“Artık 14 yıldır biz iktidardayız, artık biz yiyoruz işinize gelirse. Siz kimsiniz? Biriniz şoför irisi, biriniz garson irisi, biriniz tornacı irisi. Boş boş konuşmayın, oruç ağızla adamı günaha sokmayın. Burası Yeni Türkiye, burda bizim borumuz öter. Biz reisin adamıyız. Hadi şimdi seve seve uçaklara, hangarlara, çok konuşmayın”
Bu sözler Hava-İş Genel Başkanı Ali Kemal Tatlı- bal’a ait. Airport Haber adlı internet sitesinde, “Hava- İş Başkanı Tatlıbal’ın eşine kıyak terfi!” başlıklı habere yorum olarak yazmış.
http://haber.sol.org.tr/ adlı sitenin 9 Haziran tarihli, Aydınlık Gazetesi’nin 13 Haziran tarihli haberleri böyle.
Yorum sonradan silinmiş olmalı ki görünmüyor.
Gelen tepkilerden sonra da “orucun etkisiyle yazdım” demiş. Ancak Airport Haber’den kaldırmış olmalı ki, görünmüyor artık. 13 Haziran’da Hava-İş facebook sayfasında da, “Hava-İş Sendikası” imzasıyla “Son zamanlarda bazı yayın organlarında; bazı kişilerce Sendikamız Başkanı’nın ağzından yapılmış gibi beyan/yorumlar yapılmakta ve daha da ileri gidilerek bu asılsız yorumlara karşı yorumlar yapılarak asılsız gündemler oluşturulduğunu gözlemlemekteyiz” deniyor. Sendika merkezi, üstünü örtmeye çalışıyor.
Ancak Solhaber, Tatlıbal’ın yazısı kaldırılmadan resmini çekmiş ve yayınlamış. Buyrun: http://haber.sol.org.tr/toplum/esi-terfi-eden-havabaskani-yeni-turkiyede-bizim-borumuz-oter-reisin-adamiyiz-158639
Gelelim sadede.
Tatlıbal’ın tehdit, hakaret ve küfürden ibaret sözleri, yenir yutulur cinsten, üstü örtülecek cinsten değil.
“Oruçluyken yazdım, kusura bakmayın” demiş. Özrü kabahatinden büyük. Oruç, derviş ol, açların ve açıktakilerin halini anla, diyedir. Külhanbeyi naraları atacaksan, ruh hastalıkları uzmanına gidip tedavi olacaksın. “Artık 14 yıldır biz iktidardayız, artık biz yiyoruz işinize gelirse” demiş.
İktidar olanaklarıyla milletin kaynaklarını yemeye destek veren biri sendikacı!.. Kendisini de yiyenler arasında sayan bir işçi temsilcisi!..
Ezilmenin, sömürülmenin karşısındaki örgütün tepesine oturan şahıs, “artık biz yiyoruz işinize gelirse” diyor. İşe bakar mısınız?
Sevgili Ali Kemal Tatlıbal kardeş!
Artık bir saniye bile o koltukta oturamazsın. Derhal o koltuğu boşaltıp, özgürce yiyebileceğin yere gideceksin.
Eleştirenlere diyor ki, “Siz kimsiniz? Biriniz şoför irisi, biriniz garson irisi, biriniz tornacı irisi.”
Sendikacı; şoförü, garsonu, tornacıyı aşağılıyor.
“İri” diyor. “Ayı” diyor yani. “Şoför ayısı, garson ayısı, tornacı ayısı...”
Vay vay vayyyyy. Sendikacıya bakar mısınız?
“Burası Yeni Türkiye, burda bizim borumuz öter. Biz reisin adamıyız” diyor.
Artık onların borusu ötecekmiş. Ne borusu?
Kıdem tazminatına sahip çıkma, taşeron işçiliğine, kiralık işçiliğe karşı çıkma borusu mu?
Hayırrrrrrrr!
Milleti parçalama, işçiyi parçalama borusu.
“Reisin adamıyız” diyor, bu sendikacı. Ve bu şahıs hala sendikacı koltuğunda oturmaya devam ediyor. Ve bu şahıs, disiplin kuruluna verilerek sendikadaki görevlerinden ve sendika üyeliğinden atılmamış hala. Sendikanın üyeleri, delegeler, “n’oluyo kardeşim” dememişler. İstifaya çağırmamışlar.
Tatlıbal’ın 6 Haziran 2016 tarihinden sonra sendikacı koltuğunda oturduğu her saniye, havayolu çalışanlarına ve Hava-İş Sendikası’na hakarettir.
TÜRK-İŞ GÖREVE!
Sadece Hava-İş yöneticilerine ve üyelerine değil, Türk-İş Yönetim Kurulu’na ve bütün Türk-İş camiasına da görev düşmektedir. 6 Haziran’dan bu yana Türk- İş’te kara bir leke oluşmuştur. Bu leke, hem konfederasyona, hem Türkiye işçi sınıfına büyük bir hakarettir.
Türk-İş Yönetim Kurulu ve Türk-İş camiası, bu şahıs ile aynı konfederasyon çatısını paylaşmayı içine sindireceklerse, bu sözleri olmamış sayacaklarsa, Türk-İş’in yerin dibine girmesi demektir bu.
Bu şahsın görevinden ve sendika üyeliğinden istifa ettirilmesi görevi, Hava-İş Yönetim Kurulu’nun, Hava- İş Genel Kurul delegelerinin, üyelerinin, Türk-İş Yönetim Kurulu’nun ve bütün Türk-İş camiasının önünde durmaktadır.
İşçi sınıfına karşı bu göreviniz var.
Yerine getirmek zorundasınız.
Mehmet Akkaya / 16 Haziran 2016, Aydınlık