleleri büyük ölçüde yıkıma uğratılmıştır. Gittikçe ağırlaşan tehditlere, var olan kurum ve ilişkilerle karşı koyma olanağına sahip değiliz. Türkiye, bu tehditleri ancak yeniden yapılanarak, Kemalist devrim’in kurumlarını ve toplumunu yeniden örgütleyerek göğüsleyebilir. O nedenle muhafaza edilecek bir Cumhuriyetimiz değil, yeniden kurulacak bir Cumhuriyetimiz vardır. 

Millî İktidar Hedefine Kilitlenmek 
Bütün mesele, bağımsız millî devletimizi halkçılık temelinde yeniden örgütleyecek bir meclis ve hükümetin oluşturulmasıdır.

Tarihsel Örgütlenme Modeli
İktidar amacına ulaşmak için, yalnız Türk Devrimi’nin programı değil, başarılar kazanmış örgütlenme modeli de geçerlidir. Namık Kemal, Talat Paşa, Mustafa Kemal Atatürk’lerin simgelediği kuşaklar, büyük tecrübeler içinde bir öncü parti modeli inşa etmişlerdir. Yeni Osmanlılar, İttihat ve Terakki ve Müdafai Hukuk partilerinin temsil ettiği örgütlenme geleneği, Türkiye’nin 19 ve 20. yüzyıldaki bütün ileri atılımlarının yaratıcısıdır.
Özellikle kör çıkmazlarda yeniden tarih sahnesine çıkan, bilimin yol göstericiliğinde büyük fedakârlık ve kahramanlık örnekleri yaratan, milletimizin olanca yeteneğini seferber eden ve geleceğin yolunu açan, hep bu gelenektir. 

Zaman Dar
Bugün Türkiye’mizde kendisini bu öncü geleneğin içinde tanımlayanlar, milletimizin geleceğine önderlik edecek büyük birikimi temsil etmektedirler. Ancak çeşitli partilere veya derneklere dağılmışlardır veya partisiz konumdadırlar. Onları aynı öncü örgütlenme, yani siyasal parti içinde birleştirmek, millî hükümet amacının zorunlu kıldığı yakıcı görevdir.
Bu yıl veya gelecek yıl seçim yapılacağı dikkate alınırsa, zamanımız dardır. Türkiye’nin öncüleri, önümüzdeki ayları olağanüstü dinamik bir tavırla değerlendirmek ve iktidar hedefine kilitlenmek durumundadırlar.
Birincisi; Kendisine ‘Kuvayı Milliye’, ‘Müdafaai Hukuk’, ‘Millici’, ‘Atatürkçü’, ‘Kemalist’, ‘Vatansever’ gibi adlar veren dernekçiliği olağandışı bir tavırla aşmak zorundayız.
İkincisi; farklı partilere bölünmüşlüğü yine devrimci tarzda aşmak zorundayız. Namık Kemal-Talat Paşa-Atatürk geleneği, işte bu olağandışı tutumun tarihsel ifadesidir ve bizim köklerimizdir. O gelenekte buluşuyoruz ve o gelenekle geleceğimizi kurabiliriz. O birikimin bilimselliğini, namusunu, fedakârlığını ve öncü tavırlarını bugünün koşullarında yeniden üretme ve hayata geçirme kararlılığımızı milletimize ilan ediyoruz.


I. MİLLİ DEVLET VE HALK YÖNETİMİ

1.Atatürk Devrimi’ni tamamlamak 
Millî Hükümet’in amacı, Atatürk Devrimi’ni tamamlamak; millî devleti bağımsızlık ve halkçılık temelinde yeniden yapılandırmak; çağdaş, refaha ulaşmış, aydınlanmış, özgür bir toplum kurmaktır.

2. Halk yönetimi 
İktidarın kaynağı halktır. Halk yönetimi, köy ve mahalleden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kadar her düzeyde, bütün toplumsal ve ekonomik koşullarıyla gerçekleştirilecektir.

