Mehmet Akkaya: Madenlerde boğazlanan...

Krizlere direnebilmek, yeni krizlerden etkilenmemek, ekonominin temel ayaklarının kamu denetiminde olması ile mümkündür. Bunların başta geleni bankacılık, enerji, petrokimya, ağır sanayi, madenler, ulaşım ve iletişimdir. Bakın emperyalist merkezlerin özelleştirme talimatlarına, bu alanlara ne kadar önem verdikleri ayan beyan ortada.

 

Kriz kapıdan girdi ve hükümeti aldı bir telaş.

 

14 yıl boyunca şımarık mirasyedi gibi varı yoğu satarsa olacağı budur. Kapıları emperyalistlere sonuna kadar açarsa olacağı budur. Ne çarşı kalır, ne yerli sanayici, ne köylü. Nasıl oldu da saman bile ithal eder hale geldik?

 

Takke düştü, kel göründü. Göründü ki, krize dayanacak temel olanaklar devletin elinden gitmiş.

 

Şimdi “üretim” diyor, “yatırım” diyor, “sanayiye ve tarıma destek” diyor.

 

Bunları demesi elbette önemli... 14 yılın günah çıkarmasıdır ayrıca.

 

Ama havuzda bir şey kalmamış. Ne sanayi, ne madenler, ne enerji... Bankacılık, iletişim, petrokimya ise yabancılara verilmiş.

 

Kala kala İşsizlik Fonu kalmış. İşsizin parasına göz dikiyor. Sanayiye ve tarıma desteği oradan vermeye kalkıyor şimdi. Mirasyedi kafadan hala sıyrılamadınız. Kamuculuğun ve halkçılığın o büyük dinamizmini hala keşfedemediyseniz, yapabileceğiniz halkın olanaklarına saldırmaktır.

 

Krize verilebilecek en sağlıklı cevap, temel ekonomik nehirleri kamu denetimine almaktır. Üretim seferberliğidir.

 

Savaştan çıkmış Cumhuriyet, harap ve bitap iken, olanakları da yok iken, nasıl oldu da bütün dünyanın batakta olduğu sırada 10 yıl boyunca yüzde 9-10 kalkınabildi? Sır, kamuculuk ve halkçılıkta idi.

 

 

CUMHURİYETİN BÜYÜK MADENCİLİK ATILIMI!

 

1924 - Türkiye İş Bankası kuruldu.

 

1925 - Sanayi ve Madenler Bankası kuruldu.

 

1925 - Ergani Bakır İşletmesi’nin yüzde 50’si Almanlardan millileştirildi.

 

1927 - Çeltek Kömür Ocağı üretime açıldı.

 

1933 - Keçiborlu Kükürt Madenindeki Fransız imtiyazı feshedildi.

 

1933 - Zonguldak Yatırım Bankası kuruldu.

 

1933 - Kayseri Milli İktisat Bankası kuruldu.

 

1934 - Sümerbank ile İş Bankası Keçiborlu’da Kükürt üretimine başladı.

 

1934 - Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası işletmeye açıldı.

 

1935 - Ankara Mamak’ta Gaz Maskesi Fabrikası açıldı.

 

1935 - ETİBANK kuruldu.

 

1935 - MTA Enstitüsü kuruldu.

 

1935 - Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası işletmeye açıldı.


1936 - Elazığ Şark Kromları İşletmesi kuruldu.

 

1936 - Ereğli Şirketi Fransızlardan millileştirildi.

 

1936 - Ergani Bakır İşletmesi’nin diğer yüzde 50’si de Almanlardan millileştirildi.

 

1937 - Murgul Bakır Madeni Etibank’a devredildi ve yeniden üretime açıldı.

 

1937 - Zonguldak limanı, demiryolu ve madenlerle, Kozlu ve Kilimli demiryolları Fransızlardan devralındı. Ereğli Kömürleri İşletmesi kuruldu

 

1938 - Etibank Divriği Demir Madenleri İşletmesi kuruldu.

 

1938 - Murgul Bakır İşletmeleri satın alındı.

 

1938 - Soma, Çeltek, Tavşanlı, Değirmisaz, Yerköy ve Gerenez ocakları devletleştirildi.

 

1939 - Ergani Bakır İşletmesi hizmete girdi.

 

1939 - Kuvarshan Bakır Madeni Siemens’ten millileştirildi, Etibank Kuvarshan Bakır Madeni İşletmesi’ne dönüştürüldü.

 

1940 - Garp Linyitleri İşletmesi kuruldu.

 

1940 - Üzülmez’de Sömikok ve Briket Fabrikası devletleştirildi.

 

1943 - Keçiborlu Kükürt madenini Etibank devraldı, Keçiborlu Kükürtleri İşletmesi Müessesesi kuruldu.

 

1944 - İzmir’de Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu açıldı.

 

1944 - İzmit Klor Alkali Fabrikası hizmete girdi.

 

1949 - Murgul Bakır İşletmeleri üretime başladı.

 

1949 - Sümerbank Ateş Tuğla Fabrikası Filyos’ta açıldı.

 

***

 

10 yıl boyunca yüzde 9-10 kalkınmanın madencilik sırrı bu idi. Bugün nasıl?

 

Maden şehirleri hayalet kenti... Kahveler hıncahınç işsiz... 1.2 milyar ton kömür rezervi olan Zonguldak’a bile ithal kömür dayanmış. Rödovans diye, taşeron diye delik deşik edilmiş ocaklar. Her ocak bir köle pazarı... Azgın bir sömürü...

 

İş güvenliği, “mevlam kayıra”.

 

Göçük, patlama, göçük, patlama... Kan ve ceset denizi ocaklar.

 

İşçilerle birlikte boğazlanan, Cumhuriyettir, kamuculuktur, halkçılıktır. İnsanlıktır boğazlanan.

 

Devletçiliğe ve halkçılığa dönmek lazım beyler! Krizden kurtulmak da, ellerinizdeki kanı yıkamak da böyle olur ancak!