Soner Polat: Emperyalizme kurşun sıkmak!

Fırat Kalkanı (FK) Harekâtı başta ABD ve İsrail olmak üzere emperyalist merkezlere yönelik büyük bir meydan okumadır. Türk’ün vatan sevgisi, cesareti ve atılganlığının emsalsiz bir göstergesidir. Vatan Savaşı’nın sınırlarımızın ötesindeki şanlı ve kutlu bir kesitidir. FK’nın asıl hedefi terör kantonları arasındaki irtibatı kesmektir. Diğer bir ifade ile Akdeniz’e koşan Büyük Kürdistan’a hançer saplamaktır. Stratejik bir gözlük takan herkes asıl kavganın IŞİD’e karşı değil, YPG’ye yani ABD’nin kara gücüne, yani ABD’ye karşı verildiğini derhal anlar.

 

 

BÜYÜK TÜRK MİLLETİ

 

IŞİD, ABD ve İsrail’in bölge planları için sahneye sürdüğü bir figürandır. Bu nedenle Türkiye’nin FK kapsamında IŞİD ile mücadelesine ABD ve Koalisyon Ülkeleri destek vermemiştir. Dikkate alınması gereken diğer önemli bir nokta şudur: Rusya ve İran, söz konusu YPG, yani ABD’nin kara gücü olunca patinaj yapmış ve hatta ABD ile cicim aylarına girmiştir. Ama Türkiye tereddütsüz tetiğe bastı.

 

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Panorama” adlı eserinden kısa bir bölüm nakledelim: “Hakkından emin ve istiklaline bağlı bir millet, tecavüze uğradı mı, ona saldıranın gücünü görmez ve derhal silaha sarılır. Hareketinin sonunu düşünmez bile! Kendi asil iradesine tabidir. Hiçbir aklın, mantığın, hesap kitabın nasihatini dinlemez! Ancak bu cins milletlerdir ki yaşamaya layıktır...”

 

Bazıları hâlâ anlamadı ama Türkler işte böyle bir millettir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında böyle olmadı mı? Ordularımız terhis edilmemiş miydi? Bölücü ve gerici isyanlar şaha kalkmamış mıydı? İngiliz zırhlısıyla kaçan Padişah’ınKuvâ-yi İnzibâtiye Ordusu (Hilafet Ordusu) kimin üzerine yürüyordu? Para, silah, cephane ve hatta ayakkabı var mıydı? Dünyanın o dönemde 1 ve 2 numaralı devletleri olan İngiltere ve Fransa işgalin içinde değil miydi? Diğerlerini saymıyorum bile! İşte bu ahval ve şerait içinde Türk milleti eline sopa alarak emperyalist çeteler ve Yunan gibi onların maşalarını ülkeden kovdu.

 

 

HAYATTAKİ EN BÜYÜK SERVET!

 

FK Harekâtı’nda destan yazan asıl itici güç Türk milletinin genlerinde var olan vatanını koruma ve savunma içgüdüsüdür. Tehlikeyi gören bu büyük millet, kuru gürültüye pabuç bırakmadan, zayıf kuvvetli hesabı yapmadan düşmanın yakasına yapışmıştır. Politika-Strateji-Harekât denklemindeki çelişkiler, kriz ve savaş yönetiminde sivil siyasetin gelgitlerine rağmen ana hedefler ele geçirilmiştir. Bu başarıdaki büyülü sözcük Türk milletidir. İşte bu nedenle ebedi ve ezeli Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Paşa, ölümsüz Önderimiz Atatürk: “Hayattaki en büyük servetim Türk olarak doğmaktır!” demişti.

 

Dikkat ediniz: “Türk” demiyoruz. “Kürt” demiyoruz. “Çerkez, Laz, Boşnak, Roman” demiyoruz. Hepsini birden içine alan bir ifade kullanıyoruz. ‘Tek millet’ diyoruz!” İşte büyük Türk milleti, ismini ağzına almaktan imtina eden yöneticilerini bile, asaleti, eşsiz sağduyusu, düşmana karşı birleşme yeteneği, tarihsel bilinci ve sadece kendine has hasletleri ile bütün kötülüklerden koruyor...

 

 

TARİHİ BİR BAŞARI

 

Maalesef FK Harekâtı iç politika malzemesi yapıldı. Harekât ülke dışındaki emperyalist merkezlerin tekerine çomak soktu. Bu merkezler ülke içindeki aracılarını da kullanarak bilinçli bir karşı propaganda kampanyası başlattı. Üzülerek söylemeliyim ki bazı Cumhuriyetçi çevreler de, bilerek ya da bilmeyerek bu maksatla kullanıldı. Tarihi başarının ağırlık puanı bilinçli olarak düşürüldü. Bu harekâtı yöneten siyasetçilerin birbiri ile çelişen demeçleri de art niyetli çevreler tarafından büyük ölçüde istismar edildi.

 

Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen güneş balçıkla sıvanamaz! Kafasını kaldırıp haritaya bakan herkes yalın gerçekle karşı karşıya kalır. Terör koridoru fiilen kapatılmıştır. FK ile Türkiye, “bu gezegendeki hiçbir ülkenin ya da ülkeler topluluğunun ülkesini bölemeyeceği” mesajını güçlü bir şekilde vermiştir. Vatana yönelik her tecavüzde Türk silaha sarılır; diğer uluslara benzemez!

 

Türkiye şoför koltuğundan inmedi; sadece yeni bir uluslararası denklem kuruluncaya kadar frene bastı! Mevcut koşullarda bu adım atılmalıydı! Ancak hiçbir Cumhuriyet Hükümeti bu işin peşini bırakamaz! Zafiyet gösterenler iktidarda kalamaz!