Geçen hafta Vatan Partisi Yurt Dışı Temsilciliği Almanya'nın Trier kenti yakınında üç günlük bir eğitim kampı düzenledi. Dünyanın, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik durumunu, sorunlarını ve çözümleri konuştuk. Ben dersimde önümüzdeki dönemin bize yüklediği görevler üzerinde durmaya çalıştım.
Türkiye tarihte de bir koçbaşı. Atatürk'ün dediği gibi “yalnız kendimiz için mücadele etmiyoruz, arkamızdaki coğrafya için...”
Gerçekten de öyle oldu. Kurtuluş Savaşı sonrası bizim başarıya ulaşan devrimimiz, bizim gibi ülkelerin kaderini değiştirdi. Yedi büyük devlet üzerimize geldiler. Beş çayı içmek için Ankara'da sözleştiler.
Yaptırtmadık. Yine yaptırmayacağız.
Bu nedenle sorumluğumuz büyük. Yeni bir eşikteyiz. Dünyada dengeler değişiyor.
Avrasya cephesini kuracağız.
Lider ülkenin, liderleriyiz. Yaratıcı ve değiştiriciyiz. Umutsuzluk, karamsarlık ayağımıza bağ olamaz. Üretici ve aydınız. Laik ve Cumhuriyetçiyiz.
Vatan Partisi bakla falına bakıp süreci okumuyor.
Bilimsel tahlil, bilgi ve verilere göre öngörülerde bulunuyor.
Onun için biliyor.
Biliyoruz.
KALIPLARI KIRACAKLAR
Rusya, Çin, Almanya, Türkiye... kültürel, toplumsal ve ekonomik ilişkiler bakımından birbirlerine çok yakınlar. Geliştirmenin önünü açma görevi bize düşüyor.
Yalnızca Almanya'da bir milyon Alman vatandaşı olan yurttaşımız var. Onların bu inşaat faaliyetine katılmalarına önderlik etmek gerekir. Gençler artık iyi dil biliyor, iyi üniversitelerde okuyorlar. Geri dönmeyecekler için de sırtlarını dayayacakları başı dik ve bağımsız bir anavatanlarının olması çok önemli.
Bulundukları üllkelerde, kentlerde örgütlü siyasi ve idari faaliyete katılmalılar. Yönetici konumlara gelebilirler. Önleri açık. Hatta ben size söyleyeyim bir Alman'dan daha fazla. Çünkü gelecekteki ışığı görebilme yetisini çürüyen Batının tersine hâlâ kaybetmediler. Canlılar, umutlular, kıpır kıpırlar... müthiş enerji barındırıyorlar. Açığa çıkarmalı. Hele de kadınlarımız. Durumundan memnun olmayanlar, her zaman en büyük değiştirici güçtür. Kalıpları kıracaklarından en ufak kuşkum yok. Sınırlarını aşacaklardır. Daha öncelerden tanıklarıyım. Birçoğunu Türkiye'deki köylerinden tanıyorum.
Gördüğünüz gibi hiç boşa konuşmuyorum. Hep ayağımı yoklayarak sağlam yere basıyorum.
İsteseler neler yapmazlar...
Yaşadıkları ülkelerle dostluk dernekleri kurulabilir. Merkezi hükümetler en azından basın, sosyal medya kullanılarak bile etkilenebilir.
Onlara Amerikanca değil Almanca, Fransızca, Flamanca konuşmaları gerektiğini önereceğiz.
Olmaz mı? Oldu. Bakın Vatan Partisi Genel Başkanı'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sürecinde verdiği mücadele üniversitelerde ders olarak okutuluyor. Merkel bile dedi, biz yanlış yaptık, onlar doğru...
Avrasya cephesinin yaratıcı ustaları biziz.
Onlar yerlerinden kalkana kadar biz on kez suya gider geliriz. Temeli atar, harcı kararız..
Çünkü zemin uygun. Nesnel koşullar uygun.
Bilgisi var.
Enerjisi de var.
E ee... daha ne!.
Hadi, kalkın.
İş başa düştü yine.
Kısa hisseler
DİZİLER, ACILAR VE BAL
*“Ayşegül&Poyraz acı çekeceklerse de en iyi onlar çekerler...biliyoruz.”
Bir TV kanalında yayımlanan dizi için atılan tweet.!
Anlayış ve kültür budur.
Üzerine kitap yazılabilir mi bu tümcenin.
Keşke vaktim olsa.
HER ŞEYİ BİLEN CAHİL
* “Cahil insanların en belirgin 10 özelliği” diye bir yerden not almışım. Kaynağından özür diliyorum, yazmamışım.
1. Herkesin bildiği en belirgin özellikleri ile başlayalım. Onlar, her şeyi bilirler!
“Âlim bazı şeyleri bilir, cahil her şeyi.” Ahmet Hamdi Tanpınar.
2. Kendi menfaatlerini her şeyin üstünde tutarlar.
“Matematiği zayıf bunca insanın, menfaatlerini hatasız hesaplaması bana ilginç geliyor.”
3.Az bilirler ama çok savunurlar.
Dunning Kruger Sendromu: Kişinin cesareti bilgisizlikten kaynaklanır. Bilgisi olmasa da bir fikri şiddetle savunması cehaletindendir.
4.Her fırsatta kendilerinden bahsederler. Kendilerini övmeyi çok severler.
“Yalnız kendisi için çalışanlar yükselemezler, kendisiyle övünenler hiçbir şeyi başaramazlar.” Lao Tzu.
BİLMEDİĞİNİ BİLMEYENDEN KAÇIN!
5. En sevmedikleri şey cahil sözüdür. Cahil sözünü duymak onları çok sinirlendirir.
“Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.” Konfüçyüs.
6. Her konuda çok fazla konuşurlar. Az düşünür çok laf ederler.
“Az bilen ve az düşünen çok konuşur.” Friedrich Nietzsche.
7. Bir de tüm bunlar yetmez gibi sizi de cahillikle itham ederler.
“Dünyanın asıl sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.” Bertnard Russell.
8. Sabit fikirlidirler, yanlışlarını kabul etmezler ve her türlü değişime kapalıdırlar.
“Doğruyu gördüğü halde düşüncelerini değiştirmeyenler, cahillikleriyle mutluymuş gibi yaşarlar.” Albert Einstein.
9. Sizin uzmanlık alanınız hakkında bile sizden daha iyi bilgi sahibidirler.
“Ne zaman bir cahille tartışsam, hep kaybettim.” Cahil her konuda her şeyi en iyi bilen kişi olduğundan(!) tartışmayı her zaman kaybetmeye mahkumsunuz. En iyisi onlara bir şey anlatmak için hiç zamanınızı harcamayın..
10. Ve en klasik cümleleri ile bitirelim. “Çok düşünme bunları boşver, kafayı yersin.
Her şeyi biliyormuş gibi davransalar ve boş boş konuşsalar da, hiç bir konuda tam anlamıyla bilgi sahibi olmadıkları için bir müddet sonra tıkanırlar. İşin içinden çıkamadıkları zaman “Çok düşünme ya bunları boşver, karıştırma o kadar... kafayı yersin” cümlesi ile konuyu kapatırlar.