Mehmet Akkaya: Muammer Aksoy’un tüyler ürperten Petrol Raporu - 1

Muammer hocayı bilmeyen var mıdır? Vardır belki.

 

Tam adı Muammer Baki Aksoy... 1917 Antalya doğumlu. Milletvekili Numan Aksoy’un oğlu...

 

1939’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirir, Zürih Üniversitesi Hukuk ve Devlet Bilimleri Fakültesi’nde doktora yapar. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Kürsüsü asistanlığı, ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Medeni Hukuk Kürsüsü öğretim üyeliği... 1957’de, üniversite yasasındaki değişikliğe, “üniversite özerkliğine zarar vereceği” için karşı çıkar ve istifa eder.

 

27 Mayıs devrimi sonrası üniversiteye döner, SBF Anayasa Hukuku Profesörü olur. 1960 ve 1961’de Kurucu Meclis’e Antalya temsilcisi olarak katılır. 1961 Anayasası’nı hazırlayan komisyonda yer alır, sözcülüğünü yapar. CHP Parti Meclisi Üyeliği yapar.

 

1971 darbecilerince tutuklanır, yargılamada aklanır. 1977’de CHP İstanbul Milletvekili seçilir. Avrupa Konseyi Türkiye Temsilciliği ve Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı görevlerini yürütür. 1980’den sonra Ankara Barosu Başkanı seçilir.

 

1989’da Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucuları arasında yer alır ve kurucu genel başkanlığı görevini yürütür.

 

31 Ocak 1990’da Ankara’da evinin önünde kurşunlanarak katledilir.

 

***

 

Muammer hoca 68 kuşağının “Milli petrol” mücadelesinde de etkin şekilde yer alır. 14 Şubat 1965’te Milliyet gazetesinde yayımlanmaya başlayan dizi yazısı, “Türkiye’nin Petrol Faciası ve Çıkar Yol” başlığı ile kitap olarak da basılır.

 

Tüyler ürperten ihaneti anlatmaktadır Muammer hoca kitapta. Bugün ve devam eden günlerde, bu ibret dolusu gerçekleri, Muammer hocanın kaleminden yorumsuz olarak sunuyorum. Okuyalım:

 

 

TÜRKİYE’NİN PETROL FACİASI VE ÇIKAR YOL

 

“Petrol, gerek iktisadi hayat, gerek milli güvenlik bakımından, en önemli stratejik maddedir. Kötü bir Petrol Kanunu ve onun “daha kötü uygulaması” ile petrol tüketimi için her yıl dışarıya yüz milyonlarca lira (1964’te 500 milyon liranın üstünde) döviz ödemek zorunda kalmışızdır ve kalmaktayız.

 

Memleketin baştanbaşa jeolojik etütlerini MTA yapmıştır. 1946’da Raman’da, 1951’de Garzan’da, sonra Germik, Batı Raman, Mağrip, Kurtalan ve Çelikli’de petrol bulan ve işleten, Batman’daki rafineriye nakil için 80 kilometre boru döşeyen, 700 bin ton kapasiteli Batman Rafinerisini kuran, Türk Devleti müessesesi olan TPAO (TP)’dır.

 

1954’te çıkarılan Petrol Kanunu, yabancı şirketlere kapılarımızı ardına kadar açmıştır.

 

Yabancı şirketlerin yeraltı servetlerimizi işletmesini kabul etmek, iktisadi bağımsızlık parolamızla bağdaşmaz. Bu memleket, Atatürk’ün direktifi ile madencilik ve ulaştırma başta olmak üzere, en önemli iktisadi alanlarını yabancı şirketlerin sultasından kurtarabilmek için büyük çabalar sarf etmiş, yıllarca savaşmıştır. Petrol gibi, her alandan önce millileştirilmesi gereken bir alanı yabancı şirketlerin eline terk etmek, tarihi ölçüde büyük bir gaflettir.”

 

***

 

“Yabancı şirketlerin gelmeleri, bir taraftan petrol üretiminin çoğalmasına engel olmuş, diğer yandan da başka satıcılardan ucuza alabileceğimiz ham petrolü pahalıya satın almamıza sebep olmuştur. Gerçi İran, Meksika, Venezuela, Kolombiya, Paraguay gibi birçok memlekette bu dev şirketlerin ortaya koydukları petrol faciaları yanında bizimki ‘küçük bir orta oyunu’ sayılır, ama unutmayalım ki kurban biziz.

 

Eğer yabancı şirket milletlerarası bir tröste dahilse, birbiriyle çatışıyor gibi görünen iki menfaat ortaya çıkar. ‘Türkiye’de petrol buldukları nispette Türkiye’ye petrol satmak imkanından yoksun’ kalacaklar. Mobil, Shell BP gibi şirketler, petrol arama ruhsatnamesini elde ettikten sonra, ‘arama, işletme ve nakletme için şu kadar milyon dolar yatırdığım takdirde, elde edeceğim petrolden transfer edebileceğim dolar miktarı’ mı, yoksa ‘Türkiye’de petrol bulunmazsa Türkiye’ye satacağım ham petrolün sağladığı transfer mi’ büyük olacak? Petrol satmak, orada petrol aramaktan daha kârlı ise, Türkiye’de petrol bulunması için değil, bulunmaması için çaba sarf edecekleri şüphesiz.

 

Yabancı şirketlerin Türkiye’ye petrol satmaya devam edebilmeleri dahi, ‘yerli müessese olan TP’nin petrol bulamaması’ şartına bağlıdır.”

 

Devam edecek

 

 

Mehmet Akkaya / 7 Aralık 2016, Aydınlık