Seçimlerden önce aman ne yaldızlandı. HDP kadına çok değer veriyormuş.
O yetmezse ardından başka övgüler de geliyor.
Dağa çıkan kadın özgürleşiyormuş...
Müthiş! Müthiş!
Şimdi... hem doğru oturalım hem doğru konuşalım.
Bir erkek otoritesini temsilen Meclis’te olmak, kadın olmak anlamına gelmiyor.
Kayınpederi uyuşturucudan cezaevinde, eşi vurulmuş. Aşireti kim temsil edecek...? Gelin hanım! Zaten oylar cepte keklik. Yürü Meclis’e.
Şimdi o; kadın mı...??
Bir de ben kadının yalnızca kadın olmasına değil, kadının yaşamında ne değiştirdiğine bakarım. Nereden alıp nereye getirdiğine...
Daha dün HDP’li bir kadın milletvekilinin, başka partiden bir kadın milletvekiline kürsüde erkek milletvekili (içeriğine hadi değinmeyeyim!) konuşurken şöyle dediği zabıtlara geçmiş:
-Sabahtan beri vır vır. Sen bir sus be. Kadınlığından utan...
Bülent Arınç’tan ne farkı var
Yıllardır yüksek oranda kadın milletvekili gidiyor Meclis’e Doğu ve Güneydoğu illerinden. Şimdiye kadar ne yaptılar?
Ne değiştirdiler yöre kadınının yaşam koşullarında... Hangi önergeyi verdiler... Hangi yatırımı yaptılar... Hangisini toprak sahibi, iş sahibi yaptılar... Ya da bu mücadelelerinde yanlarında oldular... Emeklerinin karşılığını almalarında bir girişimleri oldu mu... Yollarda yaşamını yitiren kadın tarım işçileri en çok da bu bölgelerden. Hangi HDP’li kadın milletvekilinin yüreği yandı da çare aradı...
Elini tutan mı var??
E onlar da haklılar, var tabii bir tutan... insan kendi kendisine karşı mücadele örgütler mi...
Ağa marabanın derdinden ne anlar...
Böyle durumlarda, örneğin anadilde eğitim midir belirleyici olan... Hadi, de ki ayrıldılar... Kadının yöresine bakmıyor, hiç olmazsa o beğenmedikleri “TC”nin medeni yasasına göre hakları var, ondan da olacaklar...
Ayrıca dağa çıkmış da özgürleşmiş mi kadın, eşit mi olmuş.
Öyle soru işaretleri var ki!
“Kadın gerilla”nın görevleri konusunda.
Feodal temele “gerilla” sosu atılınca kadın fena kullanılıyor.
Başka amaçlar için...
Hayır desen, “örgüt disiplinine” aykırı...
“Feodal” düşünüyorsun, kır zincirlerini...!!
Erkek “yoldaşının” bütün isteklerine boyun eğ!
...
Bu mudur demokrasi?
Geçenlerde genç kızlar dağa kaçırılıyorlardı.
Benzincide not bırakıp arabanın plakasını vermişler, kurtuldular
Neden kaçırılıyorlardı acaba, isteklerine karşın?
...
Bir de şu gerçek var. Doğruya da, doğru.
Hemen her kadın milletvekilini seçildiği andan başlayarak izlerim.
Sonuçta Türkiye’nin kadını onlar. Yine o beğenmedikleri Cumhuriyetin önünü açtığı kadınlar.
İlk geldiklerinde kem küm... Sonradan hızla gelişiyorlar. Doğru siyasi görüş filan demiyorum. Onu ayrı bir kenara koyuyorum.
Türkiye’de kadına olanak tanınca nasıl yerlerini doldurduklarının bir kanıtı.
Ah şöyle gözümü kapatıp düşü- nüyorum da, doğru siyasi fikirlerle önleri açıldığında neler yaratırlar...
Ne köylü kadınlar tanıyorum, ne işçi ne sanayici...! Türkiye’nin birliğinden, dirliğinden, güzelliğinden yana. Ateş gibi.
İşte onun için Türkiye siyasetine bakıp bakıp kahroluyorum...
Dizimizi dövmek bize yakışmıyor.
Türkiye kadını köylüsü kentlisi, Türkü Kürdü can güvenliği istiyor.
Bebeleri okusun da büyüsün istiyor.
Karnı doysun, doyursun istiyor. Üretsin, çalışsın, karşılığını alsın istiyor.
Başı dik yaşamak istiyor.
Ama önce şu terörün beli kırılsın istiyor.
Açın kapıları, gidelim!
Heyecan
Heyecan yaşamak için var mısınız diye soruyorlar?
Çok yaratıcı yöntemler doğrusu...
Böyle bir dizi fotoğraf. Bir ikisini seçtim.
Ama dönüp bir Türkiye’ye bakın.
Gerçekten yapay heyecanlar yaratmaya gereksinim var mı?
Her gün ayrı olay.
Ne yaptınız paraları!
2015 yılı Mayıs sonunda toplam bireysel kredi borcu 392 milyar lira olmuş.
24.7 milyon kişi kredi almış. Çoluk çocuk yaşlı geçkini hepsini sayarsan üçümüzden biri... Saymazsan yarımız.
Adam başına ortalama kredi borcumuz 15 bin 857 lira.
Bas bas paraları olamayınca ne yapacaksın, kart basıyoruz.
Kredi kartı olan kişi sayısı da 20 milyon 500 bine çıkmış. Olmayan parayla geçiniyoruz.
70 milyar da bu tür borcumuz var.
Kişi başına 3 bin 420 lira. Etti mi vatandaşın toplam borcu 462 milyar.
Geçen yıla göre yüzde 10 artmış.
Ödesek dert değil. Harca harca bitiyor.
Yasal takibe uğrayanlar da artıyor.
O oo... Borç boğazda.
Battıkça batıyoruz.
Halimiz mi, Türkiye ekonomisi mi daha berbat?
Artık onu da siz hesaplayın.
Cinler davası sonuçlandı
Anadolu Adalet Sarayı’nda çalışan memur bir kadın “cinlerin evine musallat olduğunu” söyleyerek savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. 2-3 yaşlarında bir çocuk görüntüsüymüş bu.
Savcılık ciddiye almış, enine boyuna incelemiş anlaşılan.
“Yürütülen soruşturma sonucunda atılı suçların işlendiğine dair soyut iddiadan başka kanıt elde edilemediğinden müsnet suçlardan dolayı şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına” karar vermiş.
Kararda şüpheli bölümüne de “faili meçhul” yazılmış.
Haber “cinlere takipsizlik” başlığıyla verilmiş.
Şaka zannettim.
Değilmiş.
Göstermelik bomba
Yalancıktan bombalanabilir mi PKK?
Bir emekli hava generale sordum.
Yanıt şöyle:
-Bunu söyleyenler gitsin Kandil’e! Orada dursunlar bakalım... gerçek mi, değil mi...denesinler..!
Şule Perinçek / 2 Ağustos 2015, Aydınlık