Başka partilere neden gidiyor insanlar? Han hamam sahibi olmak için diye özetleyebilir miyiz... Vatan Partisi’ne ise vermek için geliyor.
Bir terslik mi var.
Yok düzlük var.
Memleketin varlığı artsın diye.
Artıracak siyasi güce, artıracak siyasetlere destek veriyor.
Hanını hamamını bağışlıyor. Yaşlı, hasta yatağında. Aslında o, onun güvencesidir. Bir kenara ayı- rır, kara gün için. Elden ayaktan düşünce...
Ama veriyor.
Bana bakarlar nasıl olsa diyor. Nasıl bir hafiflikle, uçarak çıktı yanımızdan bir ablamız. “Şimdi artık büyük bir ailemiz var” diye sevine sevine gitti.
Evladı olmayanlar değil. Olanlar da.
Biri dedi ki “ben çalıştım yaptım, nasıl olsa onlar da çalışır yaparlar. Alın dört katlı evim sizin olsun”.
Yıl 1978. Aydınlık günlük çıkacak. 12 Mart sonrası. Çoğumuz cezaevinden 74 affıyla çıkmışız. Oradayken ailelerimizin yatırdığı harçlıkları biriktirirdik. Yün örgü oyuncaklar yapardık, çuvallardan masa örtüleri işlerdik, cezaevinin bahçesinden taşları, akasya ağacının çekirdeklerini ya da karavanamızdan çıkan kemikleri toplayıp boyar kolyeler, resimlikler vb yapardık, satılırdı. Paranın bir bölümünü dışarıda ihtiyacı olanların çoluğuna çocuğuna gönderirdik. Neden bilmem dışarı para çıkarmak yasaktı. “Gizli örgüt” dayanışmasının kanıtı herhalde.
Yaratıcılığın sonu yok. Yünden ördüğümüz dolgu oyuncakların içine koyup çıkarırdık paracıkları- mızı. Bir keresinde bavulun astarını söktük. İçine paraları güzelce döşedik. Sonra tekrar yapıştırdık. Eşya dışarı çıkarken de arama yapardı cezaevi yönetimi. “Bu bavul oje kokuyor” diye tutturmuşlar. Yapışkanın kokusunu almışlar. Az kalsın yakalanıyorduk.
Biriktirdiğimiz paraların bir bölümüyle de küçük bir matbaa, Yelken Matbaası alındı...
Yetmez.
Günlük gazete. Olur mu, olur. Hadi sıvayın kolları.
Sonradan Cağaloğlu’nda, yani Türk basınında bir “gazetecilik tarzına” adını verecek bir gazete. Öyleydi gerçekten. Ekonomide Dünya, haberde Hürriyet, araştırma özel haberde Aydınlık... Aydınlık geleneği cesaret demekti, tabuların üzerine gitmekti, konan sınırları tanımamak demekti. Yol açılınca dosyalar, haberler, bilgiler akar. Bütün diğer gazeteleri dolaşır bazen, bunu yayınlasa yayınlasa Aydınlık yayımlar denir, kapımız çalınırdı. İş o zaman başlar, dedektif gibi iz sürülür. Mizansenler bile sahneye konur. Haberi doğrulatacağız diye uğraşır, gerçeğe ulaşmak için neler yapılırdı... Yalnızca Türk basını değil, Türk siyasi yaşamını etkileyen, yönünü değiştiren haberler yaptık.
12 Eylül’de de İkibine Doğru dergisi, aynı gelenek.
Bedel mi?
Ödenir. Binlerce cezalar kesilir.
Yolcu yoluna devam eder.
‘98 Aydınlık.
Türkiye’nin tertemiz birikimi omuz verdi her dönem.
Şimdi elinizdeki Aydınlık aslında bir tarihin ve başarının, binlerce kişinin emeğinin özverisinin üzerine oturuyor.