3. Bağımsızlık 
Türkiye, Türkiye’den yönetilecektir. Türkiye üzerindeki yabancı denetim ve müdahale bütün temelleriyle tasfiye edilecektir.

4. AB aday üyeliğine son 
Milletçe refaha ilerlemenin ve özgürleşmenin biricik siyasal çerçevesini oluşturan millî devlet, emperyalizmin küresel saldırısına karşı savunulacaktır. Türkiye’yi Avrupa Kapısı’na bağlayan, millî devletimizi ve Atatürk Devrimi’ni tasfiye eden AB aday üyelik sürecine son verilecektir. AB Aday Üyelik Protokolü, Katılım Ortaklığı Belgesi, Müzakere Çerçeve Belgesi gibi Yeni Sevr Antlaşmaları feshedilecek ve Türkiye Avrupa Gümrük Birliği’nden çekilecektir.

5. Milletin birliği 
Türkiye halkı, Kurtuluş Savaşı’nı başarıya ulaştırarak ve Cumhuriyet’i kurarak, Türk milletini oluşturmuştur. Cumhuriyeti kurma iradesi ve eylemine, eşit yurttaşlık bağına, ortak millî kültüre ve birlikte yaşama arzusuna dayanan millî birliğimizi pekiştirmek ve kaynaşma sürecini ilerletmek; özgürleşmenin gereğidir ve Millî Hükümetin görevidir. 

6.Vatanın bütünlüğü 
Vatan bir bütündür, bölünemez. Yurttaşlarımızın Cumhuriyet bilincinin güçlendirilmesi, Ortaçağ ilişkilerinin bütünüyle tasfiyesi ve bölgeler arası dengelerin sağlanması, vatan bütünlüğünün güvencesidir. 

7. Kürt meselesine emperyalist müdahaleye son 
Türkiye’mizde Kürt meselesi, demokratik hak ve özgürlükler açısından esas olarak çözülmüştür. Ülkemizde iç barışı, bütünlüğü ve kardeşliği sağlamak için, esas görev, emperyalist müdahaleye karşı birleşmek ve direnmektir. Bu amaçla,
- Irak’taki işgalci güçlerin çekilmesi ve Irak’ın toprak bütünlüğünün
yeniden sağlanmasına,
- Güneydoğu halkımızı kazanmaya,
- Bölücü teröre karşı kararlı ve kapsamlı mücadeleye,
- Bölgede kamu yatırımlarıyla herkese iş sağlanması, toprak reformu, refah ve kalkınmaya,
- Suriye, İran, Azerbaycan, KKTC devletleri ve Irak halkıyla bölgesel ittifaka yönelik politikalar izlenecektir.

8. Halka dayanan güçlü devlet 
Devlet otoritesi, her alan ve düzlemde halka dayandırılarak ve adalet reformuyla güçlendirilecektir. Cumhuriyet yıkıcılığına, bölücülüğe ve milletlerarası teröre aman verilmeyecektir.

9. Basit, ucuz, açık, hızlı ve etkin yönetim 
Millî Hükümet, kamu yönetimini basitleştirecek ve ucuzlatacaktır. Yasalar azaltılacak ve basitleştirilecektir. Yönetim etkin kılınacak, başka deyişle iş ve hizmet üretecektir. Kaynakları, emeği ve zamanı israf eden, yolsuzluğa batmış, pahalı, verimsiz, hantal yönetim yapısı köklü bir reformla değiştirilecektir. Halk inisiyatifini canlandıran, halka güven veren, denetime açık, basit, ucuz, hızlı ve etkin bir kamu yönetimi kurulacaktır.

II. BAĞIMSIZ DIŞ POLİTİKA, MİLLİ SAVUNMA VE GÜVENLİK

10. Yurtta barış cihanda barış 
Türkiye, dünyanın bütün devletleriyle, eşitliğe, bağımsızlığa, devlet egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı ve karşılıklı çıkar temelinde barış içinde işbirliği politikası izleyecek, Atatürk’ün ‘Yurtta barış cihanda barış’ ilkesini hayata geçirecektir. 


