Semih Koray: Zorluklarla baş etmenin yolu

"Vatan Partisi, vatanı savunmanın, üretim ekonomisini kurmanın, komşularla işbirliği ve Avrasya’yla dayanışmanın, Aydınlanma’nın partisidir"

Önce “görevli tartışmacılar” ekranlarda seçimin ucunu gösterdiler. Öneri, işin uzmanı tarafından yapıldı. “Darbe”yi Cumhur İttifakı, ittifak halinde açıkladı. Sonra “muhalefet”, bu kez piyasa değil komuta ekonomisiyle, “milli egemenlik” alışverişine girişti. Atılan “çalım”, kimileri tarafından, “kedi kedi olalı ilk defa fare tuttu” beğenisiyle karşılandı. “Büyük” ekranlarda, tarafların “ayak oyunları” futbol liginin heyecanına heyecan katacak biçimde naklen yayımlanmaya başlandı.

 

 

ÜLKEMİZİN ÜSTÜNE ÇÖKERTİLEN TORTU

 

Ülkenin beka sorunu; ekonominin çıkmazı; milletin geçim sorunu; şeker fabrikalarının özelleştirilmesi; Suriye, Afrin, Menbiç; bölücü teröre karşı mücadele, ABD ile olan ilişkiler ve Avrasya’ya yöneliş ekranların gündeminden düştü. “Reyting”ler, Abdullah Gül’ün “Türkiye’nin umudu” haline getirilme dizisine kilitlendi. Türkiye, kuşatma altında olmasına karşın “meleklerin cinsiyetini” tartışan Bizans’a çevrildi. Bu, bugün ülkemizin üstüne çökertilmiş olan tortudur. Türkiye’nin bu tortuda boğulmasını engelleyip, önünü açmak yaşamsal bir öneme sahiptir.

 

Bizans’ın son döneminden çıkarılacak en önemli ders, bir devletin kalıcılığının “entrika” ya da “ayak oyunları”yla sağlanamayacağıdır. Ülkemizin tek çaresi, yeniden Atatürk Devrimi yoluna girmektir. Atatürk’e karşı Abdülhamid’e sarılmak da, Abdullah Gül projelerinin peşinden sürüklenmek de, Türkiye’nin değil, vatan bütünlüğümüzü tehdit edenlerin değirmenine su taşır.

 

 

SEÇİMLERE YAKLAŞIMIN İKİ TÜRÜ

 

Seçimlere iki tür yaklaşım söz konusudur. Biri, geçmiş seçmen davranışını değişmez kabul eden parti ya da adayların, seçmenlerin konuşlanmasını değiştirmeye çalışmak yerine, kendi konumlarını geçmişe ilişkin algıların peşine takmasıdır. O zaman ülkenin geleceğini kurmaya yönelik bütün programlar gündemden düşer. Türkiye’ye dışarıdan hiza vermeye çalışan güçlerin kurcalamasına açık bir ortam yaratılır.

 

Diğer yaklaşım ise seçimlerden, seçmenin konuşlanmasını ülkemizin çıkış yolu doğrultusunda yeniden şekillendirmek için yararlanmaktır. Özellikle Türkiye’nin beka sorununun gündemin merkezinde yer aldığı, ülkemizde ve dünyada güçlerin yeniden saflaşmakta olduğu bir ortamda, bu yaklaşım daha da özel bir anlam kazanmaktadır. Ülkemizi zor günler beklemektedir. Türkiye’yi yeniden Atatürk Devrimi rotasına sokacak bir milli iktidarı seçenekleştirmek, bu zorluklarla başetmenin yegâne yoludur.

 

 

1 MAYIS

 

1 Mayıs bir yüzyılı aşkın bir süredir bütün dünyada emekçi sınıfların birlik ve mücadele günüdür. 1 Mayıs, eşitlik ve kardeşlik dünyasını kurmak için zorlukların üstesinden gelme kararlılığının simgesidir. Emekçi sınıflar, eski tip demokratik devrimlerin tersine, yeni tip milli demokratik devrimlerin temel gücünü oluşturan ezilen ve gelişen milletlerin merkezinde yer alır. Onun için 1 Mayıs ülkemizde Türkiye’yi yeniden Atatürk Devrimi yoluna sokmanın günüdür.

 

 

PERİNÇEK’İN ADAYLIĞINI DESTEKLEYELİM

 

Vatan Partisi, vatanı savunmanın, üretim ekonomisini kurmanın, komşularla işbirliği ve Avrasya’yla dayanışmanın, Aydınlanma’nın laik Türkiyesinin partisidir. Ülkemizde Atatürk Devrimi’ni yeniden elle tutulur, gözle görülür bir seçenek haline getirmek için Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in Cumhurbaşkanlığı Adaylığını imzalarımızla destekleyelim. “Baktığını gören” seçmenlerin sayısının hızla arttığı ülkemizin aydınlık geleceğinin kurulmasına katkıda bulunalım.