Şule Perinçek: İki devlet tek millet tek hedef

Azerbaycan'la Türkiye'yi bugün bu kadar birbirine sımsıkı bağlayan nedir? Kurtuluş savaşı dönemindeki gibi...

Ermenistan bile bile neden bu işe kalkıştı?

 

Zor bir soru değil.

 

Kafkasya sınırında en kolay kullanılacak ülke.

 

Ekonomisi çok kötü. Bıçak kemiğe dayanmış. Muhtaç.

 

100 bine yakın bir nüfusun Türkiye'de kaçak çalıştığı söyleniyor.

 

Rusya ile ilişkisi kötü. Ülkede Soros rüzgârları hâkim.

 

Artık Paşinyan'a ne sözler verildiyse Rusya'nın damarına bastıkça bastı. Ermenistan başbakanı Kremlin'den Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü şartlarını uygulamasını ve Ermenistan'ı desteklemesini, Bakü'ye karşı Erivan'ın yanında yer almasını istemişti. Rusya bunu reddedince Paşinyan, KGAÖ Genel Sekreteri Yuri Haçaturov'u hapse attı. Ardından başbakanın en büyük rakibi, Rusya yanlısı milyoner siyasetçi Gagik Zarukyan tutuklandı.

 

Buralar böyle.

 

Ermenistan'ın güçlü bir devlet geleneği yok. Tarihi boyunca hep ateşe sürülmüş.

 

Okyanusa kadar toprak vadedilmiş, o hayalin bile peşine takılmış. Halkı hep acılar yaşamış.

 

Türkiye'nin birikim ve deneyimine sahip Hrant Dink'in anlamlı uyarıları olmuştur.

 

Oysa Ermenistan, sık sık diasporanın, zengin Amerikalı soydaşlarının etkisi, yönlendirmesine giriyor. Yat, yat! Kalk, kalk!

 

Son seçimlerde iktidar böyle değişti.

 

Birileri yine ateşe sürdü. Hadi dedi. İttirdi arkalarından.

 

 

ERMENİLER YALNIZ

 

Ermeni asıllı İtalyan yazar Antonia Arslan La Stampa'daki “Brüksel'den medet um, Putin'e güven” başlıklı yazısında, Avrupa'nın Ermenileri yarı yolda bırakacağına ilişkin endişelerini dile getiriyor:

 

“Bu bölgesel sorunda önemli rol oynayan ikinci bir faktör var: Erdoğan'ın jeopolitik nüfuzunu güçlendirmek için Türkler ile Azeriler arasındaki etnik ve kültürel yakınlığı kullandığı yeni Osmanlıcı hırsı. Bu arada Avrupa'nın sesini duymak iyi olurdu. Ama korkarım bu kez Avrupa çekimser kalacak: Eski kıtada yaşayan hangi insan Dağlık Karabağ uğruna ölmek ister ki? Kim 1939'da Gdansk için ölmek istedi ki, şimdi Hankendi için ölmek istesin?”

 

Arslan “Biz Ermeniler yalnızız” diyor. Gerçi ölmeye gelmese de, şu sıralar ABD kendi derdine düşse de Kim Kardaşyan yine reklamları oynuyor.

 

Arslan gerçekçi. Türk-Rus ilişkilerinin tayin edici olduğunu söylüyor. Ve ekliyor: “Kalbimizle Brüksel'den yardım gelmesini bekliyor, ama aklımızla olsa olsa Putin'den destek gelebileceğini biliyoruz.”

 

Batı'daki yorumlara bakıyorsunuz, hemen hepsi Türkiye üzerinde dönüyor.

 

Türkiye ilk günden Azerbaycan'la birlikte.

 

Yalnızca “iki devlet, tek millet” olması nedeniyle mi?

 

Azerbaycan'la Türkiye'yi bugün bu kadar birbirine sımsıkı bağlayan nedir?

 

Kurtuluş savaşı dönemindeki gibi...

 

Gelecekleri onları tek hedefe kilitledi.