11. Caydırıcı millî savunma 
Ülkemize, dışta Kuzey Irak, Kıbrıs, Ege üzerinden yöneltilen; içte bölücülük ve gericilik gibi etkenlerle desteklenen ve sözde İnsan Hakları yalanlarıyla meşrulaştırılan tehdide karşı caydırıcı bir savunma sistemi inşa edilecektir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin halkla bağları ve donanımı güçlendirilecektir. Atlantik merkezli ‘Profesyonel ordu’ girişimlerine set çekilecek; demokrasinin ayrılmaz parçası olan genel askerlik ilkesi korunacaktır.

12. Yabancı üs ve askere son 
Topraklarımız üzerinde yabancı üs ve asker bulunmasına izin verilmeyecek, güvenliğimizi ve komşularımızı tehdit eden ikili antlaşmalar kaldırılacaktır.

13. GOKAP’ta görev üstlenmeyeceğiz 
Millî Hükümet, ABD’nin bölgemize ve Avrasya’ya yönelik müdahale ve saldırı eylemlerinde rol almayacak, Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP) içinde görev üstlenmeyecektir.

14. Bölge ittifakı 
Bölgeye yabancı müdahaleleri önlemek, bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünü savunmak, barışı korumak, terörü önlemek, güvenliği sağlamak ve bölge ülkelerinin kalkınması için, Türkiye, Suriye, İran, Irak, Azerbaycan ve KKTC ile bölge ittifakı gerçekleştirilecektir. Türkiye’nin güney komşuları yanında, Karadeniz’e çevre ülkelerle, Kafkas ve Balkan ülkeleriyle ekonomik işbirliği kurumları inşa edilecektir. Bu bölgelerde ortak gümrük alanları oluşturulması, çifte vergilendirmeyi önleyen antlaşmalar yapılması, ortak yatırım ve kalkınma bankaları Kurulması ve bölgesel ticareti özendiren mekanizmalar geliştirilmesi için gittikçe daha elverişli hale gelen ortam değerlendirilecektir.

15. Avrasya’da işbirliği 
Türkiye, dünyada ve bölgemizde güvenlik ve barış için, başta Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Orta Asya cumhuriyetleri, Hindistan, Pakistan olmak üzere Avrasya ülkeleriyle işbirliği ve dayanışmasını güçlendirecek, dünya dengelerini değerlendirecektir. Şanghay İşbirliği Örgütü’yle her alanda işbirliği geliştirilecektir. Böylece ülkemizin ABD ve AB ile ilişkilerini normalleştireceği ve karşılıklı yarar esasına oturtacağı koşullar yaratılacaktır.

16. KKTC’nin Türkiye ile bütünleşmesi 
ABD’nin Birleşik Kıbrıs projesi, yapaydır ve emperyalist amaçlara hizmet etmektedir. Bir Kıbrıs milleti olmadığı gibi, ‘Birleşik Kıbrıs’ devletinin başka bir temeli de yoktur. KKTC’nin Türkiye ile bütünleşmesi, Kıbrıs’ın her iki toplumu yanında Türkiye ve Yunanistan halklarının yararınadır ve dünya barışı için en doğru çözümdür. Millî Hükümet, bölge ve Avrasya ülkelerinin de desteğini alarak, KKTC’nin Türkiye ile bütünleşmesini adım adım gerçekleştirecektir.

17. Ermeni soykırımı yalanına son 
Millî Hükümet, emperyalist amaçlarla uydurulan Ermeni soykırımı yalanına karşı özellikle ABD ve AB’de kapsamlı bir mücadele yürütecektir. Devletin girişimleri yanında, Batı ülkelerinde yaşayan 5 milyon Türkün ayağa kaldırılması yoluyla, Ermeni soykırımı yönündeki parlamento kararlarının kaldırılması sağlanacaktır. 

18. Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topaklarından çekilsin 
Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesi için, bütün devlet ve millet olanakları değerlendirilecektir.





