Tülin Oygür: Türk halkı gereğini yapacaktır

Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı yeni öğretim programları arasındaki, 9, 10, 11 ve 12. sınıflarda, yani lise boyunca okutulacak tarih dersi programına bakmadan önce, bu yenilemeye gidilme gerekçesini açıklayan yazının ilk iki cümlesi, bu çalışmanın ardındaki niyeti ortaya koymaktadır.


Yazıda, “19. yüzyılda ulus-devletin ortaya çıkmasını takiben genel eğitim kurumlarına verilen en önemli görevlerden birisinin vatandaşlık bilinci gelişmiş bireyler yetiştirmek” olduğu, “bu nedenle tarih derslerine özel önem verildiği, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren liberal demokrasiye geçişle birlikte, yeni tarih öğretimi anlayışında bilgiden ziyade zihni becerilerin ön plana çıktığı” savunulmaktadır. Bu ifadenin arkasında, küresel emperyalizmin buyruklarına göre ulus-devletler ortadan kalkacağına göre, artık vatandaşlık bilincinin geliştirilmesine yönelik gayretlere ihtiyaç kalmadığı; tarihte gerçekte neler olduğunun bilinmesine de gerek olmadığı ve “kanıt değerlendirme, eleştirel düşünme, problem çözme” gibi becerilerin kazandırılması adı altında tarihsel gerçeklerle niyete göre oynanabileceği anlamları yatmaktadır.


EĞİTİMDEKİ DÜŞÜŞTEN AKP SORUMLU


Açıklama yazısında geçen “İki binli yılların başlarında ülkemizdeki öğretim programları dünyada eğitim alanında meydana gelen gelişmelere paralel olarak yeniden yapılandırılmıştır.” ifadesi, AKP zihniyetinin iktidara gelmesiyle birlikte, uluslararası değerlendirmelerde Türkiye olarak eğitimde gösterdiğimiz zavallı düşüşün nedenini açıklamaktadır. Şimdi bu zihniyet tarih öğretimini yeniden yapılandırmaya gitmektedir.


Burada konunun 4 yıl okutulacak bir tarih dersi silsilesine ait olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Liseye başlayan 9. sınıf öğrencisi, mezun olana kadar, 9. ve 10. sınıflarda zorunlu, 11. ve 12. sınıflarda seçmeli olarak bu dersi okuyacak ve insanlık tarihini ve kendi tarihimiz adına ‘ne varsa’ bu derste öğrenecektir! “İnsan olarak ve yurttaş olarak, benim tarihim demek ki bu” diyecektir.


300 YIL İÇİNDE TEK SATIR YOK


Programa göre Tarih dersinin 10. sınıftaki adı Türkiye Tarihi’dir. Bu dersin 4. ünitesi ise “Devrimler Çağı ve Yenileşme: Küreselleşen Dünyada Türkiye”dir. 1774 - 1974 arası 300 yılı ele almıştır ama içinde tek satır Kurtuluş Savaşımız, Atatürk, Cumhuriyet’in kurulması ve devrimler tarihinin en büyüklerinden olan Cumhuriyet Devrimimiz yoktur. Tarihteki ilk anti-emperyalist mücadeleyle gelen, emperyalizme karşı diğer mazlum ülkelerin mücadelesine de önderlik eden, bu yönleriyle tarihte özgün bir yeri olan Devrimimiz, “Devrimler Çağı” ünitesinin içinde yer bulmamıştır.


Aynı akıl almaz tutum 12. sınıfta seçmeli olan “Çağdaş Dünya ve Türkiye Tarihi” dersinde de sürdürülmüştür. 1918 - 2000 dönemini alan bu derste yine Kurtuluş Savaşımız, Atatürk ve Devrimimiz yoktur. Geri kalan her şey, küresel dünyaya eklemlenmiş olmamızı onaylayan ifadelerle, anlatılmıştır.


DEVRİMLERİ FRAGMANA SIĞDIRAMAZSINIZ


Bu duruma gerekçe olarak 11. sınıfta zorunlu Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersinin okutulması gösterilmiştir. Bu neye benziyor? Uzun bir film oynatıyorsun... Araya da Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi diye bir parça (fragman) koyuyorsun... Buradaki amaç bellidir. Cumhuriyet Devrimimiz, bütünün içinden çıkarılmış, öncesinden ve sonrasından kopartılarak, tarihimiz içindeki ger- çekliği karartılmaya çalışılmıştır. Akıllarınca, Atatürk’ü ve Devrimimizi tarihimiz içinde bir “yan unsur” gibi algılatacaklar, yarın öbür gün de kaldırıp atacaklar. Zaten hazırladıkları tarih dersi programının bütününe bakınca “Bizim tarihimiz aslında din temelli Osmanlıdır” anlayışı, hemen anlaşılıyor.


Parçalar tamamlanıyor; bir taraftan bölücü anayasa girişimi, bir taraftan gençlerimizde milli devlet tarihimizi bir aksesuarmış gibi algılatma girişimi... Aslında her ikisi de yeni değil. Birincisi halk tarafından püskürtülen bölücü anayasada ikinci kalkışmaya girdiler. Eğitimde ise halkın dini duygularını kullanarak, Kuran kurslarıyla, İmam Hatip okullarıyla, yıllardır gericileştirme planını uyguluyorlar.


HALKIMIZ CUMHURİYET’E BAĞLIDIR


Bu iktidarı samimi hislerle desteklemiş yurttaşlarımız dahil halkımızın büyük çoğunluğu Atatürk’e, Cumhuriyet’e, vatan ve milletine sadakatle bağlıdır. Şimdi, hepimiz kendi evlatlarımızı gözümüzün önüne getirip düşünmek zorundayız: Onların bilincinden Atatürk’ün, vatan sevgisinin silinmesine razı gelir miyiz? Kendi evladımızın, Türkiye’nin parçalanmasına fikren hazırlanmasını kabul edebilir miyiz? Bu topraklarda tek millet olarak barış içinde, özgür ve bağımsız yaşama arzumuzu gerçek kılacak olan bugünün gençleri, böyle bir eğitimle nasıl kazanacaklar o gücü, o bilinci?


Kimsenin kuşkusu olmasın; Vatan Partisi’nin merkezinde olduğu büyük bir mücadele var. Yakın zamanda Türk halkı da “parçaları tamamlayacak”, büyük oyunu görecek ve gereğini yapacaktır.

 

Tülin Oygür / 4 Nisan 2016, Aydınlık