 

Yoksa daha önce Türkiye'de ABD ve Soros rüzgarları eserken maç ve özür diplomasisi uygulamışlığı da var. Ermeni açılımını anımsayınız.

 

Aynı “bir bilenin” işleri. Hayırlara vesile olmadığı tecrübeyle sabit!

 

Türkiye dünyadaki yerini aldı.

 

 

KARŞI GEMİDEN OLAY NASIL GÖRÜLÜYOR


Biraz da dilek ve niyetleri okuyalım satır aralarında.

 

Doğruluğuna bakmayın, olasılığını tartışmadan bir Yunan gazetesinin yorumuna bakalım.

 

Bir kere başlık şöyle:

 

“Ankara'nın bölgedeki gücünü artıracak”

 

HuffPost Greece'de Christos Ziogas çatışmanın nasıl biteceği konusunda üç değişik senaryo çizmiş:

 

“Birincisi, Ermenistan yeniden başarı sağlarsa, Ankara Azerbaycan'ı desteklemek üzere daha da etkin olacaktır. (...) Aynı zamanda Moskova'nın Erivan'ı desteklemesi, Ermenistan'ın Rusya yanlısı bir siyaseti devam ettirmesi açısından vazgeçilmez bir şart. Bu durumda Ankara ile Moskova karşı karşıya gelebilir.”

 

Aslında kışkırtmanın ipuçlarını da izleyebiliyorsunuz. Rusya ve Türkiye'nin karşı karşıya gelmesinin önünü açacak önemli bir kıvılcım diye görülüyor bu çatışma.

 

Gazeteye göre ikinci senaryoda Azerbaycan kazanırsa, Rusya duruma müdahale edecektir. Türkiye bu durumda da Rusya'ya müdahale etmek gibi bir ikilemde kalırmış.

 

Üçüncü senaryoda ise, bölgedeki çatışma fiili durumu değiştirmezse Bakü, buna bağlı olarak da Ankara kendilerini yenilmiş hissedecekmiş.

 

Ama Yunan gazetesine göre en olası senaryo “Türkiye'nin krizden sonra Azerbaycan'daki askeri varlığını sürdürerek buradaki konumunu güçlendirmesi.”

 

 

NATO ERDOĞAN'I FRENLEMELİ


İngiltere'den Times'ın başlığında da sanki olayın başrol oyuncusuymuş gibi Türkiye var:

 

“NATO ortakları Erdoğan'ı frenlemeli”

 

Saldırgan Ermenistan değil, hatta olayın tarafı Azerbaycan da değil; Erdoğan frenlenecek.

 

The Times “Erdoğan'ın bölgede sergilediği güç oyunlarına izin vermemeli” diyor.


ABD'nin kıta Avrupa'sındaki diplomatik temsilcisi konuyu daha da açığa kavuşturuyor:

 

“ABD'nin artık müdahil olmaması barış çabalarını zorlaştırıyor; belirgin bir şekilde geri çekilmiş olması, Azerbaycan'a askeri harekâtı başlatma cesareti verdi. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan'a da milliyetçi söylemini sertleştirme fırsatı tanıdı.”

 

“Milliyetçi söylemin” ne anlama geldiğini biliyoruz. ABD emperyalizmine kafa tutmak.

 

İngiliz gazetesi bu durumu “bölge için bir tehdit” olarak görüyor. “NATO'ya, Ankara'daki müttefikini frenlemek gibi önemli bir görev” düştüğünü söylüyor. Çünkü:

 

“Batı dünyası bölgeyle ilgilenmezse Erdoğan bunun kendini yüceltmek ve ateşle oynamak için bir fırsat olduğunu sezecektir. Uluslararası bir kriz yaşanan şu günlerde, barış ve istikrar adına bu gidişata dur denmelidir.”

 

Yani, yazının ciddiyetini bozmayayım diye gülmemek için kendimi zor tutuyorum.

 

İlginç. Şunu saptayalım.