III. HERKESE İŞ HALKA REFAH

19. Karma ekonomi 
Ekonomide halkın refahına öncelik verilecek, dış tehdide karşı Millî Direnme Ekonomisi inşa edilecek, bölgeler arası dengesizlikler giderilecek, ülkenin doğası ve kaynakları korunacak ve geliştirilecektir. Bu amaçlarla kamu sektörü öncülüğünde, özel sektörü toplum refahıyla uyumlu olarak geliştiren, halkçı, planlı, karma ekonomi politikaları uygulanacaktır.

20. Planlama 
Ülke kaynaklarının halkın ihtiyaçları için, verimli ve etkin kullanılması amacıyla, Devlet Planlama Teşkilatı yeniden örgütlenecek; beş yıllık ve yıllık planlar yapılacak ve uygulanacaktır. Kamu sektörü ile piyasa mekanizmaları arasındaki ilişkinin düzenlenmesinde, çalışmanın ve üretimin özendirilmesi, ekonominin etkin işleyişi ve halkın ihtiyaçlarıyla üretim arasında gerçek bağlantılar kurulması esasları gözetilir.

21. İç borçlar on yıl takside bağlanacak 
Yıllık 100 bin YTL üzerindeki iç borç ve faiz ödemeleri dondurulacak, vadesi gelenler on yıl taksitle tasfiye edilecektir. Böylece millî devlet borç ve faiz batağından kurtarılacak, kamu kaynakları büyük bir yatırım ve iş sahası açma atağı için değerlendirilecektir.

22. Dış borçlar için yeni takvim 
Dış borç ve faizlerinin ödenmesi önce ertelenecek; daha sonra alacaklı ülke ve kuruluşlarla müzakere yapılarak, Türkiye ekonomisinin gelişme olanaklarını tahrip etmeyen, yıllara yayılan bir ödeme planı üzerinde anlaşmaya varılacaktır.

23. Türk bayrağı altında Türk Lirası 
Türkiye’de Dolar ve Avro’nun diktasına son verilecek, nakit dövizin iç piyasada dolaşımı yasaklanacak, döviz büfeleri kaldırılacaktır. İç piyasadaki yabancı para ve bankalardaki döviz mevduatları rayiç bedel üzerinden Türk Lirasına çevrilecektir. Türk Lirasının millî piyasada rakipsiz dolaşımını sağlamak için kambiyo rejimi yeniden düzenlenecek, 11 Ağustos 1989 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 32 Sayılı Kararname kaldırılacak, yurda sermaye giriş çıkışı ve kısa vâdeli para hareketleri denetim altına alınarak sabit kambiyo rejimine geçilecektir. 

24. Güçlü Merkez Bankası 
Milletlerarası malî kuruluşlardan bağımsız, güçlü bir Merkez Bankası örgütlenecektir.

25. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kapatılacak 
Yatırıma, üretime ve ekonominin verimliliğine katkısı bulunmayan, tersine kaynakları çarçur eden, küçük birikim sahiplerinin kandırılmasına ve kumar benzeri haksız kazançlar sağlanmasına olanak veren, en önemlisi emperyalist para operasyonlarına zemin oluşturan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)’ndaki işlemler durdurulacaktır. İMKB, kişisel hakların tasfiyesinden sonra kapatılacaktır. Yatırım ve ihtisas bankalarının yeniden canlandırılması yoluyla emtia borsalarının ekonominin etkin işleyişine katkısı geliştirilecektir.

26. Millî ekonomiye katkıda bulunan yabancı sermaye 
Yabancı sermayenin dolaşım ve faaliyeti, millî ekonominin gelişmesine katkıda bulunma şartına bağlanacaktır.

