1. Dış ve iç borç yükü ekonominin kaldıramayacağı bir büyüklüğe ulaşmıştır. İç ve dış borç faiz ödemeleri belli bir süre dondurulacaktır. Bu tedbir, ekonominin ihtiyaç duyduğu kaynak sorununu köklü olarak çözmeye yeterlidir.
2. Emperyalist merkezlerin istedikleri gibi spekülatif para operasyonları yapabilmelerine olanak tanıyan mevcut kambiyo politikası değiştirilecek, para hareketlerini kontrol altına alacak sabit kambiyo rejimi benimsenecektir. Kanun hükmündeki kararnamelerle işlemez hale getirilen “Türk Parasını Koruma Kanunu”na yeniden işlerlik kazandırılacaktır. Türk lirasının piyasada rakipsiz egemenliği sağlanacaktır.
3. “Merkez Bankası’nı özerkleştirme” gibi ulusal ekonomiyi tamamen bertaraf eden önerilere kesinlikle karşı çıkılacaktır. Böyle bir girişim, bugünkü ekonomik politikalarla Merkez Bankası’nı IMF’nin ve Dünya Bankası’nın basit bir aracısı durumuna düşürür ve bağımsız ekonomiyi yok eder. Tam tersine Merkez Bankası’nın emperyalist mali kuruluşlar karşısında bağımsızlığını güçlendirici önlemler alınacaktır.
4. Bankacılık sistemi ulusal ekonomiyi geliştirme perspektifi ile ele alınacak, kısa ve uzun vadeli bir plan çerçevesinde, bankacılık sistemi yeniden yapılandırılacak, ulusal sanayiyi, tarımı ve hayvancılığı güçlendirecek bir faiz ve maliye politikası paralelinde kamu bankacılığı geliştirilecektir.
5. Ulusal ekonomiyi koruma esası benimsenecektir. Bu amaçla, ithalat sınırlandırılacak, lüks tüketime izin verilmeyecek, ithalat, emekçi halkın ihtiyaçlarına, ulusal ekonominin gelişmesine ve üretimin büyümesine bağımlı kılınacaktır.
6. Yeni ve adil bir vergi yasası ile servet esasına dayalı bir düzenleme yapılacak, son on yıldır büyük kazançlar elde eden sermaye kesimlerinin ulusal ekonominin gelişmesine katkıları sağlanacaktır.
7. Özelleştirme hemen durdurulacak, geçmiş dönemde mafyaya ve büyük sermayeye peşkeş çekilen kurumlar yeniden kamulaştırılacak, mevcut KİT’lerin ıslahı ve verimli kılınması için gerekli tedbirler acilen alınacaktır.
8. IMF ve Dünya Bankası’nın ülkemize dayattığı politikalar reddedilecek, kararların alınmasında söz sahibi olmadığımız Gümrük Birliği’nden derhal çıkılacaktır.
9. “Nereden Buldun Kanunu” çıkarılacak veya yasalarında buna olanak veren hükümler hayata geçirilecek ve “kara para”ya el konulacaktır. Uyuşturucu, nükleer madde, silah ticareti gibi yasa dışı yollarla elde edilen gelirlerin kamulaştırılması, sağlıklı bir ekonomi için gerekli kaynağın yaratılmasına katkıda bulunacaktır.
10. Krizin yükünü çalışan kesime yüklemek, iç pazarın daha da daralması ve krizin derinleşmesinden başka sonuç vermez. Tam tersine, emekçilerin gelirlerini artırıcı önlemler, iç talebi büyütecek ve krizin aşılmasını kolaylaştıracaktır. Toplu iş sözleşmeleri, sendikaların talebi doğrultusunda yüksek olarak bağıtlanacak, memur maaş artışları enflasyon üstünde gerçekleştirecektir. Devlet, diğer emekçi kesimlerin de gelirlerini artırıcı önlemler alacak, özel sektörü de bu yönde teşvik edecektir. İşçi çıkarmak yerine, istihdam yaratıcı önlemler alınacaktır
. 11. Tarım ve hayvancılık canlandırılacaktır.
12. Faizler düşürülecek ve sermayenin yatırım alanlarına yönelmesi sağlanacaktır. Devlet, küçük ve orta ölçekli işletmeleri destekleyecektir.
13. Devletin kaynaklarının yolsuzluk ve rüşvet yoluyla talan edilmesi önlenecek, böylece kamu kaynakları korunacak, hem de kamu mekanizmalarının etkin ve verimli çalışması sağlanacaktır.
14. Kent arazilerinin büyük rantların kaynağı olmasına son verilecek, bu kaynaklar kamu kaynaklarına dönüştürülecektir.
15. Sağlık sistemi ve sosyal güvenlik kurumları kurtarılacaktır. Ulusal ekonomin inşası için bu alanlara ihtiyaç duyulan kaynaklar aktarılacaktır.
16. Ulusal ekonomin ihtiyaç duyduğu insan potansiyelini yetiştirmek amacıyla büyük bir devrimci eğitim seferberliği başlatılacaktır.
17. Bölge merkezli dış politika benimsenecektir; Ortadoğu, Türk cumhuriyetleri Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti başta olmak üzere Asya ülkeleri ile ilişkiler geliştirilecektir. Türkiye, dış ilişkilerinde emperyalist dünya merkezlerinde bağımsız bir yapılanma gerçekleştirecektir.
ÖNERİ:
Tahkim nedir?
Tahkim, “Bir hak üzerinde ihtilafa düşmüş olan iki tarafın, anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümünü özel kişilere bırakmaları ve uyuşmazlığın özel kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasıdır.
İmtiyaz sözleşmesi nedir?
Kamu hizmetinin özel kesim tarafından yerine getirilebilmesi için idare ile ilgili şirket arasında imzalanan ve idarenin özel şirket karşısında daima üstün olduğu idari sözleşmelerdir. Sözleşme koşullarına uyulmaması ya da hizmetin yeterince verilmemesi halinde, hizmetten yararlanan herkes, sözleşmenin iptali için dava açabilir. Tüm Yap-İşlet-Devret sözleşmeleri imtiyaz niteliğinde idari sözleşmeler sayıldığından Danıştay’ın ön denetiminden geçmek zorunda. Şirket ile idare arasındaki uyuşmazlık durumunda, yetkili kurum, Danıştay.