Mehmet Cengiz: PKK destekçisi Belçika’ya uluslararası yaptırım uygulanmalı

Belçika’da alınan ve PKK’nın terör eylemlerini meşru gören karara karşı, uluslararası hukuk işletilmeli, Belçika ve diğer bazı AB ülkelerinin temsilcileriyle birlikte ‘Kürdistan’a Özgürlük’ sloganları eşliğinde HDP sıralarına oturan büyükelçiler ‘istenmeyen adam’ ilan edilmelidir.

 

Belçika Federal Savcılığı tarafından, PKK terör örgütü ile bağlantılı 36 özel ve tüzel kişiye karşı açılan soruşturmada, yetkili Soruşturma Dairesi’nce, soruşturmanın Ceza Mahkemesine sevkine yönelik talebi reddetti.

 

Söz konusu soruşturmada, Belçika’da bulunan PKK yöneticileri “terör eylemlerinde bulunmak”, “zorla haraç almak”, “sahte belge düzenlemek ve ticaretini yapmak” ve “Avrupa’da yaşayan küçük yaştaki kişileri ailelerinden kopararak, Türkiye’nin güneydoğusu ile Irak ve Yunanistan’daki kamplarda silahlı mücadeleye hazırlamak”la suçlanmaktaydı.

 

2010 yılında açılan ve yıllarca bekletilen bu soruşturmada; PKK’nın bu faaliyetlerinin “silahlı mücadele kapsamında olduğu için terör suçu oluşturmayacağı”nın belirtildiği ifade ediliyor.

 

 

PKK TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİNDE

 

Oysa, Belçika’nın da üyesi olduğu Avrupa Birliği’nin ilan ettiği “terör örgütleri” listesinde PKK da yer alıyor.

 

Keza 2005 yılında Varşova’da imzalanan “Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi”nde;

 

“Terör suçlarının, her kim tarafından işlenirse işlensin,hiçbir koşulda siyasal, felsefi, irdeolojik, ırksal, etnik, dinsel ve diğer benzeri mülahazalarla haklı gösterilemeyeceği”, “tarafların, bu suçları önlemek ve önlenmedikleri takdirde, ağır mahiyette olduğunu göz önünde tutarak, kovuşturmak ve cezalandırılmasını sağlamak zorunda oldukları” belirtiliyor.

 

Sözleşmenin 5. maddesinde “Terör Suçunun İşlenmesini Alenen Teşvik”, 6. maddesinde “Terörist Saflara Katma”, 7. maddesinde “Terörizm İçin Eğitim” suçları açıkça tanımlanmakta ve söz konusu soruşturmaya konu fiiller ele alınmaktadır. Hatta, 8. madede; “Bir eylemin belirtilen bu suçlardan birini teşkil etmesi için, bu eylemin bilfiil gerçekleşmiş olması gerekmeyecektir” deniliyor. Sözleşme, 18. maddesinde, “zanlının topraklarında bulunduğu taraf”a, “iade et veya yargıla” demektedir. 20. maddeye göre; “Belirtilen suçların hiçbiri, iade ya da karşılıklı adli yardımlaşma bakımından, siyasi suç, ya da siyasi bir suçla bağlantılı bir suç ya da siyasi nedenlerden esinlenmiş bir suç olarak kabul edilmeyeceklerdir”.

 

Sözleşmenin 11. maddesinde; “Her bir Taraf, bu Sözleşmede yer alan suçların etkili, orantılı ve caydırıcı olarak cezalandırılabilmesi için gerekli önlemleri alacaktır” deniliyor.

 

Hal böyle iken, aralarında Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar’ın da bulunduğu PKK üst düzey yöneticileri ve PKK yan kuruluşları hakkında açılan soruşturmada alınanbu karar; Belçika’nın, PKK terör örgütüne destek vermesi anlamını taşımaktadır. Nitekim, daha önce de; 18 Mart’ta yapılan Türkiye-AB Zirvesi öncesi, toplantının yapıldığı yerde PKK’nın çadır kurmasına, 12 Temmuz 2016 tarihinde Brüksel’de bulunan Avrupa Parlamentosu’nda PKK’nın resim sergisi açmasına izin vermiş olduğu hafızalarımızdadır.

 

Bu karar, PKK terör örgütünün Belçika’da serbestçe faaliyet göstermesine imkan sağlayan yaklaşımın son kanıtlarından biridir.

 

Kararın hemen ardından, Dışişleri Bakanlığımız 3 Kasım 2016 günü yaptığı açıklamada kararı kınadı ve “Belçika yargısının, 2010 yılından bu yana hukuk ilkelerine uymayan bir şekilde sürüncemede bırakılan bu davada bugün yaşanan vahim yanlışı düzeltecek adımları gecikmeksizin atmasını bekliyoruz” dedi.

 

 

HDP SIRALARINA OTURDULAR

 

Çok geçmeden, birkaç gün sonra cevap geldi; Belçika Büyükelçisi, diğer bazı AB ülkelerinin temsilcileriyle birlikte TBMM’de boy gösterdi. HDP milletvekillerinin tutuklanmasını protesto etmek için, “Kürdistan’a özgürlük” sloganları eşliğinde, HDP Grup Toplantısına katıldılar ve tutuklu HDP milletvekillerinin sıralarına oturdu.

 

Demek ki, kararı kınamak ve düzeltme çağrısı yapmak yeterli olmuyor. Öyleyse,Vatan Partisi’nin de önerdiği gibi: Belçika Büyükelçisi,bu eyleme katılan diğer ülke temsilcileri ile birlikte “persona non grata” (“istenmeyen adam”) ilan edilmelidir.

 

 

ULUSLARARASI HUKUK İŞLEMELİ

 

Bu da yetmez. Belçika’da alınan ve PKK’nın terör eylemlerini meşru gören karara karşı, uluslararası hukuk işletilmelidir. Belçika’nın da taraf olduğu Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesi’nin “Uyuşmazlıkların Çözümü” başlıklı 29. maddesi değerlendirilmelidir.

 

“Sözleşmenin yorumu ve uygulanması konusunda Taraflar arasında bir uyuşmazlık çıkması durumunda, müzakereler ve tercih ettikleri, kararları uyuşmazlıktaki Tarafları bağlayacak hakemlik divanına veya ilgili Taraflar arasında varılacak mutabakata göre Uluslararası Adalet Divanına götürmek de dahil olmak üzere, ilgili Taraflarca üzerinde anlaşılan diğer barışçı yöntemlerle mevcut uyuşmazlığı çözme yoluna gideceklerdir” denilen bu madde hükmü işletilmelidir.

 

 

Av. Mehmet Cengiz / 19 Kasım 2016, Aydınlık