‘78 Aydınlık çıkarken evi olan evini vermişti. Olmayan buzdolabını. Gülmeyin, o yıllarda lüks. Evlerimizdeki en kıymetli eşya.
Ne yapalım soğukta dışarı koyarız yiyeceğimizi.
Köylü kızlar saçlarını kökünden kesip gönderdiler. Kiloyla sattık. Örgüler hâlâ gözümün önünde. Çeyizlerimiz, parmaklarımızdaki alyanslarımız. Gidip Kapalıçarşı’da bir dükkanla anlaştım, durumu anlattım. Bir tabla gümüş yüzük getirdim, boy boy. Herkes 25 lira verdi. Parmağına uyanı aldı. Benimki hâlâ parmağımda.
Pazarcıklılar büyük bir onurla şimdi İsviçre’de, İngiltere’de gördüğümde anlatırlar nasıl pamuk toplayıp o günün bütün gelirini Aydınlık’a bağışladıklarını. Benim de bir fotoğrafım olacak birlikte toplarken. Şimdi bulamam, sonra gösteririrm size. 60 kilo yalnızca ben toplamıştım. Az da değil, hani...
Sabah sabah nereden geldim şimdi buraya.
Arada bir okuyucuya hesap vermek iyi geliyor insana.
Tazeleniyoruz.
Hadi bakalım yürüyoruz...!
Havanın en soğuk olduğu zamanlarda güneş açınca, kar topluyor denir ya, biz de Aydınlık’la enerji topluyoruz. İmkansızlıklardan umut yaratıyoruz.
***
Kürtler ve Ceza Yasası
27 Temmuz 2015’te PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarının bombalanması üzerine Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde bir eylemde konuşan HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, “PKK, Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu güller bahçesine çevirmek için ortaya çıkmış barış ve halk hareketidir. Eğer PKK Türkiye’yi güller bahçesine çevirmek istemeseydi, PKK’nın öyle bir gücü var ki, sizi tükürüğüyle boğar” demişti.
Bugünden bakınca daha iyi anlıyorsunuz.
Gül bahçesi neymiş.
PKK’nın gücü nereden geliyormuş.
Dün akşam Diyarbakır’dan gelen bir arkadaşımızla konuşuyordum. Bir Kürt vatandaşımızın söylediklerini aktardı:
-Bir şey olursa ben hiç tereddütsüz Türk tarafının yanında yer alırım. Çünkü bilirim ki, adam öldürürsem şu kadar ceza alırım. PKK’nın ne yapacağını bilemem...
***
Cami değil anız yakıyorlar
ABD’de Oregon eyaletine bağlı Harney bölgesinde iki çiftçi “anız yakarken federal araziye sıçrayan yangın” nedeniyle “terör ve kundakçılıktan” 5’er yıl hapis cezası almış. Bunu protesto etmek için 100 çifçi “Doğal Yaşamı Koruma Merkezi’ni işgal etti. Çiftçiler “ne kadar sürerse sürsün buradayız. Bize karşı güç kullanılırsa karşılık vereceğiz” diyorlar.
Harney County Bölgesi Polis Müdürü Dave Ward, yerel çiftçileri desteklediğini iddia eden silahlı protestocuların niyetinin, ‘hükümeti devirmek için ABD çapında bir hareket başlatmak olduğunu’ ileri sürdü. Ne de olsa burası Amerika bizden farkı olacak, elbette.
Cami değil, anız yakıyorlar darbe yapmak için.
Bir fark da sosyal medyada halk ikiye bölünmüş. Bazıları hükümeti vatandaşlarının haklarını ihlal etmekle suçlarken, bazıları da eylemi ‘terör’ olarak nitelemiş. Twitter’daki siyahi Amerikalılar ise silahlı çiftçilerin beyaz ve Hıristiyan olduğunu belirterek, daha önce siyahilerin eylemlerine sert müdahale eden polisin şimdi yumuşak tavır aldığına dikkat çekmişler.