27. Nereden Buldun Kanunu 
19 Kasım 1996 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4208 sayılı ‘Kara-paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun’ ve 1 Ağustos 1999 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4422 sayılı ‘Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’ kararlı olarak uygulanacak, bu yasaların tecrübeleri değerlendirilerek, ‘Nereden Buldun Kanunu’ çıkarılacak; en başta uyuşturucu, silah ve nükleer madde kaçakçılığından elde edilen mafya sermayesine, kara ve kirli paraya, yasadışı yollardan yığılan servetlere, hortumlama, yolsuzluk ve rüşvetle yasadışı yollardan oluşturulan zenginliklere el konacak ve bu kaynaklar halkın refahına hizmet eden kamu kaynaklarına dönüştürülecektir. Devlet imkanlarıyla özel şirketleri ve mafyayı zenginleştiren teşvik politikalarına son verilecek, kamu kaynakları öncelikle kamu yatırımları ile kamu hizmetinde, millî tarım ve sanayi üretiminin gelişmesinde kullanılacaktır.

28. Hamiline yazılı kağıt ve işlemler sınırlanacak 
Ekonomik işlemlerin esas olarak ada yazılı senetlerle ve kağıtlarla yürütülmesi için gerekli düzenleme yapılacak, hamiline yazılı kağıt ve işlemler sınırlanacaktır.

29. Vergi reformu 
Büyük gelir sahiplerinden kademeli olarak daha büyük oranda vergi alan köktenci ve adil bir vergi reformu yapılacak, servet vergisi getirilecek, vergi kaçağına köktenci önlemlerle son verilecek, dar gelirlilerin vergi yükü hafifletilecek ve vergiler sadeleştirilecektir. Çifte vergilendirmeyi önleme antlaşmaları nedeniyle ve çoğunlukla ithal girdi fiyatlarını gizledikleri için vergi ödemeyen yabancı sermaye vergilendirilecektir.

30. Özelleştirmeye son, KİT’lerin verimli kılınması 
Emperyalist merkezlerden dayatılan özelleştirmeye derhal son verilecektir. Özelleştirme adı altında, yabancı sermayeye, mafyaya ve işbirlikçi holdinglere devredilmiş kuruluşlar, kilit sektörlerden başlanarak yeniden kamulaştırılacak; KİT’leri verimli hale getirmek için yeterli kaynak ayrılacak ve gerekli reformlar gerçekleştirilecektir.

31. Enerji üretim, iletim ve dağıtımı kamulaştırılacak 
Enerji üretim, iletim ve dağıtımı kamulaştırılacaktır. Enerji taşıma şebekesi ıslah edilerek kayıplar ortadan kaldırılacak ve tüketimdeki savurganlığa son verilecektir. Enerjide millî doğal kaynaklarımıza öncelik tanınacak; fosil yakıta bağımlılık en aza indirilecek; akarsu, güneş, rüzgâr, biyoenerji ve yeraltı ısısı gibi temiz ve yenilenebilir kaynaklar değerlendirilecektir. Bağımsız nükleer enerji üretimi ve teknolojisi, güvenliğe ve çevreye uyumlu koşullarda geliştirilecektir.

32. Kamu hizmeti kamu eliyle 
‘Devleti küçültme’ adı altında kamu hizmetinin ortadan kaldırılmasına, belediyelerin şirketleştirilmesine son verilecektir. Kamu hizmeti, esas olarak kamu eliyle yapılacaktır. Köy Hizmetleri, kaynak ayrılarak güçlendirilecektir. Kamu inşaatlarını ve hizmetlerini gerçekleştiren kamu kurumları yeniden örgütlenecektir. Böylece on yıllardan beri vurguna, israfa ve rüşvete giden kaynakların, kamu kaynağı olarak kullanılması sağlanacaktır.

33. Kentlerdeki rantlar kamu kaynaklarına dönüştürülecek 
Havadan para kazanmanın başlıca aracı olan kent rantları halkın kaynağına dönüştürülecektir. Hazine arazileri kent refahının hizmetine sokulacak ve bütün bu önlemlerle insancıl, sağlıklı, trafik sorunu olmayan, rahat ve uyumlu bir kent yaşamının ve belediye hizmetlerinin temel koşulu sağlanacaktır. 

