Pınar Gül: Kadın, şiddet, mücadele

"Vatan Partimiz var olan sorunları çözmek için kuvvet ve büyük bir birikim yaratıyor."

Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyordu. Sembol haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarında ağır baskılara maruz kaldılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar. Tarih 25 Kasım 1960’tı. Üç kız kardeş, tecavüz edilip öldürüldüler. “Araba kazasında” öldükleri duyuruldu. Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı. 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım’ın “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü” olarak benimsenmesini karar altına aldı.

 

25 Kasım kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için uluslararası mücadele günü nedeniyle yapılan basın açıklamaları kadına yönelik şiddet rakamlarını ve yaşanılan vahşeti gözler önüne sererken ne yazıkki bu şiddeti ortaya çı- karan ve giderek artmasına neden olan sistemi sorgulayamıyor. Sadece kadına uygulanan şiddetin rakam rakam basın sayfalarında yer alması, şiddetin çeşitli araştırmalara konu edilmesi ne şiddeti engelliyor ne de kadına rahat bir nefes aldırıyor. Sistem olarak ifade ettiğimiz kapitalist emperyalist sistem kadına uygulanan şiddeti de kendi politikaları açısından değerlendirerek PKK seviciliğine varan açıklamalarla kadını her bakımdan kurban ediyor. “Türkiye’de yaşanmakta olan Olağanüstü Hal döneminde bağımsız kadın derneklerinin kapatılması ve kadına yönelik şiddet alanında oluşturulan birikimlerin yok edilmesi veya ulaşılamaz hale getirilmesi, kayyum atanan belediyelerde kadın danışma merkezlerinin kapatılarak bu alanda çalışma yürüten kadınların işten çıkarılması” gibi söylemlerle PKK ve FETÖ bağlantılı çalışmalar gözlerden saklanmaya çalışılıyor. Emperyalizm her zaman yaptığı gibi sorunu yaratıp, yarattığı sorunların kaynağını gizleyerek neden ve sonuç ilişkisini istediği gibi değiştirip insanların gerçeğe ulaşmasını engelliyor. Her durumdan yarar sağlamaya çalışıyor.

 

 

KADINLARA DÜŞEN GÖREV

 

Şiddet en basit tarifiyle “karşıt tutumda, görüşte olanlara kaba kuvvet kullanma, sert davranma, sertlik” diye tanımlanıyor sözlükte. Bu tanımı geliştirme şansımız var. O halde şiddetle mücadele edilecekse neredeyse 50 yıldır yaşadığımız eğitimde ve sağlıktaki gericileşmeyi görmemiz gerekir. Ürettiğinle değil de tükettiğinle değer gördüğün bir toplumsal yapıda sağlıklı ve düzeyli ilişkiler beklenemez. Kadına yönelik şiddet artık diğer her sorunda olduğu gibi içinde yaşadığımız ekonomik ve siyasi sürecin dışında değerlendirilemez. Dolayısıyla biz kadınların yeniden şiddetin kaynağı olan emperyalizmi ülkesinden kovan, başı dik, eşit, özgür ve mutlu insanların yaşadığı bir ülkeyi kurmak için görev yapma mecburiyetimiz vardır. Bu sadece çocuklarımıza yeni bir dünya kurmak için değil bizzat biz kadınlar içinde şiddetle suratımızda patlayan sözler, tokatlar, vücudumuza batıp duran bıçaklar, gül gibi üzerimizde açan kurşunlar içindir. Görevimiz ağır sorumluluğumuz büyük.

 

Meşrutiyetlerle başlayıp Kemalist Devrim ile en büyük atılımını gerçekleştiren milli demokratik devrimimizi tamamlayarak, milli devleti ve halk yönetimini yeniden kurmak, emperyalizmin baskı ve denetimine son vermek, Ortaçağ kalıntısı bütün ilişki ve kurumları hayatın her alanından temizlemek, halkı özgürlüğe ve aydınlığa kavuşturmak amacıyla her birimiz Vatan Partisi üyeleriyiz. Vatan Partimiz var olan sorunları çözmek için kuvvet ve büyük bir birikim yaratıyor. Tabii biz kadınların işi her zaman daha zor. Bu amaç ile çalışır ve örgütlenirken yarınların özgür, cesur, eşit ve kendine güvenli, insanı gül yaprağından daha ağır olmayan sözlerle, güzelliklerle güzelleştirecek insan tipini de bugünden toplumun ve partinin önüne koyma görevimiz de vardır.

 

25 Kasım’ın “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü”nde Mirabal kardeşlerin sadece yaşadıkları tecavüz ve şiddetle değil diktatörlüğü yıkmak için ürettikleri mücadeleyle de anılmalarını sağlayarak şiddetle mücadele eder ve onlara borcumuzu öderiz.