Semih Koray: İnsansı robotlar robotsu insanlar

"Emperyalist sistem altında insansı robotlar, insanın yerine geçerek onu fuzuli hale getirmenin araçlarına dönüşecektir"

Toprağı daha derinden kazmayı olanaklı kılan aletlerin icadı, Tarım Devrimi’ne yol açtı. Evcilleştirilen hayvanların gücünden yararlanmayla birleşen alet tasarımı, insanın kol emeğini verimlileştirdi. Sanayi Devrimi, makineleşmenin ürünüdür. Makineleşme, buhar ve elektrik enerjisinin kullanımıyla birlikte, kol emeğini makinenin bir parçası haline getirerek, üretici güçlerde o zamana kadar eşi görülmemiş bir sıçramaya yol açtı. Günümüzde ise otomasyon, kol emeğinin kullanımını zorunlu olmaktan çıkararak, üretim sürecinde insana planlayıcı ve denetleyici bir işlev yükleme yönünde ilerlemektedir. Bu gelişmeye hidrojen gibi yeni enerji kaynaklarının kullanıma sokulmasının eşlik etmesi de beklenmelidir.

 

 

BOLLUK TOPLUMU VE ‘BOŞ’ ZAMANLARIN DEĞERİ

 

19. yüzyılda bilimsel sosyalizmin Marx ve Engels tarafından oluşturulmasını olanaklı kılan temel toplumsal olgu, kapitalizmin geliştiği ülkelerde işçi sınıfının güçlü bir biçimde tarih sahnesine çıkmasıydı. Ama sınıfsız topluma geçiş için “herkesin ihtiyacına göre tüketebileceği” bir bolluk toplumu öngörüsünü gündeme getiren olgunun da, kapitalizm altında makineleşme sonucu üretici güçlerde yaşanan büyük sıçrama olduğuna kuşku yoktur.

 

Yaşamın sürdürülmesi için gerekli olan maddelerinin tüketimi, insana özgü olmayıp, bütün canlı türleri için geçerli olan bir zorunluluktur. “Bolluk dönemi”, insanlık açısından bölüşümü sorun olmaktan çıkarmakla sömürüye dayalı bütün ideolojilerin maddi temelini ortadan kaldıracağı gibi, insanlığın insani özünü yetkinleştirecek alanlara yoğunlaşmasını da imkân dahiline sokacaktır. Zorunlu üretimin gerektirdiği çalışma saatlerinin azalması, insanlığı bilim, sanat ve kültür etkinliklerine kitlesel katılımı olanaklı kılacak en değerli zamanına kavuşturacaktır.


 

BOŞ ZAMANLARIN BOŞA HARCATILMASI

 
Ancak insanlığın otomasyon sayesinde böyle bir Altın Çağ’a ulaşması, otomatik bir biçimde gerçekleşmez. Tarih boyunca sömürüye dayanan bütün toplumsal sistemlerde, iktidar sahipleri, “serbest zamanların” sistem karşıtı toplumsal bir gücün oluşumuna yol açmasını önlemenin yollarını aramışlardır. Bulunan “evrensel formül”, boş zamanların boşa harcanmasını sağlamaktır. Roma İmparatorluğu’nun inişe geçmesiyle birlikte, gladyatör döğüşleri Sezar zamanında yılda 80 küsur gün düzenlenirken, bu sayı birinci yüzyılın sonuna doğru 181 güne çıkmıştır.

 

Günümüzde de geniş kitleleri edilgin seyirciler konumuna sokacak ve yaşamı tüketimden ibaret hale getirecek seyirlik malzeme üretimine her zamankinden daha çok hız verilmiş olması, bir rastlantı değildir. Eğitimin giderek adeta bir “el kitabı eğitimi”ne indirgenmeye çalışılması, toplumu sığlaştırma amacının bir dışavurumudur. Robotların insansılaşmasının insanlığın toplumsal ilerlemesi açısından içinde barındırdığı gizilgüç, insanları robotsulaştırarak etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır.

 

 

YOL AYRIMI

 

İnsanlık çok keskin bir yol ayrımına gelmiştir. Emperyalist sistem altında insansı robotlar, insanın yerine geçerek onu fuzuli hale getirmenin araçlarına dönüşecektir. Ne kadar çok robot üretilirse, o kadar çok insan “varlık nedeni”nden yoksun bırakılmış olacaktır. Otomasyon, sosyalizme ve sınıfsız topluma giden yolda ise, alet yapımı ve makineleşmeyi izleyen halka olarak, üretici güçlerin bolluk dönemini ve insanlığın kitlesel olarak insani özü en yüksek etkinliklere yönelmesini olanaklı kılan bir üst düzeyini temsil edecektir.