34. Kıyılar, ormanlar, sular ve tarihsel zenginlikler 
Doğal ve tarihsel zenginliklerimiz ile kültür değerlerimiz kamuya aittir. Kıyılar, ormanlar ve kültür hazinelerinin kamu mülkiyetinde bulunması sistemin-den verilen ödünler kaldırılacaktır. Bu değerler, özel çıkarcılığın neden olduğu yıkımdan kurtarılacak ve halkın yararına sunulacaktır.

35. İnsanca yaşamak için yeterli ücret, maaş ve ürün fiyatı 
Ürün taban fiyatlarının, işçi ücretlerinin, esnaf ve zanaatkâr gelirlerinin, memur, emekli ve yetim aylıklarının artırılması yoluyla refah yükseltilecek ve iç pazarda talep büyütülecektir. Sağlıklı konut, sağlıklı ve hızlı ulaşım, parasız eğitim ve sağlık, kültür ve sanat alanında yurttaşlarımızın yeteneğini geliştirme olanağı yaratmak gibi toplumsal politikalarla, halka refah sağlanacak ve sanayinin tam kapasiteyle çalışması ve tarım kaynaklarının seferber edilmesi koşulları yaratılacaktır.

36. Türkiye’de yeterince üretilebilecek mallar dışardan alınmayacak 
Başta tarım ürünleri olmak üzere Türkiye’de yeterince üretilebilecek malların, lüks tüketim maddelerinin ve ikame edilebilen malların dışalımına son verilecek; yerli üretimin verim ve kalitesinin artırılması için tarım ve sanayi üreticisi desteklenecektir. Dışalım, millî ekonominin ayakları üzerinde doğrulmasına, üretimin artmasına, millî teknolojinin gelişmesine, halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına ve millî savunmanın gereklerine bağımlı kılınacaktır. 

37. Türkiye’de Türk tüccarı ve esnafı 
İç piyasada ticaret, millî tüccar ve esnafın tekelinde olacaktır. Yabancı hipermarket ve süpermarketler millileştirilecektir.

38. Tarıma destek 
Tarımda hedef, Türkiye’yi beslenme ve giyimde yeniden kendine yeterli bir ülke haline getirmek, üreticinin hayat düzeyini yükseltmek ve dışsatıma azami katkı sağlamaktır. Avrupa Birliği ve IMF dayatmaları reddedilerek; tarımda üretimi desteklemek amacıyla çiftçiye, besiciye ve balıkçıya; düşük faizli kredi, ucuz gübre, ucuz tarım ilacı, ucuz yakıt, ucuz tarım aleti ve ucuz tohum ve damızlık sağlanacaktır. Tarım desteklerinin ve kredilerinin amaca uygun kullanılmasını sağlayacak önlemler alınacaktır. Tarım ürünlerine, üretimi özendiren değer fiyat verilecektir. Tarıma destek politikaları bir yıl öncesinden ilan edilecektir. Pamuk, sıvı yağ, tütün, sigara, şeker, hayvan ürünleri gibi Türkiye’de yeteri kadar üretilebilecek tarım mallarının ve gıdaların dışalımı yasaklanacak; yerli üretim özendirilecektir.

39. İşletme ölçeğinde verimlilik 
Tarımda işletme ölçeğinin verimlilik esasına göre oluşması için, gerekli hukuki ve ekonomik önlemler alınacak, kooperatifçilik ayrıca bu amaçla desteklenecektir.

40. Köy meclisleri önderliğinde toprak reformu 
Yurdumuzun belli bölgelerinde hâlâ varlığını sürdüren toprak ağalığı, aşiret reisliği, şeyhlik, tefecilik gibi Ortaçağ kalıntısı ilişkileri kökünden temizlemek; köylüyü özgürleştirmek; ülke bütünlüğünü sağlamlaştırmak; tarım üretimini çağdaşlaştırmak, verimli kılmak ve geliştirmek; başta ormanlarımız ve sularımız olmak üzere doğal kaynaklarımızı korumak amacıyla toprak reformu yapılacaktır. Toprak reformunun uygulanmasına, Köy Meclisleri önderlik edecektir.

