Soner Polat: ABD dünya savaşı mı istiyor?

"Dünya birleşirse, kâğıttan kaplan kendiliğinden çökecektir"

ABD, 20 Eylül 2018 günü Çin’e cezalandırıcı yaptırımlar uygulayacağını ilan etti. Bunu da ABD’nin "Rakiplerine Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası’na (Countering America’s Adversaries Through Sanction’s Act, CAATSA 2017)" dayandırdı.

 

 

ABD KRİZİ TIRMANDIRIYOR

 

ABD temel sorun sahası olarak kötü niyetli olarak kabul ettiği Rusya’dan Çin’in S-400 ve SU-35 muharip uçaklarını satın almasını gösteriyor. Tarihinde ilk kez ABD, Rusya ile iş yapan bütün ülkeleri yaptırım kapsamına almak için planlamalar yapıyor. Açıklama Rusya’nın 1981’den bu yana yaptığı en büyük tatbikata Çin’in katılmasından 3 gün sonra yapıldı. Doğal olarak bu açıklama Çin’de büyük tepkilere neden oldu. Çin karşılık vereceğini ilan etti. ABD, zaten Çin’e karşı bir ticaret savaşı başlatmıştı.

 

 

ABD’NİN ASIL NİYETİ!

 

ABD’nin bu girişimi bu ülkenin dost ve müttefikleri için de bir uyarı niteliğinde! Çünkü Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, Fas, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Filipinler ve daha birçok ülke Rusya’dan savunma sistemi almak için ön anlaşmalar imzaladı. ABD, muhtemelen bu çıkışı ile bu ülkelere de güçlü bir mesaj vermek istiyor. Mümkün olan en fazla sayıda ülkeyi Rusya ile askeri ticaretten vaz geçirmek istiyor.

 

Bilindiği üzere, yüzde 23’lük pay ile Rusya dünyada ABD’den sonra ikinci büyük silah ihracatçısı! 2017 yılında 53 ülkeye 15 milyar dolar tutarında silah satışı gerçekleştirdi. Rusya bu alanda hızla ABD’ye yaklaşıyor... Bu alandaki üstünlüğünü kaybettiği takdirde ABD dünyadaki gelişmeleri etkileme gücünün azalacağını çok iyi biliyor. Rus silah teknolojisi orta büyüklükteki ülkelerin ihtiyaçlarına çok daha iyi bir şekilde cevap veriyor. Bu durum ABD’yi ciddi şekilde kaygılandırıyor. Küresel silah ticaretinde ABD’nin payı yüzde 33, Çin’in yüzde 6,2, Fransa’nın ise yüzde 6’dır.


ABD’nin bu baskı ve şantaj politikası, ancak ABD ile uydu ilişkisi içinde olan Suudi Arabistan, BAE ve Mısır gibi ülkelerde bir ölçüye kadar etkili olabilir. Örneğin Filipinler, Rusya’dan silah alımı yönündeki kararından vazgeçmeyeceğini ilan etti.

 

 

SIVILAŞTIRILMIŞ GAZ SAVAŞLARI

 

ABD’nin sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) toplam ihracatının yüzde 15’i Çin’e yapılıyordu. Ancak Çin, ticaret savaşı nedeniyle alımları ciddi oranda azalttı. ABD’nin bu alanda çeşitli yatırımlar yaptığı bir dönemde uyguladığı bu politika bindiği dalı kesmek anlamına geliyor. Devreye Rusya girdi. İlk kez Kuzey Denizi üzerinden Çin’e LNG transfer edildi. Bu rotanın, tedarik süresini önemli ölçüde azalttığından Asya’daki tüketiciler için önemli bir seçenek haline geleceğini şimdiden söyleyebiliriz.

 

ABD bu adımları ile Avrupa’da da çeşitli kayıplara uğrayabilir. Öncelikle ABD, LNG’sinin Rus doğalgazından yüzde 20 oranında daha pahalı olduğunu ifade edelim. Avrupa’da 1000 metre küp doğalgazın ortalama fiyatı 188 dolar! ABD LNG’sinin İspanya ve Portekiz gibi ülkelere 245 dolara mal olduğunu da ekleyelim. ABD kazanamayacağı bir ticaret savaşına girdi. Ama bunun dünyaya da bir faturası olacak!

 

 

ABD’NİN YENİ SİBER SAVAŞ POLİTİKASI

 

ABD bu ay içinde yeni "Siber Savaş Stratejisi"ni yayımladı. 2013 yılında yayımlanan eski stratejiden farklı olarak ABD yeni dönemde "Saldırı Amaçlı Siber Operasyonlar" yapacağını ifade ediyor. Bütün dünyayı şaşkına çeviren bu strateji ABD’nin gezegen üzerindeki en büyük güvenlik tehdidi olduğunu bir kez daha hafızalara kazıdı.

 

 

ABD GİDEREK KÖŞEYE SIKIŞIYOR

 

ABD devlet yetkilileri verdikleri her demeçle yeni bir krize neden oluyor. CIA Başkanı bile, "açıkça uluslararası hukuku çiğneyeceklerini" ifade ediyor. ABD, "artık devletleri hedef aldığını" ilan ediyor ABD’nin bu politikası gücünün sınırlarını aşıyor. ABD, belki de tarihinin en kritik sürecine girdi. Elinde dolar ve silahtan başka hiçbir şey kalmadı! Attığı bu küstah adımlar manevra alanını daha da daraltacaktır.

 

Belki ki korku, baskı ve şantaj ile dünyayı bölerek parça parça yutmak istiyor. Ama gezegende ABD’ye karşı ortak bir güçlü irade oluşuyor. Dünya geçmiş dönemlerle kıyas kabul etmeyecek bir dayanışma içine giriyor. Buradaki en zayıf halka Avrupalı dev şirketlerdir. Avrupa ülkeleri bu alanda gerçekçi bir denge kurabilirse, ABD’nin attığı her adım geri teperek kendini vurur.

 

En büyük sorumluluk Çin, Rusya ve Almanya gibi ülkelerin omuzlarındadır. Bu ülkeler geçmişin formatlarından sıyrılarak ve bencilliği bırakarak dünyayı birleştirmelidir. ABD’nin gözü kara uyduları olan Suudi Arabistan, BAE gibi ülkelerin birkaç dolar için pohpohlanmasına son verilmeli, bu tür ülkeler tecrit edilmelidir. Dünya birleşirse, kâğıttan kaplan kendiliğinden çökecektir.