Bu hafta ilk sözü Atatürk’e bırakıyorum. Son dönemde yaşadıklarımıza, bugüne ilişkin uyarlamasını da size...
Yunanlılar 22 Haziran 1920’de genel bir saldırıya geçerler ve milli cephedeki geri çekilme Meclis’te şiddetli eleştirilere yol açar. Atatürk’ün üç hafta sonraki gizli celsede konuşmasından alıntılar:
“Felaket başa gelmeden evvel, onu önleme ve ona karşı müdafaa çareleri düşünülmek lazımdır. Geldikten sonra elemlenmenin faydası yoktur. Yunan taarruzu vaki olmadan evvel, vukuu kuvvetli ihtimal dahilinde idi. (...) Büyük Millet Meclisi hükümetinin mesuliyet mevkiine geldiğinden beri almaya başladığı tedbirlerin, bir sene evvelinden beri İstanbul hükümetleri tarafından bütün milletle beraber ve ciddiyetle alınmaya başlanması lazımdı. Bazı kuvvetlerin cepheden alınıp dahili isyanların bastırılmasına memur edilmesi, Yunan kuvvetleri karşısında bulundurulmasındaki faydadan daha mühim ve zaruri idi ve halen de öyledir. (...)
Fakat, memleketin sükûneti, milletin kurtuluş emeli noktasında birlik ve dayanışması temin olunmadıkça, harici bir düşmanın istila adımlarını durdurmaya çalışmak ne mümkündür ve ne de bundan esaslı bir fayda ve netice beklenir. Ancak, memleket ve milletçe dediğim vaziyet muhafaza edilirse, düşmanın herhangi bir zamandaki muvaffakiyeti ve bunun neticesi olarak fazla arazi işgali geçici olmak mahiyetinden kurtulamaz.
Birlikte ve emelde azim ve ısrar eden millet, mağrur ve mütecaviz her düşmanı, önünde sonunda gurur ve tecavüzünde pişman kılabilir. Onun için, dahili isyanları bastırmak, Yunan taarruzunu durdurmaktan elbette daha mühimdir. (...)
(Nutuk, Kaynak Yayınları, s.356-357)
***
CHP’nin işi zor
Yenikapı mitinginde Org. Hulusi Akar’ın kürsüye çıkmasına CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel şöyle tepki verdi:
“Dünün fotoğrafı şu; 15 Temmuz günü darbeciler başarılı olsaydı da üniformalı bir generalin kalabalıklara konuştuğunu görecektik, dün de yine omzu samanyolu gibi yıldızlarla dolu bir generalin başında asker şapkasıyla kalabalığa konuştuğuna tanık olduk. Bu 21. Yüzyıl demokrasisine yakışmıyor, bu bir demokrasi fotoğrafı değil. Eğer Hulusi Akar’ın orada konuşması gerekiyorsa, sivil kıyafetle bu konuşmayı yapmalıydı, bu bile kamuoyuna çok önemli bir mesaj olurdu. Bütün Türkiye’nin o gece konusunda kuvvet komutanlarıyla, Genelkurmay Başkanı’yla ilgili soru işaretlerinin yanıtını beklediği, komutanların kendilerinin bile yanıtını veremediği sorular varken bir kahraman edasıyla, ‘apoletli, şapkalı general konuşması’ görüntüsü dilin ifade edemediği, sözün taşıyamadığı daha kalın mesajlar verme izlenimi yaratıyor. 2016’da böyle bir fotoğrafa Türkiye’nin ihtiyaç duyması yanlıştır.
Hem PKK’nın Meclis’teki uzantısı HDP’nin her fırsatta “avukatlığı”, hem FETÖ’cülerin ve bölücü teröristlerin “insan hakları savunuculuğu” adı altında ateş edeceksin, “hizadan çıkan”, darbeyi bastıran TSK’ya “senin esas niteliğin darbeciliktir”, diyeceksin, hedefe koyacaksın; TSK’ya yani silahlı güçlere komuta eden, darbeyi bastıran Genelkurmay Başkanından“omzu kalabalık” diye söz edeceksin... hem de “darbeye karşıyım” diyeceksin...
Zor zenaat!!
***
Olimpiyat’tan haberiniz var mı...
Bu yıl Olimpiyat ne zaman başladı, ne oldu, kim kazandı, kırılan rekorlar nedir... hiç ilgi alanımıza girmedi sanki. Daha önceleri yaşam saatleri bile ona göre ayarlanırdı...
Ekranlara yapışır kalırdık..
Açılış kapanış törenleri tartışmaları bile önemliydi.
Türkiye’nin aklı haklı olarak başka yerde...
TSK’nın yeniden yapılandırma kararnamesiyle uğraşmaktan, Rusya ilişkilerindeki ani gelişmeler ertesi gün İran... vakit mi kaldı...
Ama biz yine de size Olimpiyatlarla ilgili birkaç leblebi çekirdek mahiyetinde bilgi verelim, ister misiniz?
