Birlik ve bütünlük için bölücülüğe, huzur ve güven için teröre, geçim ve refah için iktisadi bunalıma karşı mücadelede, ülkemizin devleti ve milletiyle topyekûn birliğine ihtiyaç vardır. Günümüz koşullarında bu ihtiyaç, şu ya da bu parti tarafından tek başına karşılanamaz. Bunun da ötesinde, herhangi bir partinin, kendisine kısa erimde güç kazandıracağı beklentisiyle, millet içindeki fay hatlarını kurcalaması, Türkiye’yi zaafa uğratmaktan başka hiçbir sonuç vermez. Başarı için milletin yalnızca bir kesimine dayanma üstüne kurulu siyasetler, farklı kesimler arasındaki gerginliği arttırır ve millet içinde değişik doğrultularda bölünmeyi derinleştirir. Eğer bugün ülkemizin çıkışını sağlayacak temel toplumsal güç milletse, o zaman millet içindeki çelişmelerin doğru ele alınması yaşamsal bir önem taşır.
TÜRKİYE’Yİ BİRLEŞTİREN GÜÇLENİR
Edirne’den Hakkâri’ye, Muğla’dan Ardahan’a kadar vatan bütünlüğü, bölücülüğe karşı mücadelede elde edilen başarıların da katkısıyla, hangi kökenden gelirse gelsin, bütün milletin istemini yansıtır hale gelmiştir. Onun içindir ki, havalimanlarında sözde Kürdistan “bayrağı”nın göndere çekilmesi, yurdun her köşesinde ve değişik partiler içinde büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. “Birleşen Türkiye”, millet nezdinde bir özlem olmanın ötesine geçerek, yaşanan bir gerçekliğe dönüşmeye başlamıştır. O zaman, siyasal partilerimiz açısından da, günün mihenk taşı, “Birleşen Türkiye”dir. Türkiye’yi birleştirmeye yönelen partiler güç kazanır; birliğe zarar veren tutumlar, güç kaybettirir.
GEÇİMİ ESAS ALAN ÖZENLİ BİR DENGE
İşçisi, çiftçisi, memuru, esnafı, milli sanayici ve tüccarı, milletin bütün kesimleri, teröre karşı huzur ve güvenin sağlanması konusunda tam bir birlik içindedir. İktisadi bunalımdan çıkış, ekonomide, “Borçlanan Türkiye”yi “Üreten Türkiye”ye dönüştürecek yapısal değişimleri gerektirmektedir. Böyle bir sürecin başarısı, milleti oluşturan sınıflar arasında çok özenli bir dengenin sağlanmasına bağlıdır. Bu dengeyi sağlamanın üç vazgeçilmezi vardır: Geçim sorununu esas almak, bunalımın yükünü çalışan sınıfların sırtına yıkmadan değişik kesimler arasında adil biçimde paylaşılmasını sağlamak, refahtan bütün milli sınıfların yararlanmasını güvence altına almak.
Bugün emperyalizm, milletin içindeki kesimler arasında çatışmayı körükleyebilmek için, krizin pususuna yatmıştır. Bunalımdan çıkışı milleti bölen değil, milletin birliğini güçlendiren bir süreç haline getirmek, ancak milletin bütün kesimlerinin güven duyduğu bir “milli seferberlik hükümeti” ile olanaklıdır.
DEĞİŞİK PARTİLERE DAĞILMIŞ VATANSEVERLERİN BİRLİĞİ
Milletin güçleri, değişik siyasal partilere dağılmış durumdadır. Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu sorunların üstesinden gelmek, bu güçlerin ortak hedefler doğrultusunda birleştirilmesinden geçer. Onun için bugün bir partinin güçlenmesinin yolu, diğer partilerin yapacakları hataların pususuna yatmaktan değil, onların da doğru siyasetleri izlemesini sağlamaya çalışmaktan geçer. Çünkü bütün partiler içindeki daha duyarlı ve daha uzak görüşlü vatansever kesimleri özgürleştirip Türkiye adına doğru siyasetlerde birleştirecek olan, bu tutumdur.
VATAN PARTİSİ’Nİ TANIMAK
“Birleşen ve Üreten Türkiye”yi savunan Vatan Partisi, işte bu nedenlerle “Türkiye için doğru olanı” “Vatan Partisi’nin de doğrusu” olarak kabul etmektedir. Eğer bugün ülkemizin Doğu’sunda Batı’sında, AKP’den, CHP’den, MHP’den, HDP’den Vatan Partisi’ne katılımlar oluyorsa, bu, Vatan Partisi’nin bütün partileri Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda birleştirmeyi esas aldığı içindir.
Bir siyasal parti, ona sadece dışarıdan bakarak tanınamaz. Onu gerçekten tanımak, ona dokunmayı ve bir süreliğine de olsa o partinin ortamını teneffüs etmeyi gerektirir. Vatan Partisi’nin 10. Genel Kurultayı 11-13 Mart tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilecektir. Kurultay’ın açılışı 11 Mart Cumartesi günü Ankara Arena Kapalı Spor Salonu’nda yapıldıktan sonra, toplantıya 12-13 Mart günlerinde Büyük Anadolu Termal Otel’de devam edilecektir. Vatan Partisi’ni daha yakından tanımayı arzu eden bütün yurttaşlarımız Kurultay’a davetlidir.