Soner Polat: Türkiye’de siyaset yapmak!

Türkiye’de doğru bir zeminde siyaset yapmak sanıldığından çok daha güçtür. Çünkü duygular ve algılar çoğu zaman gerçeklerin üzerine çıkar. Hazırlanmış 3-4 tip takım elbise vardır. Sizden bu elbiselerin birisini giymeniz istenir. Hiçbiri size uygun değildir ama ısrarla uzatılır. Kıyafetleri reddetmeniz sonucu değiştirmez. Belli çevreler size bu elbiselerden birisini rızanız dışında, adeta zorla giydirir ve topluma bu şekilde pompalar...

 

 

DUYGULARA HİTAP ETMEK

 

Diğer bir güçlük jeopolitik bir analiz yapmadan ve stratejik bir çerçeve çizmeden soyut kavramlar üzerinden siyasetlerin kurgulanmasıdır. Türkiye gibi kuşatılan ülkeler için bu konu çok önemlidir. Hatta bazı dönemlerde yaşamsal bir boyut kazanır. Duygulara hitap eden soyut söylemlerin alıcısı çoktur. Belirli bir kitleyi belirli bir süre denetim altında tutabilirsiniz. Ama somut gerçeklerden uzaklaşanlar, Atatürk’ün deyimiyle “maddeyi tanımayanlar!” aslında siyasetin dışına çıkar... Bu çevreler temsil ettikleri kitlenin büyüklüğü oranında etki yaratamazlar. Çünkü popülizm ile yola çıkılabilir ama hiçbir limana ulaşılamaz! Bu kulvara girenlerin iktidar şansı da olamaz!

 

 

KALIPLAR İÇİNDE SİYASET

 

Bu kalıplar kargaşasında en doğru yol, her bir meseleyi, seçilen kıyafetlerin içine girmeden bağımsız olarak irdelemektir. Fırat Kalkanı Harekatı’na nasıl bakıyorsunuz? PKK ile mücadele ne anlama geliyor? FETÖ ile savaşın neresinde duruyorsunuz? Ülkenin geleceği için nasıl bir ekonomik model öneriyorsunuz? Türkiye’nin Avrasya yolculuğu zorunlu mudur? NATO ve AB gibi Batı kurumları ve tek tek Batı ülkeleri ile ilişkiler nasıl sürdürülmelidir? Cumhuriyet eğitimi nasıl olmalıdır? Atatürk ilke ve devrimleri bugün için de geçerli midir? Altı ok uygulanabilir mi? Kıbrıs ve Doğu Akdeniz politikanız nedir? Ege sorunlarına hangi açıdan yaklaşıyorsunuz? Montrö ve Karadeniz siyasetleriniz nedir? Ermeni Soykırım Yalanı ile mücadelede AİHM kararlarından sonra nasıl bir strateji izlenmelidir? Dağlık Karabağ sorunu için çözüm önerileriniz nelerdir? Irak ve Suriye siyasetleri nelerdir? Güneydoğu sorunu için neler düşünüyorsunuz? İşçi, işveren ilişkileri nasıl olmalıdır? Bu sorular uzatılabilir?

 

Bu soruların cevapları bize dayatılan kalıpların içine girmiyorsa ne yapacağız? Ya da cevaplar seçilen kalıplara belirli oranlarda dağılıyorsa, nasıl tanımlanacağız? Özgün görüşlerimiz dikkate alınmayacak mı?

 

Siyasetin hedefi iktidara yürümektir. Sizinle aynı görüşte olmasa da iktidarın milli bir çizgide olması zorunludur. Diğer bir ifade ile Türkiye ile ilgili kararlar, katılmasanız da yabancı müdahalesi olmaksızın Ankara’da verilmelidir. Bu nedenle her siyasi girişim Ankara’da milli bir hükümetin kuruluşuna hizmet edecek bir mahiyet taşımalıdır. PKK/PYD, FETÖ gibi dışa bağımlı terör örgütlerine yaslanan siyasi akımların iktidara gelmesi, gerçekte Türkiye’de emperyalist ülkelerin iktidar olması anlamındandır.

 

Ülkedeki temel çelişki alanlarını ve Türkiye’nin kaderini belirleyecek yakıcı gelişmeleri kavramadan siyaset üretemeyiz. Fırat Kalkanı, PKK/FETÖ ile mücadele ve bu mücadeleyi doğrudan etkileyecek ekonomik tıkanıklık temel siyaset alanıdır. Çünkü doğrudan ülkenin bekası ile ilgilidir. Bu cephelerde gerileme, emperyalizmin istediği bir hükümetin koşullarını yaratır. Böyle bir gelişme sadece Türkiye’nin stratejik çıkarlarını felç etmez, aynı zamanda Cumhuriyet’in bütün kazanımlarına büyük bir darbe vurur.

 

 

SORUMSUZ SİYASET

 

Suriye’de AKP hükümeti başlangıçta fahiş hatalar yaptı. Gereksiz yere Esat düşmanlığını körükledi. PYD’nin gelişip palazlanması için zemin yarattı. Suriye muhalefetini organize etti. Bu nedenle Suriye’den uzak durmalıyız. Fırat Kalkanı ile bataklığa girdik! Bu tür söylemler duyguları şaha kaldırıyor ama bir çözüm sunmuyor. Suriye’den ivedilikle çıkarak bu bölgeyi ABD/PYD ortaklığına bırakalım! PYD’nin terör kantonları kurmasına rıza gösterelim! Büyük Kürdistan’a giden yolun kaldırım taşlarını bizzat Türkiye döşesin! Bunu mu istiyorsunuz?

 

Türkiye’nin seyir rotasını Fırat Kalkanı (FK) Harekâtı belirleyecektir. FK ile Türkiye’nin kaderi iç içe geçmiştir. FK’daki en küçük bir zafiyet PKK dâhil bütün bölücü ve gerici unsurlar için zemin yaratır. Zılgıtlar eşliğinde Kürdistan kurulur!