Tolga Akkuzuluoğlu: Atatürk Çanakkale’ye böyle damga vurdu

"Mustafa Kemal’siz Çanakkale Zaferi anlatılamaz"

Düşmanın 6 Ağustos günü yeniden Seddülbahir, Arıburnu bölgesinden taarruza başlaması ve Suvla Koyu’na çıkarma yapması Albay Mustafa Kemal’i haklı çıkartmıştı

 

Sofya Askeri Ataşesiyken Cephe Komutanlığı istedi, kabul edilmedi. Mücadele etti 19’uncu Tümen Komutanlığına atandı. 3’üncü Kolordu Komutanı Esat Paşa’nın emriyle, 57’nci Alayla birlikte 25 Şubat günü Maydos’a geldi. Kolordu ihtiyat komutanı ve Maydos (Eceabat) Bölge Komutanı olarak görevlendirildi. Emrinde beş alay vardı. Bölgedeki en büyük iki komutanın doğrudan (Cevat Paşa ve Esat Paşa) emrindeydi. 18 Mart günü de Türk topçusuyla boğazları düşmana mezar eden Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa’yla birlikteydi. Rütbesi Yarbay, adı Mustafa Kemal’di. 18 Mart günü düşman, topçu susturulmadan boğazlardan geçmenin olanaksız olduğunu yaşayarak anladı. Plânımız hazırdı. Mustafa Kemal’in yaptığı plâna göre, düşman karaya çıkmadan imha edilecekti. Plân gereği kıyı birlikleri güçlü tutulmuştu.

 

Bölgedeki kuvvetlerin tamamı birleştirilerek 5’inci Ordu adını aldı, 24 Mart günü Ordu Komutanı olarak Liman von Sanders atandı. İlk işi savunma plânlarını değiştirmek oldu. “Kıyılar zayıf müfrezelerle tutulacak, düşman karaya çıktıktan sonra gerideki birliklerle imha edilecek.” Yapılan itirazları dikkate almadı. Orduyu buna göre yeniden düzenledi. Yarbay Mustafa Kemal, Maydos Bölge Komutanlığı’ndan alındı, 19’uncu Tümen Bigalı’da ordu ihtiyatı olacaktı. Çıkarmayı Saros Körfezi’nden bekliyordu, Yarbay Mustafa Kemal Seddülbahir ve Kabatepe bölgesinden. Kimse dikkate almadı. 33 yaşındaydı.

 

 

İLK MÜDAHALESİ

 

25 Nisan sabahı düşman gemilerinden açılan top ateşi Bigalı’dan duyuldu. Bir süvari bölüğünü Kabatepe’ye gönderdi. Esat Paşa’yı aradı, bilgisi yoktu. Maydos Bölge Komutanının raporuyla düşmanın tahmin ettiği yerden, Arıburnu bölgesinden çıkarma yaptığını öğrendi. Bölgedeki birliğin yeterli olmayacağı belliydi. Emir beklemeden ordu ihtiyatını muharebeye sokacaktı. Başarısız olması halinde ödeyeceği bedeli düşünmedi bile, zaten yenilgiden daha büyük bir bedel olabilir miydi?

 

Esat Paşa’ya telefonla iletilmek üzere not yazdırdı, birliklerini Kocaçimen Tepe Conkbayırı istikametinde sevk etti. Yanındaki birkaç kişiyle birliğinden önce Conkbayırı’ndaydı. Kaçan askerleri gördü, mermileri bitmişti. “Düşmandan kaçılmaz! Süngünüz de mi yok? Süngü tak! Yat!” emrini verdi. İlerleyen düşman birlikleri de yattılar. (Bu olayı “kazandığımız andır”, diye anlatır.) Kısa zaman sonra bölgeye ulaşan 57’nci Alayın ilk bölüğünü doğrudan muharebeye soktu. En önemli araziyi, Conkbayırı’nı tutmuştu.

 

Aynı gün birlik komutanlarına emir verdi, “Taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!” Düşman çıkarma birlikleri taarruzla kıyı bölgesine sürüldü, akşam tekrar birlik çıkardılar. İnatçı ve kararlı savunmayla düşman kıyıda sabitlendi. Bu muharebelerde Alay Komutanı dâhil kahraman 57’nci Alay şehit oldu.

