Şule Perinçek: Millî Anayasa Milli Anayasa olmasın...

Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da, Türkiye Anayasa Platformunun düzenlediği “Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte” programında konuştu. “Bu mesele millidir, bu mesele yerlidir. Milli olan her meselede, yerli olan her meselede cumhurbaşkanı olarak ben de varım” dedi.

 

 

“Milli” olmayı kimseye yasaklayacak değiliz, elbette...

 

 

Arkasından geleni, geleceği bilmesek...

 

 

Ya da “milli” nedir bilmesek...

 

 

Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

 

 

-Bunu açıkça söylüyorum. Bugüne kadarki anayasaların hepsi ithaldir. Yerli değildir. İthal ürünlerle yönetildik. İthal mantıklar bize hakim oldu. Şimdi yerliye ve milliye dönmeliyiz.

 

 

Bir de araya “ithal” nedir tartışması girdi.

 

 

Daha önceki Anayasaların nasıl hazırlandığını bilmesek, ithal nedir bilmesek...

 

 

Heeeepsi bir yana biri bize bir tek şunu anlatsa yeter:

 

 

“Türk milleti” kavramını Anayasa’dan çıkarınca geriye “milli” ne kalıyor?

 

 

...

 

 

Ne zamandır “millî”den şapkayı kaldırdılar da, acaba “mil” ile ilişkili filan mı anlaşılıyor...

 

 

Aman şakası bile hoş değil...

 

 

KAR HAPŞIRINCA TATİL YOK

 

 

Sadece havayolu ile ulaşılabilen Norilsk, Sibirya’da. Kuzey kutbuna çok yakın. Ortalama eksi 10. Ellibeş- leri de görüyor. Bir keresinde televizyonda seyretmiştim. Bardaktan suyu boşaltıyorlardı. Daha havada donuyor

 

 

Sürekli kar var. Hem öyle 15 santim filan da değil. Metrelerce. Okullar da tatil olmuyor.

 

 

Nasıl olsa bizimki bitti ya öğrencilerden korkmadan rahat rahat yazıyorum.

 

 

Yaşam sürüyor.

 

 

Rusya’nın en büyük sanayi kentlerinden biri. Dünyada üretilen nikelin yüzde 20’si, paladyumun yüzde 50’si, kobaltın yüzde 10’undan fazlası ve bakırın yüzde 3’ü buradan. Dünyanın en büyük ağır metal eritme tesisine sahip. Madende çalışma şartlarının oldukça zor olması nedeniyle emeklilik yaşı 45. Ayrıca çalışanlara 90 gün resmi izin hakkı tanınmış.

 

 

BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ

 

 

Amerika’da 1.7 million çalışanın, ki bunun üçte ikisi kadın, 2014’te asgari ücretin altında ücret aldığı tahmin ediliyor.

 

 

CUMHURİYET GÖNÜLLÜLERİ

 

 

CUMOK’u bilirsiniz. Türkiye’de ne zaman bir haksız, anti-demokratik uygulama olsa seslerini yükseltirlerdi. Silivri direnişinin de hep en ön safında yer aldılar.

 

 

İlk günlerden bu yana. Başkanları Namık Kemal Boya ile birlikte belki ailelerden çok duruşmaları izlediler. Bizleri hiç yalnız bırakmadılar.

 

 

Dernek değişmiş.

 

 

“Cumhuriyet okurları” değilmiş. Çünkü artık Cumhuriyet gazetesini okumuyorlarmış.

  

 

Aslında değişen kendileri değil.

 

 

Cumhuriyet gazetesi.

 

 

Doğruya doğru.

 

 

Cumhuriyet Gönüllüleri olarak adlarını değiştirmişler.

 

 

Acı.

 

 

EĞER PARA İSTEMEZSEK

 

 

Geçen hafta Nazilli, Aydın yollarındaydım. Ateşim çıktı. Ancak söz vermiştik, gittim. Yazıyı da yolda yazdım. Havaalanından beni almaya gelen Turgay Bey diyordu ki,

 

 

-Yine kampanya varmış. 2011’den bu yana partiliyim hep ihtiyaç var, hiç bitmedi...

 

 

O da ne ki...

 

 

Ben hesapladım 46 yıl olmuş.

 

 

Hiç bitmedi.

 

 

Demek ki ihtiyaç... ha de bre... ha de bre... dur durak yok...

 

 

Bu bahar... olmadı öteki bahar... yılda zaten iki tane var... biri gelince hedef ikincisi oluyor...

 

 

Şöyle bir döndüm baktım nereden nereye gelmişiz. Nefes nefese.

 

 

Şimdi yeni bir sıçramanın eşiğindeyiz.

 

 

Turgay Bey’e dedim ki,

 

 

Eğer bizden ses çıkmazsa, bir şey istemezsek esas o zaman telaşlan ne oldu bunlara para istemiyorlar diye, hiç iş yapmıyorlar mı diye... o zaman hesap sor...

 

 

HAFTAYA

 

 

(Hasta hasta neden kaktım gittim Nazilli’ye... Aydın zaten aydın bir ilimiz de, Nazilli adının özel bir önemi vardır benim için. Sık sık anımsarım. Yazıya başladım, baktım uzun uzun anlatmam gerekecek, yerim dar, haftaya bıraktım.)

 

 

ELİMİZİN HAMURU

 

 

“Yalan rüzgarlarının ruhumuzu üşüttüğü medya arenasında her daim hakikatin peşinde giden, onu seslendiren Ulusal Kanal’a, tüm emeği geçenlere teşekkürü borç bilirim. Ben ileri derece engelli bir vatandaşım o yüzden pek az yazarı takip ediyorum. Sayın Zelyut ve Sayın Perinçek en önde gidenlerden... Samimi, bilgili, hakikatin peşinde... Şule Hanım’a ‘amazon’ demiş bir takipçi. Güzel bir benzetme... Ben de, o bir kocaman Şule, diyorum; insanın yüreğini, bilincini ateşe veren...

 

 

Bir çalışmam var. Şule hanıma ithafen paylaşıyorum, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.?Bir önerim var, “Dersimiz Atatürk” olabilir ya da başka adla Atatürkü ve fikir hayatını anlatan sürekli bir tv programı yapılabilir. İzleyenler de konuk edilebilir. Atatürke dair okuduğu kaynakları paylaşabilir.?Saygılarımla,? Serap Erkul,?

 

 

Malulen emekli grafiker.

 

 

Ben de Serap Hanım’ın çalışmasını sizlerle paylaşıyorum. Renklisi çok daha güzel. Serap Hanım engelinin ne olduğunu yazmamış. Ama onu yaratıcılıktan engellemediği kesin. Mektubu için çok teşekkürler. Ulusal Kanal’da bu pazartesi saat 21.00’de bir programa başlıyorum. Elimizin Hamuru’yla her konuya karışacağız. İlk konumuz Anayasa. “Türk milletinin” yaşamımızdaki anlam ve önemini konuşacağız konuklarımla... Bekliyoruz... Çaylar sizden...

 

Şule Perinçek / 31 Ocak 2016, Aydınlık