41. Tarımda kooperatifleşme ve eğitim 
4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanun yeniden düzenlenerek, Devletin tarım kooperatiflerini desteklemesini engelleyen hükümler derhal kaldırılacak, kooperatifleşme özendirilecektir. Kooperatiflere ilişkin bütün düzenlemeler, tek bir yasada toplanacak ve basitleştirilecektir. 

42. Yabancıya toprak satışı yasaklanacak 
Anayasa Mahkemesince de üç kez iptal edilmiş olmasına rağmen yeniden çıkarılan yabancıya toprak satışını serbest bırakan kanun kaldırılacaktır.

43. Demir ve denizyollarını esas alan toplu taşımacılık 
Ülkemizin coğrafi olanaklarını değerlendiren, kaynaklarını savurmayan, halkın ihtiyaçlarına cevap veren, toplu ulaşım ve taşımacılık politikası izlenecektir. Devletin milyarlarca dolarını otoyolları projelerine dökerek yabancı otomotiv sanayisini destekleyen karayoluna öncelik yerine, demir ve denizyoluyla ulaşım geliştirilecek ve ucuzlatılacaktır. Böylece kapitalist özel çıkar sisteminin trafik anarşisine ve katliamına da son verilecektir.





44. İlaç Patent Antlaşması iptal edilecek 
Millî ilaç sanayisini çökerten ve dünya ilaç tekellerinin vurgununa hizmet eden İlaç Patent Anlaşması iptal edilecektir. Millî güvenliğin gereği olarak, Dünya Sağlık Örgütü’nün 100 temel ilacı ve aşı ihtiyacımız Türkiye’de üretilecektir. 

45. Milletlerarası tahkime ilişkin düzenlemeler kaldırılacak 
Millî yargıyı devre dışı bırakarak millî egemenliği tasfiye eden, milletlerarası tahkime ilişkin Anayasa ve yasa değişiklikleri ile ikili anlaşmalar, bu arada MAI Anlaşması kaldırılacaktır.

46. Emek seferberliği 
Emeğin özgürleşmesi ve ülkenin insan kaynağının tam kapasiteyle seferber edilmesi, ekonomik ve toplumsal gelişmenin ve aynı zamanda iç barışın anahtarıdır. Yürütülecek emek seferberliğiyle, boşta yatan geniş işgücü potansiyeli üretim ve kamu hizmeti için harekete geçirilecektir. Devlet, belediyeler ve çeşitli toplumsal kuruluşlar aracılığıyla emek yoğun işler örgütlenecektir. Emek seferberliği, dünya ölçeğinde ileri teknolojiler için gerekli kaynakların yaratılmasına katkıda bulunur.

47. İleri Teknoloji Atılımı 
Ekonomide dışa bağımlılığa son verilmesi, esas olarak özgücümüze dayanan bir ekonominin inşası, milletlerarası rekâbet yeteneğimizin geliştirilmesi, yüksek katma değer sağlanması, gelişme hızının artırılması, topyekûn kalkınma ve millî savunma sanayisinin geliştirilmesi amacıyla İleri Teknoloji Atılımı gerçekleştirilecektir. ‘En büyük üretici güç insandır’ gerçeğinden hareketle, insan kaynaklarımızın planlı olarak geliştirilmesine ve verimli kullanılmasına, bilimsel-teknolojik araştırma ve geliştirmeye öncelik verilecektir. 

48. Bilim insanına özgürlük ve araştırmacılığa değer 
Halkçı ve özgürlükçü politikalarla yeteneklerin ortaya çıkması sağlanacak; gençler bilimsel çalışma ve araştırmaya yönlendirilecektir. Bilimsel çalışma özgürleştirilerek, bilim insanları ve aydınlar özendirilecektir. Bilimsel araştırma ve çalışmaya olumlu tutum, toplumun yetişkinliğinde ölçüt haline getirilerek, yurtdışına beyin göçü durdurulacak ve giderek tersine çevrilecektir.



