Mehmet Akkaya: Taşeron işçisine neden kadro vermeyecekler?

Önceki seçimlerde tanık olduğumuz sancılar yine depreşti.


Emeklilikte Yaşa Takılanlar emeklilik pazarlığında, taşeron işçileri kadro peşinde, atanmayanlar da atama derdinde. Doğal hakları elbet...


Sakat olan, haklarını pazarlığa sokmaları, oylarını satılığa çıkarmaları...


"Oy istiyorsan kadro ver" diyor taşeron işçilerinin bazıları. Kimisi de emeklilik pazarlığında. “EYT’liyi emekli eden oyumuzu alır” diyor kimi EYT’li.Sayıca az da olsa, oylarını satmaya hazır insanlar çıkması kahredici.


Bu beklentilerin ne kadar boş olduğu üzerine birkaç satır... Önce EYT’li…


Sorarım, AKP kaç yıldır iktidarda?


14 yıldır EYT’lileri emekli etmeye niyetleri olup olmadığını anlamadınız mı? Canları istedi mi bir gecede yasa çıkaracak kadar hamarat olanların, sizin için kıllarını kıpırdatmak istemediklerini anlamadınız mı hâlâ?


2002’den bu yana 9 seçimde, tam 9 defa sizi kündeye getiren bu hükümet değil midir?


Hatta kraldan fazla kralcılık da yapmış, “feda olsun” diye koşup oyunuzu vermiş olmanıza rağmen, dönüp de yüzünüze bir kez bile bakmamış olmalarının sebebini anlamadınız mı hâlâ?


Bakan, “evet EYT’lilere haksızlık yapıldı” deyince nasıl da sevinmiştiniz. “Aldanmayın, umutlanmayın” deyince küsenler bile olmuştu.


Evet, itiraftır bu. Normalde bu itirafı yapan, haksızlığı düzeltmeye de çalışır. Normal hükümetler, işçi sınıfına karşı mevzilenmemiş olan bunu yapar.


Bütün hükümetlerin toplamı kadar işçiye zulüm ettikleri, hepsinin toplamından daha fazla işçi aleyhine kanun çıkardıkları hatırlanırsa, böylesi itirafların seçim öncesi oy avcılığı olduğu kolayca anlaşılır.


Düşünün biraz, itiraftan beri kaç sene, kaç seçim geçti? Unuttunuz bile değil mi?


Defalarca asıl niyet deitiraf edildi oysa; “EYT’lileri emekli etmek çalışana haksızlık olur.” Unuttunuz mu bu sözü? Kaldı ki, mezarda emeklilik yasasını yenilemiş, emeklilik yaşını daha da uzatmış erkeklerde 65’e çıkarmışlardı.


Programlarına, yazılı belgelerine bakmadıysanız bile, “ainesi iştir” misali, 14 yıllık icraatlarından ve 9 seçimden, işçi sınıfından haz etmediklerini, gerçekte sizi sevmediklerini anlamış olmalıydınız.


Gelelim taşeron işçisine.


Sevgili kardeşim, “devleti ekonomiden çekmek” bir hükümetin esas amacı ise, bu sana ne ifade eder?


Devletin yatırımcı ve üretimci olarak ekonomiden tamamen çekilmesini amaçlıyorsa, kamu kurumlarını, fabrikaları, işletmeleri satıp savuracağı açık değil midir?


Henüz satmadığı kurumları da lime lime ederek alt işverene vereceği belli değil midir?


Hadi bunlardan anlaşılmadı ise, 1 değil, 5 değil, tam 14 yıllık boyunca önlerine gelen kurumu satmalarını, henüz satmadıkları kurumun akla gelebilecek her işini taşerona vermelerindeki kerameti de mi anlamadın?


14 yıldır kurdelesi kesilen yerlere bakıp da, bir tek kamu fabrikası göremediysen, oturup sebebini düşünmedin mi?


Peki ya 2012 yılında ilan ettikleri Ulusal İstihdam Stratejisi'ni de mi anlamadın?


“Yatırım yapmadan, üretimi artırmadan işsizliği azaltacağını” vaat eden stratejinin 4 temel ayağını, hâlâ mı duymadın?


İki maddenin esnek çalışmayı ve alt işverenliği yaymak olduğunu söyleyen bir Allah kulu da mı olmadı? Diğer iki maddenin kıdem tazminatını kaldırmak ve özel istihdam bürolarına köle ticareti izni vermek olduğunu da mı bilmezsin?


Karayolu işçisinin mahkemece kazandığı emsal kadroya geçme ve emsal kadrolu ile aradaki maaş ve sosyal hak farkının 5 yıllık toplamını alma hakkını nasıl gasp ettiklerini, nasıl oyun oynadıklarını da mı duymadın?


Ya taşeron işçiliğinden daha beter olan özel sözleşmeli personel tasarısı? Bunu da mı duymadın?


Devletin elinde kalan bütün fabrika ve işletmeleri “Varlık Fonu” dedikleri bir çuvala doldurup haraç mezat satmaya çalışanların, sana kadro vereceğini mi sanıyorsun, sevgili taşeron işçisi kardeş?


Bak sana bir şey diyeyim mi canım kardeşim!


Oyunu satmaya hazır olmaktan vazgeç! Bilinçli ve örgütlenmiş olsaydın, şimdiye kadar o kadroyu, mücadele ederek çoktan almıştın.


Haberin olsun ki, ne referandumdan önce, ne de sonra, taşeron işçisine kadro vermeyecekler.


Referandumda “evet” diyerek, işçiye ve memlekete yanlış yapma.