Mehmet Akkaya: "TİSK: Vatandaşlığa evet diyen sadece yüzde 7.7"

Başlıktaki uyarı, Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) raporuna ait. Kasım 2015’te yayınlan raporun adı, “Türk İş Dünyasının Türkiye’deki Suriyeliler Konusundaki Görüş, Beklenti Ve Önerileri”.


Köşem yettiğince özetliyorum. Uyarılar ciddi.


■ “1923’ten günümüze kadar gelen göçmen sayısı sadece 2 milyondu. Türk soylu olan, Türkçe bilen kişilerdi.


■ “Şimdi ise, Türkçe bilmeyen ve eğitimi Türkiye ortalamasının altında 2.2 milyonluk kitle geldi. Topluma uyumu konusunda ise iyimserlik için çok az husus bulunmaktadır.


TİSK raporu, “Kalıcı olmaları halinde Türkiye’deki Suriyelilere vatandaşlık verilmeli mi?” sorusuna % 84,5’in “hayır” dediğini aktarıyor.


Rapor, “yerel iş dünyasının uyarı ve önerilerini Cumhurbaşkanına, Başbakana ve ilgili diğer bakanlıklara ilettiklerini, ancak ilgi görmediğini” saptıyor.


■ “Suriyelinin % 54,2’si 18 yaş altında. 1 milyon 200 bin kişi. 0-4 yaş arası çocuk sayısı 450 bin. Türkiye’de doğanların sayısı 150 binin üzerinde.


■ Okul çağındaki çocuk sayısı 600 bin. 4, 3, 2 ya da 1 yıldan beri okula gidemiyorlar. Eğitimleri Arapça idi, müfredat farklı idi. Her şey sil baştan olacak. Türk eğitimine uyum sorunu olacak.


■ Çocuk ve gençlerin önemli kısmı “refakatsiz”. Anne ya da babasından birini kaybetmişler, derin travmatik ortamlardan gelmişler.


■ En az 300 bin Suriyeli kayıt dışı çalışmaktadır. “Ucuz işgücü” olarak da görülüyorlar.


■ “Çocuk işçi” sayısı da oldukça yüksektir, azaltılan çocuk işçilik sorunu yeniden büyümektedir.


■ Suriyeliler ve çalışmaları için her düzenleme, bölge insanında işini kaybetme ve haksız rekabet endişesi yaratmaktadır.


Yakın zamanda işsizlik oranının Suriyeliler nedeniyle daha da artması beklenmelidir.


■ İşgücünün ucuzlaması ve halktan işini kaybedenin artması, Suriyelilere karşı çok ciddi gerginliklere yol açabilmektedir.


■ Bu durum küçük esnaf için de söz konusudur.


2014 Temmuz’unda Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana’daki gösteriler, Suriyelilerin dükkân ve araçlarını tahrip etmeler, konunun son derece vahim olduğunu göstermektedir.


■ Yükseköğrenim görmüş olan Suriyelilerin istihdamının kolaylaştığı varsayımı ise doğru değil.


■ Piyasadaki yarı zamanlı ve düşük ücretli işlerin büyük kısmı Suriyelilerce kapatıldı. Bu işlerde çalışan kadınların işsiz kalmasına yol açtı.


Kayıt dışı işgücünde önemli bir göç trafiği başladı. 10 Suriyeli, 2,5 yerli işgücünü başka bölgeye göç ettirmektedir.


“Estetik, huzur ve güven” kaygısı ile Antalya, Muğla, Aydın, İzmir, İstanbul gibi illerden Suriyeliler uzak tutulmaları, aksi halde çok ciddi turizm kayıpları ve istihdam azalması yaşanacağı, devamında da Suriyelilere tepkilerin katlanarak artacağı vurgulanmaktadır.


■ Türk iş dünyasının % 90’ında, Suriyeliler hakkında güvenlik kaygısı mevcuttur.


Siyasi, dini veya yeraltı örgütlenmeleri tarafından kullanılabilecekleri kaygısı


■ Aralarında IŞİD gibi örgütlerin olabileceği kaygısı


■ Genç Suriyeli nüfusun radikalleşme eğilimine duyulan kaygı


■ Türk toplumunda yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın yükselebileceğine dair kaygı


■ İşsizliğin ve açlığın, fuhuşu ve mafyayı artıracağına dair kaydı


■ Kültürel farklılık ve çatışmaların daha da güçleneceğine dair kaygı


■ İşi, mesleği, geleceği olmayan, “travmatik” bir kitlenin suç işleme ve radikalleşme potansiyelinin oldukça yüksek olacağına dair kaygı


■ Artan dilencileşme kaygısı


■ Cezaevindeki yabancılar içinde Suriyeli oranı 2015’te % 40’a çıktı. Suriyeli suçlu sayısı artıyor.


■ Kayıt dışı ekonomi Türkiye’deki rekabet sisteminin bütün dengelerini bozuyor. Çalışma normları uygulanamıyor ve devletin gelir ve kontrol mekanizmaları devre dışı kalıyor.”


Rapor vahim bir durumu tespit ediyor ve ciddi bir uyarı yapıyor:


“Türkiye’deki Suriyeliler bağlamında yaşanan ve önümüzdeki on yıllarda yaşanacak krizin boyutlarının halâ Türkiye siyaseti, toplumu, medyası ve akademisi bakımından kamuoyunda yeterince önemsenmediğini, anlaşılmadığını söylemek abartılı olmayacaktır.


Türkiye’deki Suriyelilerin Türk ekonomisi ve hatta Türk sosyal yapısının dengelerini bozma ihtimalinin çok yüksek olacağı açıktır.”


Bütün bunlar ABD’nin Ortadoğu’daki işgalci politikasının sonucudur. Türkiye hükümeti ABD’nin bu planının aleti olmuştur. Bunu eleştirmeden ve çözmeden Suriyeliler sorunu çözülemez. Ayrıntıları yarın köşemde okuyabilirsiniz.


Not: Rapor yazıldığında 2.2 milyon olan Suriyeli sayısı 3 milyona ulaştı.

 

Mehmet Akkaya / 13 Temmuz 2016, Aydınlık