OLİMPİYAT VE BAKİRELER
■ Olimpiyat oyunları, Grek yaşamında sadece spor faaliyetleri olarak değil toplumun birleşmesi, sanat ve takvim gibi özel durumların da belirleyicisiydi. Greklerde takvimin akışı dört yılda bir düzenlenen Olimpiyat oyunlarına göre belirlenirdi. Olimpiyat oyunlarının en başarılı oyuncusunun adı iki Olimpiyat oyunu arasındaki dört yıllık süreye verilirdi.
Antik Grek heykeltraşları ve vazo ressamları Olimpiyat oyunlarında başarı kazanan sporculara göre ideal insan heykelleri yaparlardı.
■ Koşu ya da atletizm, Olimpiyat oyunlarının bilinen ilk yarışlarıydı. Koşuların yapıldığı alana stadium deniyordu. Stadium ayakta duran anlamına geliyordu. Bazı bilim adamlarına göre izleyiciler yarışı seyredebilmek için ayakta durduklarından bu isim verilmiş olmalı.
■ Antik Olimpiyatlara kadınlar katılamazdı. Yalnızca bakirelerin girmesine izin verilen oyunlara, evli kadınların girmesi kesinlikle yasaktı. Buna rağmen bu yasaklar bazı özel durumlarda delinebiliyordu. “Hera oyunları” farklı yaş grubundaki kızların koşu yarışlarını içeriyordu.
OLİMPİYAT VE SİYAH KADINLAR
Bir de bugünün Olimpiyat’ından, Rio’dan ilginç bir iki bilgi:
■ Güney Amerika’da ilk kez Olimpiyat düzenleniyor. Olimpiyatlara hiç evsahipliği yapmayan kıta Afrika.
■ İlk kez Olimpiyat’a “Mülteci takımı” katıldı. Bu bayrak altında Suriye, Etiyopya, Güney Sudan ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden 10 atlet yarıştı.
■ Kosova ilk kez Olimyat’a katıldı. Kadın yarışmacı Judoka Majlinda Kelmendi ile ilk kez altın madalya aldı.
■ Ibtihaj Muhammad, yarışmalara katılan ilk tesettürlü ABD’li kadın atlet oldu. Simone Manuel de Amerikalı ilk siyah kadın yüzücü. Altın madalya aldı.
■ Dereceye girenlere geleneksel olarak verilen kocaman çiçek demeti yerine, ilk kez çevreye özen kapsamında Rio Olimpiyatı’nın logosunun metalden üç boyutlu küçük amblemi armağan edildi.
***
Kısalar, hisseler
■ 15 Temmuz’dan bu yana 230 bin kişi twitter hesabını kapatmış. Bunların yüzde 42’si FETÖ’cüymüş. Geri kalanlar da darbeyi övenler ve korkanlarmış. Bir kaynak belirtilmiyor. Ama üç aşağı beş yukarı doğru gibi gözüküyor.
■ Kayseri’de AKP’li eski milletvekili, il başkanı... dahil 120 işadamı ve siyasetçi gözaltına alındı. Olay “siyasileşmeye” başladı. İlerleyiniz! Bir dostumuz darbenin daha ilk günü burayı işaret etmişti.
■ Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Mersin İl Başkanı Kaptan Kartal gözaltına alındı.
■ Burdur’un Bucak ve Antalya’nın Aksu ilçesinde esrar ve hint keneviri bulunmuş. Jandarma yerini uydudan saptamış.
■ Trump, Clinton’u ve Obama’yı IŞİD’in kurucusu olarak niteledi.
■ “Fikret Otyam 23 yıl önce FETÖ’yü gördü” diye yazmış İsmet Özçelik. Gazipaşa’da okul açmasını eleştirince. Neden? Çünkü Aydınlık okuyordu.
Nazar etmeyin. Siz de okuyun, siz de görün!!
DURUN YAPMAYIN
■ Murat Yetkin, 11.08.2016 tarihli “Durun, biz dostuz!” yazısı:
“Türkiye’de Batı aleyhtarlığı had safhada...Özellikle Amerikan aleyhtarlığı had safhada...”
“Oysa Türkiye’nin ekonomik yapısı artık AB sisteminin bir parçası, Türkiye’nin güvenlik yapısı NATO’nun bir parçası, ABD ile kağıt üzerinde olanın ötesinde bağlar var.”
“Türkiye’de de hükümetiyle muhalefetiyle siyasilerin Batı aleyhtarlığı üzerine körükle gitmenin ne ülkeye, ne halka bir fayda sağlamayacağını görmesi gerekiyor.”
“ABD’nin Gülen nedeniyle Türkiye’yi feda etmemesi gerektiği ne kadar doğruysa, Türkiye’nin de papaza kızıp oruç bozmaması, Gülen nedeniyle ABD ile ipleri bu kadar germemesi o kadar doğru.”
■ ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Trudeau, “Türkiye veya FETÖ arasında seçim yapmamıza gerek yok. İade hakkındaki yasal süreç çok net. Türkiye’ye desteğimiz ve ortaklığımız sorgulanmamalı” dedi. İade sürecinin ne kadar süreceği yönündeki soruya, “Aylar da sürebilir, yıllar da. Belli bir zaman dilimi belirtemem” yanıtını verdi.
Şule Perinçek / 14 Ağustos 2016, Aydınlık