 

Yollar bir şekilde Türkiye'ye ve yönetimin tutumuna geliyor.

 

Haksızlar mı?

 

 

KİMDEN YANASINIZ YANGIN ÇIKARANDAN MI


“Dünyanın neresinde bir kriz/yangın varsa iktidar eline benzin alıp o yangına koşmayı aktif dış politika zannediyor. Suriye, Libya, Akdeniz şimdi de Azerbeycan... Üstelik hepsinde de ülke ciddi yara aldı. (Levent Gültekin @acikcenk)”

 

Neden Suriye?

 

PKK'ya karşı sınır ötesi. Teröre karşı Mısakı Milli sınırlarımızın savunması.

 

Libya ve Akdeniz?

 

Mavi vatanımızın sınır hatlarının savunması.

 

Azerbaycan?

 

Kafkas sınır hattımız.

 

Kime karşı?

 

Her birinde karşımızda ABD ve piyonları var.

 

Kimden yanasınız? Yangın çıkarandan mı?

Saygısızlıkla Savaş Derneği. Zeki Zeren'in 1945'te kurduğu derneğin tüzüğünden: 1-Belediyenin nizamlarına saygı göstermek. 2-İstanbul'da ileri, medeni hayatı yaygınlaştırmak ve karşılıklı saygı adabını kökleştirmek, yaymak. (@serefoguz)
Saygısızlıkla Savaş Derneği. Zeki Zeren'in 1945'te kurduğu derneğin tüzüğünden: 1-Belediyenin nizamlarına saygı göstermek. 2-İstanbul'da ileri, medeni hayatı yaygınlaştırmak ve karşılıklı saygı adabını kökleştirmek, yaymak. (@serefoguz)
Covid-1419 testi
Covid-1419 testi

Minyatürün asıl başlığı: "Burun içinde biten etin ilâcın tarikasın bildirür."(@Emretas1903)

AZERBAYCAN


Lütfen kardeşimizin adını doğru söyleyin!

 

Azerbaycan! "Beycan" değil!

 

Buna televizyon sunucularımız, ünlü yorumcularımız, diplomatlarımız da dahil!

Sincian'da acı kırmızı biber zamanı.
Sincian'da acı kırmızı biber zamanı.

KİMİN MİRASÇISI KİMİN MİLLETVEKİLİ KİMİN İRADESİ


Kendini “HDP Amed milletvekili” diye tanıtan Remziye Tosun:

 

“Kurumsallaşmış faşizm Kars halkının iradesine darbe vurmaktadır. Ayhan Bilgen Kars halkının iradesidir. Bizler; Şeyh Said'in, Seyid Rıza'nın ve nicelerinin mirasçısıyız. Bu dik duruş ve bilinç olduğu müddetçe asla sizin önünüzde diz çökmeyeceğiz!!! (#HdpSusturulamaz@RemziyeTosunHDP)”

 

İşte tam da bu nedenle siz Kürdüyle Türküyle bu milletin iradesi değilsiniz. Olamazsınız! Ne Şeyh Said'in ve Seyid Rıza'nın mirasçısı ne de müridi olmayı bu millete hele de kadınlarına kabul ettiremezsiniz. ABD'nin ve araçlarının gücü buna yetmez!

 


DOĞRU YOLDAYMIŞIZ


İbrahim Haskoloğlu yazmış:

 

ABD’li Demokrat Senatörler diyormuş ki:

 

*Türkiye’nin bölgesinde daha tehlikeli rol aldığını görüyoruz.

 

*Azerbaycan’a verdikleri kayıtsız, şartsız destek bir başka örnek.

 

*Trump, Erdoğan’ı çekilmeye ikna etmelidir.

 

*Türkiye kabul etmezse Tüm askeri teçhizatların satışı durdurulmalıdır. (@haskologlu)

 

....

 

Tamam, teşekkür ediyoruz, Sayın ABD'li senatörler!

 

Sayenizde sağlamayı yaptık.

 

Demek ki doğru yoldayız!