IV. SAĞLIKLI VE GÜVENLİ YAŞAM

49. Parasız sağlık 
SSK’lar çökmekten kurtarılacak, sigortalının sağlık hizmetini karşılayacak yeterli insan kaynağı ve imkanlara kavuşturulacak, SSK’ların özel sektörden alacakları ivedilikle tahsil edilecektir. Sağlık hizmetleri iki yıl içinde parasız hale getirilecektir. Türkiye bu olanaklara sahiptir.

50. Kadının Kurtuluşu 
Millî Hükümet, erkekle kadın arasındaki eşitsizlikleri, kadın üzerindeki baskıları, dayağı ve cinsel tacizi bütün temelleriyle ortadan kaldırmak için, toplumun her kesiminde ve her alanda seferberlik yürütecektir. Kentlerde ve köylük alanlarda çalışan kadının hakları gerçekleştirilecek, eşit işe eşit ücret uygulanacaktır. Kadınların kültürel ve siyasal hayatta, yaratıcı ve önder roller üstlenmesinin önündeki engeller temizlenecektir. Bu amaçla yeterli kreş, yuva açılacaktır. Kadınları bedenlerini satmaya zorlayan ve aileleri büyük acıların içine iten ekonomik ve toplumsal temel ortadan kaldırılacaktır.


V. EĞİTİM KÜLTÜR VE AYDINLANMA SEFERBERLİĞİ

51. Parasız eğitim 
Ana okulundan üniversite sonuna kadar parasız eğitim ve spor hizmeti sağlanacaktır. Millî Hükümet, öğrencilerin ders araç-gereçlerini ve kültürel ihtiyaçlarını parasız olarak sağlar. Ailesinden uzakta öğrenim gören, kimsesiz veya yardıma muhtaç öğrencilerin barınma ve beslenme ihtiyaçlarını devlet karşılar. 

52. Cumhuriyet eğitimin birliği 
Millî Hükümet, Cumhuriyet Devrimi’nin felsefesini uygulayan, toplumcu, demokratik, laik, bilimsel ve emekçi ekonomisinin ihtiyaçlarına cevap veren, tek bir eğitim sistemi uygular. Emperyalist - kapitalist piyasaya bireyci, çıkarcı ve rekâbetçi eleman yetiştiren bugünkü eğitim sistemi temelden değiştirilecek; halka hizmet ruhuyla dolu, devrimci, özgür düşünceli, yaratıcı, başı dik, haksızlığa direnen, cesur, barışçı, dayanışmacı, emeğe saygılı, kamu mülkiyetine özen gösteren, paylaşmacı, insanlığa kardeşlikle bağlı, yetenekli, bilgili, sorumlu kuşaklar yetiştirilecektir. 

53. Özel eğitim kamulaştırılacak 
Cumhuriyet Devrimi Kanunları’na göre yasadışı olan tekkeler, zaviyeler, tarikat ve vakıf okulları ile mülkleri, bütün özel okullar, özel üniversiteler ve özel eğitim kurumları kamulaştırılarak, Eğitimin Birliği (Tevhidi Tedrisat) sağlanacaktır.

54. Devrim Kanunları uygulanacak 
Millî Hükümet; Sultanlığın ve Halifeliğin kaldırılması; tekke ve zaviyelerin kapatılması; ağalığın, efendiliğin, paşalığın kaldırılması; Latin harflerinin kabulü; laiklik ve dilde demokratlaşma gibi, Cumhuriyet Devrimi’nin bağımsızlık, demokrasi ve aydınlanma yönündeki bütün kazanımlarını halk yararına geliştirir; çağdaş toplumu kurmanın tarihsel birikimi olarak değerlendirir.

55. Devrimci Eğitim ve Aydınlanma Seferberliği 
Batı destekli gericiliğin iç çatışma olanaklarını ortadan kaldırmak, millî birliği sağlamlaştırmak, çağdaş bir ekonominin insan gücünü yaratmak ve yurttaşlarımızın yeteneklerini geliştirmek amacıyla bütün toplumu kucaklayan bir Devrimci Eğitim ve Aydınlanma Seferberliği yürütülecektir.