 

 

GRUP KOMUTANI OLDU

 

Arıburnu bölgesindeki kuvvetler “Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığı” olarak düzenlendi. 1 Mayıs günü “Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığına” atandı. Yerine Esat Paşa görevlendirilene kadar, 23 gün altı tümen, altı alay ve çeşitli süvari birliklerini komuta etti. Muharebeleri yönettiği tepeye adı verildi, Kemal Yeri. Yarbaydı.

 

Enver Paşa’ya mektup yazdı. “Kardeşim” diye hitap ediyor, ordunun başına geçmesini istiyordu. Vatan savunmasında Almanlardan bizim duyarlılığımızın beklenmemesi gerektiğini, fikirlerini her şartta üstün görmemesini salık veriyordu. 

 

1 Haziran günü Muharebelerde göstermiş olduğu başarılardan ötürü terfi ettirildi, artık Albay Mustafa Kemal’di. Kabatepe, Arıburnu ve Suvla Koyu bölgelerine yapılabilecek çıkarmayı çok olası görüyordu. Düşmanın Conkbayırı’nı alarak boğaz tabyalarını imha etmeyi deneyebileceğini hem Esat Paşa’ya, Limon von Sanders’e hem de Enver Paşa’ya defalarca bildirdi. O’na göre bu üç bölgeye üç ayrı kuvvet ayrılmalı ve bu kuvvet bir grup komutanlığında birleştirilmeliydi. Dikkate alınmadı.

 

Düşmanın 6 Ağustos günü yeniden Seddülbahir, Arıburnu bölgesinden taarruza başlaması ve Suvla Koyu’na çıkarma yapması bir kez daha Albay Mustafa Kemal’i haklı çıkartmıştı. Suvla Koyu’na çıkan düşman kuvvetleri 7 Ağustos gününe dek ilerlemesini sürdürmüş, aynı gün 19’uncu Tümen bölgesinde Cesaret Tepe önünde durdurulan düşman savunmaya geçmek zorunda bırakılmıştı. Liman von Sanders, Saros Grup Komutanı Albay Feyzi’ye iki tümeni ile bölgeye giderek 8 Ağustos günü taarruzla düşmanı denize dökmesini emretmiş, taarruz emrini yerine getiremeyen Albay Feyzi görevden alınmıştı. Düşman kuvvetleri Conkbayırı sırtlarına kadar geldi.

 

Gelişmeler üzerine 5’inci Ordu Komutanı adına Ordu Kurmay Başkanı Albay Kâzım, Albay Mustafa Kemal’i telefonla aradı, durumu anlatarak çözüm önerisi istedi. “Tek çözüm kalmıştır, bütün birlikleri emrime verin” yanıtını alan Albay Kâzım’ın hayretle “Çok gelmez mi? Sorusuna yanıtı nettir: “Az bile gelir!”

 

 

ZAFERİN KOMUTANI

 

Liman von Sanders 8 Ağustos gecesi Albay Mustafa Kemal’i Anafartalar Grup Komutanı olarak atadı. Üç kolorduya yakın bir kuvvet, İstanbul’un geleceği ve devletin kaderi bir albayın ellerindeydi.

 

9 Ağustos günü (Albay Feyzi’nin görevden alınmasına neden olan) iki tümeni bizzat sevk ve idare ederek, taarruzla Birinci Anafartalar Zaferi’ni kazandı.

 

Bu bölgeden 8’inci Tümen bölgesine geçti. 10 Ağustos günü Conkbayırı’nı 8’inci Tümenin başına geçerek yaptırdığı süngü hücumuyla geri aldı. Şarapnel parçası saatini kırdı, cesareti sağlamdı.

 

21 Ağustos günü İkinci Anafartalar Zaferini kazandı. 1916 Ocak ayı başında düşman bölgeyi tamamen boşalttı.

 

Mustafa Kemal’siz Çanakkale Zaferi anlatılamaz.

 

“Şu anda mağlûbiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm. Daha düne kadar Çanakkale bizimdir’ diyordum çünkü bu savaşı kazanmak için askeri, parayı, cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Yalnız bir şeyi hesaba katmamışız... Mustafa Kemal’i... Bağrımda İngiliz gururu olmasa, Türkleri alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.’’ Winston Churchill